Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2018/2) PDF Yazdır e-Posta
17 Ocak 2018

Image

1. Kurumlar Vergisi Kanunu

Üretimin iç tüketime dönük olduğu komple yeni yatırımda indirimli kurumlar vergisi hesaplanacak kazanç nasıl hesaplanmalıdır?

(29.12.2017 tarih ve 531740 sayılı özelge)

Ekonomi Bakanlığı tarafından 2012/3305 sayılı Karara göre düzenlenmiş olan teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Arazi, arsa, royalti, yedek parça ve amortismana tâbi olmayan diğer kıymetlerle ilgili harcamaların indirimli kurumlar vergisinden yararlanılacak kazancın tespitinde dikkate alınmaması gerekmektedir.

Özelge talep formu ekinde yer alan ve 2012/3305 sayılı Karara göre düzenlenmiş olan yatırım teşvik belgesinin incelenmesinden, yapılan yatırımın komple yeni yatırım olduğu ve yatırımın konusunu da maden, taşocağı ve inşaat makineleri imalatı faaliyetlerinin oluşturduğu anlaşılmaktadır.

Buna göre, eski fabrikada ve teşvik belgesine konu komple yeni yatırım kapsamındaki yeni fabrikalarda iç içe geçmiş şekilde üretilerek satışı yapılan ürünlerin satışından elde edilen kazancın, sadece yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen komple yeni yatırımdan kaynaklanan kısmı indirimli kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

Üretimin bir kısmının eski fabrikada bir kısmının da yeni fabrikalarda gerçekleştirildiği dikkate alındığında, işin mahiyetine uygun bir dağıtım anahtarı kullanılarak üretilen bu ürünlerin satışından elde edilen kazancın yatırım teşvik belgesi kapsamındaki komple yeni yatırımlara isabet eden kısmının ayrıştırılması ve bu suretle tespit edilen yatırımdan elde edilen kazanca indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkündür.

Öte yandan, yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden indirimli kurumlar vergisinden yararlanılmış olması halinde, indirimli kurumlar vergisinden yararlanılmak üzere ilgili dönemlere ilişkin geçici vergi beyannamelerinin düzeltmesine gerek bulunmamaktadır.

Yatırım tamamlama vizesi gerçekleştirilen yatırımın kiraya verilmesi durumunda indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanmaya devam edilebilir mi?

(02.01.2018 tarih ve 46 sayılı özelge)

Yatırım teşvik belgesine konu olan okul yatırımının tamamlanmasını müteakip tarafından kiraya verilmesi Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi uyarınca indirimli kurumlar vergisi desteğinden yararlanılması açısından engel teşkil etmemektedir.

Gerekli izinlerin alınması, Yatırım Teşvik Belgesinde “Vergi İndirimi” satırına yer verilmiş olması, sahip olunan yatırım teşvik belgesinin yararlanılacak destek unsurları yönünden geçerliliğini koruması ve genel esaslar çerçevesinde ilgili mevzuatta belirtilen koşulların aynen yerine getirilmesi kaydıyla, inşa edilen okulun kiraya verilmesinden elde edilecek kazanca indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün bulunmaktadır.

2015 ve 2016 yıllarında diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulamasında oran nedir?

(04.01.2018 tarih ve 782 sayılı özelge)

Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında 2012/3305 sayılı Karara göre düzenlenmiş yatırım teşvik belgesi kapsamında 10.07.2015 tarihinde başlanan ve halen devam etmekte olan yatırıma ilişkin olarak, 2012/3305 sayılı Kararın 15. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen oranlara göre hesaplanacak yatırıma katkı tutarına mahsuben, gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını aşmamak ve toplam yatırıma katkı tutarının yüzde seksenini geçmemek üzere yatırım dönemi içinde yer alan 2016 ve izleyen hesap dönemlerinde diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulanması mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, yatırıma başlanan 2015 hesap dönemi içinde diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara 2015/7496 sayılı Karar ile 2012/3305 sayılı Karara eklenen geçici 5. maddede yer alan oran dikkate alınarak indirimli kurumlar vergisi uygulanabilecektir.

