Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Altın Satışlarının BSMV Karşısındaki Durumu PDF Yazdır e-Posta
09 Eylül 2011

Image

Altın satışlarının hangi oranda Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine (BSMV)’ne tabi tutulması gerektiği konusunda bir tartışma bulunmaktadır.

I- GİRİŞ

Altın satışlarının kambiyo muamelesi olarak kabul edilmesi durumunda % 0 diğer banka ve sigorta muamelesi olarak kabul edilmesi durumunda ise lehe alınan paralar üzerinden % 5 oranında vergilendirilme yapılacaktır. Kanımızca altın satışları, kambiyo muamelesi olmayıp kıymetli maden satışı niteliğindedir ve lehe kalan para üzerinden % 5 BSMV hesaplanması gerekmektedir.

Altın, kıymetli madenler arasında keşfi en önemli sonuçlar doğuran madenlerden biridir. İnsanları asırlarca peşinden sürüklemiş, savaş ve barışlara neden olmuştur. Estetik olması nedeniyle bazen mücevher, rezerv aracı olma özelliği ile bazen külçe, değişim aracı özelliğinden ötürü bazen para şekline giren altın tüm zamanların en çok talep edilen kıymetli madenlerinden birisi olmuştur(1).

Küresel krizle birlikte yatırımcılar, güvenli bir liman arayışına girmiş ve altının cazibesi tekrar artmıştır. Altına yönelen yatırımlar ise geleneksel yöntemlerle altın satın alınması şeklinde olabildiği gibi altın hesaplarına, altın fonlarına yatırım yapılması şeklinde de olabilmektedir. 2008 yılında yaşanan küresel kriz sonrasında, küresel krizin etkilerinin geçici olmadığı ve etkilerini uzun süre devam ettireceği görülmüştür. Bu nedenle, zaman zaman altın fonlarına kısa dönemli spekülatif ataklar olsa da veriler incelendiğinde altına yönelen fonların uzun dönemli olarak tutulduğu görülmektedir(2). Ağustos 2011 tarihi itibariyle altın tarihi rekor kırmış ve altının ons fiyatı 1.740 ABD Dolarının üzerine tırmanmıştır(3). Yapılan tahminler devalüasyon tehlikesi, yüksek enflasyon ve yüksek kamu açıkları devam ettikçe yatırımcıların güvenli bir liman olarak gördükleri altına yatırım yapmaya devam edeceklerini ortaya koymaktadır(4).

2008 krizi sonrasında Türkiye’de de dünyadaki gelişmelere bağlı olarak altın satışlarında büyük bir artış gözlemlenmiştir. Birkaç yıl öncesine kadar sadece bir iki bankada sunulan altın hesabı hizmeti günümüzde birçok bankada sunulmaya başlanmıştır. Altın ürünlerine talebin artarak devam etmesi sektörü altına dayalı ürün çeşitliliğine yöneltmektedir. Altın hesaplarının yanı sıra, bankalardaki altın fonlarının sayısı da artmaktadır. Bazı bankalar, altın kredisi ve altın kazandıran kredi kartı gibi farklı enstrümanlar sunarken, bazı diğer bankalar ise altın çek uygulaması başlatmıştır.

Artan altın talebine bağlı olarak, altın varlıkları bankaların bilançosunda gittikçe artan oranda yer tutmakta ve bu işlemlerin nasıl vergilendirileceği de önem arzetmektedir. Bu kapsamda bu yazıda bankaların altın satışlarının banka ve sigorta muameleleri vergisi karşısındaki durumu irdelenecektir.

II- ALTIN SATIŞLARI BSMV’YE TABİ MİDİR?

Altın satışlarının BSMV’ye tabi tutulup tutulmadığı konusunda iki görüş bulunmaktadır.

Birinci görüş: Altın uzun yıllar boyunca para yerine kullanılmış olup, bankalar ve müşteriler açısından işletmede kullanılan bir emtiadan ziyade bir yatırım aracı mahiyetindedir. Müşteriler çok zaman altını fiziki olarak görmemektedir. Bu nedenle altın satışlarının da kambiyo muamelesi olarak kabul edilmesi gerekir. Dolayısıyla, altın satışları sonucunda lehe kalan para üzerinden % 5 oranında BSMV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır. Altın muamelelerinde satış tutarı üzerinden % 0 (98/11591 sayılı BKK uyarınca) BSMV hesaplanmalıdır.

İkinci görüş: Altın kıymetli maden niteliğinde olup, altın satışlarının kambiyo muamelesi olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nda vergilendirme açısından emtia veya yatırım aracı şeklinde bir sınıflandırma yapılmamıştır.  Anılan Kanun’un 31. maddesi uyarınca kambiyo alım ve satım muamelelerinde kambiyo satışlarının tutarı vergiye matrah olurken, diğer işlemlerde (ister emtia ister yatırım aracı, ister hesaben tutulan bir varlık olsun) anılan Kanun’un 28. maddesinde yazılı lehe kalan tutar BSMV’ye tabi bulunmaktadır. Dolayısıyla kıymetli maden niteliğindeki altın satışlarının kambiyo muamelesi olarak nitelendirilmesi mümkün olmayıp, altın satışları sonucunda lehe kalan para üzerinden % 5 oranında (98/11591 sayılı BKK uyarınca) BSMV hesaplanması gerekir.

