ANONİM ŞİRKET PAY (HİSSE) SENEDİ ALIM SATIMLARININ GELİR VERGİSİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
14 Mayıs 2024

Image

1.  GİRİŞ

Küresel ticaretin gelişmesi ve sermayenin hareket kabiliyetinin artması ile birlikte şahıs işletmeleri ve ortaklıkları şirketleşme yolunu tercih etmekte, sermaye hareketlerinin ve finansal hizmetlerin eskisinden daha kolay hale gelmesi ve yaygınlaşması yabancı sermayenin de Türkiye’de bulunan şirketlere yatırım yapmasına daha fazla olanak sağlamaktadır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 124. maddesi gereğince kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket ise sermaye şirketi sayılmakla birlikte bu şirketlere ortak olunması halinde ortaklık payının; şahıs şirketlerindeki ortaklık payını, anonim şirketteki payı, limited şirketteki esas sermaye payını, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketteki ortaklık payını ifade ettiği aynı kanunun 135. maddesinde tanımlanmıştır.

Hisse senetleri 6102 sayılı Kanun’da yer bulan ifadesiyle pay senetleri, genel olarak anonim şirketlerin sermayesini temsil eden, sahibine söz konusu anonim şirkete ortaklık hakkı sağlayan ve bununla beraber şirket genel kurulunda oy kullanma hakkı sağlayan, şirket karından kar payı alma hakkı veren, yeni pay çıkarılması halinde bedelli veya bedelsiz pay alım hakkı sağlayan, şirketin tasfiye edilmesi halinde tasfiyeden pay almasına izin veren ve şirketin faaliyetleri ile ilgili bilgi edinme hakkı veren menkul kıymetlerdir. Pay (hisse) senetleri anonim şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler tarafından TTK hükümlerine ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak düzenlenmiş belgelerdir.

Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3. maddesinde “paylar” menkul kıymet olarak tanımlanmış, aynı maddede menkul kıymetlerin bir sermaye piyasası aracı olduğu düzenlenmiştir. Yine anılan kanuna dayanılarak çıkarılan Pay Tebliği’nde pay tanımı “Ortaklığın sermayesini temsil eden ve sahibine ortaklık hakkı veren menkul kıymet” olarak ifade edilmiştir.

Sermaye piyasalarının gelişmesi ve sermayenin mobilitesinin artması beraberinde yatırım faaliyetlerinin yaygınlaşmasını getirmiş, kâr payı elde etmek isteyen kişilerin gerek halka açık ortaklıkların gerekse de halka açık olmayan ortaklıkların pay senetlerini almaları yoluyla söz konusu şirketlere yatırım yapma isteklerini artırmıştır. Bu düzlemde teknolojik gelişmelerin sağladığı bilgiye erişim kolaylığı bireylerin yatırım tercihlerini farklılaştırmakta, menkul kıymet yatırımları da eskiye nazaran daha fazla tercih edilmektedir.

Nitekim Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan 2022 yılı faaliyet raporu uyarınca Pay piyasasında işlem yapan yatırımcı sayısı 2022 yılında yüzde 58 artış göstererek 2022 yıl sonu itibarıyla 3,8 milyona çıkmıştır. (https://spk.gov.tr/data/61e48f651b41c60d1404d687/SPK%202022%20Faaliyet%20Raporu.pdf , Erişim Tarihi: 23.12.2023) Yine 2023 yılı Eylül sonu itibarıyla pay piyasasındaki yatırımcı sayısı 7,8 milyona yükseldiği kurul tarafından duyurulmuştur. ( https://spk.gov.tr/duyurular/baskanin-konusmalari/ kurul-baskani-ibrahim-omer-gonulun-gazetecilere-verdigi-roportaj, Erişim Tarihi: 23.12.2023)