Modası geçmiş ve bu nedenle değeri düşmüş stoktaki malların değer düşüklüğü gider kaydedilebilir mi? Bu malların yurt dışındaki ilişkili kişiye satışından kaynaklanan zarar matrahın tespitinde dikkate alınabilir mi?

(02.01.2018 tarih ve 235 sayılı özelge)

Vergi Usul Kanunu’nun 274. maddesinde düzenlenen hükümde, satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeli oluştuktan sonra fiyatların aşağıya doğru indiği (ekonomide depresyon halinin ortaya çıktığı) dönemlerde mükelleflerin gerçek olmayan kazançlar üzerinden vergi ödememeleri amaçlanmıştır.

Bu tür durumlarda mükellefin kendi maliyet bedelinin zaten bilindiği ve satış fiyatının üzerinde olduğu için emsal bedel tespit edilirken bu esasın dikkate alınması bir kısır döngüye yol açacağından, emsal bedelle değerleme yapacak mükellefin ya ortalama satış fiyatı ya da takdir komisyonu kararına göre emsal bedel tespit ettirmesi gerekir.

Mükelleflerin isteğine bağlı olan bu değerleme şeklinde kriter olan satış fiyatı mükellefin kendi satış fiyatı değil piyasada oluşan ortalama fiyattır. Aksi halde mükellefler, dönem sonlarında maliyetin altında az bir miktar satış yapmak suretiyle dönem kazançlarını düşük tespit edebilirlerdi. Bu nedenle, dönem sonu stoklarını emsal bedeli ile değerlemek isteyen mükellefin, emtiasının maliyet bedelinin piyasadaki o mala ilişkin genel fiyat düzeyinin altında kaldığını ispatlaması gerekir.

Emsal bedelle değerlenecek emtianın maliyetinin satış fiyatına göre düşüklük göstermesi, ekonomideki dalgalanmalar dışında işletmenin deneme üretimi veya ilk kez pazara sunduğu bir mal nedeniyle maliyetinin rakiplerinin satış fiyatının üstünde oluşmasından kaynaklanması halinde de mükellef dilerse emsal bedeli (maliyet bedeli esası dışında) ile stoklarını değerleyebilir.

Buna göre, değerleme gününde stoklarda bulunan emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedellerinin % 10 ve daha fazla bir düşüklük göstermesi halinde, dönem sonu stoklarını emsal bedeli ile değerlemek isteyen şirketin emtianın maliyet bedelinin piyasadaki o mala ilişkin genel fiyat düzeyinin altında kaldığını ispatlaması halinde konunun takdir komisyonunca değerlendirilmesi mümkündür.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu’nun 278. madde hükmü yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi sebeplerle değeri düşen emtianın takdir komisyonunca tespit edilecek değerinin karşılık ayrılmak suretiyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ilişkin olup, geçmiş sezonlara ait ürünlerin demode olması ve marka değerini korumak adına satışının mümkün bulunmaması nedeniyle imha edilme işleminin anılan madde kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Geçmiş sezonlara yönelik olarak stoklarda yer alan ve yurt içinde satışı mümkün olmayan ürünlerin yurt dışında mukim ilişkili firmaya satış işleminin karşılaştırılabilir koşullar altında değerlendirilerek, söz konusu işleme ilişkin bedellerin emsallere uygun olarak belirlenmesi ve emsal bedelin tespitinde işlemin mahiyetine en uygun yöntemin kullanılması gerekmektedir.

Söz konusu ürünlerin ilişkili kişiye satış bedelinin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilmesi durumunda, kazanç transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.

