Yatırım amaçlı alınan uzun vadeli döviz kredisinin yatırım harcamalarında kullanılmasına kadar vadeli döviz hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz ve kur farkının gelir olarak dikkate alınıp alınmayacağı
14 Ağustos 2012

Başlık

Yatırım amaçlı alınan uzun vadeli döviz kredisinin yatırım harcamalarında kullanılmasına kadar vadeli döviz hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz ve kur farkının gelir olarak dikkate alınıp alınmayacağı hk.

Tarih

14/08/2012

Sayı

B.07.1.GİB.4.34.19.02-105[280-2012/VUK-1- . . .]-2578

Kapsam

 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-105[280-2012/VUK-1- . . .]-2578

14/08/2012

Konu

:

Yatırım amaçlı alınan uzun vadeli döviz kredisinin yatırım harcamalarında kullanılana kadar vadeli döviz hesabına yatırılması sonucu elde edilen faiz ve kur farkı.

 

         

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda Kurumunuz tarafından yatırım yapmak üzere bankadan uzun vadeli döviz kredisi kullanıldığını, kullanılan kredi tutarının yatırım harcamalarına yönlendirilene kadar geçecek sürede vadeli döviz hesabında tutulduğunu, buradan kısım kısım yatırım harcamalarında kullanılan kredinin kur farkı ve kredi faizini maliyet olarak kaydettiğinizi belirterek, vadeli döviz hesabına yatırılan kredi tutarından elde edilen faizin ve oluşacak kur farkının kaydı hususlarında Başkanlığımız görüşünü talep etmektesiniz.

            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

            Anılan Kanunun 280 nci maddesinde yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınacağı ve yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı hükmüne yer verilmiştir.

            163 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerektiği açıklanmış bulunmaktadır.

            334 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "III-Kur Farkları" başlıklı bölümünde ise; lehe oluşan kur farklarının da aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerekeceği ve daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme göre işlem yapılmasına devam edileceği açıklanmıştır.

            Bu hüküm ve açıklamalara göre yatırım harcamaları için temin edilen uzun vadeli döviz kredisi faiz ödemelerinin ve kur farklarının iktisadi kıymetlerin aktife alındıkları tarihe kadar maliyet bedeline intikal ettirilmesi gerekmektedir. Aktifleştirme tarihinden sonra ortaya çıkan kur farkı ve kredi faizlerinin ise seçimlik olarak gider yazılması veya söz konusu yatırımın maliyetine ilave edilmesi mümkün bulunmaktadır.

            Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safı kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.       

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (7) numaralı bendinde de Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların gider olarak indirilebileceği hükme bağlanmıştır.

            Bu çerçevede, yatırım yapılmak üzere bankadan kullanılan döviz kredisinin yatırımla ilgili harcamalara başlanılacağı tarihe kadar vadeli döviz hesabında tutulması nedeniyle elde edilen faiz gelirleri yatırımdan bağımsız olarak değerlendirilecek ve elde edildiği geçici ve yıllık kurumlar vergisi dönemlerinde kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınacaktır.          

            Öte yandan, dövizin vadeli hesapta tutulması nedeniyle oluşan lehte veya aleyhte kur farkları ile ilgili olarak 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

            Ayrıca, tek düzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26/12/1992 tarih ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No'lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış bulunmaktadır.

             Bilgi edinilmesini rica ederim. 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.