Ancak pay sahipleri kazanç elde etme isteğiyle ya da başka sebeplerle ellerindeAncak pay sahipleri kazanç elde etme isteğiyle ya da başka sebeplerle ellerindebulundurdukları söz konusu menkul kıymetleri ortağı bulunduklarışirkete veya 3. kişilere satabilmekte, devredebilmekte veya mevcut ya da yenikurulacak şirketlere sermaye olarak koyabilmektedir. Bu alım-satım faaliyetineticesinde elde edilen kazançların hiç şüphesiz vergilendirme karşısındakidurumunun iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Pay senedi sahibi gerçek kişiler tarafından menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar gelir vergisi uygulamasında değer artış kazancı olarak kabul edilmektedir. Ancak pay (hisse) senetlerinin iktisap şekli, elden çıkarma öncesinde elde tutulma süresi ve bu pay senetlerini çıkaran şirketin borsada işlem görüp görmemesi söz konusu pay senetlerinden elde edilen kazançların vergilendirilmesinde birtakım farklı sonuçlar doğurmaktadır. Çalışmamızda anonim şirketlerde ortaklık hakkı veren pay senetlerinin gerçek kişilerce elden çıkarılması halinde elde edilen kazancın hangi şartlar ve usullerde gelir vergisine tabi olacağı ve vergilendirme usulü değerlendirilmektedir.

2. PAY (HİSSE) SENETLERİNİN İKTİSAP ŞEKLİ

Menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinde değer artış kazancı olarak tanımlanmış olup değer artış kazançları GVK 80. madde uyarınca vergiye tabi gelire dahildir.

Anılan madde metni “İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar” şeklinde düzenlenmiştir.

Mezkûr maddede “elden çıkarma” deyimi tanımlanmış pay senetleri açısından söz konusu pay senetlerinin satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasının elden çıkarma olarak değerlendirileceği belirtilmiştir.

Pay (hisse) senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olarak kabul edilmesi ve gelir vergisine tabi tutulması için ön koşul bir ivaz karşılığında edinilmiş olmasıdır. Nitekim ilgili kanun maddesinde yer alan ivazsız olarak iktisap edilenler hariç ifadesi ile herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın elde edilen hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde elde edilen kazancın değer artış kazancı olarak değerlendirilmemesi sağlanmış olup bu durumda gelir vergisi açısından vergilendirilecek bir kazançtan söz edilemeyecektir. İvazsız iktisap edilen hisse senetlerinden hem ivazsız intikal yoluyla hem de veraset yoluyla edinilenlerin anlaşılması gerekmektedir. Ayrıca herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın edinilen pay (hisse) senetlerinin tam veya dar mükellef statüsünde bulunan anonim şirketlere ait pay senetleri olmasının da kanun hükmü gereğince herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

Örneğin veraset yoluyla mirasçılara intikal eden hisse senetlerinin herhangi bir elde tutma süresine tabi olmaksızın elden çıkarılması halinde herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın edinildiğinden değer artış kazancından söz edilmeyecektir.

Konuya ilişkin İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 03/09/2015 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.07.01[Mük.80-2015-2]-408 sayılı özelgede tam mükellef statüsünde vergilendirilen mükellefe Fransa’da bulunan bir anonim şirkete ait hisse senetlerinin ivazsız olarak intikal ettiği ve intikal tarihinde Fransız vatandaşı olduğu belirtilerek, söz konusu hisse senetlerinin satış yoluyla elden çıkarılması durumunda elde edilecek gelirin değer artışı kazancı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda görüş talep edilmiş ve idare ivazsız olarak intikal eden anonim şirket hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğacak kazancın Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesine göre değer artışı kazancı olarak değerlendirilmek suretiyle vergilendirilmesinin mümkün bulunmadığı görüşünü vermiştir.

Diğer bir örnek; nafaka olarak boşanma neticesinde alınan hisse senetlerinin elde ediliş biçimi bakımından ivazlı intikal olarak kabul edilmesi, elden çıkarılması halinde ise değer artış kazancı olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Zira nafakaların tutarı ne olursa olsun gelir vergisinden istisna edildiğine ilişkin GVK 25. madde hükmü ve nafakaların veraset ve intikal vergisine tabi bulunmaması bu suretle alınan değerlerin ivazlı olduğunu göstermektedir.

3. İKTİSAP TARİHİNİN BELİRLENMESİ

Pay senetlerinin elden çıkarılması halinde elde edilen kazancın değer artış kazancı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda iktisap şeklinin yanı sıra elde tutma süresi de önem arz etmektedir. Bu noktada pay senetlerinin iktisap tarihinin net olarak belirlenmesi, vergilendirmeye ilişkin muamelelerin doğruluğu bakımından son derece önemlidir.