Diğer taraftan, geçmiş sezonlara ait ürünlerin demode olması ve marka değerini korumak adına satışının mümkün bulunmaması nedeniyle imha edilme işleminin Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından imha edilen ürünlere ilişkin maliyet ve giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Bankalarda açtırılan kıymetli maden mevduat hesaplarına tahakkuk ettirilen faizlerin stopaj oranı nedir?

(23.11.2017 tarih ve 488418 sayılı özelge)

Kıymetli madenin değerinin düşüş ya da yükselişine endeksli mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri için 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yapılmış olan düzenlemeler çerçevesinde vadelere göre değişen oranlarda tevkifat uygulanması gerekmektedir.

Öte yandan, vadesiz ve/veya vadeli kıymetli maden depo hesaplarına bu maden cinsinden tahakkuk ettirilen faizlerle ilgili olarak 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında herhangi bir düzenleme yapılmamış olup, vadesiz ve/veya vadeli kıymetli maden depo hesaplarından elde edilen ve ilgili kıymetli maden üzerinden tahakkuk ettirilen faiz gelirleri üzerinden geçici 67. maddenin (4) numaralı fıkrasına göre % 15 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

Adi ortaklığı oluşturan ortaklardan birinin ortaklıktan ayrılması ve ortak olan şirket tarafından yıllara sari işe devam edilmesi durumunda vergileme nasıl yapılır?

(02.01.2018 tarih ve 815 sayılı özelge)

Özelge talep formu ekinde yer alan belgelerden, başvuru yapan şirketin ortak olduğu adi ortaklık tarafından üstlenilen işin, işverenin oluru ile şirkete kül olarak tüm hak vecibeleriyle birlikte devredildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, şirketin deortağı olan adi ortaklık tarafından söz konusu işin şirkete devredildiği 26.06.2015 tarihinin adi ortaklık açısından işin bitim tarihi olarak kabul edilmesi ve bu tarih itibarıyla kar veya zararın kati olarak tespit edilerek, ortaklar tarafından ortaklıktaki hisseleri oranında işin bittiği 2015 hesap dönemine ilişkin kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir. Bu işe ilişkin istihkaklardan devir tarihine kadar ortaklık adına yapılan kesintilerin ortaklık hisselerinize isabet eden kısmının, ilgili yıl beyannamesi üzerinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir.

Öte yandan, şirket tarafından adi ortaklıktan devralınan söz konusu işin şirket açısından yeni bir iş olarak dikkate alınması ve buna göre vergilendirme yapılması gerekir.

Bahreyn’de alt taşeron olarak yapılan kaba inşaat işinden elde edilen kazanç kurumlar vergisinden istisna mıdır?

(08.12.2017 tarih ve 541480 sayılı özelge)

Alt taşeron olarak Bahreyn’de yapılan inşaat işinin yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilci aracılığı ile yapılması halinde bu işle ilgili olarak elde edilerek Türkiye’deki genel sonuç hesaplarına intikal ettirilecek kazançların, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti ile Bahreyn Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması uyarınca, Bahreyn’de bir iş yerinin bulunması ya da şirketin üstlendiği faaliyetlerin dokuz ayı aşması neticesinde burada bir iş yerinin oluşması halinde vergileme, Anlaşmanın ticari kazançlara ilişkin 7. maddesi kapsamında bu iş yerine atfedilebilir kazançlarla sınırlı olmak üzere Bahreyn’ nin de vergi alma hakkı olacaktır.

Ancak, şirket tarafından üstlenilen söz konusu inşaat işinin süresinin dokuz ayı aşmaması halinde, Bahreyn’de bir iş yeri oluşmayacak ve bu faaliyetler çerçevesinde elde edilecek kazançlar, iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yalnızca Türkiye’de vergiye tabi tutulacaktır.

