Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Torba Yasada Kısmi Bölünme İşlemleriyle İlgili Önemli Bir Ayrıntı Var! PDF Yazdır e-Posta
17 Ekim 2022

TBMM'ye sunulan 48 maddelik torba yasa teklifinde belkide en dikkat çekici düzenleme sermaye azaltımında vergilendirmeyi içeren 22’nci madde. Vergi idaresinin muhtelif özelgelerle uygulamasına yön verdiği sermaye azaltımı işlemleri, bu madde ile vergi kanunları yönünden yasal dayanağa sahip olacaktır. Tasarıdaki madde hükmü incelendiğinde, sermayeye eklenen özsermaye kalemlerinin sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra sermaye azaltımına konu edilmesi durumunda, toplam sermayeye oranında vergilendirme işlemlerine tabi tutulacağına yönelik düzenleme dışında esasen yeni bir düzenleme içermemekte. Vergi idaresinin sermaye azaltımı ile ilgili bu zamana kadar vermiş olduğu özelgelerin madde metnine taşınması söz konusu. Sermaye azaltımının orantılanma yoluyla vergilendirme işlemlerine konu edilmesi ise yıllardır mükellefler ve temsilcileri tarafından dile getirilmekte. Haklı olan bu talebin madde metninde yer alması müspet bir durum olmakla birlikte vergi idaresinin peçeleme işlemlerini engellemek için getirdiği 5 yıllık süre şartının uzunluğu düzenlemenin müspet tarafını zedelemekte.

Şirketler açısından çok önemli bir düzenleme olan söz konusu 22 nci maddeye ilişkin esasen çok konuşulması gereken husus var. Ancak ben burada düzenlemede çok önemli olarak değerlendirdiğim ve bana göre düzeltilmesi gereken bir eksiklikten bahsedeceğim. Bilindiği üzere şirket yeniden yapılandırmalarında sıkça başvurulan kısmi bölünme işlemlerinde devralan şirket hisselerinin bölünen şirket ortaklarına verildiği durumda sermaye azaltımına gidilmekte.. Böyle bir durumda daha önce özelgelerde yer alan, torba yasanın bu şekilde mecliste kabul edilmesi ile yasalaşacak vergi idaresi görüşü çerçevesinde sermaye azaltımı işleminin vergilendirilmesi gerekmekte.

Kısmi bölünme işleminin bu şekilde vergilendirilmesi, mükelleflerin bölünme işlemlerine yönelik mesafeli durmasına neden olmuştur. Bunun üzerine vergi idaresi bir ara formül bularak sermaye azaltımına konu olan vergilendirilecek öz sermaye kalemlerini, devralan şirkette yapılacak sermaye artışında sermayenin bir unsuru olarak yer alması ve ayrı şekilde görülmesi şartıyla işletmeden çekilmiş saymamakta ve vergiye tabi tutmamaktaydı. İçeriği ayrıca tartışmaya konu bu özelge ile kısmi bölünme işlemlerindeki vergilendirme sorunu çözülmüştü. Taki torba yasadaki 22’nci maddeye kadar…

Çünkü sermaye azaltımının vergi kanunları açısından yasal bir alt yapıya kavuşması, bizi bu işlemlerde artık anılan yasa hükmünün dikkate alınacağı sonucuna götürmektedir. Böyle bir düzenleme yürürlüğe girdikten sonra, kısmi bölünme işlemlerinde söz konusu vergi idaresi görüşünün uygulanması mümkün değildir. Kanunda vergilendirileceği hüküm altına alınan sermaye azaltımı işlemini özelgedeki görüş doğrultusunda vergilendirmemeyi seçenlerin ileride cezalı tarhiyatlarla karşı karşıya kalması muhtemeldir.

SERMAYE AZALTIMINDA BİR BAŞKA RİSK
Sermaye azaltımı düzenlemesi, içerdiği önem nedeniyle bir çok kişi ve kesim tarafından farklı yorum ve değerlendirmelere tabi tutulmaktadır. Bunların çoğunda da maalesef haklılık payı var. Ben burada konuyla ilgili olarak yapılan yorum ve değerlendirmelerde görmediğim ancak yasa metninin Mecliste kabul edilmesi ile bana göre yasal bir dayanağada sahip olacak vergilendirme riskinden bahsedeceğim.

Bahsedeceğim vergilendirme riski şirketlerin kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını iktisap etmeleri durumunda ortay çıkmakta. Bilindiği üzere GVK’nın 94/7 maddesine eklenen hüküm ile tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri halinde, iktisap bedeli ile hisse senetlerinin veya ortaklık paylarının itibari değeri arasındaki fark tutar üzerinden %15 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. Vergi güvenlik müessesi olarak getirilen düzenleme ile şirket ortaklarının muavaazalı şirket hissesi satışlarının önüne geçilmek isteniyor. Bu yönüyle çok yerinde bir düzenleme. Ancak ilave vergilendirme riski sermaye azaltımı düzenlemesinin yasalaşması ile ortaya çıkıyor.

Torba yasadaki sermaye azaltımı düzenlemesinden anladığımız şirket sermayesinin alt kalemlerine bak en fazla vergilendirilebilir olandan başlamak üzere vergilendirme işlemlerini yap. Özkaynak kaleminin sermayeye eklendikten 5 tam yıl sonra yapılacak sermaye azaltımlarında ise orantılama yoluna gidiliyor.

ASIL SORUM ŞU: Şirketlerin kendi hisselerini iktisap ettikten sonra bu hisse senetlerini sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri durumunda vergi güvenlik müessesi kaynaklı % 15 vergi kesintisine ilave olarak birde sermaye hesabı alt unsurlarının vergisel durumu göz önüne alınarak sermaye azaltımında vergilendirme yapılacak mı? Bana sorarsanız yapılmamalı zira sermaye azaltımına konu hisse senetleri şirket tarafından bedeli ödenerek satın alındığından ödeme şekline bağlı olarak ortaklarca konulan ayni veya nakdi sermaye niteliğine bürünmekte. B görüşün tam aksi savunulabilir mi? Tabiki de savunulabilir. Bir düzenlemenin vergi güvenlik müessesi olduğu, diğerinin ise sermaye azaltımı konusunu düzenlediği, bu nedenle sermaye azaltımında her halükarda mevcut sermayenin alt kalemleri dikkate alınarak işlem tesis edileceği savunulabilir. İşin kötüsü GVK’nın 94/7 maddesine eklenen hüküm gereği ödenen % 15 oranındaki vergi güvenlik müessesesi kaynaklı vergi herhangi bir vergiden mahsup edilemeyecek, matrahın tespitinde gider yazılamayacak veya iade konusu yapılamayacaktır.
ÖNEMLE DUYURULUR!!!

Necmettin GÜNDÜZ

 

Vergi Başmüfettişi