Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
TÜRK ULUSLARARASI GEMİ SİCİLİNE KAYDEDİLEN GEMİ VE YATLARA TANINAN VERGİ, RESİM, HARÇ İSTİSNALARINA İLİŞKİN YENİ DÜZENLEMELER PDF Yazdır e-Posta
17 Temmuz 2017

Image

II- İSTİSNA HÜKÜMLERİ VE UYGULANMASINA İLİŞKİN DÜ-ZENLEMELER

A- 4490 SAYILI TUGSK’UN İSTİSNA HÜKÜMLERİ

16.12.1999 tarih ve 4490 sayılı Kanun’davergi, resim, harç istisnalarına ilişkin hükümler, Kanun’un “Mali Hükümler” başlıklı 12. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin ilk iki fıkrası;

“Madde-12: Bu Kanun uyarınca oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin (ve yatların) işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançlar, gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisnadır.

Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedilecek gemilere ve yatlara ilişkin alım, satım, ipotek, tescil, kredi ve navlun mukaveleleri; damga vergisine, harçlara, banka ve sigorta muameleleri vergisine ve fonlara tâbi tutulmazlar.”(6)şeklindedir.

Maddede ayrıca, Türk Uluslararası Gemi Sicilinde kayıtlı gemilerde çalışan personele ödenen ücretlerin gelir vergisi ve fonlardan müstesna olduğu düzenlenmiştir.

Birinci fıkradaki “ve yatların”  ibaresi 4490 sayılı Kanun’da02.12.2004 tarih ve 5266 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler arasındadır.

Bu maddede Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların sahiplerinden tahsil olunacak Kayıt harcı ve Yıllık tonaj harcı olmak üzere iki tür harca yer verilmiştir.

Kayıt harcı: 10 000 ABD Doları karşılığında Türk parasına ilave olarak, her bir net ton için 1 ABD Doları karşılığı Türk Lirası alınır. Bakanlar Kurulu bu miktarı on katına kadar artırmaya yetkilidir.

Yıllık tonaj harcı: Gemilerden Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olduğu her takvim yılı için her bir net ton başına 1 ABD Doları karşılığı Türk Lirası tahsil olunur.

Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemi ve yat doğrudan veya çift (dual) klas olarak Türk Loydu'na kayıtlı ise bu harç bedellerinde % 50 indirim yapılır.

Maddede 5266 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden biri de kayıt harcı ile ilgili olarak, “Finansal kiralama firmaları adına Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemi ve yatların mülkiyetinin finansal kiralama sözleşmesi hükümleri gereğince kiracıya devri gerektiğinde, gemi ve yatı kendi adına tescil ettirecek kiracıdan kayıt harcı alınmaz” şeklinde, açıklayıcı mahiyette bir istisna hükmü ilave edilmesi olmuştur.

B- 6770 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

4490 sayılı Kanun’un istisna hükümlerinde 18.01.2017 tarih ve 6770 sayılı Kanun’un 14 ve 15. maddeleri ile de değişiklikleryapılmıştır.

6770 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile Kanun’un yukarıda yer verilen 12. maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere izleyen fıkra eklenmiştir.

“Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedilecek gemilere ve yatlara ilişkin alım, satım, ipotek, tescil, kredi, gemi kira, zaman çarteri ve tüm navlun sözleşmeleri damga vergisine ve harçlara; bu işlemler nedeniyle alınacak paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine ve fonlara tabi tutulmaz.”

“Birinci ve ikinci fıkra hükümleri, gemi ve yatların, Türk Uluslararası Gemi Sicilinden terkin edilerek bir başka sicile kaydedilmek üzere veya sair suretlerle devri aşamasında da uygulanır. Ancak, bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedilen gemilerin, bu sicilden terkin edilerek başka bir sicile kaydedilmek üzere veya sair suretlerle devri halinde, bunların en az altı ay süreyle Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olarak işletilmiş olması şartı aranır.”

