Dava Konusu Cezalı Tarhiyatın Dayanağı Olan Vergi Tekniği Raporunun Davacıya Tebliğ Edilmemesi
17 Aralık 2018

Image

Danıştay 9. Dairesi

Tarih        : 30.05.2018

Esas No   : 2016/20173

Karar No  : 2018/3744

VUK Md. 35, 93

DAVA KONUSU CEZALI TARHİYATIN DAYANAĞI OLAN VERGİ TEKNİĞİ RAPORUNUN DAVACIYA TEBLİĞ EDİLMEMESİ  

Dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı olan vergi tekniği raporunun davacıya tebliğ edilmemesi, davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatını hükümsüz kılacak nitelikte esasa etkili bir şekil hatası olduğundan, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı hk.

İstemin özeti: Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği komisyon gelirini beyan etmediğinden bahisle, takdir komisyonu kararına dayanılarak, 2013 yılı için hissesi oranında re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

Karar: (...) İç ve Dış Tic. Paz. San. ve Ltd. Şti’nin 2012-2013 yıllarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, davacının (Y.B.) ile birlikte adi ortaklık şeklinde, (...) İç ve Dış Tic. Paz. San. ve Ltd. Şti’nin faturalarını sahte olarak düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği ve bu geliri beyan etmediğinin tespit edildiğinden bahisle takdir komisyonuna sevki üzerine komisyon kararı uyarınca davacının hissesi oranında 2013 yılı için re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.” kuralı yer almış; 125. maddesinde de, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Anayasa hükümleri, Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bulunan ve “Hukuk Devletinin vazgeçilmez ilkelerinden olan “hak arama özgürlüğü”, “adil yargılanma hakkı” ve “mahkemeye başvuru hakkı” ilkeleri ile doğrudan ilgili olup, söz konusu temel haklara anayasal bir değer yüklediği açıktır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 20. maddesinde verginin tarhının, vergi alacağını Kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari muamele olduğu; 21. maddesinde tebliğin, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza muhatabına yazı ile bildirilmesi olduğu; 34. maddesinde, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin “ihbarname” ile ilgililere tebliğ olunacağı; 35. maddenin birinci fıkrasında, ihbarnamelerde; sıra numarası ve tanzim tarihi, verginin nev’i, mükellefin soyadı, adı (tüzel kişilerde unvanı) ile açık adresi, vergilendirme dönemi, verginin matrahı, hesabı ve miktarı, kısa ve açık bir ifade ile ikmalen veya re’sen vergi tarhını gerektiren sebepler, vergi mahkemesinde dava açma süresi ve şeklinin yer alması gerektiği düzenlendikten sonra ikinci fıkrasında, takdir komisyonu kararı üzerine tarh edilen vergilerde kararın ve re’sen takdiri gerektiren inceleme raporunun birer suretinin ihbarnameye eklenmesi öngörülmüş, Kanun’un 93. maddesinde; tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edileceği kuralına yer verilmekle de, vergilendirme ile ilgili olup tebliğ zorunluluğu bulunmayan tek istisnai işlemin tahakkuk fişi düzenlenmesi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nun 34. maddesinin, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin ilgilisine ihbarname ile tebliğ edilmesine ilişkin düzenlemesine bağlı olarak, izleyen 35. maddesinin ikinci fıkrasında varsa takdir komisyonu kararı veya inceleme raporunun birer suretinin ihbarnameye eklenmesini öngören düzenlemesi, talep veya dava hakkının gereği gibi kullanılmasını amaçlamaktadır. Bu nedenle, mükelleflerin uzlaşma, dava açma ve savunma gibi yasal haklarını kullanabilmeleri için tarhiyatın dayanağı olan ve tarhiyatın yapılma nedeni ile matrah farkının tespitine ilişkin hesaplamaların nasıl yapıldığına dair açıklamaları içeren takdir komisyonu kararının, vergi inceleme raporunun ve tarhiyata dayanak alınan mükellef adına düzenlenmiş vergi tekniği raporunun ihbarnameye eklenmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı adına takdir komisyonu kararı uyarınca yapılan tarhiyatın dayanağı olan ve (...) İç ve Dış Tic. Paz. San. ve Ltd. Şirketi hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporu’nun davacıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.

Bu durum karşısında, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı davacının savunma hakkının engellendiği tartışmasız olup, dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı olan vergi tekniği raporunun davacıya tebliğ edilmemesi, davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatını hükümsüz kılacak nitelikte esasa etkili bir şekil hatası olduğundan, aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oyçokluğuyla karar verildi.(*) (**)

(*)         KARŞI OY: Dava konusu olayda, tarhiyatların dayanağı olan Vergi Tekniği Raporu’nun (...) İç ve Dış Ticaret Pazarlama Sanayi Limited Şirketi adına düzenlenmesine karşın, bu şirketin resmi sicil kayıtlarına göre ortak ve müdürleri arasında olmayan davacının takdir komisyonuna sevk edilip, komisyonca adı geçen şirket adına düzenlenen vergi tekniği raporuna atıf yapılarak belirlenen matrahlar üzerinden davacı adına tarhiyat yapılmasında isabet olmadığından Mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

(**)        KARŞI OY: Uyuşmazlıkta, davacı hakkında düzenlenen ihbarnamelerin takdir komisyonu kararları ile birlikte davacıya tebliğ edilmesi üzerine yasal süresinde dava açılmıştır.

             Vergi tekniği raporunun davalı idarece savunma dilekçesine eklenmesine karşın, mahkemece davacıya gönderilmediği anlaşılmıştır.

 

             213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 35 ve 108. madde hükümleri karşısında, ihbarnamenin tebliği aşamasında ilgilinin hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun takdir komisyonu kararına eklenmemesi, dava konusu tarhiyatı sakatlayacak nitelikte esaslı bir şekil hatası olarak görülemeyeceğinden ve 2577 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca, dosyada mevcut olan vergi tekniği raporunun davacıya tebliğ edilmesi ve belirlenen süre içinde davacıya iddia ve savunma hakkının tanınması gerektiğinden, Mahkemece dosyadaki bu eksikliğin giderilmesi sonucu uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi için mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.