Şirketin Alt İşvereni Tarafından Ödenmeyen SGK Primlerinin Gider Yazılıp Yazılmayacağı
12 Mart 2018

Image

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ 

 

Sayı: 49327596-125.06[KVK.2017.ÖZ.4] – 6168                                   11.01.2018

Konu: Şirketin alt işvereni tarafından ödenmeyen SGK primlerinin gider yazılıp yazılmayacağı.

İlgi: 06/01/2017 tarih ve 5818 evrak sayılı özelge talep formunuz. 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yapmakta olduğunuz otel inşaatının yapımında alt işveren olarak çalışan …'ın inşaatınızda çalıştırdığı işçilere ait SGK primlerini ödemediğinden bahisle şirketinize Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme emrinin tebliğ edildiği ve asıl işveren olarak alt işveren tarafından ödenmeyen SGK primlerini 6736 sayılı Yasa hükümlerinden faydalanarak ödeme talebinde bulunduğunuz ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılandırılan borcun ilk taksidini ödediğiniz belirtilerek, şirketiniz tarafından ödenen alt işverene ait SGK primlerinin gider olarak kaydedilip kaydedilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun safi kazancın tespitinde indirilecek giderlerin sayıldığı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, gelirin elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (2) numaralı bendinde hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla), 27 nci maddede yazılı giyim giderlerinin; (3) numaralı bendinde ise, işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul edilmeyen indirimler" başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin, (g) bendinde ise sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirilmesinin mümkün bulunmadığı belirtilmiştir.

Öte yandan, 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren" başlıklı 12 nci maddesinin altıncı fıkrasında; "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur." hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun "Primlerin ödenmesi" başlıklı 88 inci maddesinin onbirinci fıkrasında da kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamayacağı, belirtilmiştir.

Bu durumda asıl işveren olarak otel inşaatınızda alt işveren tarafından çalıştırılan işçilere ait ödenmeyen sigorta primlerinin tarafınızdan ödenmesinin yasal bir zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, alt işvereniniz tarafından söz konusu inşaatta çalıştırılan işçilere ait olup bu işverence ödenmemesi nedeniyle anılan Kanunun sorumluluk hükümleri çerçevesinde kurumunuz tarafından ödenen sosyal sigorta primlerinin ödendiği tarihte otel inşaatının maliyetine dahil edilmek suretiyle kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Ancak kurumunuzca ödenen söz konusu sosyal sigorta primlerinin ilgili firmaya rücu edilmek suretiyle sonradan tahsil edilmesi durumunda ise tahsil edilen tutarın oteli inşaatının maliyetinden çıkarılması, otel inşaatının tamamlanmış olması halinde ise tahsil edildiği döneme ilişkin kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul Edilmeyen İndirimler" başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükmüne göre, söz konusu sigorta primlerine ilişkin gecikme cezaları veya zamlarının kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

                

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.