Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ayda 31 Gün (Maktu Aylıkla) Çalışan İşçinin 30 Gün Sgk Bildirimi Ve Yargı Kararı PDF Yazdır e-Posta
17 Ocak 2018

Image

I- GİRİŞ

İşyerinde işçilere dönem asgari ücret ödenmekle birlikte, bu ücretin maktu (aylık) ücret olarak değerlendirilerek 31 çeken 7 ay ve 28 çeken Şubat ayı için 30 gün üzerinden mi ücret tahakkuku yapılacağı, yoksa çalışılan gün sayısına göre mi hesaplama yapılacağı hususunda tereddütlerin hasıl olduğu görülmektedir. Bu nedenle, maktu (aylık) ücretin temel göstergesi ve günlük ücretten ayrıldığı nokta bu yazımızda değerlendirilecektir. www.ozdogrular.com

II- DEĞERLENDİRME

4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinde özetle;

·         Ücretin bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olduğu,

·         Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın kural olarak Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödeneceği,

·         Emre muharrer senetle(bono), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamayacağı,

·         Ücretin en geç ayda bir ödeneceği, iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresinin bir haftaya kadar indirilebileceği; 48. maddesinde, “ İşçilere geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi gerektiği zamanlarda geçici iş göremezlik süresine rastlayan ulusal bayram, genel tatil ve hafta tatilleri, ödeme yapılan kurum veya sandıklar tarafından geçici iş göremezlik ölçüsü üzerinden ödenir.

Hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir.” hükmü ve 49. maddesinde, “… Hasta, izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığı tam olarak ödenen aylık ücretli işçilere 46, 47 ve 48. maddenin birinci fıkrası hükümleri uygulanmaz.Ancak bunlardan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışanlara ayrıca çalıştığı her gün için bir günlük ücreti ödenir.” hükmü öngörülmüştür. www.ozdogrular.com

Asgari ücret, İş Yasası’nın 39. maddesinde düzenlenmiş olup, usul ve esasları ise Asgari Ücret Yönetmeliği(1) ile belirlenmiştir. Söz konusu Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde asgari ücret, “ İşçilerenormal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti” şeklinde tanımlanmıştır. www.ozdogrular.com

Mer-i İş Kanunu’nun 49. maddesinin son fıkrasında aylık ücretli işçiden söz edilmekle birlikte Kanun’da açıkça tanımlanmamıştır. Aylık ücrete öğretide maktu aylık da denilmektedir(2). Aylık (maktu) ücret ile ödeme şeklinin ayda bir olması karıştırılmamalıdır. Maktu (aylık) ücretten 4857 sayılı İş Kanunu’nun 49. maddesinin 4. fıkrasında bahsedilmekle birlikte açıkça tanımlanmamıştır. Ancak, en önemli özelliği, işçinin istirahatlı ya da izinli olduğu ve hatta diğer herhangi bir nedenle işine devam edemediği durumlarda bile çalışanın ücretinden hiçbir kesinti yapılmaması, çalışana aylığının noksansız olarak ödenmesidir. Bu ücret sistemi istisnadır. Asıl olan saatlik, günlük, haftalık ve aylık zaman dilimlerine göre çalışmak ve ücreti de ayda bir almaktır. İş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde açık bir hükmün bulunmaması halinde maktu ücret ödendiğini iddia eden ispatla yükümlüdür. Maktu ücrette ilgili ayın uzunluğu önemli olmayıp, 30 gün üzerinden çalışana ödeme yapılmaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Kararı’nda; “davacı işçinin 31 gün çeken aylarda kendisine 30 gün üzerinden ücret ödendiğini, buna göre bir günün eksik hesaplandığını, yani ödenmediğini ileri sürerek alacak talebinde bulunması üzerine, Yargıtay taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir hizmet akdinin mevcut olmadığı, ücret bordrolarından ücretin günlük ya da haftalık ödendiği sonucunun çıkarılamadığı, bordroların aylık düzenlendiği, bu durumunda ücretlerin aylık ödendiği ve aylık miktarlarının maktu olduğu, bazı ayların 30 bazı ayların 31 ve bazı aylarında daha az günden oluşabileceği, bu bakımdan 31 gün çeken aylar için bir gün eksik ücret ödendiği sonucuna varılamayacağına karar vermiştir.”(3) www.ozdogrular.com

III- SONUÇ

Öncelikle asgari ücretin günlük ücret olduğu, işçilerle yapılan iş sözleşmesinde ya da toplu iş sözleşmesinde ücretin maktu (aylık) ücret olduğunun açıkça belirtilmesi, işçinin istirahatlı ya da izinli olduğu ve hatta diğer herhangi bir nedenle işine devam edemediği durumlarda bile çalışanın ücretinden hiçbir kesinti yapılmaması, çalışana aylığının noksansız olarak ödenmesi söz konusuysa ücret sisteminin maktu (aylık) ücret olduğu, bu durumlar dışında ise işçiye günlük ücret sistemine göre ödeme yapıldığı, maktu (aylık) ücret sisteminin istisna olduğu ve ispatının ileri süren tarafından yapılması gerektiği hususları bilinmelidir.

