Anonim Şirketler Yönetim Kurulu Ve Sınırlı Yetkiye İlişkin İç Yönerge Uygulaması
04 Mayıs 2018

Image

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu, esas sözleşmeyle atanmış veya Genel Kurul tarafından seçilmiş, bir veya daha fazla kişiden oluşur. İstifa veya ölüm gibi bir sebeple yönetim kurulu üyeliğinin boşalması halinde ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere şartları taşıyan birini geçici üye ataması yapılır.

YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN NİTELİKLERİ

Yönetim kuruluna seçilecek kişilerin hangi kişisel şartları taşıması gerektiği, TTK’nin 359. maddesinde düzenlenmiştir. Şöyle ki; 

  • ·      Gerçek veya tüzel kişi olmak.

Bir tüzel kişi Yönetim Kurulu’na seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur.

  • ·      Tam ehliyeti olmak
  • ·      Seçilme Engellerinin Bulunmaması.

Üyeliği sona erdiren nedenler seçilmeye de engeldir. Örneğin kişinin iflasına karar verilmesi, ehliyetinin kısıtlanması, üyelik için kanunda ve esas sözleşmede öngörülen nitelikleri yitirmesi halinde üyelik kendiliğinden düşer. Devlet memurları, avukatlar, ticaretten men edilenler, şirkette denetçilik görevi olanlar üye olamaz. Yönetim kuruluna seçilecek kişilerde, esas sözleşme ile Kanun’un aradığı nitelikler dışında, başka nitelikler de aranabilir. Esas sözleşme ile bu şart getirilebilir. Seçilecek kişinin, meslekî bir tecrübesinin olması, pay sahibi veya asgarî belli bir paya sahip olması, belli bir yaşın altında olmaması, erkek veya kadın olması, belli bir aileden olması şartları aranabilir.

BELİRLİ GRUPLARA YÖNETİM KURULUNDA TEMSİL EDİLME HAKKI TANINMASI

 Esas sözleşmede öngörülmek şartı ile

  1. a) Belirli pay gruplarına,
  2. b) Özellik ve nitelikleriyle belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine,
  3. c) Azınlığa, Yönetim Kuruluna üye seçme (temsil edilme) hakkı tanınabilir, Kapalı tip anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyelerinin tamamının belirli pay grupları tarafından atanması mümkün iken, halka açık anonim şirketlerde yönetim kurulu üye sayısının en fazla yarısı bu şekilde atanabilir. TTK’nin 360. maddesine göre, yönetim kurulu üyelerinin, belirli bir grup oluşturan pay sahipleri, belirli pay grupları ve azlık arasından seçileceği öngörülebileceği gibi, esas sözleşmede yönetim kurulu üyeliği için aday önerme hakkı da tanınabilir. Ancak söz konusu kişilere yönetim kurulu üyelerini doğrudan atama yetkisi tanınamaz. Yönetim kurulu üyeleri sadece genel kurulda yapılacak seçim sonucunda bu sıfatı kazanabilirler. TTK’nin 360. maddesinin 2. fıkrasında yönetim kurulunda temsil edilme hakkının bir imtiyaz olduğu açık bir şekilde ifade edilmiştir.

YÖNETİM KURULU YETKİLERİNİN DEVRİ

MADDE: 367-371-629 Yönetim Kurulu tarafından hazırlanacak bir iç yönerge dâhilinde, şirket yönetimini, kısmen veya tamamen bir veya birkaç Yönetim Kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretme yetkisi verilebilir. İç yönerge şirketin yönetimini düzenler, bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle hiyerarşik yapıyı ve bilgi sunacak kişiler ile bilgi sunulacak kişileri tespit eder. Yönetim yetkisi, tek başına yönetim kurulunda yer almayan bir kimseye de devredilebilir (TTK m. 367 / 1). Temsil yetkisi ise, tek başına yönetim kurulunda yer almayan bir kimseye verilemez, mutlaka aynı zamanda yönetim kurulunda birinin temsil yetkisini haiz olması gerekir (TTK m. 370/2). Yetki devrinin yapılabilmesi için, esas sözleşmede bu konuda bir hükmün bulunması gerekir. Yönetim kurulunun, iç yönetmeliklerle veya genel kurul kararları ile devre yetkili kılınmış olması yeterli değildir. Ayrıca yetki devrinin yönetim kurulu tarafından hazırlanan bir teşkilât yönetmeliği ile ayrıntılı bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Teşkilât yönetmeliğinde yönetime ilişkin teşkilât şemasının verilmesi yeterli değildir, yönetim için gerekli olan görev mevkilerinin, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunun açıkça belirtilmesi gerekir. Bu şekilde hazırlanacak yönetmelik sayesinde, yöneticilerin yetkileri ve dolayısıyla sorumlulukları belirginleşecektir. İç yönetmeliği hazırlama yetkisini açık bir şekilde yönetim kuruluna verdiğinden, bu yetkinin esas sözleşme ile genel kurula tanınması mümkün değildir.

Şirket kayıtlarında tescil ve ilan edilmiş iç yönergede herhangi bir değişiklik yapılması veya mevcut iç yönergeye ilavelerin yapılacak olması halinde, ayrı tarih ve sayı ile düzenlenmiş yeni bir iç yönergenin tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir.

Şirketlerde Sınırlı Yetkiye İlişkin İç Yönerge Uygulaması (TTK madde 367-371- 629 ) 

1-) Yönetim kurulunun ve müdürler kurulunun yetki devrine ilişkin iç yönerge düzenleyebilmesi, bu konuda esas sözleşmede bir hüküm bulunmasına bağlıdır. Esas sözleşmede bu konuda bir madde yoksa öncelikle esas sözleşme değişikliği yapılarak tescil ettirilmelidir.

 Ana mukavele tadili, iç yönerge ile eş zamanlı olaraktan tescil ve ilan edilebilir.

2-) Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Kararı ile Limited Şirketlerde temsile yetkili müdürler (sınırsız yetkili müdürler) Kurulu Kararı ile tarih ve sayısı olan, sınırlı yetki çerçevesini belirleyen bir iç yönerge (Noter onaylı karar ekinde) kabul edilerek tescil ve ilan edilecektir. (iç yönerge metninin her sayfasında karara katılan yönetim kurulu üyeleri / müdürler kurulu üyelerinin imzası bulunmalıdır)

3-) İç yönergede, sadece imza grupları ve yetki çerçevesi gibi hususlar yer alacak, belirlenen yetkilere atanan kişilerin isimleri kesinlikle yer almayacaktır. 