Konu ile ilgili yayımlanan 232 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde hisse senetlerinin iktisap tarihine açıklık getirilmiştir. İlgili tebliğde genel olarak pay (hisse) senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

İktisap tarihinin belirlenmesi açısından belirleyici olan, pay senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihtir. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 21.06.2017 tarih ve 62030549-120[Mük.80-2016/211]-181606 sayılı özelgede, şirkete ortak olunan tarihte henüz pay senedi bastırılmadığından hisselerin devir ve temlik sözleşmesi ile devralındığı ve pay defterine işletilen nama yazılı pay senetlerinin iktisap tarihi olarak ortaklık hisselerinin iktisap tarihinin değil, hisse senetlerini 昀椀ziki olarak edinilen yani ortaklık hakkının hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğu ve şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Benzer şekilde İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 14.02.2018 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-120-154561 sayılı özelgede nevi değişikliği dolayısıyla anonim şirkete dönüşen şirkette nevi değişikliği nedeniyle ortaklara verilen hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan yani hisse senetlerinin bastırıldığı tarihinin esas alınması gerektiği belirtilmiştir.

Ancak kimi durumlarda gerçek kişi ortaklar aynı şirkete ait pay senetlerini farklı tarihlerde satın alarak ortaklık paylarını artırabilmekte veya şirketlerin sermaye artırımı yapmaları halinde sermaye artırımlarına katılarak yeni çıkarılan pay senetlerini edinebilmektedirler. Bu yollarla edinilen pay senetlerinin tamamının veya bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan pay senetlerinin iktisap tarihinin net olarak belirlenmesi gerekmektedir.

İlgili tebliğde sermaye artırımları dolayısıyla edinilen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, sermaye ve kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihinin esas alınması gerektiği belirtilmiştir. Yani anonim şirketlerin sermaye ve kar yedekleri gibi iç kaynaklarını kullanarak yaptıkları bedelsiz sermaye artırımları sonucu ortaklarca elde edilen hisse senetleri bakımından iktisap tarihi olarak bedelsiz hisse senedi alma hakkını elde etmelerine imkân sağlayan hisse senetlerinin iktisap tarihi dikkate alınmalıdır.

Konu ile ilgili yayımlanan 232 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde hisse senetlerinin iktisap tarihine açıklık getirilmiştir. İlgili tebliğde genel olarak pay (hisse) senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

İktisap tarihinin belirlenmesi açısından belirleyici olan, pay senedi üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihtir. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 21.06.2017 tarih ve 62030549-120[Mük.80-2016/211]-181606 sayılı özelgede, şirkete ortak olunan tarihte henüz pay senedi bastırılmadığından hisselerin devir ve temlik sözleşmesi ile devralındığı ve pay defterine işletilen nama yazılı pay senetlerinin iktisap tarihi olarak ortaklık hisselerinin iktisap tarihinin değil, hisse senetlerini 昀椀ziki olarak edinilen yani ortaklık hakkının hisse senedi çıkarılmak suretiyle hisse senedine bağlanmış olduğu ve şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan tarihin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Benzer şekilde İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 14.02.2018 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-120-154561 sayılı özelgede nevi değişikliği dolayısıyla anonim şirkete dönüşen şirkette nevi değişikliği nedeniyle ortaklara verilen hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak şirket hisse senetleri üzerinde tasarruf hakkına sahip olunan yani hisse senetlerinin bastırıldığı tarihinin esas alınması gerektiği belirtilmiştir.

Ancak kimi durumlarda gerçek kişi ortaklar aynı şirkete ait pay senetlerini farklı tarihlerde satın alarak ortaklık paylarını artırabilmekte veya şirketlerin sermaye artırımı yapmaları halinde sermaye artırımlarına katılarak yeni çıkarılan pay senetlerini edinebilmektedirler. Bu yollarla edinilen pay senetlerinin tamamının veya bir kısmının elden çıkarılması halinde elden çıkarılan pay senetlerinin iktisap tarihinin net olarak belirlenmesi gerekmektedir.

İlgili tebliğde sermaye artırımları dolayısıyla edinilen hisse senetlerinin eldenİlgili tebliğde sermaye artırımları dolayısıyla edinilen hisse senetlerinin eldençıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, sermaye ve karyedeklerinin sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerininiktisap tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin iktisap tarihininesas alınması gerektiği belirtilmiştir. Yani anonim şirketlerin sermayeve kar yedekleri gibi iç kaynaklarını kullanarak yaptıkları bedelsiz sermayeartırımları sonucu ortaklarca elde edilen hisse senetleri bakımından iktisap tarihiolarak bedelsiz hisse senedi alma hakkını elde etmelerine imkân sağlayanhisse senetlerinin iktisap tarihi dikkate alınmalıdır.

