SGK Prim Alacaklarında Zamanaşımı Uygulamasının Değerlendirilmesi
23 Şubat 2013
Image

I- GİRİŞ

Borcun sona ermesi, normalde borcun ödenmesi yani borcun ifa edilmesi ile mümkündür. Bu, bütün borçlarda olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim borçları içinde geçerlidir. Bazen borç, ödeme dışında başka şekillerde de sona erebilmektedir. Örneğin; imkânsızlık, takas müesseseleri de borcu sona erdiren durumlar olmakla birlikte sık rastlanılan ve borcu sona erdiren hallerden biri de zamanaşımı müessesesidir. www.ozdogrular.com

Bu çalışmada prim borçlarında zaman aşımı hakkında bilgi verilecek ve SGK’nın prim borçları için zaman aşımı uygulamasının bir değerlendirmesi yapılacaktır.

II- GENEL OLARAK ZAMANAŞIMI

Zamanaşımı, bir alacağın uzun bir süre ileri sürülmemesi sebebiyle, alacaklının bunu talep yetkisini kaybetmesidir(1). Kanun koyucu uzun süre sahibi tarafından aranılmayan hakların varlıklarının artık şüpheli hale geldiğinden hareketle böyle bir müesseseyi tesis etmiştir. Kişilerin gerçeğe uygunluğu şüpheli bu türden iddialara muhatap olup bir takım külfetlere katlanmaları mecburiyetini bir noktada kesmek gerekir. Bu müessesenin kabulünde kamu yararı da vardır. www.ozdogrular.com

Borç ilişkisine dayanan alacak hakkının ileri sürülmesini engelleyen zamanaşımına “düşürücü zamanaşımı” dır (ıskatı mürüruzaman). Buna karşılık aynı hakkın belirli süre geçtikten sonra kazanılmasını sağlayan kazandırıcı zaman aşımı olarak bilinen başka bir müessese daha vardır. www.ozdogrular.com

Zamanaşımı doğrudan borcun düşmesinin sebebi değildir. Zamanaşımı süresi dolmuşsa borç değil, bunu talep ve dava hakkı düşer. Borcun kendisi zamanaşımına rağmen doğal borç olarak devam eder(2). Borçlu zamanaşımına uğramış borcu öderse ödediği kimseden bunu geri isteyemez. Çünkü talep ve dava edilmese de borç doğal borç olarak vardır. Bu nedenle ifa yoluyla yapılan kazandırma bağış sayılmayacak borcun ifası sayılacaktır. Bağışla borç ödeme hukuki olarak farklı sonuçlar doğuracaktır.

III- SGK PRİM ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortaları Kanunu’nda(3) zamanaşımı sürelerinin hüküm ve uygulamaları konusunda farklılıklar olmuştur. Zamanaşımı müessesesi ile ilgili olarak 506 sayılı Kanun’un uygulandığı dönemde farklı tarihlerde farklı zamanaşımı süreleri olduğu gibi 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra da bazı özel düzenlemeler yapılmıştır. 

Yukarıda belirtilen farklı tarihlerdeki farklı düzenlemeler Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 1 Ağustos tarihli 2012-27 sayılı “Kurum alacaklarının terkini ve zamanaşımı” konulu Genelgesi’nde etraflıca açıklanmış bulunmaktadır(4). www.ozdogrular.com

Buna göre;

1- Vadesi 30 Eylül 2008 veya öncesinde sona eren prim alacakları için zamanaşımı süresi;

- 07.12.1993 ve öncesinde sona eren alacaklar için, Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl,

- 08.12.1993 ila 05.07.2004 tarihleri arasında sona eren alacaklar için, 6183 sayılı Kanun hükümlerine istinaden, alacağın ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl,

- 06.07.2004 ila 30.09.2008 tarihleri arasında sona eren alacaklar için, Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl, olarak dikkate alınacaktır.

2- Vadesi 01.10.2008 veya sonrasında sona eren prim alacakları için zaman aşımı süresi;

Bu döneme ait prim borçlar, yasal ödeme süresinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren on yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır.

Belirtelim ki; 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun ile zamanaşımı konusunda bazı durumlara özel düzenlemeler de getirilmiş olup Yasa’nın 93. maddesi ikinci fıkrasında; “… Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı on yıl olarak uygulanır…” hükmü bulunmaktadır.