4-) İç yönergeyle belirlenen sınırlı yetkilere atanacak kişilerin Ad-Soyad ve T.C. Kimlik Numaraları, iç yönergenin tarih ve sayısına atıf yapılmak suretiyle alınacak Anonim Şirketler de Yönetim Kurulu Kararı Limited Şirketler de Ortaklar Kurulu Kararı ile belirlenecektir. Burada dikkat edilmesi gereken iki önemli husus bulunmaktadır.

 - Temsil ilzam kararında iç yönergeye atıfta bulunularak sınırlı yetkililerin atandığı kararda iç yönergede sayılan yetki kapsamı yer almamalıdır. Sadece iç yönerge tarih sayısına atıfta bulunulmalı iç yönerge içinde geçen yetkinin sınırlarını belirleyen cümleler temsil ilzam kararında yeniden yazılmamalıdır.

- İç yönergede bulunan sınırlı yetkileri kullanacak kişilerin atandığı temsil ilzam kararında şirketi HER HUSUSTA HERHANGİ BİR SINIRLAMA OLMAKSIZIN temsil ve ilzam edecek yönetim / müdürler kurulu üye / üyelerinin isimleri ve temsil ilzam yetkisi bulunması gerekmektedir.

ÖRNEK İÇ YÖNERGE: TTK 367-371-629

SANCAK İNŞAAT ENDÜSTRİSİ ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULUNUN ÇALIŞMA ESAS VE USULLERİ İLE YETKİLERİN DEVRİ HAKKINDA İÇ YÖNERGESİ

Tarih: 10.04.2018

Sayı:2018/01

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1:

 Bu İç Yönergenin amacı; “ Sancak İnşaat Endüstrisi Anonim Şirketi“ unvanlı şirketimize, sınırlı yetkili atanması ile ilgili esas ve usullerinin, Türk Ticaret Kanunun ve diğer ilgili mevzuat ile şirket esas sözleşmesi çerçevesinde belirlenmesidir.

Dayanak

MADDE 2:

Bu İç Yönerge,6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 367,371 ve 629 uncu maddeleri ile Şirket esas sözleşmenin 8. Maddesine dayanılarak yönetim kurulunca düzenlenmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

Sınırlı Yetkili Atanmasına İlişkin Esaslar

Aşağıda yer alan maddelerde belirtilen yetki ve sınırlamalar ile şirkete atanacak olan sınırlı yetkililere verilecek olan yetkilerin çerçevesi belirlenmiştir. Bu yetkiler münferiden veya müştereken verilebilir. İmza Grupları “A” “B” “C” ve “D” olarak belirlenmiştir.

Şirketin Temsil ve İlzamı

MADDE 3:

 Şirket esas sözleşmesine göre şirketin amaç ve konusuna giren her hususta, şirket adına yapılacak muamelelerde imza yetkisini haiz kişilerin yetki dereceleri aşağıda gösterilmiştir.

“A” Gurubu İşler:

Değeri 5.000.000,00 “Beş milyon” Türk lirasına kadar olan aşağıda sayılan işlemlerde, “1” derece imza yetkililerinden herhangi birinin münferit imzası ile tek başlarına şirketi temsil ve ilzam ederler.

  • ·      Şirketi borç ve taahhüt altına sokacak her türlü işlemlerde bulunma
  • ·      Sözleşme düzenleme ve buna ilişkin evrakı tanzim ve imza etme, gerektiğinde feshetme
  • ·      Tahkim. Sulh ve İbra belgeleri, Kefaletnameler tanzim ve imza etme
  • ·      Yurtiçi ve yurtdışındaki tüm resmi daireler, bakanlıklar, bakanlıklara bağlı kurumlar, özel kurumlar ve özel şahıslarla yapılacak yazışma, dilekçe, beyanname, ihtarname, ibraname ve her türlü belgeleri tanzim, imza, tebliğ ve tebellüğ etme
  • ·      İş bu değer dâhilinde her türlü ödemeleri yapma
  • ·      Banka işlemleri kapsamında münhasıran hesaplardan para çekme
  • ·      Havale ve EFT yapma, çek keşide etme, emre yazılı senetler düzenleme ve imzalama, ciro etme

“B” Gurubu İşler:

Değeri 4.000.000,00 “Dört milyon” Türk lirasına kadar olan aşağıda sayılan işlemlerde, “2” derece imza yetkililerinden herhangi birinin münferit imzası ile tek başlarına şirketi temsil ve ilzam ederler.

  • ·      Şirketi borç ve taahhüt altına sokacak her türlü işlemlerde bulunma
  • ·      Sözleşme düzenleme ve buna ilişkin evrakı tanzim ve imza etme, gerektiğinde feshetme
  • ·      Tahkim. Sulh ve İbra belgeleri, Kefaletnameler tanzim ve imza etme
  • ·      Yurtiçi ve yurtdışındaki tüm resmi daireler, bakanlıklar, bakanlıklara bağlı kurumlar, özel kurumlar ve özel şahıslarla yapılacak yazışma, dilekçe, beyanname, ihtarname, ibraname ve her türlü belgeleri tanzim, imza, tebliğ ve tebellüğ etme
  • ·      İş bu değer dâhilinde her türlü ödemeleri yapma
  • ·      Banka işlemleri kapsamında münhasıran hesaplardan para çekme
  • ·      Havale ve EFT yapma, çek keşide etme, emre yazılı senetler düzenleme ve imzalama, ciro etme

“C” Gurubu İşler:

Değeri 2.000.000,00 “İki milyon” Türk lirasına kadar olan aşağıda sayılan işlemlerde, “3” derece imza yetkililerinden herhangi birisinin münferit imzası ile tek başlarına şirketi temsil ve ilzam ederler

  • ·      Şirketi borç ve taahhüt altına sokacak her türlü işlemlerde bulunma
  • ·      Sözleşme düzenleme ve buna ilişkin evrakı tanzim ve imza etme, gerektiğinde feshetme
  • ·      Tahkim. Sulh ve İbra belgeleri, Kefaletnameler tanzim ve imza etme
  • ·      Yurtiçi ve yurtdışındaki tüm resmi daireler, bakanlıklar, bakanlıklara bağlı kurumlar, özel kurumlar ve özel şahıslarla yapılacak yazışma, dilekçe, beyanname, ihtarname, ibraname ve her türlü belgeleri tanzim, imza, tebliğ ve tebellüğ etme

“D” Gurubu İşler:

Aşağıda sayılan işlemlerde, Dört derece imza yetkililerinden herhangi birinin münferit imzası ile tek başına şirketi temsil ve ilzam ederler.

  • ·      Sosyal Güvenlik Kurumu ( SGK ) yazışmaları, beyannameleri tanzim ve imza etme, işe giriş ve çıkış bildirgelerini tanzim ve imzalama
  • ·      Personelin iş akitlerini imzalama, personele ilişkin her türlü yazışma, teklif, beyan ve fesih nameyi imzalama
  • ·      Maaş bordrolarını, aylık sigorta prim bildirgelerini tanzim ve imzalama
  • ·      Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna internet ortamında verilebilmesi için şirket nam ve hesabına kuruma başvuruda bulunma, e-bildirge sözleşmesini imzalama, kullanım kodu ve kullanıcı şifresi zarfını kurumdan imza karşılığında teslim alma, işyerinde çalışan sigortalılara ilişkin aylık prim ve hizmet belgesini internet ortamında kuruma gönderme ve ilgili işlemleri yapma
  • ·      Yabancı uyruklu personelin çalışma ve oturma izinlerinin alınması için resmi ve özel kurumlara müracaatta bulunma, gerekli evrakları tanzim ve imzalama
  • ·      Yurtdışına çıkacak personelin vize işlemleri için gerekli evrakları tanzim etme ve imzalama
  • ·      İşyeri ve çalışma kurul ve esasları hakkında mevcut veya ileride ihdas edilecek mevzuat gereğince verilmesi gereken bilgilerin evrak, dilekçe, beyanname ve talepname ile sair tüm yazışmaları tanzim ve imzalama, gerekli müracaatlarda bulunma
  • ·      Resmi mercilere ve mali müesseselere verilecek talepname, beyanname ve bordrolar ve bunlarla ilgili evraklar
  • ·      Sigorta poliçeleri ve bunlarla ilgili evrak, zeyilname, hasa ve tazminata ait muameleler
  • ·      Şirketi ilzam etmeyen ve cari muameleyle taalluk eden yazışmaları tanzim ve imzalama

       ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

         Çeşitli Hükümler

İç Yönergenin Kabulü ve Değişiklikler

MADDE 4:

 İş bu iç yönerge “ Sancak İnşaat Endüstrisi Anonim Şirketi“ unvanlı şirketin yönetim kurulu tarafından yürürlüğe konulur. Tescil ve İlan edilir. İç Yönergede yapılacak değişiklikler ve yönerge düzenlenmesi de aynı usule tabidir.

Yürürlük

MADDE 5:

“ Sancak İnşaat Endüstrisi Anonim Şirketi“ nin 10.04.2018 tarih ve 2018/01sayılı İşbu İç Yönergesi, yönetim kurulunca müzakere edilerek kabul edilmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescili ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanı ile kesinlik kazanır.

Yönergede bulunmayan Hükümler

MADDE 6:

 İşbu İç Yönergede karşılığı bulunmayan konu ve işlemler öncelikle kanun, yönetmenlik ve şirket esas sözleşmesi hükümlerine uygun olarak, yönetim kurulu kararına göre sonuçlandırılır.

YÖNETİM KURULU BAŞKANI: BATUHAN SANCAK - TC:

YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI: METEHAN SANCAK - TC

YÖNETİM KURULU ÜYESİ: İLAYDA SANCAK - TC

YÖNETİM KURULUNUN KOMİTELER KURMASI

Yönetim Kurulu, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde Yönetim Kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilir. Komiteler, anonim ortaklığın yönetiminde önemli bir ihtiyacın karşılanmasına hizmet etmektedir. İcra organı olan yönetim kurulunun “ortak ihtisas alanını” aşan veya incelenecek kapsamı nedeniyle yönetim kurulunun irdeleyemeyeceği meseleler, komiteler tarafından incelenmektedir. Komitelerin bu işlevini “organ içinde ihtisaslaşma” olarak adlandırabiliriz. Komiteler, yönetim organının bir parçasıdır. Bu nedenle komitelerin konumu, anonim ortaklığın işbirliği yaptığı danışmanlardan çok farklıdır. Türk Ticaret Kanunu, komitelerin yönetim kurulu üyelerinden veya bu kurula üye olmayan kimselerden seçilebileceğini öngörmektedir. (TTK m.366/2).SPK ise, komitelerin en az iki üyeden oluşmasını, bu olasılıkta iki üyenin de icra yetkisini taşımayan yöneticilerden seçilmesini, ikiden fazla üyenin atanması halinde ise, bu üyelerin çoğunluğunun icra yetkisine haiz olmamasını öngörmekte, komite başkanlarının ise bağımsız yönetim kurulu üyeleri arasından seçilmesini zorunlu tutmaktadır.

YÖNETİM KURULUNUN DEVREDİLMEZ YETKİLERİ

MADDE 375-(1) Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri şunlardır:

  1. a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.
  2. b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.
  3. c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.
  4. d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları.
  5. e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.
  6. f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.                                                                                                                      g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması. 

Şirket esas sözleşmesinde genel kurulun yetkili olduğu açıkça belirtilmeyen durumlarda yönetim kurulunun yetkili olduğu kabul edilmiştir.

MADDE:378 RİSKİN ERKEN SAPTANMASI VE YÖNETİMİ

Türk Ticaret Kanunu hisse senetleri borsalarda işlem gören Anonim Şirketlerde mali risklerin erken saptanmasına ve yönetilmesine özel önem vermiştir. Bu tür Anonim Şirketlerin Yönetim Kurulları şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin alınması ve uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite (tehlikelerin/risklerin erken teşhisi komitesi) kurmak ve bu sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlüdür.

Diğer şirketlerde bu komite denetçinin gerekli görüp, durumu Yönetim Kuruluna yazılı olarak bildirmesi halinde derhal kurulur ve ilk raporunu kurulmasını izleyen bir ayın sonunda verir. Komite YK üyelerinden ya da tamamen üçüncü kişilerden kurulabilir veyahut karma biçimde oluşturulabilir. Komite, Yönetim Kurulu’na her iki ayda bir vereceği raporda şirketin durumunu değerlendirir, varsa tehlikelere işaret eder, çareleri gösterir. Rapor denetçiye de yollanır. Kanun tehlikelerin erken teşhisi komitesine aynı zamanda bir iç denetim komitesinin görevlerini de yüklemektedir. Denetçinin bir tehlikelerin/risklerin erken teşhisi komitesi kurulmasını Yönetim Kuruluna önerme hakkı vardır. Komite denetçi ile işbirliği içinde olması gereken bir merci konumundadır. Ancak, uzman kimselerden oluşturulacak bu komitenin raporlarının, yönetim kurulunun anonim ortaklığın varlığını korumaya yönelik olarak alacağı kararları kuşkusuz yönlendirecektir.

YÖNETİM KURULUNUN SPK’DA YER ALAN GÖREV VE YETKİLERİ

SPK’nın 12. maddesi, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık şirketlerde esas sözleşmede belirtilen tavan sermayeye kadar artırma yetisini yönetim kuruluna tanımıştır. Sermaye artırımı sırasında agiolu (primli) pay oluşturma konusunda da yönetim kurulu yetkilidir. Bunun dışında Yönetim Kurulu’na İmtiyazlı pay çıkarma yetkisi ve imtiyazlı pay sahiplerinin haklarında sınırlama yetkisi tanınmıştır. Kayıtlı sermaye sisteminin geçerli olmadığı şirketlerde bu yönde bir değişiklik için imtiyazlı pay sahiplerinin onayı gerekmektedir. (TTK m.454 ve 456). Yönetim kurulu sermaye artırırken ortakların haklarını da kısıtlayabilir (SPK md. 13) Halka açık şirketlerde tahvil çıkarma yetkisi Yönetim kuruluna devredilebilir.(SPK md. 13). Kapalı tip şirketlerde ise en çok 15 ay için yetki devri mümkündür (TTK m. 505)

 YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HAKLARI

  1. A) Yönetim Hakları

1) Yönetim hakkı Yönetim Kurulu toplantılarına katılmak, toplantıda görüşünü açıklamak, oy kullanmak vb. gibi haklar yönetim kurulunun yönetim hakkı kapsamındadır

 2) Şirketi temsil etme hakkı Esas sözleşmede aksi öngörülmemişse veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir.

 3) Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı (MADDE:. 392) 

Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konuyla ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Yönetim kurulu üyelerinin toplantı dışında bilgi alması da, yasada ayrıca düzenlenmiştir. Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirketin defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir. Başkan bir üyenin bilgi alma ve inceleme hakkını reddederse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurulun toplanamaması veya reddetmesi halinde üye, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Karar dosya üzerinden verilir ve kesindir.YK başkanı kurulun izni olmaksızın yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alamaz, şirket defter ve dosyalarını inceleyemez. Yönetim kurulu üyesinin bilgi alma ve inceleme hakları kısıtlanamaz, kaldırılamaz. Ancak Esas sözleşme ’de yönetim kurulu, üyelerin bilgi alma ve inceleme haklarını genişletebilir.

4) Dava Hakları (MADDE: 446/1-d) Yönetim Kurulu  üyeleri sorumluluklarına yol açacak genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma hakkına sahiptir

  1. B) Mali Nitelikli Haklar (MADDE: 394)

 1) Huzur Hakkı: Yönetim kurulu üyelerine her toplantı için ödenen ücrete huzur hakkı denir. Esas sözleşmede aksine hüküm yoksa hazır bulundukları her toplantı için verilir. Miktarı esas sözleşme veya genel kurul kararı ile tespit edilebilir. Genel kurul bu yetkisini hiçbir kişi veya kurula devredemez.

 2) Ücret Hakkı: Esas sözleşme veya genel kurul kararı ile Yönetim Kurulu üyelerine belirli dönemler için veya aylık olarak bir ücret verilmesi öngörülebilir. Huzur hakkı gibi ücret hakkında da miktarı tespit etme yetkisi genel kurulun devredilemeyen yetkilerindendir.

3) Kazanç payı MADDE: 511 Kazanç payı, sadece net kardan ve ancak kanuni yedek akçe için belirli ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin %5 i oranında veya esas sözleşmede öngörülen daha yüksek bir oranda kar payı dağıtıldıktan sonra verilebilir.

4) İkramiye Yönetim Kurulu üyelerine gösterdikleri başarı nedeniyle ikramiye de verilebilir. İkramiye verilmesi tamamen Genel Kurulun takdirine bağlıdır. Bu nedenle ortaklık zarar etse dahi başarıyla çalışan yönetim kurulu üyelerine ikramiye verilebilir. Örneğin Yönetim Kurulunun gayretli çalışmaları sonucu şirket zarardan kara geçirilmiş veya zarar azaltılmış ise ikramiye ödenebilir.

 YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN BORÇLARI VE GÖREVLERİ

1) Yönetim ve Gözetim Yükümlülüğü Üyeler yönetim hakkının kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlere katılmak zorundadırlar. Örneğin Yönetim Kurulu toplantılarına katılmak, görüş bildirmek, oy kullanmak, gerekirse muhalefet etmek, hem bir yetki, hem de bir yükümlülük niteliğindedir. Yönetim Kurulu üyeleri ayrıca ortaklığın yönetimini ve işlerin gidişini kanun ve sözleşme hükümlerine ve ortaklık yararına uygunluğunu gözetlemek ve denetlemekle yükümlüdürler. İncelemeleri sırasında rastladıkları yolsuzluklardan denetçileri haberdar etmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için kanun bunlara bilgi alma hakkı tanımıştır. Denetim ve gözetim yükümü, idare ve temsil yetkisi murahhaslara bırakılması halinde dahi ortadan kalkmaz.

2) Özen Yükümlülüğü (m. 369) 369. madde uyarınca yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadır. Özen yükümü, yönetim kurulu üyeleriyle yöneticileri kapsayacak şekilde kaleme alınmıştır. Yöneticilerin ayrıca zikredilmeleri, yönetim hakkının 367 nci maddeye göre devri halinde özellikle önem taşımaktadır. 

3) Sadakat Yükümlülüğü Yönetim Kurulu üyeleri ile anonim şirket arasındaki ilişkinin temeli karşılıklı güvene dayanır. Buna göre; Yönetim Kurulu üyeleri sır saklama ve şirketin menfaatlerini ön planda tutma yükümlülüğü altındadır. Tek ortaklı şirketlerde sadakat yükümlülüğü özel bir önem arz etmektedir. Yönetim kurulu olarak tek kişi pay sahibinin görev yaptığı şirketlerde, üye özellikle şirketin malvarlığını korumaya özen göstermelidir. Çünkü şirketin malvarlığının korunması özellikle şirket alacaklılarını ilgilendirmektedir. Bu nedenle kendisine uygun bir ücret belirlemelidir.

4) Şirketle İşlem Yapma Yasağı (m. 395) YK üyeleri genel kuruldan izin almadan kendi veya başkası adına bizzat veya dolayısıyla şirketle bir işlem yapamayacağı öngörülmektedir.

5) Şirkete Borçlanma Yasağı (m. 395/2) Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393. maddede sayılan yakınları şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir.” Ancak TTK, borçlanma yasağı konusunda şirketler topluluğuna muafiyet tanımıştır. Buna göre, 202. maddesi saklı kalmak şartıyla, şirketler topluluğuna dâhil şirketlerin birbirlerine kefil olmaları ve garanti vermeleri “borçlanma yasağı” kapsamında değerlendirilmez (TTK md. 395/f-3).

6) Şirketle Rekabet Etme Yasağı (m. 396) Anonim şirkette rekabet yasağı ortaklara değil sadece yönetim kurulu üyelerine getirilmiştir. Murahhas müdür, ticari mümessil ve ticari vekil de rekabet yasağına tabidir. Buna karşılık ortakların rekabet yasağı söz konusu değildir. Yönetim kurulu üyeleri şirket konusuna giren bir işlemi kendileri veya başkası hesabına yapamazlar. Ayrıca aynı tür işlerle uğraşan bir şirkete sınırsız sorumlu ortak sıfatıyla katılamazlar. Kanun işlemlerin başkası hesabına yapılmasını yasakladığına göre adına yapmak evleviyetle yasaklanmıştır.

 Yasağa aykırı davranılması halinde uygulanacak yaptırımlar şunlardır:

  1. A. anonim şirket yasağa aykırı davranan üyeden tazminat isteyebilir. Kusurun ispatına gerek yoktur.
  2. B. şirket, işlemin şirket adına yapılmış sayılmasını da isteyebilir. Bu durumda üye 3. kişi ile yaptığı işlemden doğan hak ve borçları şirkete devreder.
  3. C. şirket üyenin 3. kişiler hesabına yaptığı sözleşmelerden elde ettiği menfaatlerin şirkete verilmesini de isteyebilir. Örneğin üyenin bir başka şirkette yönetim kurulu görevinden elde ettiği ücretin kendisine verilmesini talep edebilir.

7) Görüşmelere Katılma yasağı (MADDE. 393) Yönetim Kurulu üyeleri, kendilerinin veya usul füruu, eşi ve 3. dereceye kadar (3. derece dâhil) kan ve kayın hısımlarının şirket dışı kişisel menfaatlerini ilgilendiren konuların görüşüleceği Yönetim Kurulu toplantılarında müzakerelere ve oylamaya katılamazlar. Bu yasak, Yönetim Kurulu  üyesinin toplantıya katılmamasının dürüstlük kuralı gereği olan durumlarda da uygulanır. Böyle bir konu görüşülecekse, ilgili üye, konuyla ilgisini derhal kurula açıklamalı ve bunu toplantı zaptına geçirtmelidir. Yasağa aykırı davranılması halinde, aykırı davranan üyenin sorumluluğu söz konusu olur.

8) Sermayenin Kaybı ve Borca Batık Durumunu Mahkemeye Bildirme Yükümü(MADDE: 376 ve 377).  Şirketin mali durumunun bozulmasına ilişkin haller:

  1. a) Şirket sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kalması: Bu durumda Yönetim Kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırmak ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunmak zorundadır.
  2. b) Şirket sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması Bu durumda Yönetim Kurulu derhal genel kurulu toplantıya çağırır. Çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
  3. c) Şirket aktiflerin alacaklıların alacaklarının karşılanmasında yetersiz kalması (borca batıklık) Bu durumda Yönetim Kurulu , aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister.

YÖNETİM KURULU TOPLANTILARI VE KARARLARI (MADDE:390)

Yönetim Kurulu şirketin yönetimine ilişkin kararlarını kural olarak kurul halinde alır. Ancak bankadan para çekilmesi, işçilerin maaşının ödenmesi gibi olağan yönetim işleri konusunda toplantı yapılmasına gerek yoktur. Yönetim Kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve ona vekâlet etmek üzere en az bir başkan vekili seçer. Esas sözleşme ile başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir. Yönetim Kurulu, başkan veya başkan yardımcısının yapacağı davet ile toplanır. Üyelerden herhangi birisi de, yazılı olarak başkan veya vekilinden toplantı çağrısını yapmasını isteyebilir. Yönetim kurulu toplantılarında gündeme bağlılık ilkesi geçerli değildir. Üyelerden hiçbirisi toplantı istemez ise, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Onayların aynı kâğıtta olması şart değil. Aynı önerinin tüm Yönetim Kurulu üyelerine de yapılmış olması gerekir. (MADDE. 390)

YÖNETİM KURULU KARARLARININ BUTLANI (MADDE. 391)

Yönetim Kurulu kararlarının butlanının tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle;

  1. 1. Eşit işlem ilkesiBu ilke özellikle genel kurula katılma, oy kullanma, bilgi alma ve inceleme hakkı gibi haklarda uygulanan bir ilkedir. Ancak TTK da yönetim kurulunun butlan sebepleri arasında sayılan eşit işlem ilkesi SPK m. 12 ve 15 de iptal sebebi sayılmıştır.
  2. 2. Anonim Şirket’in temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,Pay sahiplerinin hakları ve borçları düzenine ve şirketin organsal yapısına aykırı kararlar temel yapıya aykırıdır. Örneğin bir üçüncü kişinin meselâ büyük kredi veren bir bankaya yönetim kurulunda üye haklarına sahip kılınması, organsal yapıya aykırıdır.

Organsal yapıya aykırı sayılması gereken diğer hükümlerden bazıları şunlardır:

 -İtibarî değerinden aşağı bedelle pay çıkarılamayacağına ilişkin hüküm (m. 346),

-Kuruculara, şirket sermayesinin azalması sonucunu doğuracak bir menfaatin tanınmasına ilişkin esas sözleşme hükümlerinin geçersizliğine ilişkin hüküm (m. 348 f. 1),

 -Kurucular tarafından, kuruluşa ilişkin verilen beyana dair hüküm (m. 349) ,

-Pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağına ilişkin hüküm (m. 358) ,

 -Hazırlık dönemi faizi dışında (m. 510), esas sermaye için faiz ödenemeyeceğine ve kâr payının ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabileceğine ilişkin hüküm ( m. 509),

  1. 3. Pay Sahibinin Vazgeçilemez Nitelikteki Hakların İhlal Eden Veya Bunların Kullanılmalarını Kısıtlayan veya Güçleştiren KararlarGenel kurula katılma, asgarî oy, dava hakkı gibi vazgeçilmez nitelikteki haklar, her pay sahibinin en temel haklarındandır. Bu hakları ortadan kaldıran veya sınırlandıran kararlar, yalnız mevcut pay sahiplerinin menfaatlerini değil, gelecekteki pay sahiplerinin menfaatlerini de ihlâl etmektedir. Bu haklarda sadece mevcut pay sahipleri ve ilerde pay sahibi olacakların değil, aynı zamanda tüzel kişilik yapısının da garanti edilmesi söz konusudur. Bu nedenle bu haklar pay sahiplerinin tasarruf serbestisine tabi değildir.

 4.Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar Örneğin YK nun esas sözleşmeyi değiştiren kararı

YÖNETİM KURULUNUN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUĞU

Hukuki Sorumluluk:

 Yönetim Kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğu TTK m.553’te işlenmiştir. Söz konusu maddeye göre bu kişiler şirkete, pay sahiplerine ya da şirket alacaklılarına karşı vermiş oldukları zararlardan dolayı sorum­ludurlar. TTK 553/1’e göre bu zararların söz konusu kişi­lerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal etmesinden kaynaklanması gerekir. Bunun haricinde TTK’nin çeşitli hükümlerinden yola çıkarak Yönetim Kurulunun hukuki sorumlulukları arasına şirket sermayesi de alınabilir. Şirket sermayesinin taahhüt edilmediği ya da karşılığı kanun veya esas sözleşme hükümleri gereğince ödenmediği hallerde, taahhüt edilmiş ya da ödenmiş gibi gösterenler ile söz konusu halde kusur bulunması şartıyla, Yönetim Kurulu üyeleri bu payları üstlenmiş kabul edilirler ve bu payların karşılıkları ile şirketin uğradığı zarardan faiziyle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Ödeme yeterliliği bulunmadığı halde sermaye taahhüdünde bulunulması durumunda bu halin varlığından haberdar olanların da bildirim yükümlülüğü söz konusudur. Bu yükümlülüğe aykırı davrananların Yönetim Kurulu üyesi olması halinde şirketin bu sebeple uğradığı zarardan sorumlulukları gündeme gelecektir.

Yönetim Kurulu üyeleri tarafından şirket ayni sermayesine veya devralınacak işletme ile bu işletmeye ait ayınlara yüksek değer biçilmesi halinde yalnızca kusur şartı aranarak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu doğacaktır.

Anonim Şirket kurulurken, şirketin sermayesini artırmak amacıyla halktan para toplanabilmesi için Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınması kanuni bir gerekliliktir. Bu izin alınmadan para toplama girişimine başlayan ve kanuna aykırılıktan haberdar olan ilgili kurumlar ile kurulacak şirketin Yönetim Kurulu üyeleri ve yöneticileri toplanan paranın ivedilikle Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen bir mevduat veya katılım bankasına yatırılmasından müteselsilen sorumludurlar. Söz konusu aykırı girişimin Yönetim Kurulu üyeleri tarafından gerçekleştirilmesi halinde de Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğu gündeme gelecektir.

Amme (Kamu) Alacaklarından Sorumluluk:

 Asıl sorumlu tüzel kişinin yani anonim şirke­tin kendisidir. Ancak bu da yer alan görevlerin yerine geti­rilmemesi yüzünden vergi mükellefinden ve sorumlusundan tahsil edilemeyen vergi ve buna bağlı alacaklar kanuni ödev­leri yerine getirmeyenlerin yani yönetim kurulu üyelerinin varlıklarından alınır. Yönetim kurulu üyesi vergi ve sigorta da dâhil olmak üzere tüm amme alacakları açısından sorumluluk taşımaktadır. Vergi borcundan dolayı yönetim kurulu üyesine başvu­rulabilmesi için o üyenin “amme alacağına ilişkin olduğu dönemlerde borçlu şirketi temsil yetkisi bulunması gerekir”. Amme alacağına ilişkin bir dava açıldığında ispat yükü davalı yönetim kurulu üyesindedir. Ayrıca VUK 359. maddesinde yer alan ve hapisle sonuçlanan vergi suçlarını değerlendirdiğimizde bu konuda yargılanan kişilerin de anonim şirketi yöneten ve temsil eden yönetim kurulu üyesinin olduğunu görmekteyiz.

Cezai Sorumluluk:

Yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumlulukları, konuya ilişkin tüm cezai müeyyideleri kapsayan TTK m. 562’de düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca;

  1. a) 64 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki defter tutma yükümünü yerine getirmeyenler,                                                                                       b) 64 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belgelerin kopyasını sağlamayanlar,                                                                                      c) 64 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli onayları yaptırmayanlar,(Ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmaması)                                                                                      d) 65 inci maddesine uygun olarak defterlerini tutmayanlar,

Defterler ve gerekli diğer kayıtlar Türkçe tutulur. Kısaltmalar, rakamlar, harfler ve semboller kullanıldığı takdirde bunların anlamları açıkça belirtilmelidir.

Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.

Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve değiştirilemez. Kayıt sırasında mı yoksa daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan değiştirmeler yasaktır.

  1. e) 66 maddesine aykırı hileli döküm çıkaranlar,
  2. f) 86 maddesine göre belgeleri ibraz etmeyenler,

Saklanması zorunlu olan belgeleri, sadece görüntü veya başkaca bir veri taşıyıcısı aracılığıyla ibraz edebilen kimse, giderleri kendisine ait olmak üzere, o belgelerin okunabilmesi için gerekli olan yardımcı araçları kullanıma hazır bulundurmakla yükümlüdür

İki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

Bu Kanunun 88 inci maddesine aykırı hareket edenler Türkiye Muhasebe Standartlarına Göre Defter Tutulması, yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

Bu Kanunun 199 uncu maddesinin birinci

 Bağlı şirketin yönetim kurulunun, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde, şirketin hâkim ve bağlı şirketlerle ilişkileri hakkında düzenlememesi halinde.) ve dördüncü fıkralarına (Hâkim şirketin her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanından; bağlı şirketlerin finansal ve malvarlığıyla ilgili durumları ile üç aylık hesap sonuçları, hâkim şirketin bağlı şirketlerle, bağlı şirketlerin birbirleriyle, hâkim ve bağlı şirketlerin pay sahipleri ve bunların yakınlarıyla ilişkileri; yaptıkları işlemler ve bunların sonuç ve etkileri hakkında, özenli, gerçeği aynen ve dürüstçe yansıtan hesap verme ilkelerine göre düzenlenmiş bir rapor hazırlattırıp yönetim kuruluna sunmasını ve bunun sonuç kısmının yıllık rapor ile denetleme raporuna eklenmesini isteyebilir. Aykırı hareket edenler iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

Bu Kanun hükümlerine göre tutulmakla veya muhafaza edilmekle yükümlü olunan defter, kayıt ve belgeler ile bunlara ilişkin bilgileri, denetime tabi tutulan gerçek veya tüzel kişiye ait olup olmadığına bakılmaksızın, 210 uncu maddenin birinci fıkrasına göre denetime yetkili olanlarca istenmesine rağmen vermeyenler veya eksik verenler ya da bu denetim elemanlarının görevlerini yapmalarını engelleyenler, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.

Bu Kanunun;

  1. a) 349 uncu maddesine

Kurucular tarafından, kuruluşa ilişkin bir beyan imzalanır. Beyan, dürüst bir şekilde bilgi verme ilkesine göre, doğru ve eksiksiz olarak hazırlanır. Aykırı beyanda bulunan kurucular,

  1. b) 351 inci maddesine aykırı rapor veren kurum denetçisi,
  2. c) 358 inci maddesine

Şirket ortağının şirkete borçlanması hali, aykırı olarak şirkete borçlananlar,

  1. d) 395 inci maddesine

Yönetim Kurulu Üyesinin Şirkete Borçlanması Hali, aykırı olarak şirkete borçlananlar,

Üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

(6) Bu Kanunun 524 üncü maddesindeki ilanı yaptırmayanlar

Bilanço gününden itibaren 6 ay içinde anonim şirket finansal tabloları ve faaliyet raporlarının ticaret sicilinde ilanının yaptırılmaması, iki yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

(7) Bu Kanunun 527 nci maddesine aykırı hareket edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılırlar. Denetçilerin sır saklama yükümlülüğünü yerine getirmemeleri

(8) Bu Kanunun 549 uncu maddesine

Şirketin kuruluşu, sermayesinin artırılması ve azaltılması ile birleşme, bölünme, tür değiştirme ve menkul kıymet çıkarma gibi işlemlerle ilgili belgelerin kanuna aykırı olması, halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

(9) Bu Kanunun 550 nci maddesine,

Sermaye hakkında yanlış beyanda bulunanlar ve ödenmeyen sermayenin ödenmiş gibi gösterilmesi gibi, aykırı hareket edenler üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

(10) Bu Kanunun 551 inci maddesine ,

Ayni sermayenin değer biçilmesinde yolsuzluk, aykırı hareket edenler üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

(11) Bu Kanunun 552 nci maddesine,

 Halktan para toplanabilmesi için Sermaye Piyasası Kurulundan izin alınmaması, aykırı hareket edenler altı aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

(12) Bu Kanunun 1524 üncü maddesinde,

 Öngörülen internet sitesini bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde oluşturmayan veya internet sitesi mevcut ise aynı süre içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülemeyen anonim şirket yönetim kurulu üyeleri, limited şirket müdürleri ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkette yönetici olan komandite ortaklar altı aya kadar hapis ve yüz günden üçyüz güne kadar adli para cezasıyla ve aynı madde uyarınca internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan bu bentte sayılan failler üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar.

(13) Birinci ilâ on birinci fıkra kapsamındaki fiiller daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, birinci ilâ on birinci fıkra hükümlerine göre cezalandırılırlar.

Birlikte Sorumluluk (Farklılaştırılmış Teselsül) ve Sorumluluktan Kurtulma:

TTK 553. maddenin son fıkrasında “Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmü görülmektedir. Bu ifadeden anlaşılacağı üzere sorumluluğun doğabilmesi için sorumluluğu oluşturan eylemin o kişinin kontrolü içinde olması gerekmektedir. 553/2 maddesi ise yönetim kurulunun kanundan doğan ya da esas sözleşmeden kaynaklanan devir yetkisini kullanarak, görev ve yetkilerini devretmesi halinde sorumlu­luğun görev ve yetkiyi devralan kişilere ait olduğunu yönetim kurulu sorumluluğunun sadece “seçimde makul derecede özen göstermek” ile sınırlı olduğunu hükme bağlamıştır.

Yönetim Kurulu Toplantısına Katılmayan Üyenin Alınan Karardan Ötürü Sorumluluğu:

Yönetim Kurulu üyesi yetki devrinde bulunmuş olsa dahi 553/3. maddesinde yer alan her üyenin kontrol edebileceği eylem ve kararlardan sorumlu olması ilkesi gereğince katılmadığı toplantı tutanağını incelemeye ehil olacağı için bu toplantılarda alınan kararlardan da sorumlu olacaktır.

Yeni Yönetim Kurulu’nun, Eski Yönetim Kurulu’nun Karar ve Eylemlerinden Sorumluluğu:

Tedbirli bir yöneticinin kontrol edebileceği bir husustan kaynaklanan bir ihmal sonucu eski yöneticilerin fiilleri tazmi­nata konu edilmemişse; yani sorumluluk davası açılmamışsa yeni yönetici bu davranışından ötürü sorumlu tutulmalıdır.

Temsil Yetkisinden Doğan Sorumluluk:

 Bahse Konu sorumluluk TTK madde 371’de düzenlenmiştir. İlgili maddede yer aldığı şekliyle bu sorumluluğun kapsamı;

“(1) Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücu hakkı saklıdır.

(2) Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir.

(3) Temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyi niyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez; ancak, temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine özgülendiğine veya birlikte kullanılmasına ilişkin tescil ve ilan edilen sınırlamalar geçerlidir.

(4) Temsile yetkili kişiler tarafından yapılan işlemin esas sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olması, iyi niyet sahibi üçüncü kişilerin o işlemden dolayı şirkete başvurmalarına engel değildir.

(5) Temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirket sorumludur. Şirketin rücu hakkı saklıdır.

(6) Sözleşmenin yapılması sırasında, şirket tek pay sahibi tarafından ister temsil edilsin ister edilmesin, tek pay sahipli anonim şirketlerde, bu pay sahibi ile şirket arasındaki sözleşmenin geçerli olması sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu şart piyasa şartlarına göre günlük, önemsiz ve sıradan işlemlere ilişkin sözleşmelerde uygulanmaz.”.

 Özen ölçüsünde ,Özenin derecesi yasada ifade edildiği gibi aynen, dikkatli ve özenli bir yöneticinin göstermesi gereken özendir.

ZAMANAŞIMI

Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.

İNTERNET SİTESİ VE CEZAİ SORUMLULUK

Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde internet sitesini Kanun’a uygun biçimde oluşturmayan veya internet sitesi mevcut ise aynı süre içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülemeyen Anonim Şirket Yönetim Kurulu üyeleri, Limited Şirketlerde. müdürleri adli para cezası ile cezalandırılır. 1524 üncü maddede öngörülen internet sitesini oluşturmayan şirketlerin yönetim organı üyeleri, yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezasıyla ve aynı madde uyarınca internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan bu fıkrada sayılan failler yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.

 FARKLILAŞTIRILMIŞ MÜTESELSİL SORUMLULUK

Farklılaştırılmış teselsül, sorumluların tüm zararı değil ortak kusurla birlikte vermiş oldukları “aynı zararı” tazmin etmelerini öngörür. Ortak zarar dışındaki zararı teselsül dışında bırakır. Bu zarara sebep veren hangi üye veya yönetici ise ona yükler. Farklılaştırılmış teselsül öğretisi mutlak teselsül öğretisinden daha adil olduğu gibi, aynı zamanda “teselsül” kavramının gerçek anlamına da uygundur. Mutlak teselsül öğretisi alacaklıyı koruma düşüncesini amacını aşan bir sertlikle yanlış uygulamıştır. Mutlak teselsül öğretisinde ortak kusur ile verilen aynı zararı değil, tüm zararı ödeyen müteselsil sorumlu, diğer müteselsil sorumlulardan tüm zarardan kendisine düşen payı aşan zarar için rücu etmektedir.

 SORUMLULUK SİGORTASI

Yönetim Kurulu üyeleri görevlerini yaparken kusurları ile verebilecekleri zararlara karşı isteğe bağlı olarak sorumluluk sigortası yaptırabilirler. Getirilen bu mekanizma isteğe bağlıdır. Ancak bankalar, özel ve genel finans kurumları, finansal kiralama, faktöring şirketleri ile sermaye piyasası kurumları ve halka açık şirketler için zorunlu olarak öngörülmüştür. Buna göre, şirket sermayesinin %25’ini aşan bir bedelle sigorta ettirilmiş ve bu suretle şirket teminat altına alınmışsa, bu husus halka açık şirketlerde SPK’nın ve ayrıca pay senetleri borsada işlem görüyorsa borsanın bülteninde duyurulur ve kurumsal yönetim ilkelerine uygunluk değerlendirmesinde dikkate alınır.

  YÖNETİM KURULUNUN İBRASI

 TTK’nin 558. maddesinin ilk fıkrasında, “ibra kararı genel kurul kararıyla kaldırılamaz. 445 inci madde hükmü saklıdır” ifadesine yer verilmiştir. Bu hükümle şirket genel kurulu tarafından alınmış olan bir ibra kararının daha sonra zamanaşımı süresi içerisinde bir başka genel kurulca ortadan kaldırılması engellenmiştir. 445. maddeye göre, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler. Yani ibra kararının alınmasında yönetim kurulunun sunmuş olduğu bilançodaki yanlış bilgiler etkili olmuşsa bu durumda ibra kararı aleyhine iptal davası açabileceklerdir. 558. maddenin 2. fıkrasına göre, şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, sadece açıklanmış maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldırır.  Diğer pay sahiplerinin dava hakları da ibra tarihinden itibaren 6 ay geçmesiyle düşer.

 KURULUŞ VE SERMAYE ARTIRIMLARINDA İBRA

Kurucuların, Yönetim Kurulu üyelerinin, denetçilerin, şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin sermaye artırımının tescili tarihinden itibaren 4 yıl geçmedikçe sulh ya da ibra kararı ile kaldırılamaz. Kapalı Anonim Şirketlerde esas sermayenin 1/10’nu, halka açık Anonim Şirketlerde 1/20’sini temsil eden pay sahipleri, sulh ve ibranın onaylanmasını engelleyebilirler.

YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN KAMU ALACAKLARINDAN SORUMLULUĞU

Vergi Usul Kanununa göre (m.10), tüzel kişilerin vergi yükümlülükleri temsilcileri tarafından yerine getirilir. Yani, vergi ve buna bağlı alacaklar tüzel kişilerin varlığından kısmen veya tamamen alınamaması durumunda temsilcilerinden tahsil edilir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun mükerrer 35. maddesine göre, anonim şirketin kamu borçları nedeniyle sorumluluğu öncelikle şirket tüzel kişiliğine aittir. Şirket tarafından ödenmeyen kamu borçları için sorumluluk, kanuni temsilcisi sıfatıyla yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulunun anonim şirket kamu borcu nedeniyle sorumlu tutulabilmesinin de iki temel şartı vardır:

  1. a. Şirketin kamu borcunu ödememiş olması
  2. b. Kamu alacağının şirket malvarlığından tahsil edilememiş olduğunun hukuken tespiti gerekir.

 Anonim şirketler, vergi yükümlülüklerini yasal temsilcileri eliyle yerine getirirler (VUK.m.10). Eğer, bu vergi yükümlülüğü yerine getirilmez ve vergi yükümlüsünün (şirket) malvarlığından da alınamazsa,  şirket adına imza atarak onu temsil etme yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi/üyelerinin şahsi malvarlığından alınır (VUK.m.10/II)  Ancak yönetim kurulu üyelerinin şirketin vergi borcundan sorumlu tutulabilmesi için, borcun ödenmemesi ile yönetim kurulu arasında bir bağlantı kurulabilir olmalıdır. Bu bakımdan yönetim kurulu üyeleri, vergi borcunun ödenmemesi ile kendi görevleri arasında bir nedensellik bağı kurulamayacağını ispatlayarak bu sorumluluktan kurtulabilirler. Ayrıca TTK.m.319 ve 321 uyarınca temsil yetkisi üyelerden bir kısmına veya bir başka kişiye ya da organa bırakılmışsa, hatta daha özel olarak, şirket iç düzenlemesi (iş bölümü) gereği vergi borcunu ödeme görevi murahhas üyelere bırakılmışsa, diğer üyelerin sorumluluğu söz konusu edilemeyecektir. . Yönetim kurulunun sorumluluğu, kanuni temsilci sıfatıyla görevde bulundukları süre içinde muaccel olan vergi borçları içindir. Ayrıca kamu borcunun doğduğu sırada değil, yerine getirilmesi gereken anda görevde olan yönetim kurulu üyeleri için sorumluluk söz konusudur. Anonim şirketin iflas etmesi veya tasfiye haline girmesi, tek başına kanuni temsilcilere başvurabilmek için yeterli değildir. Kurumlar Vergisi Kanunu m.34 uyarınca şirketin vergi borcunu ödemeden başka ödemelerde bulunan tasfiye memurlarının şahsen sorumlu olacaklarını belirtmektedir. Tasfiye tamamlanmadan vergi alacağının şirketten tahsil edilip edilemeyeceği belli olamayacağına göre, kanuni temsilcinin sorumluluğuna gidebilmek için tasfiye sonucunu bekleme zorunluluğu vardır. 04.05.2018  YMM/BD HASAN SANCAK 

https://www.linkedin.com/pulse/anonim-%C5%9Firketler-y%C3%B6netim-kurulu-ve-sinirli-yetkiye-ili%C5%9Fkin-sancak/

KAYNAKÇA

 

  • 6102 Sayılı TTK
  • SPK
  • ITO
  • CGS Center