Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Faaliyete Son Verme Halinde Devreden KDV Gider Olarak Dikkate Alınabilir mi? PDF Yazdır e-Posta
18 Eylül 2014
Image

KDV’nin asıl yükleneni nihai tüketicidir. Mükellefler ise ticari faaliyetlerine ilişkin yüklendikleri KDV’ler açısından aracı konumundadırlar. Ticari mal ve hizmet alışlarına ilişkin KDV’leri ticari mal ve hizmet satışlarına ilişkin KDV’den mahsup etmektedirler. Böylece yüklendikleri KDV’leri satışlarından dolayı almış oldukları KDV’lerden mahsup etmiş olmaktadırlar. Faaliyetine devam eden mükellefler için bu durum bu şekilde devam etmekte iken, faaliyetine son veren mükelleflerin devreden KDV’yi indirim yoluyla telafi etme imkanı ortadan kalkmaktadır.

Yüklenilip indirilemeyen ve işi bırakma nedeniyle de bir daha indirilmesi mümkün olmayan KDV’nin, iade ya da gider yazma yoluyla telafisine olanak sağlanmaması, işi bırakan mükellefleri nihai tüketici konumuna getirir ki, bu da KDV’nin genel teorisine aykırıdır(7).

Faaliyetine son veren mükellefler açısından devreden KDV’nin indirim imkanı ortadan kalktığından, söz konusu KDV indirilemeyecek KDV hükmünü kazanmaktadır. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 58. maddesinde, indirilebilecek KDV’lerin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiş olup, söz konusu maddenin mefhumu muhalifinden hareketle faaliyetine son veren mükelleflerin devreden KDV olarak kalan miktarı gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate almaları uygun olacaktır. Bu konuda, düzenlenmiş olan Özelgelerden bazıları aşağıya alınmıştır.

Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Özelgesi’ nde;

“Buna göre, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları KDV, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak düşülemeyeceği gibi bu işlemlere ilişkin olarak alış vesikalarında gösterilen ve indirilebilecek KDV’de gider olarak kabul edilmeyecektir. Bu hüküm, mükellefin üstünde yük olarak kalmayacak verginin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabulünün önlenmesi amacıyla konulmuştur. İndirilemeyecek KDV’nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacağı tabiidir.

Bu çerçevede, 31.08.2010 tarihinde işi bırakmanız nedeniyle yüklendiğiniz ve indirim yoluyla gideremediğiniz KDV’yi 2010 yılı gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate almanız mümkün bulunmaktadır.”denilmektedir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Özelgesi’nde;

“İndirim konusu yapılamayan KDV ise sonraki döneme devreden KDV olarak kalacaktır. Sonraki döneme devreden KDV’nin iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak, mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibariyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV ilgili dönem gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir.

Diğer taraftan, devreden vergilerin gider yazılabilmesi ile ilgili bu uygulama sadece faaliyeti bırakan mükellefler için geçerlidir. Faaliyetin devamı süresince devreden vergilerin gider veya maliyet olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı tabiidir.”(9)

denilmektedir.
Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Özelgesi’nde;

“… faaliyetin bırakılması nedeniyle 2011/Ocak-Kasım dönemlerinde tarafınızdan KDV beyannamesi verilemeyeceğinden, indirimli orana tabi işlemlerinizden doğan iade alacağınızın, faaliyetin bırakıldığı tarihi kapsayan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinde beyan edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde iadesini talep ettiğiniz tutarın, vergi dairesine vereceğiniz iade talep dilekçeleri ile 31.12.2010 tarihine kadar muaccel hale gelecek borçlarınıza mahsuben, 01.01.2011 tarihinden sonra ise talebiniz doğrultusunda nakden veya söz konusu borçlarınıza mahsuben iadesi mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, iadesi talep edilen tutar düşüldükten sonra kalan devreden vergi tutarının, gelir vergisi matrahının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir.”

denilmektedir.

Yukarıda yer verdiğimiz Özelgelerden de anlaşıldığı üzere, Vergi İdaresinin görüşü, faaliyetine son veren mükelleflerin devreden KDV’lerini gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alabilecekleri doğrultusundadır.

İbrahim ERCAN*

Yaklaşım / Eylül 2014 / Sayı: 261