Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Gelir Tahakkuklarının KDV Karşısındaki Durumu PDF Yazdır e-Posta
26 Kasım 2014
Image

Yıl sonuna yaklaştığımız bugünlerde, özellikle hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların birden fazla vergilendirme döneminde vermiş oldukları hizmetlere ilişkin gelirlerin Katma Değer Vergisi Kanunu karşısındaki durumu, mükellefler tarafından sıkça gözden kaçırılan bir husus. Bu mevzuya daha yakından bakalım…

 

1 Seri No’ lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde, muhasebenin temel kavramları arasında sayılan “dönemsellik ilkesi”, vergi mevzuatımızın da pek çok yerinde karşımıza çıkıyor. Nitekim Vergi Usul Kanunu’nun 174’üncü Madde’ si defterlerin hesap dönemi itibarıyla tutulacağını, 283’üncü Madde’ si ise cari hesap dönemine ait olup henüz tahsil edilmemiş olan hasılatın, mukayyet değeriyle aktifleştirmek suretiyle değerlenerek dönemsellik ilkesine atıfta bulunuyor.

 

Gelir Vergisi Kanunu’nun  ticari kazancı tanımlayan 38 ve 39’ uncu , zirai ve serbest meslek kazancını tanımlayan 55 ve 67’nci Maddeleri ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun safi kurum kazancı, beyan esası ve vergilendirme dönemini açıklayan 6,14 ve 16’ncı Maddeleri “hesap dönemi”ne vurgu yaparak  dönemsellik ilkesine atıfta bulunmuştur.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 39. maddesi, hasılatı “tahsil olunan paralar ile tahakkuk eden alacaklar” olarak; giderleri ise “tediye olunan ve borçlanılan meblağlar” olarak tanımlamıştır. Bir hasılatın “gelir” olarak, bir giderin de “gider” olarak dikkate alınabilmesi için tahakkuk etmesinin yeterli olduğunu ortaya koymuştur. Bu Kanun maddeleri de açık bir şekilde “tahakkuk” kavramını mükelleflerin karşısına çıkarıyor.

 

Tüm bu açıklamalara göre, mükellefler takvim yılı sonu itibarıyla verilmiş; ancak bir sonraki takvim yılında da devam eden hizmetler için, söz konusu döneme isabet eden gelir ve gider rakamlarını dönemsellik ilkesi gereği tahakkuk ettirerek kurum kazancının tespitinde gelir ve gider olarak dikkate alıyorlar.

 

Peki, bu uygulama ile mükellef, vergi kanunlarımıza göre belirlenmiş tüm ödevlerini yerine getirmiş oluyor mu? Cevap: “Hayır”. Nedenini aşağıda açıklayalım…

 

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “vergiyi doğuran olay” ı açıklayan 10. maddesi “mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması” nı , “vergiyi doğuran olay” olarak net bir şekilde ifade etmiştir.

 

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ne şekilde uygulanacağını izah eden ve bugüne kadar yayımlanan tüm Katma Değer Vergisi uygulamalarına ilişkin düzenlemeleri birleştiren “KDV Genel Uygulama Tebliği”, 1/Ç maddesindeki “Vergiyi Doğuran Olay” ın meydana gelmesini açıklarken şu ibarelere yer vermiştir:

 

“Bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerde, takvim yılının aylık dönemlerinden oluşan vergilendirme dönemleri itibarıyla KDV’nin hesaplanması ve verilecek hizmetlere ilişkin faturanın aylık ödeme tutarı belirtilerek tanzim edilmesi gerekmektedir.’’

 

“Toplam bedel hizmet tamamlandığında alınsa dahi hizmetin gerçekleştiği vergilendirme dönemlerine isabet eden tutarın ilgili olduğu dönemde beyan edilmesi gerekmekte olup, hizmet bedelinin tamamının hizmet ifasının sonunda beyan edilmesi mümkün değildir.”

 

Tüm bu açıklamalara paralel olarak; 12.06.2012 tarihinde Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede, hasılat olarak tahakkuk tutarlar üzerinden hesaplanan KDV’nin ilgili dönemde beyan edilmesi gerektiği şeklinde görüş verilmiştir.

 

Kurumlar Vergisi ve Vergi Usul Kanunu’na istinaden, sadece gelir tahakkukunun yapılması, mükellefi Katma Değer Vergisi Kanununda belirtilen ödevlerinin yerine getirilmesi açısından kurtarmıyor.

Bu nedenle tüm mükelleflere tavsiyemiz; 31.12.2014 itibarıyla yapmış oldukları hizmetlere ilişkin tutarları, Aralık tarihli bir fatura düzenlemek suretiyle hem Kurumlar Vergisi Kanunu açısından gelir olarak dikkate almaları, hem de Katma Değer Vergisi Kanunu açısından KDV’sini hesaplayarak beyan etmeleridir. Emre Ilgaz http://www.kpmgvergi.com/Blog


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.