Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni TTK’ya Göre; Anonim ve Limited Şirketlerde Tasfiye Payı Alma Hakkı PDF Yazdır e-Posta
04 Temmuz 2012
Image

I- GİRİŞ

Anonim şirketlerde pay, Kanun ve esas sözleşme hükümlerine istinaden sahibine bazı haklar kazandırmakta ve bu hakların tümüne pay sahipliği hakları denilmektedir(1). Pay sahipliği hakları, doktrinde değişik sınıflandırmalara tabi tutulmaktadır. Bunlardan biri de mali nitelikteki haklardır. Mali nitelikteki haklar, para ile ölçülebilen bir değere sahip olan haklar olarak tanımlanabilir ve bu haklara; kâr payı hakkı, tasfiye payı alma hakkı, bedelsiz payları edinme hakkı ve yeni çıkan payları alma hakkı örnek olarak verilebilir. Söz konusu haklardan biri olan tasfiye payı alma hakkı, hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(YTTK)’nda(2) hem de 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(ETTK)’nda düzenlenmiştir. Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; bu kuralın istisnasını pay sahiplerine tanınan tasfiye payını alma hakkı oluşturmaktadır. Anonim şirketin sona ermesi halinde her bir pay sahibi, tasfiye sonucunda kalan tutarı payı oranında alma hakkını elde eder. www.ozdogrular.com

Bu çalışmamızda, ETTK hükümleri ile karşılaştırmalı olarak, YTTK’da yer alan anonim şirket pay sahiplerinin tasfiye payı alma hakkı konusunda açıklayıcı ve detaylı bilgi verilecektir. Anonim şirket pay sahipleri için öngörülen söz konusu hak, YTTK’nın 643. maddesindeki atıf dolayısıyla limited şirket ortakları hakkında da uygulanacaktır.

II- TASFİYE PAYI ALMA HAKKI VE NİTELİĞİ

Anonim şirket pay sahiplerinin/limited şirket ortaklarının(3) tasfiye bakiyesinden (artığından) pay alma hakkı, müktesep bir haktır. Bu hakkın kullanımına ilişkin esaslar, YTTK’nın 507 ve 543. maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeler, anlam ve içirik itibariyle birbirini tamamlar niteliktedir. YTTK’nın 507/I. maddesinde, “şirketin sona ermesi halinde her pay sahibinin, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılacağı” belirtilmiştir. Bu hüküm, pay sahiplerinin tasfiye payı alma haklarının kanuni dayanağını oluşturmaktadır. Tasfiye payının dağıtılmasına ilişkin esaslar ise aynı Kanun’un 543/I. maddesinde açıklanmış olup bu maddede, “tasfiye halinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığının, esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında, ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı, tasfiye payında imtiyazın varlığı halinde esas sözleşmedeki düzenlemenin uygulanacağı” ifade edilmiştir. www.ozdogrular.com

Tasfiye payı hakkı, pay sahibinin anonim şirketin mal varlığı üzerinde ekonomik mülkiyete sahip bulunmasından kaynaklanır. Anonim şirketin faaliyetine devam ettiği sürece bu hakkın ileri sürülmesi mümkün değildir(4). Mezkur hakkın kullanılabilmesinin koşulu, öncelikle şirketin sona ermesi (infisah etmiş olması) ve buna bağlı olarak tasfiyeye girmesidir. Tasfiye sonucunda ise şirket borçlarının ve pay bedellerinin ödenmesine müteakip nakdi ya da ayni bir şirket varlığı (tasfiye bakiyesi) kalmış olmalıdır. Tasfiyenin olumlu sonucu olan mal varlığı, pay sahipleri arasında payları nispetinde paylaştırılacaktır. Bununla birlikte, şirket borçları ödendikten sonra herhangi bir bakiyenin kalmaması durumunda, doğal olarak pay sahiplerine tasfiye payı ödemesi yapılamayacaktır.