Diğer yandan anılan tebliğde yer verildiği üzere şirketlerin sermaye artırımı Diğer yandan anılan tebliğde yer verildiği üzere şirketlerin sermaye artırımıyaptıkları hallerde ortaklar rüçhan haklarını kullanarak artırılan sermayeyitemsil eden hisse senetlerini almaktadırlar. Hisse senedi sahipleri tarafındanrüçhan hakkı kullanılarak itibari değerleri ödenerek sahip olunan hisse senetleriyönünden de aynen bedelsiz sermaye artırımında olduğu gibi iktisaptarihi olarak sahip olunan eski hisse senetlerinin iktisap tarihinin esas alınması gerekmektedir. Ancak yine dış kaynaklardan sağlanan ve ortakların rüçhangerekmektedir. Ancak yine dış kaynaklardan sağlanan ve ortakların rüçhanhaklarını sınırlandırıldığı tahsisli sermaye artırımı gibi ortakların rüçhan haklarınınsınırlandırılarak sermaye artırımını temsil eden hisse senetlerinin satılmasıdurumunda ise yeni bir alım işleminin gerçekleştiği kabul edilmektedir.

İktisap tarihinin tespiti açısından önem arz eden bir diğer husus ise aynıanonim şirketin hisse senetlerinin yıl içinde değişik tarihlerde alındıktan sonrabir kısmının elden çıkarılması durumudur. İlgili tebliğde yapılan düzenlemeuyarınca bu durumun varlığı halinde mükellefler elden çıkarılan hisse senetlerininhangi işlem ile alındığı konusunda serbestçe karar verebilmektedirler.Bu durum BİST’de işlem görmekte olan pay senetleri açısından farklılaştırılmıştır.Nitekim GVK’nın Geçici 67. maddesi uyarınca aynı menkul kıymet vediğer sermaye piyasası aracından değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonrabunların bir kısmının elden çıkarılması halinde, ilk giren ilk çıkar yöntemi(FİFO) kullanılmak suretiyle, tevkifat matrahının tespitinde dikkate alınacakalış bedeli belirlenecektir. Buna karşın aynı gün içerisinde yapılan işlemlerdeağırlıklı ortalama yönteminin de kullanılabilmesine ilgili kanun maddesi uyarıncacevaz verilmiştir.

İktisap tarihinin belirlenmesi açısından tereddüt edilen bir diğer husus iseİktisap tarihinin belirlenmesi açısından tereddüt edilen bir diğer husus isegeçici ilmühaberlerin durumudur. 6102 sayılı TTK’nın 486. maddesi uyarıncaanonim şirketlerde pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilmektedir.İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümleruygulanmaktadır. Geçici pay ilmühaberleri, anonim şirketler tarafındanhisse senetleri çıkarılana kadar bu hisselerin yerine çıkartılan ve hisse senetlerininçıkarılmasına müteakip asıl hisse senetleri ile değiştirilerek geçerlilikleriniyitiren bir tür menkul kıymettir. Gelecekte pay (hisse) senedine dönüşecekolan ilmühaberler, pay sahipliğine ilişkin hakları da içermektedirler. Yaniilmühaber, hisse senedi sahibinin, sahip olduğu tüm hakları kapsamaktadır.İlmühaber geçici nitelikte çıkarılmasına karşın taşıdığı pay sahipliği haklarıgeçici olmamaktadır. (https://www.kizilot.com.tr/post/anonim-%C5%9Firketlerde-i%CC%87lm%C3%BChaberin-%C3%B6nemi-bast%C4%B1r%-C4%B1lma-zaman%C4%B1-ge%C3%A7ersiz-oldu%C4%9Fu-haller-ve i%CC%87htilaflar#:~:text=Ge%C3%A7ici%20ilm%C3%BChaberler%2C%20anonim%20%C5%9Firketler%20taraf%C4%B1ndan,%C3%B6zel%20bir%20belgeyi%20ifade%20etmektedir. Erişim Tarihi: 19.10.2023)