6770 Sayılı Kanun’un 15. maddesi ile de Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Geçici Madde-3: Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanun kapsamında tescile tabi deniz araçları arasında bulunan gemi ve yatların Türk Uluslararası Gemi Sicilinden terkin edilerek bir başka sicile kaydedilmek üzere veya sair suretlerle devrine ilişkin olarak bu Kanun’un 12. maddesi kapsamında istisnalardan yararlananlar hakkında, yararlandıkları bu istisna dolayısıyla geçmişe dönük herhangi bir tarhiyat yapılmaz daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmez.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Yapılan değişiklikler, 6770 sayılı Kanun’un yayımı tarihi olan, 27.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

C- MALİYE BAKANLIĞI’NCA YAPILAN DÜZENLEMELER

Görüldüğü gibi Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedilecek gemiler ve yatlara ilişkin vergi, resim, harç istisnaları vergi kanunları yerine bizzat 4490 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. Bununla birlikte, bu hükümlerin uygulanmasına ilişkin açıklamalar Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan ikincil düzenlemelerle yapılmaktadır(7).

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin(8) (5.12.1) Bölümü  “Türk uluslararası gemi siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden ve devrinden elde edilecek kazançlara ilişkin istisna” uygulaması ile ilgili açıklamalara ayrılmıştır.

4490 sayılı Kanun’un istisna hükümlerinde 6770 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden sonra da yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 12)(9) ile söz konusu Tebliğ’in (5.12.1.1) bölümüne, yapılan değişiklikler doğrultusunda açıklama içeren, iki paragraf eklenmiştir.

Diğer taraftan, 22.02.2017 tarih ve 2017/1 sayılı İç Genelge ile de “Geçici Madde 3”ün uygulanmasına yönelik açıklamalar yapılmıştır.

III- DEĞERLENDİRME

6770 sayılı Kanunla yapılan değişiklikleri de dikkate alarak, 4490 sayılı Kanun’un 12. maddesinde TUGS’a kayıtlı gemiler ve yatlariçin öngörülen, vergi, resim, harç istisnalarını, aşağıdaki gibi birkaç başlık altında değerlendirebiliriz.

A- KAZANÇ İSTİSNASI

16.12.1999 tarih ve 4490 sayılı Kanun’un 12. maddesi birinci fıkrasında, “bu Kanun uyarınca oluşturulan Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisna olduğu” düzenlenmiştir.

Kanun yayımlandığında sadece gemiler için öngörülen bu istisna, 02.12.2004 tarih ve 5266 sayılı Kanunla, fıkraya “ve yatların” ibaresi eklenmek suretiyle yatları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Buna göre, gerçek veya tüzel kişilerin Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde ettikleri kazançları (gerçek kişilerde) gelir vergisi, (tüzel kişilerde) kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

İstisnanın Kanun hükümlerinin yürürlük tarihleri ve gemi ve yatların TUGS’a kayıt tarihinden itibaren uygulanması gerektiği açıktır. Bununla birlikte, Kanun’da “işletme” ve “devir” kavramlarından ne anlaşılması gerektiği belirtilmemiştir.

1- İşletme Kazancının Gemiler ve Deniz Taşımacılığı Faaliyeti İle Sınırlandırılması

Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ’de yapılan açıklamalarda işletme faaliyeti istisnası, Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin deniz taşımacılığı faaliyeti ile sınırlandırılmıştır.

Tebliğ’in istisnanın kapsamının belirlendiği (5.12.1.1) bölümünde, …gemilerin ve yatların otel veya restoran işletmeciliğinde (yüzer otel veya restoran) kullanılması durumunda, bu faaliyet gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, elde edilen kazançların söz konusu istisnalardan yararlandırılmasının mümkün olmadığı;

“5.12.1.6. Time-charter işletmeciliği” başlığı altında ise deniz taşımacılığında, zamana veya yüke bağlı olarak geminin tamamını veya bir kısmını taşıtana tahsis etmek suretiyle yük ve eşya taşıma taahhüt sözleşmeleri kapsamında yapılan “Time-Charter İşletmeciliği” gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirilerek söz konusu faaliyetlerden elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi gerektiği, ancak, “uluslararası gemi siciline kayıtlı gemilerin zamana ve yüke bağlı olmaksızın doğrudan kiraya verilmesi durumunda gemi işletmeciliği faaliyetinden söz edilemeyeceğinden elde edilen kira gelirine istisna uygulanmayacağı” belirtilmiştir.