III- TASFİYE PAYININ DAĞITILABİLMESİNİN ŞARTLARI

A- ŞİRKETİN BORÇLARININ TAMAMEN ÖDENMİŞ OLMASI

Tasfiye payının pay sahiplerine dağıtılabilmesi için şirketin bütün borçları ödenmiş olmalıdır. Şirket borçları tamamen ödenmedikçe tasfiye payının dağıtımına geçilemez. Öte yandan, YTTK’nın 543/II. maddesinde, alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı(5) (ilan) tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kalan varlığın dağıtılamayacağı, ancak hal ve duruma göre alacaklılar için bir tehlike mevcut olmadığı takdirde mahkemenin bir yıl geçmeden de dağıtmaya izin verebileceği hükme bağlanmıştır. Bu halde, tasfiye memurları şirket borçlarını ödemiş olsa dahi, kural olarak son çağrı tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe tasfiye bakiyesinin pay sahiplerine dağıtması mümkün değildir. Bununla birlikte alacaklılar için bir tehlikenin mevcut olmaması, alacaklı olduğu bilinenlerin alacaklılarının bir bankaya depo edilerek güvence altına alınması, şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda paranın notere depo edilmesi ve gerekli karşılıkların ayrılması hallerinde, belirtilen süre dolmadan dağıtımın yapılabilmesi için asliye ticaret mahkemesinden izin istenebilecek, mahkemenin izin vermesi durumunda ise tasfiye bakiyesi pay sahiplerine dağıtılacaktır. Bu esaslara aykırı hareket eden tasfiye memurları, haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı Kanun’un 553. maddesine göre sorumlu olacaktır. www.ozdogrular.com

B- PAY BEDELLERİNİN GERİ VERİLMİŞ OLMASI

Tasfiye payının pay sahiplerine dağıtılabilmesinin ikinci şartı, şirket borçlarının ödenmesinden sonra pay bedellerinin pay sahiplerine geri verilmiş olmasıdır. (YTTK md. 543/I). ETTK’da ise böyle bir şart bulunmamaktadır. ETTK’daki mevcut durum, doktrinde tartışılmış ve pay bedelleri iade edilmeden yapılacak bir dağıtımın kanuna aykırı imtiyazlar oluşturacağı gerekçesiyle eleştirilmiştir. YTTK’da yapılan düzenleme, hukuka ve hakkaniyete daha uygun düşmüştür. www.ozdogrular.com

Pay bedeli iade edilmeden tasfiye bakiyesinin dağıtımı yapılamamakla birlikte, pay sahiplerinden birine ya da birkaçına ulaşılamaması, dolayısıyla bunların paylarının iade edilememesi halinde ne olacaktır, tasfiye bakiyesi nasıl dağıtılacaktır? Kanaatimizce, kendisine ulaşılamayan pay sahiplerinin pay bedelleri, YTTK’nın 541/II. maddesinden yola çıkılarak, alacaklılar için Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilmelidir. Bu işlemin yapılmasından sonra tasfiye sonucunda kalan tutarın pay sahiplerine dağıtılmasının önünde bir engel kalmayacaktır.

C- SONA EREN ŞİRKETİN MAL VARLIĞININ KULLANILMASINA İLİŞKİN ESAS SÖZLEŞMEDE BAŞKA BİR HÜKMÜN BULUNMAMASI

Tasfiye payı alma hakkı, müktesep bir hak olmakla birlikte, şirketin sona ermesi halinde her pay sahibinin tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılabilmesi için esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin başka bir hükmün bulunmaması gerekir (YTTK md. 507/I). Bu madde kapsamında esas sözleşmede, pay sahiplerinin tasfiye payını kısmen veya tamamen kısıtlayan bir hükme yer verilebilecektir. Esas sözleşmeye istinaden tasfiye bakiyesi bir hayır ya da eğitim kurumuna veya bir vakfa/derneğe aktarılabileceği gibi bir gerçek kişiye de bırakılabilecektir. Bu durumda, sona eren şirketin tasfiyesi sonucunda kalan mal varlığı, pay sahiplerine dağıtılmayıp esas sözleşmede belirtilen amaçlar için kullanılacak ya da ilgili kurum, kuruluş veya kişilere verilecektir. Her ne kadar hükümde belirtilmemişse de, pay bedelleri dağıtıldıktan sonra kalan malvarlığı üçüncü kişilere aktarılmalıdır. Bir başka anlatımla, pay bedelleri dağıtılmadan tasfiye bakiyesi üzerinde tasarrufta bulunulmamalıdır. www.ozdogrular.com