Diğer taraftan, Türkiye mukimi bu şirketin Bahreyn’de ki faaliyetlerinden elde ettiği gelirleri üzerinden Bahreyn’de vergi ödemesi durumunda, bu şekilde ödenecek vergiler söz konusu Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi” başlıklı 22. maddesinin 1. fıkrası çerçevesinde, Türkiye’de ödenecek vergiden Bahreyn’de ödenen verginin eşit tutarı kadarının mahsup edilmesi suretiyle çifte vergilendirme önlenebilecektir.

Anlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için ilgili şirket adına Türkiye’de tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkede vergilendirildiğini gösteren, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan alınacak mukimlik belgesinin Bahreyn yetkili makamlarına ibraz edilmesi gerekmektedir.

Teknoparkta oluşturulan arkadaşlık ve alış-veriş sitesinden elde edilen kazançlar kurumlar vergisinden istisna tutulabilir mi?

(22.12.2017 tarih ve 69388 sayılı özelge)

Teknoloji Serbest Bölgesinde yapılmış olan yazılımlar kapsamında oluşturulan internet sitelerinde sunulan hizmetlerin pazarlanması sonucu elde edilen kazançların (lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı hariç) üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kısmı, istisna kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bu yazılımlarla internette oluşturulan uygulama, arkadaşlık ve alış-veriş siteleri dolayısıyla elde edilen kazançların 4691 sayılı Kanun kapsamındaki istisna hükmünden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, şirket tarafından Teknoloji Geliştirme Bölgesindeki 4691 sayılı Kanun kapsamındaki yazılım faaliyetleri 31.12.2023 tarihine kadar KDV’den istisna olacaktır. Ancak, söz konusu yazılım dolayısıyla internette siteler oluşturarak pazarlanmasından elde edilen kazançların istisnadan yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

Yurt dışından ihraç edilecek kira sertifikaları nedeniyle sağlanan kaynak için kar payı (faiz) ödemeleri kurumlar vergisi stopajına tabi midir?

(29.12.2017 tarih ve 25571 sayılı özelge)

Özel amaçlı kurumlar aracılığıyla yurt dışında kira sertifikası ihracı suretiyle banka tarafından sağlanacak olan kaynağın, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin sekizinci fıkrasında verilen yetki çerçevesinde yayımlanan 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinin (b) alt bendi uygulaması açısından, bir akım veya varlık portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemi ile temin edilen kredi olarak değerlendirilmesi mümkündür.

Buna göre, banka tarafından yurt dışında kurulacak özel amaçlı kurum aracılığıyla, Sermaye Piyasası Kurulunun izin ve denetimine tabi olmadan, ihraç edilecek olan kira sertifikaları nedeniyle sağlanacak kaynak (fon) için yurt dışında mukim kuruma yapılacak alacak faizi mahiyetindeki ödemeler üzerinden 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında % 1 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Şirket aktifine kayıtlı taşınmazın kamulaştırılması sonucu elde edilen kazancın % 75’i için istisnadan yararlanılabilir mi?

(08.09.2017 tarih ve 279599 sayılı özelge)

İki tam yıldan fazla süreyle şirket aktifinde kayıtlı olan, tapu senedinde üç ahır bir samanlığı olan bahçeli kargir ev olarak nitelendirilen ve hayvan yetiştirme faaliyetine tahsis edilen yerin 15.122,15 m²’lik kısmının kamulaştırılması nedeniyle elde edilen kazancın % 75’lik kısmının, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan diğer şartların da sağlanması kaydıyla, kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

2. Katma Değer Vergisi Kanunu

Faaliyet konuları arasında gayrimenkul alım satımı da bulunan şirketin, aktifine kayıtlı taşınmazının kamulaştırılmasında KDV istisnasından yararlanabilir mi?