Söz konusu 2012-27 sayılı Genelge’de yer alan düzenlemeye göre; mahkeme kararına, denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan tespitlere veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelere istinaden düzenlenen aylık sigorta primleri bildirgelerinden/aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk eden primlerin tahsilinde dikkate alınacak zamanaşımı süresi, alacağın ödeme vadesinin 1 Ekim 2008 tarihinden önce veya sonra sona erdiği üzerinde durulmaksızın, mahkeme kararının kesinleştiği tarihte/rapor tarihinde/kamu idarelerinin denetim elemanlarınca düzenlenen rapor sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihte veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerin Kuruma intikal ettiği tarihte geçerli olan kanun hükümleri dikkate alınarak, ilgili kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri esas alınarak belirlenecektir. www.ozdogrular.com

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2012-27 sayılı Genelgesi’nde belirtilen alacağın ödeme vadesinin 1 Ekim 2008 tarihi öncesi olup olmadığına bakılmaksızın rapor tarihi/mahkeme kararı v.s. özel durumuna göre yeniden zaman aşımı süresi işletilmesinin zaman aşımı müessesesinin esasına aykırı olduğu açıktır. Uygulamada Sosyal Güvenlik Kurumu’na borcu olan ve zaman aşımı süresi geçmiş olan bir işvereni Sosyal Güvenlik Kurumu takibe devam etmekte ancak borcu zaman-aşımına uğramış olan kişi, borcunun zamanaşımına uğradığına ilişkin mahkeme kararı getirerek borcu ödemekten kurtulabilmektedir.

IV- TAHAKKUK ZAMANAŞIMI VE TAHSİL ZAMANAŞIMI AYRIMI

Kısaca tanımlamak gerekirse, tahakkuk zamanaşımı sigorta priminin oluşumuna sebebiyet veren olayın yani sigortalı çalıştırmanın gerçekleştiği tarihten itibaren belli bir süre geçmesi sonucu SGK tarafından bu prim alacağının tahakkuk ettirilmesi ve işverenden/sigortalıdan isteme hakkının ortadan kalkmasıdır. Tahsil zaman aşımı ise tahakkuk ve tebliğ olunan prim alacağının yine belli bir süre tahsil edilememesi halinde zamanaşımına uğramış olması halidir.

Gerek tahakkuk zamanaşımında gerekse tahsil zamanaşımında zaman- aşımını kesen ve durduran haller ilgili yasal düzenlemelerde bulunmaktadır. Zamanaşımını kesen hallerde kesen sürenin bitiminde zamanaşımı tekrar ve yeniden işlemeye başlamakta, zamanaşımını durduran hallerin bitiminde ise zamanaşımı tekrar kaldığı yerden devam etmektedir. Bunu ayrı bir yazıya konu etmek gerekir.

5510 sayılı Kanun’un “Primlerin Ödenmesi” başlıklı 88. maddesinin onaltıncı fıkrasında, “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51, 102 ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. …” düzenlemesi bulunmaktadır.

Bahse konu 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un(5) 102. maddesi ise “Tahsil Zamanaşımı” başlıklı olup amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağı hükmüdür.

Zamanaşımı müessesesinde kıyas yapılmak gerekirse, vergi alacakları ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı’nın uygulamasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun(6) 113. maddesinde, “Zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır. Zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu sürenin ne zamandan başlayacağına dair ayrıntılı düzenlemeler yine aynı kanunda istisnai durumlarda dikkate alınarak sayılmış bulunmaktadır.

Aynı Kanun’un 114. maddesinde “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.” düzenlemesi bulunmaktadır. www.ozdogrular.com

Zamanaşımını konusunda düzenlemeleri içeren 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesinde, Zamanaşımından sonra yapılan ödemelerin kabul edileceği, ancak, 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tâbi (eski adıyla Bağ-Kur) sigortalıların zamanaşımı nedeniyle prim ödenmeyen sürelerinin, sigortalılık süresinden sayılmayacağı ve bu süreye ilişkin sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin düşeceği açık olarak belirtilmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, alacakların terkini ve zamanaşımı konularında düzenlemeler içeren 1 Ağustos 2012 tarihli 2012-27 sayılı Genelgesi’nde, idari para cezaları ve prim alacakları ile ilgili örneklerle zamanaşımı konusu işlenmiştir. İdari para cezalarında, tahakkuk zamanaşımına uğrayanların işverene/sigortalıya tebliğ edilmeden terkin edilmesi gerektiği, tebliğ edilenlerin de tebliğ edildiği tarihte zamanaşımına uğrayanların Komisyonca iptal edilmesi gerektiğinin belirtildiği halde prim alacakları için borçlular tarafından mahkeme kararı getirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Söz konusu Genelge’nin 7.2. maddesinde, 506 ve 5510 sayılı Kanunlarda zamanaşımının Kurum’ca re’sen dikkate alınıp alınmayacağı hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, Borçlar Kanunu’nun 140. maddesine göre, zamanaşımı def’inin öne sürülmediği durumlarda, hakimin zamanaşımını re’sen nazara alamayacağı öngörüldüğünden, Yönetim Kurulunca alınan 2010/69 sayılı Kararın 1. maddesinde öngörülen tutarı aşan prim ve idari para cezası borçlarının zamanaşımına uğramış olduğu hususunda kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan terkin işlemi yapılmayacağı ifade edilmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun uygulamasında, idari para cezalarında fiilin işlendiği/işlenmiş sayıldığı tarihten sonra zamanaşımı süresi içinde tespit ve tebligat yapılmadığı hallerde bu cezalar tebliğ edilmediği hallerde prim alacakları için zamanaşımı uygulaması bu şekilde yapılmamaktadır.

