Mükellefiyet Öncesi KDV İndirimi ve Fatura Bedellerinin Gider Yazılıp Yazılamayacağı |
07 Mart 2016 | |
Mükellefiyet tesis ettirilmeden önce yapılan mal, hizmet veya amortismana tabi sabit kıymet alımlarına ilişkin yüklenilen Katma Değer Vergisinin (KDV) indirim konusu yapılıp yapılamayacağı veya alım konusu mal ve hizmet tutarının gider kaydedilip kaydedilemeyeceği, demirbaşın aktifleştirilip aktifleştirilemeyeceği öteden beri tereddüt konusudur. Bu durum vergi kanunlarında açıkça belirtilmiş olmamakla birlikte idarenin çeşitli tarihlerde verdiği özelgeler ile açıklanmaktadır. 1. Mükellefiyet Tesisinden Önce Yapılan Alımlara Ait Olarak Ödenen KDV’nin İndirim Konusu Yapılıp Yapılamayacağı İndirim hakkının kullanılabilmesi bakımından gerekli olan şartlar ise aynı Kanun’un 34. maddesinde belirtilmiş olup, yüklenilen vergilerin indirim konusu yapılabilmesi için, bu şartlara uyulması gerekmektedir. Yüklenildiği halde indirim konusu yapılamayacak olan katma değer vergileri ise Kanun’un 30. maddesinde sayılmıştır. Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu’nda vergi indirim hakkından yararlanabilmek için, faaliyetle ilgili mal ve hizmet alımlarının mükellefiyet tesis ettirilmesinden sonra yapılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre başlanılacak iş veya faaliyet ile ilgili olarak mükellefiyet tesis ettirilmeden önce yapılan mal ve hizmet alımlarına ait belgelerin, işe başlanılmasını takiben 10 gün içerisinde yasal defterlere kaydedilmesi mümkün bulunduğundan, mükellefiyet tesisinden önce yapılan mal ve hizmet alımları nedeniyle ödenen katma değer vergisi genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılabilir. Konu ile ilgili olarak; Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 29/12/2011 tarihli ve B.07.1.GİB.4.45.15.01-GVK-40-3-121 sayılı özelgesi özetle şu şekildedir: “Mükellefiyet tesis ettirilmeden önce faaliyetinize ilişkin olarak satın alınan emtia ve demirbaş faturaları ile diğer harcama faturalarının işe başlanılmasını müteakip mezkûr 219. maddede yer alan süreler içerisinde yasal defterlere kaydedilmesi halinde, bu tutarların gelir vergisi açısından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması, bu harcamalara ilişkin Katma Değer Vergisi’nin ise KDV Kanununun 29. maddesi çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkündür.” Yine konu ile ilgili olarak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 06/06/2013 tarihli ve 11395140-105[313-2012/VUK-1- . . .]-825 sayılı” özelgesi ise şu şekildedir: “Buna göre, Katma Değer Vergisi Kanunu’nda vergi indirim hakkından yararlanılabilmesi için faaliyetle ilgili mal ve hizmet alımlarının mükellefiyet tesis ettirilmesinden önce veya sonra yapılması gibi bir düzenleme bulunmadığından, mükellefiyet tesisinden önce satın alınan mal ve hizmetler ile diğer giderlere ait olan belgelerin, işe başlanılmasını müteakip Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca öngörülen sürede yasal defterlere kaydedilmesi ve vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmaması şartıyla, söz konusu belgelerde yer alan Katma Değer Vergisi tutarlarının genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.” 2. Mükellefiyet Tesis Ettirilmeden Önce Satın Alınan Mal ve Hizmetlerin Gider Kaydedilip Kaydedilmeyeceği, Amortismana Tabi Sabit Kıymetlerin Aktifleştirilip Aktifleştirilemeyeceği 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nda, mükellefiyet tesis ettirilmesinden önce işle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımlarının ne şekilde işleme tabi tutulacağı konusunda özel bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak, söz konusu Kanun’un bazı hükümleri incelendiğinde mükellefiyet tesis ettirilmeden önce yapılan mal ve hizmet alımlarının ne şekilde kayıtlara alınacağı sorunu giderilebilecektir. Vergi Usul Kanunu’nun 154. maddesinde, aşağıda sayılan hallerin herhangi birisinin varlığı halinde tüccarların işe başlamış sayılacakları hükme bağlanmıştır:
Aynı Kanun’un 320. maddesinde ise, amortisman süresinin kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlayacağı belirtilirken, 282. maddesinde ilk tesis ve teşkilatlanma (Kuruluş) giderlerinin isteğe bağlı olarak doğrudan gider yazılabileceği gibi aktifleştirilerek amortismana tabi tutulmak suretiyle itfa edilebileceği hükme bağlanmaktadır. Kanun’un 218. maddesinde ise mükelleflerce kayıtların 10 günden fazla geciktirilemeyeceği, kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde muamelelerin bunlara işlenmesinin defterlere işlenmiş hükmünde olduğu, ancak bu kayıtların, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermeyeceği belirtilmiştir. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, mükellefiyet tesis ettirilmeden önce satın alınan mal ve hizmetler ile diğer giderlere ait belgelerin, yapılacak faaliyetle ya da başlanılacak işle ilgili olması şartıyla işe başlanılmasını takiben 10 gün içinde yasal defterlere kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır. Henüz mükellefiyet tesis edilmeden önce satın alınan mal ve hizmetlere ait fatura veya benzeri belgelerin, o tarihlerde mükellef olunmadığından ve defter tutulmadığından, satıl alma aşamasında yasal defterlere kaydedilmesi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, söz konusu alımlara ait belgelerin işe başlanıldıktan sonra kayıtlara alınması gerekmektedir. Belgelerin kayıtlara alınma süresi 10 gündür. Bu belgeler işe başlanılmasını takiben 10 günden sonraki tarihlerde de defterlere kaydedilebilir. Ancak, belgelerin defterlere geç kaydedilmesi 1. derece usulsüzlük cezasını gerektirmektedir. Sonuç: Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz. |