SAHTE FATURA DÜZENLEYENLER MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINDAN YARARLANAMAYACAK, VERGİ İNCELEMESİ VE TARHİYAT YAPILMASINA ENGEL OLAN KORUMA ZIRHINA KAVUŞAMAYACAK
24 Temmuz 2016

Image

TBMM'ye verilen ve kısa sürede yasalaşması beklenen "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi" ile;

- Özel sektörün kamuya olan borç yükünün azaltılarak borçlara taksit imkanı getirilmesi,

- İhtilafların sulh yoluyla sonlandırılması,

- Vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi,,

- Vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması,

- İşletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi

amaçlanmaktadır.

Kanun teklifi genel olarak incelendiğinde,

- Birikmiş borçlar enflasyon oranında güncellenerek, faiz ve cezalar silinmekte ve belli bir plan dahilinde ödeme kolaylığı getirilmektedir.

- Mükellef ile vergi idaresi arasındaki davaların sulh yoluyla çözümü yönünde düzenleme yapılmıştır. Davanın bulunduğu safhalara göre önemli indirimler yapılmaktadır.

- İnceleme ve tarhiyat safhasındaki borçlar için önemli indirimler yapılarak ödenme imkanı getirilmekte ve böylece gelecekteki ihtilafların önlenmesi sağlanmaktadır.

- Matrah ve vergi artırımı ile mükelleflere geçmiş vergilendirme dönemi ile ilgili olası risklerini ortadan kaldırma imkanı verilmektedir.

- İşletmelerdeki mallarını beyan ederek kayıt altına almak isteyen, işletmede olmayan mallarını da herhangi bir ceza ödemeden kayıtlardan çıkarmak isteyen mükelleflere önemli avantajlar sağlanmaktadır.

- Bilançolarda görülmekle birlikte işletmelerde bulunmayan kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar hesabının fiili duruma uygun hale getirilmesi için mükelleflere imkan sağlanmaktadır.

Söz konusu Kanun Teklifi ile getirilmesi öngörülen en önemli düzenlemelerden birisi de, matrah ve vergi artırımıdır. Çünkü, matrah ve vergi artırımı ile mükelleflere geçmiş vergilendirme dönemleri yani 2011-2015 ile ilgili olası risklerini ortadan kaldırma imkanı verilmektedir. Bu şekilde mükellefler artırım yapılan yıllar için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmama zırhını elde etmektedirler.

Ancak, Teklifin "Matrah ve Vergi Artırımı" başlıklı 5. maddesinin (9). fıkrasında;

“213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenlerin”

- Gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımından,

- Gelir ve kurumlar vergisi stopaj vergisi artırımından

- ve KDV artırımından

faydalanamayacakları hükme bağlanmaktadır. Benzer düzenlemeler daha önceki vergi affı/barışı kanunu niteliğindeki kanunlarda da yer almaktadır.

Buna göre, kanun teklifinin yasalaşması halinde, kanunun yayım tarihinden önce sahte fatura düzenlediği tespit edilen mükelleflerin

- Gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımından,

- Gelir ve kurumlar vergisi stopaj vergisi artırımından

- ve KDV artırımından

yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır. Bu hükmün uygulanmasında, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile yapılan tespitlerin dikkate alınması gerekecektir. Kanun’da yer alan “sahte belge düzenleyenler” ifadesi ile, sahte belge düzenlediği Vergi İnceleme Elemanlarınca tanzim edilen Vergi Tekniği Raporları ile tespit edilen mükellefler kastedilmektedir. Diğer bir ifadeyle, sahte belge düzenleme tespitinin, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile yapılması gerekmektedir.

Peki, Kanunun yasalaştığı tarihte sahte belge düzenleme şüphesiyle hakkında inceleme başlatılan ve incelemesi devam eden mükelleflerin durumu ne olacak? Kanun teklifinin 5. maddesinin 7. fıkrasında; bu maddeye göre matrah ve vergi artırımında bulunulmasının bu kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmeyeceği, ancak artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde bu işlemlere devam edilemeyeceği hüküm altına alınmaktadır.

Buna göre, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin olarak haklarında “sahte belge düzenleme şüphesi” ile başlatılan ve Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle devam eden incelemelerin kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılarak mükelleflerin sahte belge düzenledikleri hususunun Vergi Tekniği/Vergi İnceleme Raporuna bağlanması halinde, bu mükelleflerin vergi ve matrah artırımından yararlanmaları mümkün değildir. Söz konusu incelemenin kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde ise, incelemeye devam edilemeyeceğinden, bu mükelleflerin matrah ve vergi artırımı imkanından faydalanmaları mümkün bulunmaktadır. Yani, vergi idaresinin sahte belge düzenlediğinden şüphe duyduğu ancak incelemesi devam ettiği ve kanunda öngörülen sürede bitirilemediği için daha ispat aşamasına getiremediği mükelleflerin matrah artırımında bulunarak incelemeden kurtulması mümkün.

Öte yandan, sahte belge veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeleri bilerek yada bilmeden kullanan mükellefler, haklarında düzenlenmiş rapor bulunup bulunmadığına bakmaksızın vergi ve matrah artırımından yararlanabileceklerdir. Çünkü, Kanunda aksine bir düzenleme bulunmamaktadır.  Abdullah Tolu/ http://www.toluenymm.com

Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti /Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.