Kişisel Görüşümüz: Yukarıda belirtildiği üzere, altın satışlarının kambiyo muamelesi olarak kabul edilmesi durumunda satış tutarı üzerinden % 0 oranında BSMV hesaplanacak, aksi takdirde altın satışları sonucunda lehe kalan para üzerinden % 5 oranında BSMV hesaplanacaktır. Görüldüğü üzere, tartışmanın özü altın satışlarının “kambiyo muamelesi” olarak kabul edilebilip edilmeyeceği noktasında düğümlenmektedir. Bu nedenle “kambiyo muamelesi” kavramına biraz daha yakından bakılmasında yarar bulunmaktadır.

Latince “cambiare” kelimesinden kaynaklanan kambiyo kelimesi mali anlamda “iki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi” anlamına gelmektedir. Latince ex-cambiare kelimesi İngilizceye exchange, İtalyancaya cambio ve Türkçeye kambiyo olarak geçmiştir(5). Türk Dil Kurumu kambiyo kelimesinin üç anlamını aşağıdaki gibi vermiştir(6).

1- İki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi,

2- Herhangi bir yerdeki bir alacağın tahsili, bir borcun ödenmesi veya bir yerden toplanan para ve para yerine geçen taşınabilir değerlerin başka bir yere aktarılması için yapılan işlemin bedeli,

3- Bu işlemin yapıldığı yer.

Yukarıda görüldüğü üzere, kambiyo kelimesi işlem, bedel ve yer olmak üzere üç farklı anlamda kullanılmaktadır. Banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından ise kambiyo kavramının döviz, yabancı para anlamında kullanıldığı görülmektedir(7).

Mevzuatta ise, kambiyo kavramının tanımını Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da bulmak mümkündür. Anılan Karar’ın 2. maddesinde, döviz (kambiyo), kıymetli madenler, işlenmemiş altın, işlenmiş altın, kıymetli taşlar ve kıymetli eşya kavramlarının hangi anlamı ifade çok açık bir şekilde açıklanmıştır.

Buna göre;

g) Efektif: Banknot şeklindeki bütün yabancı ülkeler paralarını,

h) Döviz (kambiyo): Efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtaları,

j) Kıymetli Madenler: Her tür ve şekilde altın, gümüş ve platini

ifade etmektedir.

Görüldüğü üzere, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın 2. maddesi uyarınca; altın, döviz (kambiyo), olarak değil, “kıymetli maden” olarak nitelendirilmiştir. Bu nedenle altın satışlarının kıymetli maden satışı olarak nitelendirilip, % 5 BSMV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

Gelirler Genel Müdürlüğü’nün; Türkiye Bankalar Birliği’ne verdiği Özelgesi de bu yöndedir.  Anılan Özelge aşağıdaki gibidir.

“…

Diğer taraftan, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinde “Banka ve sigorta şirketlerinin 10.06.1985 tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’na göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.” denilmektedir.

Aynı Kanun’un 31. maddesinde ise; banka ve sigorta muameleleri vergisinin matrahının 28.  maddede yazılı paraların tutarı olduğu, kambiyo alım ve satım muamelelerinde kambiyo satışlarının tutarı vergiye matrah olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Bu durumda, bankaların altın alım satım işlemlerinde söz konusu kıymetlerin satışı nedeniyle bankaların lehine kalan paraların % 5 oranında banka ve sigorta muamele vergisine tabi tutulması gerekir.

Bankaların mevcutlarındaki altının gram üzerinden izlenmesi halinde de, altının alındığı tarihteki gram üzerinden TL değeri ile satış tarihi üzerinden TL değeri arasındaki fark bulunarak banka ve sigorta muameleleri matrahının buna göre tespit edilmesi gerekmektedir.”(8)

Danıştay 7. Dairesi’nin, 1997 tarihli ve K.1382 no.lu Kararı’nda da “döviz karşılığı külçe altın alışlarının kambiyo muamelesi olarak kabul edilemeyeceği” belirtilmiştir.

Öte yandan, finans piyasasında yabancı paralar döviz (currency) olarak sınıflandırılırken, altın, gümüş gibi kıymetli madenler commodity (emtia) olarak sınıflandırılmaktadır. Bloomberg(9) ve Reuters, gibi veri tabanlarında altın ve diğer kıymetli madenlerin emtia (commodity) başlığı altında kıymetli maden (precious metal), yabancı paraların ise döviz (currency) olarak sınıflandırıldığı görülmektedir. Türkiye’deki finans piyasalarında da benzer bir sınıflandırma yapıldığını görmek mümkündür. Örneğin, Vadeli İşlemler Borsasında (VOB) altın kontratları döviz sözleşmeleri olarak değil emtia sözleşmeleri olarak sınıflandırılmıştır(10).

