Tasfiyeye Giren ve Tasfiyesinden Vazgeçilen Kurumların Geçici Vergi Karşısındaki Durumları
28 Haziran 2013
Image

Kurumlar vergisi mükelleflerinden tasfiyeye tâbi olanlar, ilgili kanunlarda yazılı nedenlerle ve şartlar altında tasfiyeden vazgeçebilirler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 548. maddesine göre anonim şirket sürenin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermişse, pay sahipleri arasında şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmış olmadıkça genel kurul şirketin devam etmesini kararlaştırabilir. Devam kararının sermayenin en az %60’ının oyu ile alınması gerekir. Esas sözleşme ile bu nisap ağırlaştırılabilir ve başkaca önlemler öngörülebilir. Tasfiyeden dönülmesine ilişkin genel kurul kararı tasfiye memurları tarafından şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ettirir. Aynı husus limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler için de geçerli bulunmaktadır. Kooperatiflerde tasfiyeden dönülmesi ise ayrı şartlara bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine göre tasfiyeden vazgeçilmesi hâlinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Bu durumda tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı tasfiye döneminin başından itibaren geçerli olacak, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçecektir.

Öte yandan yukarıda açıklandığı üzere tasfiyeye giren kurumların geçici vergi beyannamesi verme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Bununla birlikte, tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlayacaktır. Her ne kadar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tasfiyeden dönülmesine ilişkin genel kurul kararı tescil ve ilan edilmesi gerekmekte ise de Kurumlar Vergisi Kanunu uygulaması açısından Kanun Koyucu, tasfiyeden vazgeçme tarihi olarak genel kurul kararının alındığı tarihi kabul etmiş, söz konusu kararın tescil veya ilan tarihini esas almamıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32. maddesinin ikinci fıkrasında, kurumlar vergisi mükelleflerince, (dar mükellefiyete tâbi kurumlarda ticarî ve ziraî kazançlarla sınırlı olarak) câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödeyecekleri, tam mükellef kurumlar için geçerli olan esasların dar mükellef kurumlara da aynen uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Buna karşın, tasfiyeye giren kurumların tasfiye dönemlerine ilişkin geçici vergi beyannamesi verme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Bu husus Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde dolaylı olarak belirtilirken, 217 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde doğrudan zikredilmiştir.

Öte yandan, tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren tekrar başlayacaktır. Bülent Sezgin e-Yaklaşım / Haziran 2013 / Sayı: 246

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.