(08.09.2017 tarih ve 279599 sayılı özelge)

Şirketin amaç ve konuları arasında gayrimenkul alım satımı ve komisyonculuğu yer almakla birlikte, yine amaç ve konuları arasında yer alan hayvancılık faaliyeti ile ilgili iki tam yıldan fazla süreyle şirket aktifinde kayıtlı olan ve tapu senedinde üç ahır bir samanlığı olan bahçeli kargir ev olarak nitelendirilen ve hayvan yetiştirme faaliyetine tahsis edilen yerin 15.122,15 m²’lik kısmının kamulaştırılması işlemi nedeniyle KDV Kanunu’nun 17/4-r maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

Kira alacağı karşılığı bankadan demirbaş devir alınmasında düzenlenen dekontta gösterilen KDV tutarı indirim konusu yapılabilir mi?

(28.11.2017 tarih ve 499874 sayılı özelge)

Banka tarafından kira alacağına karşılık şirkete yapılan demirbaş devir işlemi BSMV kapsamına girdiğinden Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (17/4-e) maddesi gereğince KDV’den istisnadır.

Bu nedenle, banka tarafından devredilen demirbaşlar için KDV hesaplanması söz konusu olmayıp, şirket tarafından bu işlemlere ilişkin “fiyatlarımıza KDV dahildir” ibaresi bulunan dekontta yer alan KDV’nin indirimi mümkün değildir.

Birden fazla vergilendirme dönemini kapsayan hizmet satışında katma değer vergisi uygulaması nasıl olmalıdır?

(13.11.2017 tarih ve 79995 sayılı özelge)

Bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetler için takvim yılının bir ayından oluşan her bir dönem itibariyle KDV matrahının; hizmet için belirlenen toplam bedelin, hizmetin verildiği ay sayısına bölünmek suretiyle hesaplanması mümkün bulunmaktadır. Bir vergilendirme döneminden fazla devam etmeyen hizmetler için ise, belirlenen bedele ilişkin KDV’nin hizmetin verildiği dönem KDV beyannamesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

Modası geçmiş ve bu nedenle değeri düşmüş stoktaki malların imhasında veya yurt dışındaki ilişkili kişiye satışında KDV uygulaması nasıl olmalıdır?

(02.01.2018 tarih ve 235 sayılı özelge)

Geçmiş sezonlara ait modası geçmiş olan ve sadece marka değerini korumak amacıyla satışı yapılamayan ürünlerin maliyet bedeli üzerinden belirli oranlar uygulanmak suretiyle hesaplanan düşük bedelle ürünlerin marka sahibi olan yurt dışında mukim ilişkili şirkete, KDV Kanunu’nun 11/1-a maddesi ve ilgili Tebliğde belirtilen açıklamalara uygun olarak gönderilmesinin ihracat kapsamında değerlendirilmesi mümkün olup, bu kapsamda iade alınabilecek KDV tutarının ise ihracat bedelinin % 18’ini aşmaması gerekmektedir.

Öte yandan, fiilen kullanıma uygun olmakla birlikte modası geçmiş olduğundan imha edilen mallar, KDV Kanunu’nun 30/c maddesine göre zayi olan mal kapsamında değerlendirilmekte olup, bunlara ilişkin yüklenilen KDV’nin indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.

3. Gider Vergileri Kanunu

6493 sayılı Kanun kapsamında ödeme sistemi ve elektronik para lisansına sahip kuruluşlar tarafından yapılan hizmetler KDV’nin mi BSMV’nin mi konuusuna girer?

(24.11.2017 tarih ve 492337 sayılı özelge)

Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun uyarınca BDDK’dan alınan faaliyet izni ile yapılan para havalesi hizmetleri dolayısıyla lehe alınan tutarların 91 seri no.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde BSMV’ye tabi tutulması gerekmektedir. Bu kapsamda, Türkiye’de yerleşik BSMV veya KDV mükellefi temsilcilere aktarılan komisyonların lehe alınan paranın hesabında işlem maliyeti olarak dikkate alınması mümkün bulunmakla birlikte, yurt dışında yerleşik kuruluşlara aktarılan komisyonların lehe alınan paranın hesabında işlem maliyeti olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Öte yandan, tahsil edilen komisyonun vergi dahil olarak tespit edilmesi halinde BSMV’nin iç yüzde yöntemiyle ayrılıp ödenmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, gerekli belgelerde herhangi bir belirleme yapılmaması durumunda tahsil edilen komisyon tutarının tamamı BSMV matrahını oluşturacaktır.