Yine uluslararası vergilendirme açısından da altın, gümüş, gibi kıymetli madenler döviz (currency) olarak nitelendirilmemekte ve ayrı esaslara göre vergiye tabi tutulmaktadır. Örneğin, ABD uygulamasında kıymetli madenlerin elden çıkarılması sermaye değer artış kazancı (capital gain) olarak vergilendirilirken(11), döviz kazançları olağan ticari kâr (ordinary gain) olarak vergiye tabi tutulmaktadır.

Öte yandan, bankaların, altını bir yatırım aracı olarak hesaben tutmaları ve fiziki olarak altın alım satımı yapmamaları da lehe kalan para tutarı üzerinden % 5 oranında BSMV hesaplamamalarının gerekçesi olamaz. 6108 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca kambiyo alım ve satım muamelelerinde kambiyo satışlarının tutarı vergiye matrah olurken, diğer işlemlerde (ister emtia ister yatırım aracı, ister hesaben tutulan bir varlık olsun) anılan Kanun’un 28. maddesinde yazılı lehe kalan tutar BSMV’ye tabi bulunmaktadır. Bu çerçevede nasıl ki bankalar, yatırım amacıyla hesaben aldıkları bakır, alüminyum ve petrole dayalı yatırım araçlarını sattıklarında lehe kalan para üzerinden % 5 oranında BSMV ödeyeceklerse, bir kıymetli maden olan altını satmaları durumunda da % 5 oranında BSMV ödeyeceklerdir.

III- SONUÇ

Gerek sözlük anlamına bakıldığında, gerekse uluslararası finans piyasalarındaki sınıflandırma dikkate alındığında kambiyo kavramının mali anlamda “iki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi” anlamında kullanıldığı görülmektedir. Altın, gümüş, bakır gibi metaller ise kambiyo (döviz) kavramı ile değil, “kıymetli madenler” kavramı ile ifade edilmektedir.

Sözlük anlamı bir yana, olay yürürlükteki kambiyo mevzuatı açısından incelendiğinde, döviz (kambiyo), kıymetli madenler, işlenmemiş altın, işlenmiş altın, kıymetli taşlar ve kıymetli eşya kavramlarının hangi anlamı ifade Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar ile açıklanmıştır. Buna göre döviz (kambiyo), efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nevi hesap, belge ve vasıtaları, ifade ederken, kıymetli madenler, her tür ve şekilde altın, gümüş ve platini ifade etmektedir. Buna göre altın satışlarının kambiyo muamelesi olarak kabul edilebilmesi mümkün değildir.

Gelirler Genel Müdürlüğü’nün, Türkiye Bankalar Birliği’ne verdiği Özelge(12)’de bu yöndedir.  Anılan Özelge’de bankaların altın alım satım işlemlerinde söz konusu kıymetlerin satışı nedeniyle bankaların lehine kalan paraların % 5 oranında banka ve sigorta muamele vergisine tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir. Yine Danıştay 7. Dairesi’nin; 1997 tarihli ve K.1382 no.lu Kararı’nda da “döviz karşılığı külçe altın alışlarının kambiyo muamelesi olarak kabul edilemeyeceği” belirtilmiştir. Özetle altın muameleleri nedeniyle lehe kalan tutar üzerinden % 5 BSMV hesaplanması gerekmektedir.

 

Akın TAVUZ*

Yaklaşım

 

*         Vergi Başmüfettişi (E. Baş Hesap Uzmanı)

(1)         Ayhan TOPÇU, Altın Fiyatlarını Etkileyen Faktörler, Sermaye Piyasası Kurulu Araştırma Dairesi, Ocak 2010, s. 3-4

(2)         E. DUNKLEY, “Investors seek gold ETFs for long-term exposure”, Investment week , s. 26 (Çevrimiçi: 15.08.2011)

(3)         http://in.reuters.com/finance/commodities (Çevrimiçi: 15.08.2011)

(4)         DUNKLEY, age.

(5)         Etymology Dictionary, Douglas Harper, Historian, (Çevrimiçi:

             http://www.etymonline.com/index.php?search=exchange&searchmode=none Erişim: 09.05.2011)

(6)         Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük (Çevrimiçi: http://tdkterim.gov.tr/bts/ Erişim: 09.05.2011)

(7)         Ahmet KIRMAN, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Ankara 1995, s. 120

(8)         Gelirler Genel Müdürlüğü’nün, 17.04.1996 tarih ve B.07.0.GEL.0.56/5601-775 sayılı Özelgesi.

(9)         Bkz. (Çevrimiçi: http://www.bloomberg.com/markets/commodities/futures/ Erişim: 09.05.2011)

(10)       Bkz. (Çevrimiçi: http://www.vob.org.tr/VOBPortalTur/detailsPage.aspx?tabid=607, Erişim: 09.05.2011)

(11)       Publication No: 550, (Çevrimiçi: http://www.irs.gov/pub/irs-pdf/p550, Erişim: 09.05.2011)

(12)       Gelirler Genel Müdürlüğü’nün, 17.04.1996 tarih ve B.07.0.GEL.0.56/5601-775 sayılı Özelgesi.