Diğer taraftan, istisna kazanç tutarının tespitine ilişkin açıklamanın yapıldığı (5.12.1.2) ve (yukarıda yer verilen, (5.12.1.6. Time-charter işletmeciliği) bölümlerinde yatlara ilişkin bir ibareye de yer verilmemiştir.

Bu durumda işletme kazanç istisnası her ne kadar Kanun’da gemi ve yatlar için birlikte öngörülmüş olsa da tebliğde gemilerle ve deniz taşımacılığı faaliyeti ile sınırlandırılmış olmaktadır.

Bize göre böyle bir sınırlandırma Kanun’un lafzına ve ruhuna uygun değildir. Bu konudaki değerlendirme/ayrımın 4490 sayılı Kanun’da yapılan gemi ve yat tanımları çerçevesinde yapılması gerektiği düşüncesindeyiz.

Zira bu tanımlar sicile kayıtlı olmanın şartıdır. Aksi halde sicile alınmamak gerekir. TUGS’a kayıtlı gemiler ve yatların bu tanımlara uyan işletme faaliyetlerinden elde edilecek kazançların da istisna kapsamında olması gerekir.

4490 sayılı Kanun’un 2. maddesinde;

“a) Gemi: Ticarî amaçla kullanılan her türlü yük, yolcu ve açık deniz balıkçı gemilerini,

b) Yat: Yat tipinde inşa edilmiş, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, taşıyacakları yatçı sayısı otuzaltıyı geçmeyen, yük ve yolcu gemisi niteliğinde olmayan, turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve tonilato belgelerinde “Ticarî Yat” olarak belirtilen deniz araçlarını,

ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.

Görüldüğü üzere, her iki tanımda da ticari amaca vurgu yapılmış ve gemi için ticarî amaçla kullanılan her türlü yük, yolcu ve açık deniz balıkçı gemileri ifadesi kullanılırken; yat için yat tipinde inşa edilme, gezi ve spor amacıyla yararlanılma, taşıyacağı yatçı sayısı (otuzaltıyı geçmeyen), yük ve yolcu gemisi niteliğinde olmama, turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve tonilato belgelerinde “Ticarî Yat” olarak belirtilmiş olma, gibi,daha ayrıntılı şartlar sayılmıştır.

Bu şartlar, TUGS’a kayedilme şartları olduğu kadar, bu deniz araçlarının faaliyetlerini de belirleyecektir. O halde kazanç istisnası uygulamasının da buna göre değerlendirilmesi; TUGS’sa kayıtlıticarî amaçlı yük ve yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan gemilerin bu faaliyetlerden elde edeceği kazanç yanısıraTUGS’sa kayıtlıaçık deniz balıkçı gemilerinin bu faaliyetlerden elde edeceği kazancın da gelir veya kurumlar vergisinden istisna olması gerekir.

Tebliğ’de yatların işletme faaliyet kazanç istisnası üzerinde ayrıca durulmamıştır. Bu konuda verilmiş bir özelgeye rastlanmadığından GİB’in değerlendirmesi bilinmemekle birlikte, belirtilen şartları taşıyan yatların gezi ve spor amaçlı faaliyet kazançlarının istisna kapsamına girmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Elbette belirtilen gemi tanımı ile gemilerinotel veya restoran işletmeciliğinde(yüzer otel veya restoran olarak) kullanılmasınıbağdaştırmak zor olsa da TUGS’ta ve birturizm şirketi envanterinde kayıtlı bir yat için münhasıran gezi ve spor amacı ile konaklama ve restoran aktivitelerini birleştiren faaliyetler yapılması ve bu faaliyetlerin ayrıca ücretlendirilerek gelir elde edilmesi de mümkündür. Böyle bir durumda söz konusu kazanç da istisna kapsamında kabul edilmelidir.

