Kıdem Tazminatı Tavan Tutarının Üzerinde Ödenmesi Mümkün Müdür?
15 Haziran 2018

İş sözleşmesinin bitmesi durumunda işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işveren tarafından işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenmesi gerekmektedir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılacaktır.  

Toplu iş sözleşmeleri ve hizmet akitleri ile kıdem tazminatına esas sürenin fazlalığı yahut işçinin ücretinin yüksek olması sonucu kıdem tazminatı miktarı oldukça yüksek rakamlara ulaşabiliyordu. 2762 sayılı Kanunla en yüksek devlet memurunun Emekli Sandığı Kanunu’na göre bir hizmet yılı için ödenecek ikramiye sınırı getirilmiştir(4).

Buna göre, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesine göre “kıdem tazminatının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini” geçemeyecektir.

Yukarıda belirttiğimiz en yüksek devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi her yıl değişmektedir. Bu nedenle kıdem tazminatı tavanı da her yıl; hatta bazen 6 aylık dönemlerde artış göstermektedir. 2018 yılı kıdem tazminatı tavanı ise 5.001,76 TL’dir.

Kıdem tazminatı, işçinin yıllar boyunca sarf ettiği emeğin karşılığı olması sebebiyle vergi ve prim ödemeleri yönüyle istisnai bir duruma sokulmuştur. Bu bağlamda kıdem tazminatında gelir vergisi kesilmemekle birlikte bu tazminat SGK primine de tabi değildir. Kıdem tazminatı sadece %1’in altında bir orana tekabül eden damga vergisine tabidir.

Yukarıda yer verilen, kıdem tazminatının en yüksek devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesini geçemeyeceğine dair olan Kanun hükmü amir hüküm olmakla birlikte söz konusu hükme aykırı bir şekilde işlem yapılması durumunda ceza-i bir müeyyide öngörülmemiştir. Genel kaide olarak, işçi ne kadar yüksek ücret alırsa alsın işverenin kıdem tazminatının tavanı tutarında ödeme yapması onu, Kanun’un emrettiği bu yükümlülükten kurtaracaktır.

Diğer taraftan, Yargıtay kararlarında (9 Hukuk, 2010/541 E.) “Öğretide kıdem tazminatı tavanını bertaraf eden sözleşme hükmünün batıl olduğu görüşünün ileri sürüldüğüne” dair ifadeler yer almaktadır. 1475 sayılı İş Kanunu ile kıdem tazminatına tavan uygulaması getirilse de ve hatta öğretide tavanın üstünde kıdem tazminatı ödeneceğine ilişkin iş sözleşmesi hükümlerinin geçersiz olduğu kabul edilse de; işveren bu tavanın üzerinde kıdem tazminatı ödeme imkânı bulunmaktadır.

Ancak 1475/14. maddeye göre hesaplanan tutarı aşan kısım için gelir vergisi istisnası uygulaması söz konusu olamayacak ve aşan kısım üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılacaktır. Bununla birlikte, söz konusu aşan kısım için SGK primi tahakkuk ettirilmesi de isabetli olacaktır. 

Örnek:

X unvanlı işyerinde, 01.05.2010 tarihinden itibaren çalışan bir işçinin aylık brüt ücretinin 6.000,00 TL olduğu ve bu işçinin emeklilik gerekçesiyle 01.05.2018 tarihinde işten ayrıldığı kabul edilecek olursa söz konusu işçi için hesaplanacak kıdem tazminatı tutarı, 5.001,76 TL tavan tutarı üzerinden hesaplanacaktır. İşverenin bu tutar üzerinden hesaplanıp bulunan 40.014,08 TL tutarındaki meblağı işçiye ödemesi halinde kıdem tazminatı yükümünden kurtulacaktır. İşçinin, almakta olduğu son aya ait brüt ücretin 6.000,00 TL olduğu ve buna bağlı olarak kıdem tazminatının eksik olduğu yönündeki muhtemel itirazı Kanun karşısında bir hükmü bulunmamaktadır.

Ne var ki; işverenin kendi rızasıyla, işçisinin almakta olduğu son aya ait brüt ücret 6.000,00 TL üzerinden hesaplama yaparak (8 X 6.000,00 = 48.000,00 TL) ödemede bulunması halinde ise bu tür bir ifayı yasaklayan bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Ancak, böyle bir durumda işveren, tavan tutarı ile ifa olunan tutar arasındaki fark için damga vergisi dışında gelir vergisi ve sigorta primi ödemesi gerekecektir.

Örneğimize göre işveren 7.985,92 TL olan fark tutar için fazladan gelir vergisi ve sigorta primi ödemesi gerekecektir.

Bu doğrultuda, kıdem tazminatının tavan tutarını aşmak suretiyle ödenmesinin başkaca bir külfeti bulunmamaktadır. Daha önce, 1475 sayılı Kanun’un 98. maddesinde bu durum için hapis ve ağır para cezası öngörülmekteydi. Söz konusu düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.

 

Sonuç itibariyle, işçinin ücreti ne kadar olursa olsun işveren, ona kıdem tazminatı tavanı kadar ödeme yaptığında sorumluluğunu yerine getirmiş olmaktadır. Bununla birlikte kıdem tazminatının tavan aşılarak ödenmesi mümkündür. Ancak, kıdem tazminatının tavanı aşan kısmı için sigorta primi ve vergi ödenmesi gerekmektedir. Ertuğrul Gezen Yaklaşım / Haziran 2018 / Sayı: 306