Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Aktifleştirmeden Sonraki Finansman Giderleri ve İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulaması PDF Yazdır e-Posta
25 Nisan 2016

Image

Mevzuatta açık bir düzenleme olmaması nedeniyle yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ait yatırımın aktifleştirildiği dönemden sonra ortaya çıkan faiz ve kur farklarının indirimli kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınıp alınmayacağı konusunda tereddütler bulunuyor. 

Bu yazımızda, mevcut aktifleştirme kuralını ve eski uygulamayı da hatırlatarak konu hakkında düşüncelerimizi sunmaya çalışacağız. 

 

i. Yatırım Kredisi Faiz ve Kur Farklarının Aktifleştirilmesi

163 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde:

‘’1. Yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden, kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi gerekmekte; işletme dönemine ait olanların ise, ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması,

2. Döviz kredisi kullanılarak yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi sırasında veya sonradan bu kıymetlere ilişkin borç taksitlerinin değerlemesi dolayısıyla ortaya çıkan kur farklarından, sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi zorunlu bulunmakta; aynı kıymetlerle ilgili söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilerek amortisman konusu yapılması,

mümkün bulunmaktadır” 

açıklaması yer alıyor. 334 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde ise kurun düşmesi sonucu oluşan negatif kur farkının da yatırım maliyetinden indirilebileceği açıklaması yapılıyor. 

Genel itibarıyla yatırımın, aktifleştirildiği dönemin sonuna kadarki finansman masraflarının aktifleştirilmesi gerektiği; takip eden dönemlerde ortaya çıkan finansman masraflarının aktifleştirilmesi veya doğrudan gider yazılmasında seçimlik hak olduğu söylenebilir.

 

ii. Eski Yatırım İndirimi Dönemindeki Uygulama

Yürürlükten kaldırılan eski yatırım indirimi uygulamasında aktifleştirme döneminden sonra oluşan finansman giderleri kapsam dışında tutulmuştur. 187 no.lu Gelir Vergisi Tebliği’nde kur farkı ve kredi faizleri için “Yatırım indirimi konusuna giren aktif değerlerin finansmanında kullanılan krediler nedeniyle doğan kur farkları ve faizler, yatırıma konu iktisadi kıymetlerin maliyet unsuru olduğundan, yatırım indirimi kapsamına girmektedir. Buna göre, yatırım konusu iktisadi kıymetlerin aktife alındığı dönemin sonuna kadar ortaya çıkan ve maliyete intikal ettirilen kur farkları ve faizlere yatırım indirimi uygulanır. Ancak, yatırım konusu iktisadi kıymetlerin aktifleştirilerek üzerinden amortisman ayrılabilir hale geldiği dönemi izleyen dönemden itibaren, bunlarla ilgili olarak ortaya çıkan kur farkları ve faizlere yatırım indirimi uygulanması mümkün değildir” açıklaması yer alıyor. 

 

iii. İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulaması

İndirimli kurumlar vergisi uygulaması dayanağını Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi ile 3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 15. maddesinden alıyor. 

Anılan Kanun’un 32/A maddesinde “ (…) Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.” deniliyor.

Anılan Karar’ın 15. maddesinin 1. bendinde ise, “Büyük ölçekli yatırımlar ile bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarda, 5520 sayılı Kanun’un 32/A maddesi çerçevesinde gelir veya kurumlar vergisi, öngörülen yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar aşağıda belirtilen oranlarda indirimli olarak uygulanır.” deniliyor.

Yatırıma katkı tutarının hesabında dikkate alınacak harcamaların öncelikle teşvik belgesinde yer alması gerektiği tabidir. 3305 sayılı Karar’ın uygulaması ve özellikle yatırım teşvik belgesinin alınması ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı 2012/1 sayılı Tebliğ’de değerlendirmede dikkate alınabilecek bazı hususlar yer alıyor. Anılan Tebliğ’in EK-1’inde Yatırım Teşvik Belgesi Müracaat Formlarının ne şekilde doldurulacağına ilişkin kurallar belirtiliyor. Yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ait faiz ve kur farkları “III-Toplam Sabit Yatırım Tutarı Tablosu” nun “d) Diğer Harcamalar” bölümünün “e) Diğer” kısmında gösteriliyor.  Aynı Ek’in “D - Müracaat Formu Doldurma Kılavuzu” bölümünün “Toplam Sabit Yatırım Tablosu” kısmında ise “Diğer giderlere, yatırım dönemi finansman giderleri ile yukarıda belirtilmeyen ancak yatırımla ilgili olan diğer yatırım harcamaları hesaplanarak yazılır.” ifadesi yer alıyor.

Buna göre, her ne kadar mevzuatta çok açık olarak belirtilmese de, indirimli kurumlar vergisi uygulamasında esas alınan yatırıma katkı tutarının (3305 sayılı Karar’ın 15/6’ıncı maddesindeki istisnalar hariç), yatırım teşvik belgesi üzerinde yazılı toplam sabit kıymet tutarının ilgili yatırıma ait yatırım katkı oranı ile çarpılması suretiyle bulunacak tutar olduğu ve yatırım döneminden sonra oluşan finansman giderlerinin bu tutar içinde yer alamayacağı kanaatindeyiz. Diğer bir deyişle, sadece yatırım dönemi finansman giderleri yatırım tutarı içerisinde gösterilecek, yatırım bittikten sonra oluşan finansman giderleri yatırım tutarı içinde gösterilemeyecektir. 

Diğer taraftan, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 17/07/2014 tarih ve 84098128-125[32A-201322]-436 sayılı Özelge de görüşümüze paralel olarak aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır. 

“Yatırım dönemi ifadesinden, yatırıma fiilen başlanıldığı tarihi içeren geçici vergilendirme döneminin başından tamamlama vizesi yapılması amacıyla Ekonomi Bakanlığına müracaat tarihini içeren geçici vergilendirme döneminin son gününe kadar olan sürenin anlaşılması; yatırımın fiilen tamamlandığı tarihin, tamamlama vizesinin yapılmasına ilişkin olarak Ekonomi Bakanlığına müracaat tarihinden önceki bir geçici vergilendirme dönemine isabet etmesi halinde ise yatırımın fiilen tamamlandığı tarihi içeren geçici vergilendirme döneminin son gününün dikkate alınması gerekmektedir. 

Yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi; aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması mümkün bulunmakta olup 163 ve 334 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir. 

Öte yandan faiz giderleri ve kur farkları, indirimli kurumlar vergisine esas olan yatırıma katkı tutarını değiştirmeyecek, Ekonomi Bakanlığının teşvik belgesine göre belirlenen indirimli kurumlar vergisine esas yatırıma katkı tutarı finansman giderleri dolayısıyla artmayacak veya azalmayacaktır.” 

İndirimli kurumlar vergisi uygulaması ile ilgili bir sirküler çalışması olduğu ve yatırım dönemine ilişkin Özelge metninde belirtilen ifadelerin taslak sirkülerde de yer aldığı biliniyor.

Sonuç olarak, tamamlama vizesi müracaat tarihi veya yatırımın tamamlandığı tarihi içeren (hangisi önce ise) geçici vergilendirme döneminin son gününe kadarki yatırım kredisi faiz ve kur farklarının teşvik belgesine göre belirlenen yatırıma katkı tutarı aşılmamak kaydıyla indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanabileceği; bu tarihten sonra aktifleştirilen faiz ve kur farklarının ise 3305 sayılı Karar ve 2012/1 sayılı Tebliğ’e göre yatırıma katkı tutarı içinde yer alması mümkün olamayacağından; indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanamayacağı kanaatindeyiz. Hakan Orhan/KPMG


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.