Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vergi İndirimine Dayanak Teşkil Eden Faturaların Gerçeği Yansıtıp Yansıtmadığının Açık Ve Somut Bir Şekilde Ortaya Konulması Gerektiği PDF Yazdır e-Posta
20 Şubat 2018

Image

Danıştay 9. Dairesi

Tarih : 27.03.2017

Esas No : 2015/4461

Karar No : 2017/3285

VUK Md. 359

KDVK Md. 29

VERGİ İNDİRİMİNE DAYANAK TEŞKİL EDEN FATURALARIN GERÇEĞİ YANSITIP YANSITMADIĞININ AÇIK VE SOMUT BİR ŞEKİLDE ORTAYA KONULMASI GEREKTİĞİ

Düzenlenen vergi tekniği raporuna göre şirket hakkında birtakım olumsuzluklar bulunmakla birlikte davacıya fatura düzenlediği dönemde faal olması ve aksi yönde bir tespit de bulunmaması, salt şirket ortaklarına ve beyana ilişkin olumsuzluklara yönelik tespitlerin anılan şirketin ilgili dönemde düzenlediği tüm faturaların sahte olduğunu göstermeye yeterli olmadığı, davacı adına düzenlenen faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulamaması durumunda, anılan şirketten alınan faturaların sahte olduğundan bahisle yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında yasal isabet bulunmadığı hk.

İstemin Özeti: Davacı adına, (…) Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün (…) vergi numaralı (…) Ltd. Şti.’nden aldığı faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011/Nisan, Mayıs dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılan kısmı yönünden kabul eden, bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden reddeden Vergi Mahkemesi’nin kararının; dilekçelerde ileri sürülen sebeplerle karşılıklı olarak bozulması istenilmektedir.

Karar: Uyuşmazlıkta, davacı adına, (…) Ltd. Şti.’nden aldığı faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011/Nisan, Mayıs dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılan kısmı yönünden kabul eden, bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden reddeden Vergi Mahkemesi kararının; aleyhe olan hüküm fıkralarının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Vergi mahkemesi kararının, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının dayandığı hukuki sebep ve gerekçeler Dairemizce de uygun görülmüş olup, davalı idare tarafından ileri sürülen iddialar kararın bu hususa ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.

Vergi mahkemesi kararının, (…) Ltd. Şti.’nden alınan faturalardan kaynaklanan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacının temyiz istemine gelince;

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiş olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre mal alışları nedeniyle yüklenilen katma değer vergilerinin indirim ve iade konusu yapılabilmesi için faturaların gerçek bir mal alım satımı karşılığı düzenlenmesi gerekmektedir.

Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla katma değer vergisi ödenmesi ve bunun sonucu olarak da vergi indirimi söz konusu olamayacağından, vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ortaya konulmalıdır.

Dosyanın incelenmesinden, davacıya fatura düzenleyen (…) Ltd. Şti. hakkında düzenlenen (…) tarih ve (…) sayılı vergi tekniği raporunda özetle; şirketin kuruluşundan 50 gün sonra şirket ortaklık yapısında değişikliğe gidildiği, şirket ortaklarının kendi aralarında hisse devirlerinde bulunduğu, 04.01.2005-09.04.2008 tarihleri arasında ortaklık yapısında ve hisse payı oranlarında 8 defa değişiklik olduğu, 2005, 2006 ve 2007 yılarında yapılan yoklamalarda şirketin faal olduğu, işyerinde emtia bulunduğu, çalışan işçilerin olduğu, demirbaş olarak vinç, kantar, testere … vb. malzemelerin bulunduğu, 1 adet kamyonetinin olduğu, 13.05.2008 tarihli yoklamada iş yerinin 300 metrekare olduğu, 10 çalışanının bulunduğu, toptan ve perakende demir çelik satışı ve kesim işinin yapıldığının tespit edildiği, 01.12.2008 tarihinde adres değişikliği sebebiyle yapılan yoklamada da benzer tespitlerin yapıldığı, 2009 ve 2010 yıllarında herhangi bir yoklama yapılmadığı, 16.03.2011 tarihli yoklamada şirketin faal olduğu, beyan ettiği katma değer vergisi matrahlarına oranla ödenecek katma değer vergisi tutarının çok az çıktığı, tahakkuk eden vergilerini ödemediği, mal alımı yaptığı mükelleflerle ilgili olumsuz tespitler bulunduğu hususlarına yer verilmiştir.

Olayda, anılan şirket hakkında birtakım olumsuzluklar bulunmakla birlikte davacıya fatura düzenlediği dönemde faal olduğu, aksi yönde bir tespit de bulunmadığı görüldüğünden salt şirket ortaklarına ve beyana ilişkin olumsuzluklara yönelik tespitlerin anılan şirketin ilgili dönemde düzenlediği tüm faturaların sahte olduğunu göstermeye yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır. Anılan şirketçe davacı adına düzenlenen faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından davacının anılan şirketten 2011 yılında almış olduğu faturaların sahte olduğundan bahisle yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında yasal isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle davalı idare temyiz isteminin reddine, davacı temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesinin kararının vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.