232 Seri No’lu Gelir Vergisi Tebliği’nde geçici ilmühaberlere ilişkin açıklamalara232 Seri No’lu Gelir Vergisi Tebliği’nde geçici ilmühaberlere ilişkin açıklamalarayer verildikten sonra ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun hisse senetlerininkazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun hisse senetlerininelden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerininuygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Dolayısıyla hisse senetleri çıkarılıncaya kadar geçici nitelikte çıkarılan ve Dolayısıyla hisse senetleri çıkarılıncaya kadar geçici nitelikte çıkarılan vesahibine hisse senetlerinin sağladığı hakları veren menkul kıymet niteliğindekigeçici ilmühaberlerin de elden çıkarılması halinde elde edilen kazançdeğer artış kazancı olarak değerlendirilecektir. Diğer yandan hisse senetlerininiktisabından önce ilmühaber alındığı ve daha sonra ilmühaberlerin hissesenedi ile değiştirildiği durumlarda söz konusu hisse senetlerinin iktisap tarihibakımından ilmühaberlerin elde edildiği tarihin dikkate alınması gerekecektir.

4. ELDE TUTULMA SÜRESİ

Menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasındansağlanan kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesindedeğer artış kazancı olarak tanımlanmış olup ilgili maddede ivazsızolarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazlasüreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde değer artışkazancı oluşmayacağı düzenlenmiştir.

İvazsız iktisap edilen pay senetleri açısından anonim şirketin tam veyaİvazsız iktisap edilen pay senetleri açısından anonim şirketin tam veyadar mükellef olmasının kazancın değer artış kazancı sayılmaması hususundaetkisi olmasa da pay senetlerinin elde tutulma süresi bakımından bu hususfarklılaştırılmıştır. Nitekim 2 yıldan fazla süreyle elde tutulan pay senetlerininelden çıkarılmasından sağlanan kazancın değer artış kazancı sayılmaması içinmutlak surette tam mükellef kurumlara ait olması gerekmektedir. Dolayısıyladar mükellef kurumlarca çıkarılan pay senetlerine 2 yıldan fazla süreyle sahipolunduktan sonra elden çıkarılması halinde de değer artış kazancı olarak değerlendirilmesive gelir vergisine tabi tutulması gündeme gelecektir.

Anonim şirket hisse (pay) senetlerinin iki yıldan daha kısa süre ile eldetutulduktan sonra elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç değer artış kazancıolarak gelir vergisine tabi bulunmaktadır. Ancak GVK Geçici 67. maddehükmü gereğince tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan pay (hisse)senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar için, Gelir VergisiKanunu’nun Mükerrer 80 inci madde hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda tam mükellef kurumlara ait ve BİST’de işlem gören pay senetlerininrumda tam mükellef kurumlara ait ve BİST’de işlem gören pay senetlerininbir yıldan fazla süre ile elde tutulmasını müteakip elden çıkarılması halindeelde edilen kazanç yönünden değer artış kazancı oluşmayacaktır.

Ancak tam mükellef kurumlara ait olup BİST’de işlem gören pay (hisse)Ancak tam mükellef kurumlara ait olup BİST’de işlem gören pay (hisse)senetlerinin bir yıldan daha kısa süreyle elde tutulduktan sonra elden çıkarılmasıhalinde elde edilen kazanç değer artış kazancı olarak değerlendirilecektir.Fakat bu kazançlar GVK Geçici 67. uyarınca tevkifata konu edildiğindenaynı madde hükmü gereğince yıllık beyannameye dahil edilmeyecektir.

İki yıldan daha kısa süreyle elde tutulan tam mükellef kurumlara ait ve BİST’de işlem görmeyen pay (hisse) senetleri ile elde tutma süresinden bağımsızolarak dar mükellef kurumlara ait olan hisse senetlerinin elden çıkarılmasındandoğan kazançların ise değer artış kazancı olarak değerlendirilmesive yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

5. KAZANCIN TESPİTİ VE ENDEKSLEME

Pay (hisse) senetleri, tekrar satışa konu edilmek ve bu yolla kazanç elde etmekmaksadıyla devamlı olarak kazanç elde etmeye yönelik iktisadi bir faaliyetkapsamında ve bir organizasyon dahilinde alınabilmekte ve belirli sürelerdahilinde satılabilmektedir. Bu halde menkul kıymet ticareti ile iştigal edildiğininkabulü gerekmekle birlikte elde edilen kazanç da şüphesiz ticari kazançolarak adlandırılacaktır. Bu durumda kazancın tespitine ilişkin GVK’nın ticarikazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanması gerekecektir.