En basit örneğiyle 1998 yılında başlanıp zamanında tescili yapılmış, 2000 yılında bitirilmiş bir inşaattan dolayı bu güne kadar herhangi bir tespit ve tebligat yapılmayıp bu gün 2000 yılından bu yana gecikme zammı ve faizi ile birlikte prim borcu istenilebilmektedir. O tarihten bu yana söz konusu gayrimenkulün sahibi/sahipleri değişebilmekte, hukuki problemler zamanaşımı müessesesinin ötesinde bir hal alabilmektedir.

İşverenleri, zamanaşımına uğramış prim borçları için iş mahkemelerinden mahkeme kararı getirmeye zorlamak, Kurumun ve mahkemelerin iş yükünü arttırdığı, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun fuzulen vekalet ücreti ödemesine yol açtığı gibi bu uygulama işveren ve sigortalılar nezdinde olumsuz intiba bırakmaktadır. www.ozdogrular.com

V- SONUÇ

Zamanaşımı müessesesi tahakkuk ve tahsil zamanaşımı olarak ikiye ayrılmakta olup, zamanaşımını durduran ve kesen durumlarla birlikte değerlendirilmek kaydıyla, tahakkuk zamanaşımı alacağın doğduğu kabul edilen tarihten itibaren belli bir süre geçtikten sonra alacağın tahakkuk ettirilip borçludan istenilememesi, tahsil zamanaşımı ise tahakkuk ettirilip tebliğ edilen alacağın belli bir süre geçtikten sonra borçludan istenilememesi olarak tanımlanmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun prim ve idari para cezaları için zamanaşımı süreleri 506 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun’da düzenlenmiş bulunmaktadır. Prim alacakları ve idari para cezaları için hangi tarih aralığında zaman- aşımı sürelerinin kaç yıl olarak uygulanacağı SGK’nın 01.08.2012 tarih ve 2012-27 sayılı Genelgesi’nde detaylıca açıklanmıştır. SGK prim alacaklarında zamanaşımını hiçbir şekilde uygulamamakta olup işverenlerden/sigortalılardan mutlak surette mahkeme kararı istenilmesi, ancak idari para cezalarında zamanaşımının dikkate alınarak zamanaşımına uğramış idari para cezaları için tebligat bile çıkartılmaması uygulamaları tezat oluşturmaktadır. www.ozdogrular.com

Kanaatimizce, prim alacaklarında da zamanaşımı sürelerinin Kurumca doğrudan dikkate alınarak uygulanması, gerek Kurumda gerekse mahkemelerde fuzuli yığılmalara sebebiyet verilmemesi, işverenlerin/sigortalıların zamanaşımına uğramış bir alacağın zamanaşımına uğradığını mahkeme kararı ile ispatlamaya zorlanmaması, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu yöndeki uygulamalarını düzenleyen 2012-27 sayılı Genelgesi’nde bu yönde değişiklik yapılması isabetli olacaktır. 

Mustafa CERİT*

Yaklaşım

*           Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi, SGK İstanbul İl Müdür Yrd.

(1)        Aydın AYBAY,  Borçlar Hukuku Dersleri, Filiz Kitabevi, İstanbul 1991, s.175

(2)        AYBAY, age, s.176

(3)        16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(4)        www.sgk.gov.tr

(5)        28.07.1953 tarih ve 8469 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(6)        10.01.1961 tarih ve 10703 ve 10705 sayılı Resmi Gazete’lerde yayımlanmıştır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, www.ozdogrular.com.tr işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.