Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yatırım Ortaklıklarının Bedelsiz Hisse Vererek Kâr Dağıtması ve Kurumlarda Vergileme Seçenekleri PDF Yazdır e-Posta
03 Aralık 2013
http://kpmgvergi.com/Blog/Lists/BlogText/Attachments/182/yatirim-ortaklari-b.jpg

Gerçek Kişilerin “Bedelsiz Hisse Senedi Şeklindeki Kârı” da Gelir Vergisi Beyanına Tabi Değil! 

Gelir Vergisi Kanunu'na göre, “kurumların kârlarını (dönem kârı veya olağanüstü yedekler gibi), emisyon primlerini, gayrimenkul veya iştirak hisseleri satış kazançlarını” sermayeye eklemeleri halinde bedelsiz hisse senedi olarak dağıtılan kârlar, gerçek kişi hissedarlar tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmemektedir. Bunun nedeni, kârın sermayeye ilavesi sonucu gerçek kişi ortakların gelir elde ettikleri şeklindeki 2000 takvim yılı başında yayımlanan 213 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile yapılan düzenlemenin yargıya taşınması ve yargı sürecinde de bu düzenlemenin Danıştay’da iptal edilmiş olmasıdır. 

Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının 2013 takvim yılı beyanlarına etkisi 

Danıştay 4. Dairesi Başkanlığı’nın 16.09.2013 tarih ve E. 2013/2951 numaralı kararı ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “5.6.2.4.3 no.lu” bölümünün 2. paragrafının yürütülmesini durdurmuştur.

Yürütmenin durdurulma gerekçesi, iştirak edilen bir yatırım ortaklığından sermaye artırımı ile ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesinin kâr payı dağıtımı veya iştirak kazancı elde edilmesi anlamına gelmediğidir.

Bu nedenle Danıştay, 1 Seri No.lu KV Genel Tebliği'nin ilgili bölümünün uygulamaya devamının benzer durumdaki diğer mükelleflerin hakkında da mağduriyetlere neden olmaması için vergilendirme işleminin dayanağı Tebliğ'in ilgili paragrafının yürütmesinin durdurulması sonucuna varmıştır. 

Karar ile daha önce gerçek kişiler hakkında 231 Seri No.lu GVK Genel Tebliği için verilen karar ile değişen Maliye uygulaması ile şirketlerin sermaye yedeklerinden kaynaklanan düzenlemedeki gibi ortaklara dağıtılan “bedelsiz paylar” iştirak kazancı sayılmamaktadır.

Hangi tür yatırım ortaklıkları bu kapsamda? Hangileri değil? Her kurumda bedelsiz sermaye artışı bu kâr dağıtımı yapılması da mı kapsamda olacak?

İştirak kazançları istisnası uygulaması kurumlar vergisi kanunu sistematiği içinde “çifte kurumlar vergisi” ödenmesini engellemek için yer alır. Diğer bir deyişle, bir kuruma iştirak eden diğer kurumlar vergisi mükellefi, hissedar olarak elde ettiği kazanç üzerinden vergi ödemez. Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları da en son değişikliklerle bu kapsama alınmıştır. 

Ancak girişim sermayesi niteliğinde olmayan fon ve ortaklıklarının kazançları bu kapsamda değildir. Çünkü bu kazançlar kurumlar vergisinden istisnadır. Yatırım ortaklıkları denince ilk akla gelenler “gayrimenkul yatırım” ve “menkul kıymet yatırım” ortaklıklarıdır.

Danıştay Kararı'nın mali tablolara etkisi nedir? 2013 Yılı Geçici Vergi ve Kurumlar Vergisi beyanlarına etkisi olacak mıdır? Bu durumdaki şirketlerin alternatifleri nelerdir?

