Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İFLASIN ERTELENMESİ TALEBİNDE BULUNMANIN ŞARTLARI PDF Yazdır e-Posta
10 Şubat 2012

Image

Mal varlığı borca batık olan bir sermaye şirketi iflasını istemek zorundadır. Ancak iflası talep edilen şirketin iyileşme ihtimali varsa ve bu ihtimalde düzgün ve inandırıcı bir iyileştirme projesi ile tevsik edilebilirse bu takdirde mecburi iflas halinin bildirildiği ticaret mahkemesinde iflasın ertelenmesi talep edilebilir.

MADDİ ŞARTLAR
A. BORCA BATIK OLMA

İflasın ertelenmesinin en önemli ve ön koşulu sermaye şirketinin borca batık olmasıdır. Borca batık olmayan bir sermaye şirketi iflasın ertelenmesini isteyemez.

Yasa koyucu da borca batıklık terimi yerine şirketin aktiflerinin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmemesi (TTK m. 324/2) veya şirketin borçlarının mevcut ve alacaklarından fazla olması (İİK m. 179), şirket borçlarının şirket mevcudundan fazla olması (TTK m. 446/2) ifadelerini kullanmıştır.

TTK md. 324/2 göre borca batıklık; ortaklığın aktiflerinin alacaklıların haklarını karşılamaya yetmemesidir. Amaç alacaklıların korunması olduğuna göre hukuksal anlamda malvarlığının borçları karşılayıp karşılamadığı üzerinde durulmalıdır. Hukuksal anlamda malvarlığı ise, yıllık bilanço ile ve bu bilançonun aktif ve pasifleri ile tam olarak çakışmaz. Gerçi borca batıklıkta bir bilanço ile tespit edilecektir ( TTK 324/2) ancak bu bilanço yıllık bilançodan hem maddi hem de şekli esaslar bakımından çok farklıdır. Borca batıklığı tespit bilançosunda biri malvarlığı diğeri borçlar olmak üzere iki kısım vardır ve alacaklıların haklarının karşılanmasına yarayacak bütün malvarlığı konularının piyasa değeriyle göz önüne alınması gerekmektedir

BİLANÇO, ARA BİLANÇO VE BİLANÇO HAZIRLARKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Borca Batıklığın Tespiti (Borca Batıklık Bilançosu)
TTK md. 324/2 uyarınca ortaklığın aciz halinde olduğunu gösteren emareler varsa yönetim kurulu aktiflerin satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço düzenlemek zorundadır. Ancak genel bir ifadeyle borca batıklık şüphesi, borçların tamamının ödenemeyeceği hususundaki her hangi bir tereddüt veya bir olay ile belirgin hale gelir. Akla gelen ilk durum yıllık bilanço esaslarına tabi bir bilançonun borca batıklığı göstermesidir. Bu bir yıl sonu bilançosu olabileceği gibi bir ara bilanço da olabilir. Ayrıca ortaklığın işletme konusuna uygun olarak faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olan esas unsurlardan yoksun kalması ( örneğin, üretim lisanslarının yitirilmesi, hammadde kaynaklarının tükenmesi vb.), ortaklığın büyük bir alacağı olan borçlusunun iflası, yatırım yapılan sermaye piyasası araçlarının borsa değerinin düşmesine bağlı olarak işletme değerlerinin önemli çapta kayba uğraması, döviz kurundaki negatif gelişmeler neticesi döviz rezervlerinin kaybı doktrinde başlıca borca batıklık belirtileri arasında sayılmaktadır.

İşte bu gibi emareler ortaya çıkınca yani borca batıklık durumundan şüphelenilmesi üzerine bir ara bilançoyla ya da son yılın hazırlanmış bilançosu veya sonradan yapılan tasfiye bilançosuyla borca batıklık tespit edilir.

Anılan bilanço, şirketin gerçek malvarlığını ve gerçek borçlarını tespit eden malvarlığı bilançosudur.

Bilançonun aktif hanesinde şirketin gerçek mevcudu, piyasadaki cari fiyatlar esas alınarak düzenlenir.

Borca batıklık bilançosunun aktifinde yer alacak malvarlığı unsurlarının değerlendirilmesi sırasında işletmeye ait bazı malların (bir fabrika binası ve içindeki makineler ) tek tek mi yoksa bir bütün olarak mı satılacağı konusu önem kazanır. Birlikte bir bütün oluşturan ve ancak bu şekilde fonksiyon icra edebilecek olan malvarlığı parçaları, birbirinden ayrıldıkları taktirde daha düşük bir fiyatla satılacaklardır. Bu itibarla bunların birlikte satışa çıkarılması daha uygun olacaktır. Bu itibarla bir bütünlük göstermeyen malvarlığı konuları tek tek değerlemeye konu yapılmalı, tek başına satılamayan ancak diğer malvarlığı konularıyla kombine olarak bir değer taşıyan mallar ise birlikte satışa çıkarılmalıdır. Dolayısıyla borca batıklık bilançosu içerisinde bu malvarlıklarının cari fiyatlara göre değerlemesi yapılırken bu esaslara uyulması daha gerçekçi bir bilanço ortaya koyacaktır.

Ortaklığın borçları açısından ise, borca batıklığı tespit bilançosunda sadece muaccel borçlar değil, ortaklığın bütün borçları yer almalıdır. Çünkü burada ortaklığın ödemeden aciz halinde olup olmadığı değil, bilançonun düzenlendiği tarihteki bütün borçların ödenmesi gerekseydi malvarlığının buna yetip yetmediği inceleme konusunu oluşturmaktadır. Anonim şirketin borçları, borca batıklık bilançosunun düzenlenme tarihindeki miktarları üzerinden pasif tarafa geçirilecektir.

Normal yıllık bilançonun pasifinde yer alan esas sermaye ve yedek akçeler şirket borcu olmadığından borca batıklık bilançosunda yer almaz.

Bu esaslar çerçevesinde hazırlanacak bilanço üç çeşit sonuç verebilir;
* Borçlar malvarlığını aşmaktadır.
* Borçlar malvarlığına eşittir.
* Borç miktarı malvarlığından küçüktür.

Bu durumlardan sadece borçların malvarlığını aşması halinde mahkemeye bildirim yükümlülüğü söz konusu olmaktadır. Borca batık durumda olan bir şirketin sadece iflasının ertelenmesi tek başına istenemez. İflasın ertelenmesi talebi, iflas talebi ile birlikte mahkemeye bildirilmelidir.

B. ŞİRKETİN MALİ DURUMUNUN İYİLEŞTİRİLMESİ PROJESİ
İflasın ertelenmesinin en önemli şartlarından biri de şirketin mali durumunun iyileştirilebileceğine dair bir umut olmasıdır.

İİK. 179. maddenin gerekçesi büyük istihdam alanlarının korunması, iflasın gerek borçlu gerek alacaklılar yönünden yarattığı ağır sonuçların bertaraf edilebilmesi, borçlu şirkete sağlanacak yeni olanaklar ile şirketin yeniden faal bir biçimde ekonomiye kazandırılması gibi düşünceleri içermektedir.

1) İyileştirmenin Anlamı.
İyileştirme kavramı her şeyden önce borca batıklığın ortadan kaldırılmasını ifade etmektedir. Borca batıklık ortadan kaldırılabilmelidir ki ortaklık hakkında iflasın açılması önlenebilsin. Ancak iyileştirme kararı bundan ibaret değildir. Amaç, ortaklığın bir tüzelkişi olarak varlığını sürdürebilmesinin sağlanması, bunun içinde karlılığa yeniden kavuşturularak yeniden işletmesini sürdürecek ve kar elde edecek duruma getirilmesidir. Yani borca batıklığın bertaraf edilmesi sınırları aşılmalı ve ortaklığın istikrarlı bir biçimde ekonomik fonksiyonunu yerine getirmesi de sağlanmalıdır. Hatta likitide varlık darlığı da ortaklığı kısa zamanda yeniden borca batıklığa sürükleyebileceğinden ortaklığın likidite sorununu çözmesi de bu anlamda iyileştirme kavramına dahildir. Bu durumda sadece borca batıklığı gidermeye hizmet eden taahhütlerin artırılması veya sermayenin tamamlanması gibi finansal çözümler çoğu kez yeterli olmayacak işletme stratejisi ve organizasyonun geliştirilmesi gibi iyileştirme tedbirlerin de göz önüne alınması gerekecektir.

2) İyileştirme Projesi
Mahkemenin şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin mevcut olup olmadığı konusunda kanaate varabilmesi için erteleme talebi ile birlikte mahkemeye iyileştirme projesinin sunulması gerekmektedir. Erteleme kararının alınabilmesi için yukarıda belirtmiş olduğumuz iyileştirme kavramının anlamı ile bağdaşan sadece ortaklığın borca batıklıktan kurtulmasını sağlayıcı değil bununla birlikte tüzel kişilik olarak devamını da sağlayıcı tedbirleri içeren bir proje mahkemeye sunulmak zorundadır.

İflasın ertelenmesine karar verebilmesi için mahkemenin iyileştirme projesini ciddi ve inandırıcı bulması gerekir. bir sermaye şirketinin rehabilite edileceğini bilmesi hakimden her zaman beklenemez. Zira bu hukukun dışında kalan teknik bir bilgidir. Durum böyle olunca bilirkişilik kurumuna çok büyük görev düşmektedir. Söz konusu bilirkişinin yapacağı iş, sadece bir bilançoda aktiflerin ve pasiflerin durumunu özetlemek ya da statik bir bilanço analizi yapmak değil, bilakis dinamik bir bilanço analizi yapmak, bir nakit akış tablosu çıkarmak kısacası uygulanabilir bir projeksiyon hazırlamaktır.

aa) Organizasyona İlişkin İyileştirme Tedbirleri
Burada ortaklık ve işletmesinin yapısında, fonksiyonlarında mali durumun iyileştirilmesine yönelik değişiklikler yapılması tedbirleri söz konusudur. Yani işletme örgütünün geliştirilmesi yoluyla mali durum iyileştirilmeye çalışılmaktadır. Uygulamada sıklıkla karşılaşılan tedbirleri şöyle belirtebiliriz;
* Üretimin ve sürümün rasyonalize edilmesi.
* Yeni ve daha düşük maliyetli üretim ve pazarlama tekniklerinin geliştirilmesi
* İşletmenin boyutlarının küçültülmesi ( Ör. Zarar yapan şubelerin kapatılması) .
* İşletmenin boyutlarının karlı ve verimli alanlarla sınırlandırılması.
* Yönetimin ve yöneticiler arasındaki görev bölüşümünün yeniden yapılandırılması vb.

bb) Mali Nitelikteki İyileştirme Tedbirleri
Ortaklık borca batıklık halinde olduğu için mali durumun iyileştirilmesi ortaklığın öz kaynaklarının arttırılmasına bağlıdır. Bu itibarla salt bilançosal nitelikteki örneğin yedek akçelerin yeniden değerleme yapılması vb. tedbirler yeterli olmamaktadır. Mali iyileştirme öz kaynaklar miktarının yükseltilmesi, sağlanan yeni kaynaklarla ortaklığın gerçek aktiflerini arttırmak veya ortaklığa ait borçları azaltmak yollarından biriyle gerçekleştirilebilir. Aktiflerin azalmasını önleyici nitelikteki tedbirler bu gruba girmektedir. Mali nitelikteki iyileştirme tedbirlerine örnek olarak;
* Pay sahiplerinin ortaklığa yeni kaynak temin etme vaatleri.
* Kefaletler.
* Banka garantileri.
* Alacakların sermayeye dönüştürülmesi yönündeki sözleşmeler vb. tedbirler sayılabilir.

cc) Hukuki Nitelikteki İyileştirme Tedbirleri
Hukuki anlamda iyileştirme kavramında ise borca batık bir işletmenin;
* Vergi hukukuna,
* Cebri icra hukukuna,
* Ticaret hukukuna
İlişkin olarak alınacak tedbirler ile sağlığa kavuşturulması sayılabilir.

İflasın ertelenmesini talep eden, hangi tedbirlere başvurularak ve hangi süre içinde borca batık olma durumunun sona ereceğini, iyileştirme projesini ve bu projenin ciddi ve inandırıcı olduğunu ispata yarayan bilgi ve belgeleri mahkemeye sunmalıdır. (md. 179/1)

Bu bilgi ve belgelerin nelerden ibaret olacağı sunulan iyileştirme projesinde yer alan tedbirlere göre değişiklik arz edebilecektir. Örneğin banka garanti sözleşmesi, ibraname sözleşmesi vb. gibi. Mahkemeye ayrıca defter değerleri esas alınarak düzenlenmiş ara bilanço ve bundan önceki yıllık bilançoların, aynı şekilde kar zarar hesaplarının ( gelir tablolarının ) da sunulması gerekir. Zira hakim bu sonuç açıklama bilançolarından ve hesaplarından ortaklığın kar zarar durumunun nasıl bir gelişme gösterdiğini görme fırsatı bulur ve iyileştirme projesinde yer alan tedbirlerin ciddi ve inandırıcı olduğunu tespitinde yararlı olur. Zira İİK m.179 da sadece belgelerin değil bilgilerin de mahkemeye sunulması zorunluluğu düzenlenmiştir. Bununla birlikte borca batıklık tespit bilançosunun da sunulması gerekmektedir.

C. ORTAKLIĞIN TASFİYE HALİNDE OLMAMASI
Tasfiye halindeki sermaye şirketinde mahkemece iflasın ertelenmesine karar verilmesi mümkün değildir..

D. ALACAKLILARIN DURUMUNUN İFLASIN AÇILMASINA ORANLA DAHA KÖTÜ BİR DURUMA SOKULMAMASI
Ortaklık borca batık olduğundan iflasın derhal açılmasına karar verilseydi alacaklılar alacaklarını tam olarak alamayacaklardı. Erteleme kararı verilmekle alacaklılar bu kısmi tatminden dahi erteleme süresi boyunca yoksun kalacaklardır. Dolayısıyla alacaklıların erteleme yüzünden bir zarara uğramadıklarının kabulü için haklarına sadece borca batıklık bildirimi anındaki düzeyde kavuşmaları yeterli değildir. En azından gecikmeden doğan zararlarının karşılanması gerekir ki iflasın derhal açılmasına oranla bir zarara uğramadıkları söylenebilsin. Bu da mali durumun iyileştirilmesi imkanı ile mümkündür.

Ancak iflasın ertelenmesi sonucu alacaklıların katlanmak zorunda kalacakları zarar, erteleme kararı verilmeden derhal iflas kararı verilmesi durumunda katlanacakları zarara göre daha fazla ise, iflasın ertelenmesi kararı mahkemece reddedilmelidir. www.iflaserteleme.com

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.