4. Vergi Usul Kanunu

Birden fazla KDV vergilendirme dönemini kapsayan serbest meslek faaliyeti ile ticari faaliyetin birlikte yapılması durumunda defter ve belge düzeni nasıl olmalıdır?

(13.11.2017 tarih ve 79995 sayılı özelge)

Beslenme danışmanlığı faaliyetinin bir işverene bağlı olmaksızın, sermayeden ziyade ilmi ya da mesleki bilgiye bağlı olarak yapılması ve bir organizasyon kurmayıp kişinin kendi sorumluluğu altında gerçekleştirilmesi halinde söz konusu faaliyetin serbest meslek kazancının tespitine ilişkin hükümler çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmekte olup, mesleki faaliyete ilişkin her türlü tahsilat için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim edilerek bir nüshasının müşteriye verilmesi ve bu faaliyetlerinizden elde edilen gelir için serbest meslek kazanç defteri tasdik ettirilerek kullanılması zorunludur.

Ticari amaçlı alım satıma konu olmamak şartıyla, serbest meslek faaliyetinin sürdürülmesi için zorunlu olarak alınan ve verilmiş olan hizmetin ifasında kullanılan ilaç ve gıdalar dolayısıyla serbest meslek faaliyetinin vasfı değişmeyecektir. Dolayısıyla, satın alınan ilaç ve gıdaların sadece beslenme danışmanlığı faaliyeti kapsamında tedavi amacıyla yapılan satışlardan ibaret olması ve bu satışlardan elde edilen kazancın da serbest meslek kazancına dahil edilerek tahsil edilmesi halinde düzenlenecek serbest meslek makbuzunda tedavi ile tedavide kullanılan ilaç ve gıda bedellerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekmektedir.

Spor salonu işletmeciliği faaliyetinden elde edilen kazanç ile beslenme danışmanlığı işlemlerinde kullanılan ilaç ve gıdaların danışmanlık faaliyeti dışında sadece alım-satıma konu olması halinde, bu ilaç ve gıdaların satışından elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanca ilişkin hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerektiğinden, Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinde sayılan şartlardan birinin taşınması halinde bilanço esasına göre, aksi takdirde işletme hesabı esasına göre defter tasdik ettirilerek, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında fatura veya fatura yerine geçen belge düzenlenmesi icap etmektedir.

Akıllı telefon özelliğine sahip cep telefonlarının amortisman oranı nedir?

(26.09.2017 tarih ve 17833 sayılı özelge)

Amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları” nı belirleyen 333 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listede, “3.3 Cep telefonu ve cep telefonu araç kiti” bölümü kapsamındaki kıymetler için faydalı ömür 3 yıl, amortisman oranı %33,33 olarak öngörülmüştür.

Buna göre kayıtlı akıllı telefon özelliğine sahip cep telefonlarının mezkûr listenin (3.3) bölümü kapsamında 3 yılda ve % 33,33 amortisman oranına göre itfa edilmesi gerekmektedir.

İmtiyaz sözleşmesi kapsamında işletme hakkı devredilen havalimanına ilişkin yapılan harcamalar nasıl itfa edilmelidir?

(19.10.2017 tarih ve 398275 sayılı özelge)

İhale kapsamında ödenen imtiyaz bedelinin, amortisman listesinin 55 numaralı bölümü uyarınca faydalı ömür süresi 15 yıl ve amortisman oranı da % 6,66 olarak dikkate alınmak suretiyle itfa olunması gerekmektedir.