Ancak çalışmamızın da konusunu oluşturduğu üzere kişisel tasarrufların Ancak çalışmamızın da konusunu oluşturduğu üzere kişisel tasarrufların yatırıma dönüştürülmesi amacı taşıyan, belirli organizasyon dahilinde sürekliyapılmayan ve ticari amaç güdülmeyecek şekilde cereyan eden pay senedi alımve satımları arızi niteliklidir. Burada amaç devamlı alım-satım yoluyla kazançelde etmek değildir. Bu nedenle GVK’da bu şekilde, menkul kıymetlerin arızialım satımından doğan kazançlar ticari kazanç dışında “değer artışı kazancı”olarak nitelendirilerek vergiye tabi gelire dahil edilmiştir. Menkul kıymet iktisapedilirken amaç, bunun satılması ve bu suretle kazanç elde edilmesi olmadığıhalde; bu durum, bu menkul kıymetin hiçbir zaman elden çıkarılmayacağıanlamına gelmez. Birçok nedenle bu pay senetleri elden çıkarılabilmektedir.Elden çıkarmanın nedeni de muhtemelen arızi karakter taşımaktadır. Örneğinyatırıma yönelik beklentilerin değişmesi, kişisel tasarrufların alternatif yatırım alanlarına kaydırılmak istenmesi, yine şahsi planda önceden öngörülemeyenalanlarına kaydırılmak istenmesi, yine şahsi planda önceden öngörülemeyenbir ihtiyacın giderilmesi gereğinin ortaya çıkması elde bulunan menkul kıymetintemsil ettiği değerlerde olağanüstü değişiklik olması gibi hususlar eldençıkarmaya neden oluşturmaktadır. (Turan,1990:40)

Pay (hisse) senedi alım-satımı aynı yıl içinde birden fazla kez yapılsa daPay (hisse) senedi alım-satımı aynı yıl içinde birden fazla kez yapılsa dabu alım-satım işlemi ticari organizasyon dahilinde yapılmıyorsa değer artışkazancıdır. (Akıl ve Canpolat,2003:62) Çalışmamızın önceki bölümlerindesüreklilik arz etmeyen ve arızi nitelikte kabul edilen pay (hisse) senedi alımsatımlarının hangi şartlar ile değer artış kazancı sayılacağı, hangi hal ve şartlarile bu hükmün dışında bırakılacağına detayları ile yer verilmiştir

Pay senetlerinin alım satımı neticesinde elde edilen değer artış kazancındaPay senetlerinin alım satımı neticesinde elde edilen değer artış kazancında vergilendirilecek kazanç GVK mükerrer madde 81’de düzenlendiği üzere safi değer artışıdır. safi kazanç elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarile sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin toplam tutarından,elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarmadolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergive harçların indirilmesi suretiyle bulunmaktadır. Elde edilen hasılatın ayın vemenfaat olarak sağlanması halinde bu kısmının tutarı Vergi Usul Kanununundeğerleme ile ilgili hükümlerine göre tespit edilecektir.

Menkul kıymetlerin elden çıkarılmasında, iktisap bedelinin tevsik edilememesiMenkul kıymetlerin elden çıkarılmasında, iktisap bedelinin tevsik edilememesihalinde Vergi Usul Kanununun 266. maddesinde yazılı itibari değeriktisap bedeli olarak kabul edilecektir. Menkul kıymetlerin elden çıkarılmasındaiktisap bedeli, elden çıkarılan menkul kıymetin, elden çıkarıldığı ayhariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya 昀椀yatendeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemeninyapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır

Endeksleme ile pay senedinin maliyet bedelinin elden çıkarıldığı ay hariç Endeksleme ile pay senedinin maliyet bedelinin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere her ay enflasyon oranında artırılmasına olanak sağlanmaktadır. Buyolla reel olmayan gelirlerin vergilendirilmesinin önüne geçilmektedir. Ancakhemen belirtmek gerekir ki endeksleme uygulaması pay senetleri açısındanyalnızca BİST’de işlem görmeyen tam mükellef kurumlara ait pay senetleriile yabancı pay senetleri için uygulanabilmektedir. Diğer yandan 01.01.2006tarihinden önce iktisap edilmiş yabancı pay senetlerinin elden çıkarılmasındansağlanan kazançların tespiti sırasında endeksleme yapılabilmesi için endeksfarkının % 10’u aşma şartı da bulunmamaktadır.