Yeni TTK ile çoğunlukla tam mükellef kurumların “Bağımsız Denetime Tabi Olacak Şirketlerin Belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı” kapsamında bağımsız denetime tabi olmadığından, yasal defter kayıtlarının Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri ve muhasebe uygulama tebliğleri ile belirlenen Tekdüzen Hesap Planı’na göre tutulacaktır. Söz konusu olaya ilişkin esas karar sonucu da yürütmenin durdurulması ile aynı olursa, kurumlar vergisi açısından pratik bir sonucu olmasa da iştiraklerden gelen bedelsiz hisse senetleri “iştirak kazancı” olarak defter kayıtlarına alınmayacaktır. 

Vergi etkilerine geçmeden mali tablolara etkileri ile konuya bakmalıyız. Çünkü bu tür ortaklıklara iştirak edenler gerçek kişi yatırımcılara ilave olarak genelde kurumsal yatırımcılardır. Bu kurumların büyük kısmını ise yeni Türk Ticaret Kanunu sonrasında bağımsız denetime tabi kurumlar oluşturmaktadır.

Örnek olarak bankaları ele alalım. Bankalar, BDDK tarafından yayımlanan Tekdüzen Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğe göre mali tablolarını hazırlamak durumundadırlar. Söz konusu uygulamaya göre, kâr kaynaklı olmayan içsel kaynaklardan yapılan sermaye artırımları “kâr –zarar” ile ilişkilendirilmemektedir. Bu nitelikteki bedelsiz hisse senetleri “İştirakler, Bağlı Ortaklıklar ve Birlikte Kontrol Edilen Ortaklıklar Bedelsiz Hisse Senetleri” hesabında izlenmektedir. 

Ancak, iştirakler, bağlı ortaklıklar ve birlikte kontrol edilen ortaklıklarca kâr kaynaklı içsel kaynakların sermayeye ilavesi dolayısıyla edinilen bedelsiz hisse senetleri “kâr –zarar” hesapları ile ilişkilendirilerek “gelir” kaydedilmektedir. Bankalar ilgili yıl ticari “kârı” içinde yer alan tutarları vergilemeye tabi tutmamak için vergi karşılığının hesaplanması sırasında söz konusu tutarları indirime tabi tutmaktadır. 

Yürütmeyi durdurma kararı sonucunda “kâr kaynaklı bedelsiz hisse senetleri” ticari kâr içinde yer aldığından, 2013 yılı geçici vergi ve kurumlar vergisi hesabına bu tutarların indirim olarak dikkate alınabileceği kanaatindeyiz. Fakat gerek 2013 IV. Geçici Vergi, gerek 2013 Yılı KV beyanı öncesinde Danıştay yürütmeyi durdurma kararı aksine esasa ilişkin farklı bir görüş belirtir ise, söz konusu tutarların indirim olarak dikkate alınması mümkün değildir. Eğer esasa ilişkin Karar 2013 IV. Geçici Vergi veya 2013 Yılı KV beyanı sonrasında yürütmeyi durdurmanın aksi bir kara ile sonuçlanırsa, bu durumda söz konusu beyanlar pişmanlıkla düzeltilmelidir. 

Ancak, Danıştay’ın esasa ilişkin kararı yürütmeyi durdurma kararı ile aynı nitelikte olur ise geçmiş yıllarda bu şekilde elde edilen ve üzerinden kurumlar vergisi ödenen tutarlar için düzeltme beyannamesi vermek suretiyle ödenen tutarların iadesi alınabilir. Fakat bu şekilde gerçekleştirilecek iade talepleri vergi incelemesine sevk edilerek, bu inceleme sonuçlarına göre iade talepleri sonlandırabilir. Bu husus söz konusu işlemler öncesi değerlendirilmelidir.

Yürütmeyi durdurma kararı sonrasında esasa ilişkin kararın farklı olması riskine karşı izlenebilecek diğer bir alternatif ise, söz konusu gelire sahip olan kurumların; 2013 yılı Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde kâr kaynaklı yedekler kullanılmak suretiyle yapılan sermaye artırımı sonucu iktisap edilen bedelsiz hisse senetlerinin temsil ettiği geliri “indirime konu etmeden” ihtirazi kayıt ile beyan ettikten sonra tahakkuk eden vergi ödeyip mahkemeye başvurmalarıdır. Abdulkadir Kahraman

http://kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=182

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.