Diğer taraftan, belirtilen şartları taşıyan ve TUGS’a da kayıtlı bulunan gemi ve yatların, belirtilen ticari amaçlar için kiralanmasında kiracı ve kiralayan tarafından elde edilecek kazançların da istisna kapsamında olması gerekir. Zira her hal ve takdirde gemi veya yatların işletilmesi söz konusudur ve Kanun’da bu kazanç istisna kabul edilmiştir. Her iki taraf açısından da ticari nitelikteki bu araçların işletilmesinden kazanç elde edilmesi esas olup, ikinci aşamada, kiracı açısından istisna kapsamında kabulü gereken kazancın paylaşımı söz konusudur.

2- Gemilerin Ve Yatların Devrinden Elde Edilen Kazançların Durumu

4490 sayılı Kanun’un 12. maddesi birinci fıkrasında Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemi ve yatların işletilmesinden elde edilen kazançların yanı sıra devrinden elde edilen kazançlar da gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisna edilmiştir.

Bu araçların devrinden, aynı sicilde adına tescil yapılanın değişmesi anlaşılacağı gibi, maddede kullanıldığı üzere, devirden kazanç elde edilmesi ifadesinden araçların satışının anlaşılacağı açıktır. Tebliğde devir kazançları konusunda yapılan açıklama sınırlı olup, ilgili bölümlerde gemilerin ve yatların işletilmesi kavramı ile birlikte kullanılmıştır.

Buna göre Kanun’un anılan hükmü ve tebliğde de yer verilen ifadelerden, TUGS’a kayıtlı gemiler ve yatların devri/satılmasından elde edilecek kazançların da istisna kapsamında olduğu sonucuna varılabilir. Ancak, bu iki kavramın birlikte ve gerçek anlamlarıyla, araçların satış sonrası aynı sicilde yeni sahipleri adına tescili şeklinde anlaşılması da mümkündür.

Nitekim, Tebliği’n 5.12.1.1. bölümü üçüncü paragrafında “Türkiye’de inşa edilen gemi ve yatlardan anılan Sicile kayıtlı olanların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın devrinden elde edilen kazançların da istisna kapsamında değerlendirileceği belirtilmiştir.

4490 sayılı Kanun’un 4. maddesinde Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilecek gemiler ve yatlar arasındadiğerlerinin yanısıra “Yurt içinde inşa edilen gemiler ve yatlar” ayrıca sayılmıştır.

Bu açıklama Yurt içinde inşa edilen gemiler ve yatların inşa sürecinde sicile yapılan kayıt işlemi nedeniyle yapılmıştır. Uygulamada henüz işletme aşamasında olmayan bu araçların devrinde elde edilecek kazanca istisnanın uygulanabilmesi, bu konuda ortaya çıkabilecek muhtemel sorunları gidermeye yöneliktir.

Bununla birlikte, biraz da bu açıklamadan kaynaklı olarak uygulamada, devir halinde işletme ve devir kazanç istisnasından yararlanılabilmesi için devir sonrasında da anılan sicile kaydın devam etme zorunluluğu bulunduğu değerlendirmeleri yapılmıştır. GİB tarafından verilen özelgeler de bu doğrultuda olmuştur(10). Devir halinde her iki kazanç istisnasından yararlanılabilmesi devirden sonra da araçların yeni alıcı adına TUGS’a kayıtlı olma şartına bağlanmıştır.

Uygulama verilen özelgelerle bu doğrultuda yürütülürken, 6770 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle 4490 sayılı Kanun’un 12. maddesine, ikinci fıkradan sonra gelmek üzere; “Birinci ve ikinci fıkralarda öngörülen istisnaların gemi ve yatların, Türk Uluslararası Gemi Sicilinden terkin edilerek bir başka sicile kaydedilmek üzere veya sair suretlerle devri aşamasında da uygulanacağı”yolunda yeni bir fıkra eklenmiştir.