6. ZARAR MAHSUBU

Zarar mahsubunu düzenleyen GVK’nın “Zararların Kârlara Takas ve Mahsubu”başlıklı 88. maddesinde gelirin toplanmasında, gelir kaynaklarının birkısmından hasıl olan zararların diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsupedileceği, bu mahsup neticesinde kapatılmayan zarar kısmının, müteakip yıllarıngelirinden indirileceği ve nihayetinde arka arkaya beş yıl içinde mahsupedilmeyen zarar bakiyesinin müteakip yıllara aktarılamayacağı düzenlenmiştir.Ancak anılan maddede parantez içi hükümde belirtilen “diğer kazanç ve iratlardandoğanlar hariç” ifadesiyle diğer kazanç ve iratlardan zarar doğması halindediğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilmesine imkân verilmemiştir

Çalışmamız özelinde açıklarsak pay (hisse) senedi alım satımlarından zarar Çalışmamız özelinde açıklarsak pay (hisse) senedi alım satımlarından zararedilmesi halinde söz konusu zararlar, diğer gelir unsurlarından kaynaklanankazanç ve iratlardan mahsup edilemeyeceği gibi zararların ertesi yıllaraaktarılması da mümkün olmayacaktır.

Ancak aynı yıl içerisinde alım satımı yapılan menkul kıymetler nedeniyleAncak aynı yıl içerisinde alım satımı yapılan menkul kıymetler nedeniyleoluşan zararların ve karların birbiri ile mahsup edilerek netleştirilmesi düzenlemeninamacına ve ruhuna aykırı düşmemektedir. Bu doğrultuda MaliyeBakanlığı tarafından yapılan 21 Ocak 2003 tarihli basın açıklamasında bir yıliçinde birden fazla menkul kıymet alım satım işlemi yapılması halinde, buişlemlerden elde edilen kâr veya zarar tutarlarının birlikte değerlendirileceği,dolayısıyla işlemin aynı yıl içinde yapılması koşuluyla bir işlem nedeniyle doğanzararın, diğer işlemler dolayısıyla elde edilen kârdan mahsup edilmesininmümkün olabileceği ifade edilmiştir. Maliye Bakanlığının basın açıklamasındayer alan görüşler çerçevesinde takvim yılı içerisinde geçici 67. madde kapsamındastopaja tabi olmayan menkul kıymet alım satım işlemlerinden oluşanzararlar, yine bu kıymetlerin alım satımından sağlanan kârlara mahsup edilebilecektir.( https://www.vergidegundem.com/files/ebooks/2018/feb/MKGV/fies/downloads/MKGV2017.pdf Erişim Tarihi: 03.01.2024)

Pay senetlerinin BİST’de işlem görmesi halinde alım-satımına ilişkin GVKPay senetlerinin BİST’de işlem görmesi halinde alım-satımına ilişkin GVKGeçici 67. Madde hükümlerinin uygulanması gerektiğine önceki bölümlerdedetaylıca değinilmiştir. Anılan madde uyarınca bankalar ve aracı kurumlaralım satımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasasıaraçlarının alış ve satış bedelleri arasındaki fark üzerinden vergi tevkifatıyapmakla yükümlü kılınmıştır. Anılan maddede yer alan düzenleme uyarınca aynı türden menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı alım satımındanaynı türden menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı alım satımındandoğan zararlar takvim yılı aşılmamak kaydıyla izleyen dönemlerin tevkifatmatrahından mahsup edilebilmektedir.

Dar mükellefler de dahil olmak üzere, bu madde kapsamında tevkifata tabi Dar mükellefler de dahil olmak üzere, bu madde kapsamında tevkifata tabitutulan ve yıllık veya münferit beyanname ile beyan edilmeyeceği belirtilenmenkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasındandoğan kazançlar için takvim yılı itibariyle yıllık beyanname verilebilir. İhtiyaribeyanname olarak da adlandırılan bu beyannamede beyan edilen gelirden,aynı türden menkul kıymetler için yıl içinde oluşan zararların tamamı mahsupedilebilmektedir. Beyan edilen gelir üzerinden % 15 oranında vergi hesaplanmakta,hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif edilen vergiler mahsup edilebilmekteve neticesinde mahsup edilemeyen tutar genel hükümler çerçevesindemükellefe red ve iade edilebilmektedir. Ancak mahsup edilemeyen zararlarizleyen takvim yıllarına devredilememektedir.