Dolayısıyla, maktu (aylık) ücrete dair belirtilen kıstaslar söz konusu değilse, işçinin ücreti hesaplanırken, 31 gün çeken aylar için 31 gün üzerinden, 28 veya 29 gün çeken Şubat ayı için de bu günler dikkate alınarak ücreti hesaplanmalıdır. Selahattin BAYRAM* Yaklaşım

Konu ile ilgili Makale

T.C.

YARGITAY

Dokuzuncu Hukuk Dairesi

Esas No   : 2001/14817

Karar No: 2001/16050

Tarih       : 15.10.2001

Mahkemesi: İzmir 1. İş Mahkemesi

Tarihi: 05.07.2001

No: 361/473

Davacı: Savaş adına Avukat…

Davalı:… Mensucat Fabrikası A.Ş. adına Avukat …

Dava: Davacı, hafta tatili ve haftalık izin ücreti ile sorumluluk zammı ve ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almışta.

Hüküm süresi içinde, davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı işçi 31 gün çeken aylarda kendisine 30 gün üzerinden ücret ödendiğini buna göre bir günün eksik hesaplandığını yani ödenmediğini ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek istek gibi sonuca varılmıştır.

Taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir hizmet akdi mevcut değildir. Dosyada bazı aylara ait ücret bordroları varsa da ücretin günlük ya da haftalık ödendiği sonucu çıkarılamaz, aylık olarak bu bordrolar düzenlenmiştir. Bu durumda ücretlerin aylık ödendiği ve aylık miktarlarının maktu olduğu açıktır. Bazı aylar 30 bazı aylar 31 ve bazı aylar da daha az günden oluşabilir. Bu balamdan 31 gün çeken aylar için bir gün eksik ücret ödendiği sonucuna varılamaz. Bu istek reddedilmelidir.

Sorumluluk zammı da, hüküm altına alınmış ise de, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu da açıklıktan yoksundur. Davacının usta, usta yardımcısı, ya da vardiya amiri olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu konu işyerince düzenlenen davacının şahsi dosyasından ve işverenin kayıt ve defterlerinden belirlenebilir. Bu konu yazılı belgelerle açıklığa kavuşturulmalı ve dinlenen tanık anlatımları ile birlikte değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. Ayrıca bilirkişi raporuna karşı davalı tarafça ileri sürülen itirazlar da cevaplandırılmalıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki seri halinde açılmış olan davalar için taraf tanıkları aynı anda ve her dosya için geçerli olacak şekilde dinlenmişlerdir.

Oysa, 15 davanın birbirinden ayrı özellikleri bulunabilir. Bu bakımdan kişileştirme konusu üzerinde durularak sorun çözümlenmelidir.

Hafta tatili alacağına gelince;

Bu konuda da mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır. İşyerinde birbirini takiben yürürlüğe konulmuş olan Toplu İş Sözleşmelerinin 29. maddesinde yapılan düzenleme, 1475 sayılı İş Kanununun 41. maddesi doğrultusunda oluşturulmuştur. Gerek yasanın gerek toplu İş Sözleşmelerinin hükümlerinin amaçladığı düzenlemeye göre, hafta tatili, kural olarak Pazar günüdür. Tatilden önceki 6 iş günü işyerinde çalışılmışsa, işçi hafta tatili yani Pazar günü için, çalışma karşılığı olmayan bir yevmiyeye hak kazanır. Pazar günü de çalışıldığı takdirde, Toplu İş Sözleşmelerine göre yüzde yüz zamlı olarak bir başka anlatımla iki yevmiyeye daha hak kazanır. Böylece çalışılan Pazar günü için üç yevmiye ödenmesi söz konusu olmaktadır. Pazar günü çalışılan işyerinde hafta içinde bir gün izin verilmiş ise, artık çalışılan Pazar günü için iki yevmiye ödenmesi düşünülemez. Görüldüğü üzere konu uygulamalarla çeşitli şekilde uygulanmış olabilir. Bordrolarda bu çalışılmadan hak kazanılan Pazar günü ücreti ihtirazi kayıtsız olarak alınmışsa artık o gün için ayrıca iki yevmiye ödemesi mümkün değildir. Bilirkişiden ek rapor alınarak nasıl bir uygulama yapıldığını öncelikle belirlenmesi sonra da 7 gün çalışıldığı takdirde bir gün için ayrıca iki yevmiye için daha hesaplama yoluna gidilmesi gerekir.

Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olur.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.