Bu şekilde, devir halinde istisna hükümlerinin uygulanmasındaki sınırlayıcı yorum Kanun’da açıkça belirtilmek suretiyle değişiklik yapılarak aşılabilmiştir. Belirtilen istisna hükümleri, gemi ve yatların, Türk Uluslararası Gemi Sicilinden terkin edilerek bir başka sicile kaydedilmek üzere veya sair suretlerle devri halinde de uygulanacaktır.

Bu düzenleme bu konudaki mevcut uygulamaya tamamen yeni bir yaklaşımdır. 6770 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde de belirtildiği üzere, istisna kapsamındaki gemi ve yatların devir nedeniyle bu sicilden terkin edilerek başka bir sicile geçmesi veya ihracı ya da hurdaya ayrılması için satışı gibi hallerde de istisnanın uygulanmasına imkan sağlanmıştır. Ancak, bu yeni yaklaşım belli bir grup gemi için devir halinde istisna uygulamasını “bunların en az altı ay süreyle Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olarak işletilmiş olması şartı”na bağlamıştır. Öte yandan, Kanun’a eklenen geçici 3. madde ile bu düzenlemenin geçmişe yönelik olarak da uygulanması imkanı getirilmiştir. Bu hususlara, aşağıda sırasıyla (3) ve (C)’de ayrıca değinilecektir.

3- Devir Halinde İstisna Uygulamasının Sınırlandırıldığı Durum

Kanun’un 12. maddesine üçüncü fıkra olarak eklenen fıkrada yer verilen hüküm ile Kanun’un 4. maddesi birinci fıkrası (c) bendi uyarınca, “Yurt dışından ithal edilecek 12 000 DWT'un (yolcu gemileri ile özel maksatlı, özel yapılı gemilerde ise 499 grostonun) üzerindeki gemilerin” devri halinde yukarıda belirtilen istisnalardan yararlanılabilmesi, bunların en az altı ay süreyle Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olarak işletilmiş olması şartına bağlanmıştır.

Bu düzenleme ile belirtilen özellikteki gemilerin ticari amaçla TUGS’a kayedilip satışı yoluyla vergisiz kazanç temini önlenmeye çalışılmış; istisnalardan yararlanılabilmesi için bu gemilerin en az 6 ay işletilmesi şartı getirilmiştir.

B- DAMGA VERGİSİ, HARÇ VE BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİ İSTİSNASI

4490 sayılı Kanun’un 12. maddesi ikinci fıkrasında, Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedilecek gemilere ve yatlara ilişkin alım, satım, ipotek, tescil, kredi, gemi kira, zaman çarteri ve tüm navlun mukavelelerinin damga vergisine ve harçlara; bu işlemler nedeniyle alınacak paraların banka ve sigorta muameleleri vergisine ve fonlara tâbi tutulmayacağı düzenlenmiştir.

Bu fıkraya “gemi kira, zaman çarteri ve tüm” ibaresi 6770 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile eklenmiştir. Sözleşmelere ilişkin damga vergisi ve harç istisnalarına yönelik yapılan bu değişiklikle istisna kapsamı genişletilmiş ve uygulama daha açık hale getirilmiştir.

Bununla birlikte, bu değişikliklere yönelik olarak Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 12) de açıklamaya yer verilmemiştir. Hal bu ki sözleşmelere yönelik yapılan bu değişikliklerin işletme kazanç istisnası ile ilgili boyutu vardır.

Daha önce, bu fıkradazaman çarteriibaresi yer almazken, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde “Time Charter İşletmeciliği”(11) gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirilerek, uygulamaya bu faaliyetlerden elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi gerektiği şeklinde yön verilmiştir.

Faaliyetin niteliğinden hareketle işletme faaliyet istisnası açısından yapılan bu açıklama yerindedir. Ancak, ikinci fıkrada tek tek sayılan sözleşmeler arasında “zaman çarter”e yer verilmemiş olması Time Charter sözleşmelerinde damga vergisi ve harç istisnası uygulaması açısından sorun yaratmış olmalı ki fıkraya bu ilave yapılmıştır. 