7. SONUÇ

Pay senetleri genel olarak anonim şirketlerin sermayesini temsil eden, sahibineortaklık, oy kullanma, şirket karından kâr payı alma, rüçhan gibi birçokhakkı sağlayan menkul kıymetlerdir. Özellikle sermaye piyasalarının gelişmesive sermayenin mobilitesinin artması ile birlikte son yıllarda farklı gayelerleyatırımcılar pay (hisse) senedi almakta ve satabilmektedir. Bu alımsatım işlemlerinin sonucunda kimi zaman kazanç kimi zaman da zarar edebilmektedir.GVK Mükerrer madde 80 uyarınca menkul kıymetlerin veya diğersermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değerartış kazancı olarak kabul edilmektedir.

Çalışmamızda pay senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlarınÇalışmamızda pay senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlarınhangi koşullarda değer artış kazancı olarak değerlendirilmesi gerektiğinedetaylıca yer verilmiştir. Elden çıkarılan hisse senetlerinin iktisap şekli ve eldetutma süresi gibi belirli şartlar, sağlanan kazancın değer artış kazancı olarakdeğerlendirilip değerlendirilmeyeceğini ve vergilendirme usulünü belirlemektedir.Ayrıca elden çıkarılan hisse senetlerini ihraç eden şirketin tam veya darmükellef kurum olup olmaması, elden çıkarmaya konu edilen hisse senetlerininBİST’de işlem görüp görmemesi elde edilen kazancın gelir vergisi uygulamasıkarşısında durumunu değiştirmektedir.

Volkan GÜZEL

Vergi Başmüfettişi-Yeminli Mali Müşavir-Mali Hukuk Bilim Uzmanı

İstanbul SMMM Odası Mali Çözüm Dergisi

KAYNAKÇA

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (1961, 06 Ocak). Resmi Gazete (Sayı: 10700)

232 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği (2000, 23 Mart). Resmi Gazete(Sayı: 23998)6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (2011, 14 Şubat). Resmi Gazete (Sayı:27846)62030549-120[Mük.80-2016/211]-181606 sayılı özelge. (2017, 21 Haziran)

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (2012, 30 Aralık). Resmi Gazete(Sayı: 28513)

Akıl, M. ve Canpolat, E.(2003). Menkul Kıymet Alım ve Satım KazançlarınınVergilendirilmesi ve Beyanı, Vergi Sorunları, 174, 55-63

B.07.1.GİB.4.34.16.01-120-154561 sayılı özelge (2018, 14 Şubat)

B.07.1.GİB.4.35.16.01-120.07.01[Mük.80-2015-2]-408 sayılı özelge (2015,03 Eylül)

https://spk.gov.tr/data/61e48f651b41c60d1404d687/SPK%202022%20Faaliyet%20Raporu.pdf , Erişim Tarihi: 23.12.2023

https://spk.gov.tr/duyurular/baskanin-konusmalari/kurul-baskani-ibrahim-omer-gonulun-gazetecilere-verdigi-roportaj, Erişim Tarihi: 23.12.2023

https://www.kizilot.com.tr/post/anonim-%C5%9Firketlerde-i%CC%87lm%C3%BChaberin-%C3%B6nemi-bast%C4%B1r%C4%B1lma-zaman%C4%B1-ge%C3%A7ersiz-oldu%C4%9Fu-haller-ve i%CC%87htilaflar#:~:text=Ge%C3%A7ici%20ilm%C3%BChaberler%2C%20anonim%20%C5%9Firketler%20taraf%C4%B1ndan,%C3%B6zel%20bir%20belgeyi%20ifade%20etmektedir. Erişim Tarihi: 19.10.2023)

https://www.vergidegundem.com/files/ebooks/2018/feb/MKGV/files/downloads/MKGV2017.pdf Erişim Tarihi: 03.01.2024Turan, C.(1990). Menkul Kıymet Alım-Satımından Elde Edilen KazançlarınGelir Vergisi Açısından Değerlendirilmesi. Vergi Dünyası, 105, 40