ÖLEN SİGORTALININ AYLIĞININ BANKA HESABINDAN ÇEKİLMESİ
04 Temmuz 2017

Image

Yönetmeliğin 14. maddesine Kurumdan gelir veya aylık almakta iken ölenler adına hesaplarına gönderilen ve ilgililer tarafından tahsil edilen tutarlar, hak sahiplerine yapılacak ödemelerden mahsup edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi hâlinde ise, ödeme tarihi itibarıyla kanuni faizi ile birlikte hesaplanacak borç, hak sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklarından % 25 oranında kesilerek geri alınır. Ancak, tahsil eden kişinin, hak sahipleri dışında başka kişi olduğunun tespit edilmesi durumunda, yersiz ödemeler genel hükümlere göre bu kişilerden tahsil edilir.

Kurum’ca sigortalının yersiz ödenen ve ölümünden sonra çekilen aylıkları murislerinden istenmektedir. Bu halde ispat yükünün kimde olduğu içtihatta açıklığa kavuşturulmuştur. Aylıkların bankamatik kartıyla çekildiğinin anlaşılması durumunda, söz konusu kartın hayatta iken sigortalının yanında bulunacağı, öldükten sonra ise, birlikte oturduğu kişilerin eline geçeceği ve gerek bu halde, gerekse, vekalet ilişkisinin varlığı halinde, ispat yükünün anılan ve vekil kılınan kişiler üzerinde olduğu kabul edilmiştir(1). Sigortalı öldükten sonra banka kartının birlikte oturan mirasçıların eline geçmesi asıl olduğu ayrıca açık olarak belirtilmiştir(2). Bu nedenle olağan bir duruma dayanan tarafın (Kurum’un), bu iddiasını kanıtlama yükümlülüğü altında olmadığı, ispat yükünün, normal durumun aksini iddia eden tarafın (mirasçılar) üzerinde olduğu kararına varılmıştır(3).

Diğer yandan açılacak davalarda hangi mahkemenin görevli olduğu da ayrıca incelenmiştir. Bir hukuksal ilişkinin borç ilişkisi sayılabilmesi için, taraflarına ve konusuna ait iki unsura ihtiyaç bulunmaktadır. Bunlar; hukuki ilişkinin alacaklı ve borçludan oluşması; alacaklının ifasını talep yetkisine sahip olduğu, borçlunun ifa yükümlülüğü altına girdiği “edim” şeklinde ifade edilebilir. Alacaklı, borç ilişkisinin aktif süjesidir. Borçlu ise, borç ilişkisinden doğan edimi ifayla yükümlü olan kendisinden edimin ifası istenen kişidir.

Borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda) borcun kaynakları: sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir. Haksız fiilden doğan sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmakta olup, burada genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır.

İçtihatta sigortalının ölümünden sonraki dönemlerde aylığının banka kartı kullanılarak ATM’den çekilmiş olması sebebiyle haksız çekilen miktarın tahsili için açılan alacak davanın uyuşmazlık konusu edimin dayanağının “haksız fiil” olduğu ve bu nedenle davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilmektedir(4). Serdar Günay Yaklaşım / Temmuz 2017 / Sayı: 295

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.