Doktrinde pay sahibinin tasfiye payı hakkından tamamen yoksun bırakılarak tasfiye bakiyesinin üçüncü kişilere tahsis edilmesi mümkün görülmekle birlikte, bunun ilk esas sözleşme ile yapılabileceğinde, esas sözleşmede değişiklik yapılarak bu yola gidilmesi için bütün pay sahiplerinin oybirliğine ihtiyaç bulunduğunda görüş birliği vardır(6). Öte yandan, esas sözleşmede aksine bir hüküm bulunmamasına rağmen anonim ve limited şirket pay sahiplerinin/ortaklarının tasfiye payını alma haklarının engellenmesi halinde ise ilgili pay sahipleri/ortaklar tasfiye payından yararlanmak için mahkemeye başvurabilecektir. www.ozdogrular.com

IV- TASFİYE PAYINDA İMTİYAZ

YTTK’nın 543/I. maddesinde, tasfiye sonucunda kalan tutarın, pay sahipleri arasında ödedikleri sermayeler ve imtiyaz(7) hakları oranında dağıtılacağı, tasfiye payında imtiyazın varlığı halinde esas sözleşmedeki düzenlemenin uygulanacağı ifade edilmiştir. Ayrıca aynı Kanun’un 507/II. maddesinde esas sözleşmede payların bazı türlerine tanınan imtiyaz haklarıyla özel menfaatlerin saklı olduğu belirtilerek bu husus bir kere daha teyit edilmiştir. Bu durumda, pay sahiplerinden bazılarına tasfiye payının dağıtımında öncelik verilebileceği gibi tasfiye bakiyesinden daha fazla pay alma hakkı da tanınabilecektir. Kendilerine imtiyaz tanınan paylar, tasfiye paylarını esas sözleşmede gösterilen sırada ve oranda alacaklardır.

V- TASFİYE PAYININ HESAPLANMA BİÇİMİ VE ÖDENMESİ

Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa tasfiye payı, pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilecektir (YTTK md. 508/I, 543/I). Bahsi geçen hükümlere istinaden esas sözleşmede, tasfiye bakiyesinin dağıtılmasında ödenmiş sermaye oranının dikkate alınması dışında farklı bir ölçünün belirlenmesi mümkündür. Ancak, esas sözleşmede farklı bir düzenleme yer almadıkça tasfiye payı, payların itibari değerine göre değil, pay sahiplerinin sermaye payı için fiilen yaptığı ödemelere göre hesaplanır. Her ne kadar söz konusu uygulama ile mezkur Kanun’un 507/I. maddesinde yer alan “her pay sahibinin tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılacağı” ibaresinin çelişki oluşturduğu doktrindeki bazı yazarlar tarafından savunulsa da, kanaatimizce 507. maddedeki düzenleme genel kuralı ortaya koymuş, diğer maddelerde ise tasfiye bakiyesinin dağıtımına ilişkin esaslar belirlenmiştir. Kaldı ki kanun koyucu, bu hususta ETTK’da yer alan hükümleri YTTK’da aynen muhafaza etmiş, dolayısıyla hem ETTK sistemini benimsemiş hem de getirilen eleştirileri göz ardı etmiş olmaktadır. www.ozdogrular.com

Diğer taraftan, esas sözleşme ve genel kurul kararında aksine hüküm bulunmadıkça, tasfiye bakiyesinin dağıtımının para olarak yapılması esastır. Esas sözleşmedeki hükme istinaden veya genel kurulun aldığı karar çerçevesinde tasfiye bakiyesinin, ayın tahsisi şeklinde de yapılması mümkündür. Ödemelerin taksit olarak yapılmasına engel bir durum da bulunmamaktadır. www.ozdogrular.com

Öte yandan, tasfiye payının alacak hakkına dönüşme zamanı ile ilgili olarak doktrinde hakim olan görüş, tasfiye payının son bilançonun tasdiki ile muacceliyet kazanacağı şeklindedir. Bu sebeple de dağıtım kararının genel kurul tarafından onaylanması gerekli olmayıp, dağıtım tasfiye memurlarınca yapılabilecektir. Ancak ayni nitelikte yapılacak dağıtımlar için genel kurulun karar alması gereklidir. Bunun yanında tasfiye payı, alacak hakkına dönüşmeden ancak pay ile birlikte devir edilebilir. Alacak hakkına dönüştükten sonra tasfiye payı devir olunabileceği gibi haciz de edilecektir(8). Tasfiye payının ödenmesi için ise pay sahipliği hakkı, pay senedi, pay defteri, ilmühaber veya senet ibrazı ile ispatlamalıdır. Hamiline yazılı senetlerde senet ibrazı esasken, nama yazılı senetler için senet çıkarılmamış ise pay defteri ispat vasıtası olarak esas alınır. Tasfiye payı, on yıllık zamanaşımına tabidir(9). www.ozdogrular.com

Yeri gelmişken bir konuyu açıklamak yararlı olacaktır. YTTK’da tasfiye ile getirilen yeniliklerden biri de “tasfiyeden dönme” müessesesinin düzenlenmiş olmasıdır. Bu çerçevede, genel kurul sona eren bir şirketin devam etmesine karar verebilecektir. Ancak bu kararın alınabilmesi için pay sahipleri arasında şirket mal varlığının dağıtımına başlanmamış olmalıdır. Eğer ki, tasfiye paylarının pay sahipleri arasında dağıtımına başlanmış ise artık şirketin tasfiyesinden dönülemeyecektir.

VI- SONUÇ

Anonim ve limited şirketlerde tasfiye payı alma hakkı, pay sahiplerinin/ortakların müktesep haklarındandır. Nasıl ki, vefat eden kişilerin mirası kanuni mirasçıları arasında paylaşılıyorsa, sona eren sermaye şirketlerinin de malvarlığı ortaklar arasında paylaştırılır. www.ozdogrular.com

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda sona eren anonim ve limited şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığının, esas sözleşmede başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, pay sahipleri/ortaklar arasında dağıtılması öngörülmüştür. Esas sözleşmede farklı bir düzenleme yer almadıkça tasfiye payı, pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak ve imtiyaz hakları oranında paylaştırılacaktır. Tasfiye payının dağıtılabilmesi için kanun koyucu üç şartın varlığını aramıştır. Bunlar; şirket borçlarının tamamen ödenmiş olması, pay sahiplerine pay bedellerinin ödenmesi ve sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin esas sözleşmede başka bir hükmün bulunmamasıdır. Her ne kadar tasfiye payı alma hakkı, pay sahiplerine tanınan mal varlıksal bir hak ise de, esas sözleşmede tasfiye sonrasında kalan varlığın bir hayır ya da eğitim kurumuna veya bir şahsa aktarılması yönünde bir hükme yer verilmesi mümkündür. Bu durumda ise tasfiye bakiyesi, pay sahiplerine dağıtılmayıp, sadece esas sözleşmede belirtilen amaçlar için kullanılır.

 

Mustafa YAVUZ*

Yaklaşım

*          Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

(1)         Orhan Nuri ÇEVİK, Anonim Şirketler, 2. Baskı, Seçkin Kitabevi, Ankara 1979, s. 887

(2)         6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 13.01.2011 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş ve 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(3)         Tasfiye payı alma hakkına ilişkin anonim şirket hükümleri, limited şirketler hakkında da uygulanacağından, çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde anonim şirketlerle ilgili olarak ifade edilen “pay sahibi” ve “esas sözleşme” ibareleri, limited şirketler bakımından sırasıyla “ortak” ve “şirket sözleşmesi” kastedilmektedir.

(4)         Ünal TEKİNALP - Ersin ÇAMOĞLU - Reha POROY, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncellenmiş 7. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul 2003,  s. 532

(5)         Anonim şirketlerin tasfiyesi kapsamında, alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilecek ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılacaktır (YTTK md. 541/I).

(6)         Hacı KARA, Limited Şirketlerde Ortakların Hakları ve Borçları, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1995, s. 133

(7)         İlk esas sözleşme ile veya esas sözleşme değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir. İmtiyaz; kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya Kanun’da öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır (YTTK md. 478/I-II).

(8)         Ünal TEKİNALP - Ersin ÇAMOĞLU - Reha POROY, age, s. 537-538

(9)         http://www.turkhukuksitesi.com/makale_528.htm (Erişim: 13.05.2012)

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.