İmtiyaz sözleşmesi çerçevesindeki, yapım işlerine ilişkin olarak; gayrimenkulleri genişletme veya fonksiyon/yarar arttırıcı nitelikte olanlara ve faaliyeti icra için vücuda getirilen tesisata ait giderlerden sabit kıymet niteliğini taşıyan yatırımların tamamlanarak aktifleştirildiği hesap döneminden itibaren Vergi Usul Kanunu’nun 272 ve 327. maddeleri kapsamında “özel maliyet bedeli” olarak “havalimanı işletme imtiyaz hakkı”nın geri kalan süresi boyunca ve eşit yüzdeler halinde itfa edilmesi gerekmektedir.

Söz konusu sabit kıymetlerden sadece sözleşme süresi içinde yenilenmesi gerekenler genel hükümlere göre amortismana tabi tutulacaklardır. Bu itibarla, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin sözleşme süresi içinde yenilenmesinin gerekmemesi halinde, genel hükümlere göre amortisman ayrılması söz konusu olmayacaktır.

Bankalarda açtırılan kıymetli maden mevduat hesapları nasıl değerlenmelidir?

(23.11.2017 tarih ve 488418 sayılı özelge)

Kıymetli maden mevduat hesapları işletme açısından bir alacak niteliği taşıdığından değerleme ölçüsü olarak alacaklar için belirlenen ölçünün kullanılması ve anılan Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesi uyarınca değerlenmesi gerekmektedir.

Ayrıca, söz konusu değerleme yapılırken;

- Bankalar altın alış ve satış fiyatlarını serbestçe belirleyebildikleri için, altının İstanbul Altın Borsasındaki değerinin değil, mevduat hesabının açıldığı banka tarafından tespit edilmiş olan fiyatının esas alınması,

- Bankada açılan kıymetli maden mevduat hesabı, mevduat sözleşmesine dayanan bir alacak niteliği taşıdığından daha önce de belirtildiği üzere Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesi uyarınca mukayyet değerle değerlenmesi, geçici vergi dönemi ve hesap dönemi sonundaki dönem için altın olarak hesaplanan faizin de mukayyet değere eklenmesi,

- Mevduatın geri ödenmesi sırasında mukayyet değerle geri ödeme tarihinde bankanın hesapladığı değer arasındaki farkın, gelir veya gider hesaplarına intikal ettirilmesi,

gerekmektedir.

6493 sayılı Kanun kapsamında ödeme sistemi ve elektronik para lisansına sahip kuruluşlarda belge düzeni nasıl olmalıdır?

(24.11.2017 tarih ve 492337 sayılı özelge)

Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında ödeme kuruluşu olarak faaliyette bulunan şirketin, işlemleri için fatura veya fatura yerine geçen belge düzenlemesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, yurt dışından alınan hizmetler karşılığında yurt dışındaki firmalara aktarılan komisyon tutarlarına ilişkin kayıtların, söz konusu firmalardan alınan ve ilgili ülke mevzuatına göre muteber olan belgeler ile tevsik edilmesi gerekir.

5. Ar-Ge İndirimi

TÜBİTAK tarafından desteklenen pilot tesis kurulumunda Ar-Ge indirim tutarı nasıl hesaplanacaktır?

(13.11.2017 tarih ve 448901 sayılı özelge)

