Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ar-Ge Teşviklerinde “Tam Zamanlı Çalışan” Çıkmazı PDF Yazdır e-Posta
16 Temmuz 2014
Image

Ar-Ge Neden Teşvik Ediliyor?

 

5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un (Ar- Ge Kanunu) gerekçesine bakıldığında, küreselleşme ile devletin yeni bir işlevinin daha ortaya çıktığı görülüyor. Devletin yeni işlevi; küresel rekabet ortamında özel sektöre uygun Ar-Ge, yatırım ve büyüme ortamı sunmak olarak tanımlanıyor. Bu amaçla Ar-Ge faaliyetinin üretimle de buluşturulması hedefleniyor. Hedefe ulaşmak için belli sayıdan fazla Ar-Ge personeli istihdam eden şirketler tarafından kurulan Ar-Ge merkezleri için destekler öngörülüyor. Ar-Ge merkezleri ile, aynı zamanda nitelikli işgücü istihdamının artırılması desteklenerek teşvik ediliyor.  

 

Ar- Ge Kanunu’nun söz konusu desteklerinden yararlanmak isteyen şirketlerin belli şartları taşımaları şart koşuluyor. Kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunan sermaye şirketlerinin Ar- Ge merkezinin sahip olması gereken şartları genel olarak şöyle sıralayabiliriz:

  • Organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş olmak,
  • Sadece yurt içinde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan ve en az elli “tam zaman” eşdeğer Ar-Ge personel istihdam etmek,
  • Yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimleri olmak. 

 

Kanun Ar-Ge merkezini bu şekilde tanımlamışken, uygulama ile ilgili açıklamaları içeren 1 Seri No.lu 5746 sayılı Kanun Genel Tebliği’nin "3.1. Uygulama Esasları" başlıklı bölümünde; en az elli “tam zaman” eşdeğer Ar-Ge personeli ile ilgili açıklamalar yapılarak,kısmi çalışma halinde toplam çalışma zamanının ayrıştırılması gerektiği belirtilmiştir. 

Söz konusu Tebliğ’in “4.1. Teşvik Uygulaması Dışında Kalan Ödemeler” başlıklı bölümünde belirtilen personel ödemelerinin gelir vergisi stopaj teşvikinden yararlanamayacakları açıklanmıştır. Bu ayrımın yapılması gerekli olup, uygulamasında bir sorun bulunmuyor. 

Tebliğ açıklamalarına göre, vergi teşvikinin hesaplanmasında bu nitelikteki personelin fiili olarak Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine ayırdıkları zamanın, toplam çalışma zamanı içindeki oranın esas alınması gerekiyor. Bu yaklaşım, fiili çalışma sürelerini esas alıyor. Ay içindeki çalışmalarının tamamının Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinde olan bir personelin, hak kazanılmış hafta tatili ve yıllık ücretli izin süreleri de 50 (elli) tam zaman eşdeğerin hesabında bu kapsamda değerlendiriliyor. Genel olarak buraya kadar yapılan açıklamalar, uygulamada sorun teşkil etmiyor. 

Ancak sorun tam zamanlı olarak istihdam edilen personelin eğitim, teknik inceleme ve benzeri nedenlerle gerek yurt içi gerekse yurt dışında eğitime gönderilmesi halinde ortaya çıkıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın farklı tarihlerde verdiği özelgelerde konuya getirdiği açıklamalara göz atalım.

11.02.2012 tarih ve 37 sayılı Özelge 

“Ar-Ge merkezinde tam zamanlı çalışmakta olan personelin eğitim, teknik inceleme vb. nedenlerle yurt içi veya yurt dışına görevli olarak gönderilmeleri halinde, Ar-Ge merkezi dışında geçirilen bu süreler için 5746 sayılı Kanun kapsamında gelir vergisi stopajı teşviki hükümlerinden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

Ayrıca, tam zamanlı çalışmakta olan personelin sadece hafta tatili ve yıllık ücretli izin süreleri gelir vergisi stopajı teşviki uygulamasında dikkate alınacak olup, ay içerisinde kullanmış oldukları doğum, süt, evlilik, ölüm, mazeret izni, resmi tatil günleri ile raporlu olunan süreler gelir vergisi stopajı teşvikinin hesabında dikkate alınmayacaktır.

30.05.2012 tarih ve 612 sayılı özelge: “Ar-Ge merkezinde tam zamanlı olarak çalışmakta olan personelinizin muhtelif nedenlerle yurtiçi veya yurtdışına görevli olarak gönderilmeleri halinde, Ar-Ge merkezi dışında geçirilen bu sürelerin Ar-Ge faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. (…) Ar-Ge merkezindeki projelerin yürütülmesi ve idamesi ile sorumlu olan ancak Ar-Ge merkezi dışında bulunan program direktörlüğünde çalışan mühendislerin çalışmaları Ar-Ge merkezinde yürütülen projelerle ilgili olsa bile Ar-Ge faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceğinden; bunların, Ar-Ge faaliyetine ayırdığı zamanın toplam çalışma zamanına oranlanmasıyla bulunan ücretlerin de Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün değildir.” 

İş Hukuku Uygulamalarında “Tam Zamanlı Çalışan” Nasıl Tanımlanıyor? 

İşçi-işveren ilişkileri veya çalışma ortamını düzenlemek üzere 4857 sayılı İş Kanunu bulunmaktadır. Bu Kanun öncesinde iş çalışma süreleri “kısmı süreli istihdam” anlayışından uzaktı.  

4857 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesine göre, iş sözleşmeleri çalışma biçimleri bakımından “tam süreli” veya “kısmî süreli” yahut “deneme süreli” ya da diğer türde oluşturulabiliyor. Bu çerçevede, aynı Kanun’un 13’üncü maddesi “kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir” hükmüne yer veriyor. 

Ar-Ge Uygulamalarında İş Sözleşmeleri Dikkate Alınmalı

Dolayısıyla Ar- Ge Kanunu’nun 2’nci maddesinde “tam zaman” eşdeğer Ar-Ge personeli tanımı yapılırken, fiili durum kadar işveren ve personel arasındaki hukuki ilişkinin de dikkate alınması gerektiği anlaşılıyor. İş sözleşmesi tam zamanlı olan bir personel istihdam eden bir Ar-Ge Merkezi veya işverenin çalışanlarını eğitimlere göndermesi, söz konusu teşviklerden yararlanmayı engellememelidir. Ar-Ge uygulamalarında iş sözleşmelerinin dikkate alınmasının gerekli olduğu kanaatindeyiz. 

Aksi takdirde;Kanun gerekçesinde belirtilen amaçtan uzaklaşılmış olacaktır. Çünkü; 5746 sayılı Kanun’da belirtilen “tam zaman” ibaresi İş Kanunu’ndaki “tam süreli iş akitlerini” ifade etmektedir. 

Ancak Gelir İdaresi bu konuda da Ar-Ge merkezi sahibi şirketleri teşvik etmek yerine cezalandırmaktadır.  Bu yaklaşım değiştirilmeli ve eğitim, teknik inceleme veya seyahat nedeniyle ay içerisinde fiilen Ar-Ge merkezinde olamayan çalışanlar nedeniyle sağlanan teşvikler azaltılmamalıdır. 

Sonuç olarak; Ar-Ge faaliyetlerine bakış, yukarıdaki “tam zaman” tanımı İş Kanunu çerçevesinde ele alındığında rahatlıkla çözüme kavuşturulabilir. İdare, Genel Tebliğ ile yerleştirdiği uygulamayı İş Kanunu’nda yer alan tanımlamalara paralel hale getirdiği takdirde 5746 sayılı Kanun’un ruhuna uyacak ve sağlanan teşvikler amacına ulaşılacaktır. Abdulkadir Kahraman

 

Konuya İlişkin yayınlarımız:

http://www.kpmgvergi.com/Blog/Pages/FullBlog.aspx?article=297

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.