Muhasebeci Mükellefin Defterlerini Borcundan Dolayı Vermeyebilir Mi?
06 Mart 2018

Image

Sıklıkla karşılaşılan problemlerden biri de mükelleflerin  muhasebecilere  borçlu olması nedeniyle  defter ve belgelerinin  mükelleflere  iade edilmemesi konusu  gündeme gelmektedir.  Burada mükellefin  meslek mensubuna yani muhasebeci ve mali müşavire  muhasebe ücret borcu olması nedeniyle   defter  ve belgelerinin muhasebeci tarafından  hapsedilebilmektedir.  Böyle bir durum karşısında  muhasebecinin  elinde bulundurduğu defter ve belgeleri  herhangi bir nedenle incelemeye  ibraz etmemesi halinde durum ne olacaktır?

 

Bilindiği gibi uygulamada,  vergi mükelleflerinin defter ve belgeleri (defter ve belgelerin  meslek mensubunda bulunması halinde) kimi zaman meslek mensupları tarafından   mükelleflere istemeleri halinde  bu defter ve belgeler mükelleflere geri verilmemektedir. Esasen, gerçek ve tüzel kişilere ait  defter, kayıt ve belgeler  mükelleflerde  bulunması zorunludur. Ancak, bu defter ve belgelerin  mükelleflerin  işyerinde değil de meslek mensubunun   muhasebe ofisinde tutulması halinde yine değişmez. Bu gibi hallerde de yine defter ve belgelerin  inceleme elemanlarına veya  defter ve belgelerin ibrazı gereken makamlara ibrazı mükellefler tarafından yerine getirilecektir.[1]

 

Uygulamada çeşitli nedenlerle örneğin, bir ücret uyuşmazlığı dolayısıyla mükelleflerin defter ve belgeleri  meslek mensupları tarafından  mükellefe  verilmemektedir.  Bunun da başlıca nedeni, mükelleflerin meslek mensuplarına “hizmet borçlarını” ödememesi dolayısıyla defter ve belgeler meslek mensuplarınca mükellefe borcun ödenmesi halinde verilebilmektedir.

 

Gerek 3568 sayılı yasa  ve gerekse  ilgili yönetmelikler uyarınca  meslek mensubu ile   mükellefin yazılı sözleşme yapmaları halinde  meslek mensubunun  bu defter  ve belgeleri ücret mukabili  tutması  zorunludur.  Ücret mukabili tutulması gereken  bu kayıtlar,  ileride  bir inceleme veya  bir hususu ispat bakımından   ibraz edilmesi  gerekmesi halinde  mükellefler tarafından yetkili kişilere  ibrazı zorunludur.  Hizmet sözleşmelerinin  ilgili maddelerine  bir  ekleme yapılarak (hizmet sözleşmesinin arka sayfasında yer alan “diğer hususlar” bölümünde bu hükümlerin  konulması mümkün olabilir) mükelleflerin defter, kayıt ve belgelerinin  meslek mensubuna teslim edildiği ve bu şekilde   defter kayıtlarının muhasebe bürosunda  tutulduğu yönünde  hüküm konulması halinde  bu kayıtların  serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirin  sorumluluğunda  muhafaza edildiği anlaşılmaktadır.

 

Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK’nun  13. maddesinde “mücbir sebepler” sayılmıştır.  Buna göre, vergi mükelleflerinin defter, kayıt ve belgelerinin serbest meslek erbabı muhasebeci ve mali müşavirde bulunması halinde bu durum mücbir neden kapsamında değerlendirilemez.   Bazı görüşlere göre, defter, kayıt ve belgelerinin muhasebecide olması hali mücbir sebep kapsamında  değerlendirileceği ifade olunmaktadır.[2]  Oysaki defter, kayıt ve belgelerin tutulması ile   bu kayıtların yetkili mercilere ibrazı çok farklı farklı  görevlerdir.  Defter ve kayıtların  meslek mensubunun bürosunda tutulması  bu defter ve kayıtların  inceleme elemanlarına istenildiğinde ibrazı  mükellef tarafından yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Zaman zaman uygulamada yaşanan sorunlardan biri de  mükelleflerin meslek mensuplarına muhasebe veya mali müşavirlik  ücretlerini  ödememesi sorunudur.  Bu gibi durumlarda  defter ve belgelerin meslek mensupları tarafından hapsedilmesi durumudur.  Yetkili merciiler tarafından istenilen defter ve belgeler zamanında  mükellefler tarafından  yerine getirilmesi  gerekir. Mükellefin  meslek mensubuna borcu, defter ve belgelerin ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Bu ibraz yükümlülüğü de kuşkusuz  mükellefe aittir.  Ayrıca  defter, kayıt ve belgelerin  muhasebecide olduğu iddiasıyla kayıtların ibraz edilmemesi mücbir sebep kapsamında düşünülemez. Zira, 213 sayılı VUK’nun 13. maddesinde  mücbir sebepler bir bir açıklanmıştır.  Burada defter, kayıt ve  belgelerin ibraz edilemeyişinin   maddede belirtilen nedenlere dayalı olması zorunludur. Örneğin, vergi ödevlerinin mükellefler tarafından yerine getirilmesine engel olacak şekilde yangın, yer sarsıntısı, zelzele ve su basması gibi  doğal afetlerin olması,  ağır  hastalık, ağır kaza ve  tutukluluk hali,  son olarak  sahibinin iradesi dışında meydana gelen mecburi  gaybubetler halinde  mücbir sebep   bulunduğu varsayılmaktadır.

 

Danıştay’a intikal eden bir hadise nedeniyle yüksek mahkeme tarafından verilen bir kararda   mükellefin yurtdışında olması mücbir sebep olarak kabul edilmemiştir. Çünkü burada  yurtdışına çıkışta kişinin iradiliği söz konusudur. Ve bu durumlarda kişilerin kendilerine vekil  yada temsilci atamaları mümkündür.[3] Diğer taraftan, limited şirket  müdürünün  tutukluluk halinin  şahıs için mücbir sebep olmasına  karşın, şirket açısından mücbir sebep sayılmayacağı şeklinde yine Danıştay 4. Dairesi tarafından  karar altına alınmış bulunmaktadır.[4]

 

Öte yandan, yine mükelleflerin defter ve belgelerinin mahkemece muhafaza altına alınması halinde  bu durumun  ispat edilmesi koşuluyla mahkemelerce bilirkişilerce incelenmesine karar verilmesi mücbir sebep olarak değerlendirilmektedir.[5]

Nazlı Gaye Alpaslan

 

http://www.hurses.com.tr/Haber-Muhasebeci_mukellefin_defterlerini_alacagi_oldugu_icin_saklayabilir_mi-17409.htm


[1] 213 sayılı VUK md. 256.

[2] TÜMER Sevilay, “Serbest Muhasebeci veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirin Mükellefin Defterlerine El Koyması”, Dayanışma Dergisi, İzmir SMMM Odası Yayınları, Aralık 2009, Sayı:107, s.104-105

[3] Dnş. 4.D. 26/3/1975 gün ve E:1975/110-K:1975/1126 sayılı kararları.

[4] Dnş. 4. D., 23/06/2004 gün ve E:2004/178-K:2004/1479 sayılı kararları.

[5] PAMUKCU Celal, “Vergi İşlemleri İle İlgili Süreler ve Süreleri Uzatan Haller”, Vergi Dünyası, Ocak 1983, S.17, s.37