Atıklardan petrol eşdeğeri sıvı yakıt ve organik gübre üretimine yönelik sürekli üretim sağlayacak ticari ölçekte bir tesisin sahip olması gereken teknik özelliklerinin tespiti ve üretim prosesinin oluşturulması ve hammadde-ürün parametrelerinin optimizasyonu hususunda bir pilot tesis kurmak suretiyle hem ticari tesisin teknik özelliklerinin nasıl olması gerektiği hem de üretimde kullanılacak hammadde kompozisyonunun elde edilecek ürünlerin parametrelerini nasıl ve ne ölçüde değiştirdiğinin tespiti amacıyla yürütülen TÜBİTAK destekli Ar-Ge projesi kapsamında oluşturulan, ticari bir şekilde işletilmesi ve bu kapasitedeki bir tesisin gerektirdiği alet ve cihazların ölçek ve kapasitesi dikkate alındığında kullanılacak alet ve cihazların teknik olarak ticari tesiste kullanılması da mümkün bulunmayan pilot tesisin kurulumu ve bu tesiste gerçekleştirilen Ar-Ge projesine konu faaliyetlerle ilgili giderlerin Ar-Ge harcaması olarak değerlendirilmesi mümkündür.

Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılmak üzere amortismana tabi iktisadi kıymet satın alınması halinde, iktisadi kıymetin maliyet bedeli değil, ilgili yılda ayrılan amortisman tutarı Ar-Ge harcamasının tespitinde dikkate alınmaktadır. Ancak, TÜBİTAK destekli yürütülen Ar-Ge projesi kapsamında oluşturulan pilot tesisin kurulumu ile ilgili harcamalar, bu harcamaların yapıldığı dönemde Ar-Ge indirimi kapsamında dikkate alınacağından, pilot tesiste gerçekleştirilen Ar-Ge projesine konu faaliyetlerle ilgili Ar-Ge indiriminin tespitinde pilot tesisin kurulumuyla ilgili iktisadi kıymetlere ilişkin hesaplanan amortismanlardan ayrıca pay verilmemesi gerekmektedir

5746 sayılı Kanun kapsamındaki Ar-Ge projesi çerçevesinde yapılan harcamaların, Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinin 7. maddesinde sayılan harcamalardan olup olmadığına bakılmaksızın, Vergi Usul Kanunu’na göre aktifleştirilmesi gerekmekte olup bu harcamalardan sadece Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliği ile 6 seri no.lu 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliğinde belirtilen Ar-Ge harcamaları Ar-Ge indirimine konu edilebilecektir. TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar-Ge projesi kapsamında yapılması zorunlu harcamalara Destek Karar Yazısında açıkça yer verilmemiş olması bu projeyle ilgili olarak anılan Yönetmeliğin 7. maddesinde sayılan harcamalarınızın Ar-Ge indirimine konu edilmesine engel teşkil etmemektedir.

TÜBİTAK Destek Karar Yazısı kapsamında bulunan Ar-Ge harcamalarının, hibeye konu edilip edilmediğine bakılmaksızın Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün olup, bu destek yazısına konu proje kapsamı dışında bulunan harcamaların ise, Ar-Ge indirimine tabi tutulması mümkün değildir.

TÜBİTAK tarafından sağlanan ve özel bir fonda izlenmesi gereken destek tutarı kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınmayacak, sağlanan bu destekle yapılan Ar-Ge harcamaları da Ar-Ge indirimine konu edilmeyecektir. Pilot üretim tesisinin bünyesine girerek tamamlayıcı parçası olan makine ve teçhizat gibi iktisadi kıymetlerin maliyet bedeli Ar-Ge harcaması olarak dikkate alınabileceğinden, bu harcamaların TÜBİTAK tarafından sağlanan desteklerle finanse edilen kısmı da Ar-Ge indirimine konu edilemeyecektir.

Amortismana tabi iktisadi kıymetin maliyet bedeli değil ilgili yılda ayrılan amortisman tutarı Ar-Ge harcaması olarak dikkate alınacağından, söz konusu amortismana tabi iktisadi kıymetlerin finansmanının bir kısmının şirket tarafından, bir kısmının da TÜBİTAK tarafından sağlanan hibeyle karşılanması durumunda, şirket tarafından karşılanan kısma isabet eden amortisman tutarı Ar-Ge indirimine konu edilebilecek, destek tutarına isabet eden kısım için Ar-Ge indiriminden yararlanılamayacaktır.

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz.