Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Üniversitelerde Çalışan Saat ücretilerin İşsizlik ödeneği PDF Yazdır e-Posta
08 Eylül 2011
Image

 KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ İLE ÇALIŞANLARIN İŞSİZLİK SİGORTASINDA YAPILAN EN SON DEĞİŞİKLİKLERİN ÜNİVERSİTELERDE SAAT ÜCRET KARŞILIĞI ÇALIŞANLAR AÇISINDAN DEĞERLENDİRMESİ

GİRİŞ

4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunun 47’inci maddesine göre; İşsizlik sigortası; bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenlere, uğradıkları gelir kayıplarını kısmen de olsa karşılayarak kendilerinin ve aile fertlerinin zor duruma düşmelerini önleyen, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren, Devlet tarafından kurulan zorunlu bir sigorta olarak tanımlanmıştır.

 Bir işyerinde çalışırken, çalışmak istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalıların işsiz kalmaları sonucu uğradıkları gelir kaybı, belli sürede işsizlik sigortası ile karşılanıyor.

Bu sistem, sigortacılık tekniğiyle faaliyet gösteren zorunlu bir sigortadır. Bir hizmet akdiyle sigortalı olarak çalışanlar, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıklarda çalışanlar ve ülkemizde çalışma vizesi ile çalışan yabancı işçiler, işsizlik sigortasından faydalanabiliyor.

İşsizlik sigortasının uygulama yasası olan 4447 sayılı kanuna göre; işsizlik ödeneğine hak kazanacak şekilde işten ayrılan sigortalılar, Türkiye İş Kurumu’na süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri, hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanıyor. Burada özellikle 600 gün prim ödeme şartının ağır olması ve son 120 kesintisiz çalışma şartlarının zaman zaman yerine getirilmesinde sorunlar yaşanıyordu. 6111 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerle bunlara çözüm getirilmiştir. 

İŞSİZLİK SİGORTASININ KAPSAMI

 İşsizlik sigortası genel olarak SSK’ya prim ödeyenleri kapsamaktadır, ama 4447 sayılı Kanuna göre;

 ü       Eski 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2’inci maddesine göre veya yeni 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin 4/a’sına göre bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılan sigortalılar,

ü       Eski 506 sayılı Kanun’un geçici 20’inci maddesi kapsamında olan özel banka ve borsalarda işçi statüsü ile çalışanlar (memur ve sözleşmeli statüde olmayanlar),

ü       Karşılıklılık esasına dayalı olarak yapılan anlaşmalara göre Türkiye’de sigortalı olarak çalışan yabancılar, (Yabancının ülkesinde Türk vatandaşlarına İşsizlik Sigortası uygulanıyor ise bizde o ülke vatandaşına uygulanacaktır.)

ü       4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkındaki Kanun’a ve 5510 sayılı Kanun’a göre çalıştırılan koruma bekçileri,

ü       Ücretli ve sürekli olarak ev hizmetlerinde çalışanlar,

ü       Kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle çalışanlar,

ü       Özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar,

ü       Tarım sanatlarına ait çalışanlar,

ü       Tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden sayılmayan işlerde çalışanlar,

ü       Tarım işyeri sayılmayan işyerlerinin park, bahçe fidanlık vb. işlerinde çalışanlar, işsizlik sigortası kapsamındadır.

İŞSİZLİK SİGOTTASININ KAPSAM DIŞINDAKİLER

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 3’üncü maddesinde sigortalı sayılmayanlar, sosyal güvenlik kuruluşlarından yaşlılık aylığı alıp ta sosyal güvenlik destek primi ödeyerek ya da ödemeksizin çalışanlar ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 233 ve 399 sayılı Kanunun Hükmünde Kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanundaki hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanuna göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar bu Kanunun kapsamına dâhil değildir.

         KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNDE ÇALIŞMA SÜRESİ

            Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.

         Haftanın iş günlerinden birinde kısmen çalışılan işyerinde, bu süre haftalık çalışma süresinden düşüldükten sonra, çalışılan sürenin çalışılan gün sayısına bölünmesi suretiyle günlük çalışma süreleri belirlenir. Günlük çalışma süresi her ne şekilde olursa olsun 11 saati aşamaz. Kısmi süreli çalışma; işyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışma olduğundan işyerindeki normal haftalık çalışma süresinin 2/3’ü olarak belirlenmiştir. Buna göre, normal haftalık çalışıma süresi eğer 45 saat ise, haftada en fazla 30 saate kadar yapılan çalışmaları kapsayan iş sözleşmeleri kısmi süreli iş sözleşmesi olarak tanımlanacaktır.

          İşyerindeki normal çalışma süresinin 2/3 oranında söz edildiğinden, bir işyerinde kısmi süreli çalışmanın var olup olmadığını anlayabilmek için, o işyerinde uygulanan haftalık normal çalışma sürtesi olarak alınacaktır. Haftalık normal çalışma süresi İş Kanununa göre 45 saattir. Ancak örneğin; (A) İşyeri haftalık normal çalışma süresini 42 saat belirleyebilir. Bu durumda o işyerinde kısmi süreli çalışma süresi 42 saatin 2/3 oranı olarak 28 saat olarak belirlenecektir.

             ÜNİVERSİTELERDE ÇALIŞAN (SAAT ÜCRETLİ) KISMİ SÜRELİ ÇALIŞANLARIN DURUMU   

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 31’inci maddesine göre, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayanlar ile bir sosyal güvenlik kurumundan emekli aylığı almakta iken ders saati başına ücretli olarak görevlendirilen öğretim elemanlarının görevlendirilmeleri genel olarak bir veya iki yarıyıllık bir süreyi kapsamakta ve bunların haftada verebilecekleri ücretli dersler Yasa gereği maksimum 20 saat ile sınırlandırılmaktadır. Bu kanuna göre görevlendirilen öğretim görevlilerin görevlendirildikleri derslerin toplamı 7,5’a bölünerek çalıştıkları gün hesaplanarak o gün üzerinden SGK primi kesilmektedir. Haftalık maksimum 20 ders saat görevlendirilebilen bir öğretim görevlisi ayda toplam 80 ders saati, buda 7,5 bölündüğünde aylık çalışılan toplam gün sayısı 11 gün olmaktadır. Üniversitelerde ortalama 8 ay eğitim yapıldığı düşünüldüğünde yıllık toplam 80 gün olup, yaz tatili ve sömestrlerde kesintiye uğramaktadır. İşsizlik ödeneğine hak kazanılabilmesi için, 4447 sayılı Kanunda; hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp, işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak koşulları aranmaktadır. Oysaki yukarıda ayrıntılı olarak açıklamaya çalıştığımız gibi üniversitelerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 31’inci maddesine göre ücretli ders vermek üzere görevlendirilen kişinin bir yılda çalıştırılacağı gün sayısı maksimum 80 gündür. Dolayısıyla, mevzuatın işsizlik ödeneğinden yaralanma için öngördüğü; üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün için prim ödeyerek sürekli çalışmış olma koşulu hiçbir surette sağlanamayacaktır. Zira, ilgililer ayda en fazla 80 saat çalıştırıldıklarından ve ayda maksimum 11 gün prim ödemeleri nedeniyle yılda (bir eğitim-öğretim dönemini 8 ay olarak düşünürsek)  88 gün ve 3 yılda da 264 gün prim ödeme sayısına ulaşacaklar, ancak 4447 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen işsizlik ödeneğine hak kazanmak için gereken prim ödeme gün sayısını (asgari 600 gün) tamamlamaları mümkün olamayacaktır. Bu nedenle üniversitelerde ders ücreti karşılığı görevlendirilen öğretim elemanları hiçbir zaman işsizlik sigortasından yararlanamayacaklardı. Ancak, 6111 sayılı Kanunda yapılan İşsizlik sigortası ve isteğe bağlı sigortalıların da işsizlik ödeneğinden yararlanabilmelerine ilişkin yapılan düzenleme ile yararlanabilecekleri hale getirilmiştir.

6111 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİK

6111 sayılı Kanunla işsizlik sigortasının kapsamı genişletildi. Sigortalı olarak kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar, işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile ücretli ve sürekli olarak ev hizmetlerinde çalışanlar, kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle çalışanlar ve 5510 sayılı kanununun ek 6’ıncı maddesi kapsamındaki sigortalılarda işsizlik sigortasından faydalanabilecek.

Çalışmakta oldukları işlerini kendi istekleriyle bırakanlar ile ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller dışında işlerine istekleri dışında son verilenler işsizlik sigortası alabiliyor. Bunun için işverenin işten ayrılma bildirgesini 3 nüsha olarak düzenlenmesi ve bildirgenin bir nüshasını da 15 gün içinde İş Kur’a göndermesi gerekiyor. Üçüncü nüsha da işyerinde saklanacak şekilde alıkonacaktır.

Sigortalı işsizin, işsizlik ödeneği alabilmesi ve 5510 sayılı kanunun gereği ödenecek sigorta primleri, yeni bir iş bulma ve meslek geliştirme, edindirme eğitimlerinden faydalanabilmesi için işten ayrılma bildirgesiyle birlikte hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde kuruma doğrudan veya elektronik ortamda başvurması gerekiyor. İşsizlik ödeneğine hak kazanmak için hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olması gerekiyordu. “Torba Kanun” ile bu şart kaldırıldı. Böylece işsizlik ödeneğine hak kazanmak da kolaylaştı.

İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca sigortalıların işsizlik ödeneğine hak kazanabilmesi için hizmet akitlerinin kanunda belirtilen hallerden birisine dayalı olarak sona ermesi gerekiyor. Ayrıca kuruma, süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri ve kanunda yer alan prim ödeme şartlarını sağlamış olmaları isteniyor. İşsizlik ödeneği almakta iken aşağıdaki durumlarda bu para kesiliyor.

Kurumlarınca teklif edilen mesleklerine uygun son çalıştıkları işin ücret ve çalışma şartlarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye mücavir alanı sınırları içinde bir işi haklı bir sebebe dayanmaksızın reddeden,

İşsizlik ödeneği aldığı sürede gelir getirici bir işte çalıştığı veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit edilen,

Türkiye İş Kurumu tarafından önerilen meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimini haklı bir sebep göstermeden reddeden veya kabul etmesine karşın devam etmeyen,

Haklı bir nedene dayanmaksızın kurum tarafından yapılan çağrıları zamanında cevaplamayan, istenilen bilgi ve belgeleri öngörülen süre içinde vermeyenler.

Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. Bu şekilde hesaplanana işsizlik ödeneği miktarı, İş Kanunu’nun 39’uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemiyor.

6111 SAYILI KANUN’DA İSTEĞE BAĞLI SİGORTA İLE İŞSİZLİK SİGORTASINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİK

Kısmi süreli çalışanlar, çalışmadıkları günleri isteğe bağlı sigortalı olarak 30 güne tamamlayabiliyorlardı ve ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 5510 sayılı Kanunun 4/b (eski adıyla Bağ-Kur) kapsamında değerlendiriliyordu. 6111 sayılı Kanun ile birlikte, isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödenen süreler 4/a (eski adıyla SSK) kapsamında geçen sigortalılık süresi olarak prim ödenen süreler 4/a (eski adıyla SSK) kapsamında geçen sigortalılık süresi olarak değerlendirilecektir. Bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten sonraki süreklere ilişkin olmak üzere, 4857 sayılı Kanun’a göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalılar, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri borçlanma hakkına sahiptir. Bu kapsamda borçlanacak sürelere ilişkin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmiş olması halinde, genel sağlık sigortası primi ödenmiş bu sürelere ilişkin borçlanma tutarı %20 oranı üzerinden hesaplanacak ve bu borçlanma süreleri 4/a yani eski adıyla SSK kapsamında kabul edilecektir. Kısmi süreli çalışanlardan ay içindeki çalışmadıkları günlerini, isteğe bağlı sigortalı olarak ödeyenler, işsizlik sigortasına da tabi olabilecekler ve yüzde 1 sigortalı, yüzde 2 işveren payı olmak üzere toplam yüzde 3 oranında işsizlik sigortası primi ödeyeceklerdir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

4447 sayılı Kanunun 4571 sayılı Kanunla değişik 46’ıncı maddesi uyarınca 2547 sayılı Yükseköğretim Kanuna tabi olanlar işsizlik sigortası dışında bırakıldığından ders ücreti karşılığı görevlendirilen öğretim elemanlarından işsizlik sigortası primlerinin kesilmemektedir.

6111 sayılı Kanunda yapılan İşsizlik sigortası ve isteğe bağlı ödemelerde de işsizlik sigortası kesilmesine ilişkin yapılan düzenlemeler sonunda üniversitelerde ders saat ücretli görevlendirilen öğretim elemanlarının da ödemeye ilişkin şartları isteğe bağlı olarak ödemeleri halinde sağlayabilecek olmaları, ancak işsizlik sigortası kapsamı dışında tutularak yararlandırılmamaları haksız bir uygulama olarak değerlendirilmektir.

Ayhan GÖKDEMİR

Dokuz Eylül Üniversitesi

Devlet Konservatuar Sekreteri

Bu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

KAYNAKÇA

 ·   Ahmet Yavuz’un “İşsizlik Sigortasının Kapsamı Genişledi, Ödenek Almak Kolaylaştı” Başlıklı İnternette yayımlanan makalesi

 ·   Dr. Resul Kurt’un “İşsizin maaşı artsın mı?” başlıklı web sayfasında yayınladığı makalesi

 ·   Mehmet Mankal ‘ın “6111 Sayılı Kanun’da İsteğe Bağlı Sigorta Şile İlgili Neler Değişti” başlıklı Yaklaşım Nisan 2011 tarih 220 sayılı Dergide yayınlanan makalesi