Diğer taraftan, bu fıkraya zaman çarter ile birlikte gemi kira ve tüm ibareleri de eklenerek, gemi kira ve tüm navlun sözleşmeleri damga vergisi ve harç istisnası kapsamına alınmıştır. Tebliğ’in aynı (5.12.1.6.) alt bölümünde ise “uluslararası gemi siciline kayıtlı gemilerin zamana ve yüke bağlı olmaksızın doğrudan kiraya verilmesi durumunda gemi işletmeciliği faaliyetinden söz edilemeyeceğinden elde edilen kira gelirine istisna uygulanmayacağı” belirtilmiş, verilen özelgelerle de uygulama bu şekilde yönlendirilmiştir.

Yukarıda belirtildiği üzere bu değişikliklere ilişkin olarak tebliğde yeni açıklamalara yer verilmemiştir. Fakat bu defa zaman çarter uygulamasının tersi bir durum ortaya çıkmış; gemi kira sözleşmeleri damga vergisi ve harç istisnası kapsamına alınırken, gemi kiralama faaliyeti tebliğ ile işletme faaliyeti dışında bırakılmıştır.

Bir faaliyet kapsam dışı bırakılırken o faaliyete ilişkin sözleşmelerin istisna uygulaması kapsamına alınması tutarlı bir değerlendirme/yaklaşım olamaz.

Bir önceki, kazanç istisnası bölümünde gemi kiralama faaliyetinin de gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuz belirtilmişti. Bu çelişkili durum da dikkate alınarak TUGS’a kayıtlı gemi ve yatlara ilişkin vergi, resim ve harç istisnaları uygulamasına yönelik Maliye Bakanlığı’nca yapılan açıklamaların bütünüyle gözden geçirilmesinde fayda olduğu kanaatindeyiz.

C- LEHE YAPILAN DEĞİŞİKLİĞİN GEÇMİŞE YÜRÜTÜLMESİ: GEÇMİŞTE TUGS’A KAYDIN DEVAM ETTİRİLMEDİĞİ DEVİRLERDE YARARLANILAN İSTİSNALARIN GEÇERLİLİĞİ

6770 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile 4490 sayılı Kanun’a eklenen geçici 3. madde ile Kanun’un 12. maddesine eklenen fıkra ile devir haline yönelik olarak getirilen yeni yaklaşımın geçmişe dönük uygulaması düzenlenmiştir.

Bu önemli bir husustur. Bu konuda geçmişte yapılan uygulama hatalı ve yanlış bulunmuş; yapılan değişiklikle gelecek uygulamalarda hatanın tekrarından vazgeçilmekle beraber,  geriye yönelik olarak da hatalı uygulamanın sürdürülmeyeceği garanti edilmiştir.

Geçmişte, istisna uygulamasında kabul görmeyen, gemi ve yatların Türk Uluslararası Gemi Sicilinden terkin edilerek bir başka sicile kaydedilmek üzere veya sair suretlerle devri hallerinde, Kanun’un 12. maddesi kapsamında istisnalardan yararlananlar hakkında, yararlandıkları bu istisnalar dolayısıyla geçmişe dönük herhangi bir tarhiyat yapılmayacaktır. Daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilecek ve tahakkuk eden tutarlar terkin edilecektir. Ancak, bu uygulamalar sırasında tahsil edilen tutarlar varsa bunlar red ve iade edilmeyecektir.

Görüldüğü gibi mali idare olarak bu konuda önemli, olumlu bir adım atılmıştır. Geçmişteki yanlış, hatalı uygulamaları gideren bir düzenleme yapılmıştır. Bununla birlikte bu olumlu yaklaşım, müstakbel tarhiyat ve dava sürecindeki tüm işlemler için gösterilirken, birçok benzer uygulamada olduğu gibi, burada da tahsil edilen tutarların iadesine yönelik olarak gösterilememiştir. Bu tavrın yapılan bir tahsilattan vazgeçmenin güçlüğü ve bütçeye yansıması yanında, biraz da bu yükün tam olarak hesaplanamamasından kaynaklandığı düşüncesindeyiz. Nadir Öztürk Yaklaşım / Temmuz 2017 / Sayı: 295

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.