Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARINI YAKINDAN İLGİLENDİREN ANAYASA MAHKEMESİ’NİN BEKLENEN KARARI PDF Yazdır e-Posta
27 Mayıs 2017

Image

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35/I. maddesi uyarınca, limited şirketlerin ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağından sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumludur ve haklarında anılan Kanun hükümleri gereğince takibat yapılır. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda ortakların farklı kişilerin olması halinde bu kişiler kamu alacağının ödenmesinden, ikinci fıkrasına göre de ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde payı devreden ve devralan kişilerin devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumludur.

Durum böyle olmakla birlikte, limited şirketin ödenmeyen kamu alacaklarından dolayı eski ve yeni ortakların müteselsil sorumluluğunu öngören 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının iptali için Samsun İdare Mahkemesi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur. Anayasa Mahkemesi, mezkûr başvurunun ilk incelemesini, 2016/14 sayılı esas numarasıyla 16.03.2016 tarihinde yapmış ve başvurunun esastan görüşülmesine karar vermiştir. Ancak, bu çalışmanın tamamlandığı 31.03.2017 tarihi itibariyle bahsi geçen dosyayı Anayasa Mahkemesi henüz görüşmemiş ve karara bağlamamıştır.

6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinin altıncı fıkrasının iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 19.03.2015 tarihli ve E. 2014/144, K. 2015/29 sayılı Kararı’nın gerekçesi dikkate alındığında, Yüce Mahkemenin aynı Kanun’un 35. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarını da iptal etmesi kuvvetle muhtemeldir.

Zira bahsi geçen hüküm kapsamında şirket payını devralan ortak, kendisinin ortak olmadığı ve müdahale şansının bulunmadığı bir dönemde gerçekleşen bir eylemden müteselsilen sorumlu tutulmaktadır. Bu durumda, Yüce Mahkemenin iptal gerekçeleri, bahse konu ikinci fıkra için de geçerlidir.  Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçesinde yer alan “Adalet ve hakkaniyet ilkeleri karşısında, bireyin bu şekilde belirsiz ve güvencesiz bir biçimde kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, başkalarının eylem veya ihmali sonucu oluşacak sorumluluğa ortak olması adalet ve hakkaniyetle bağdaşmaz.”şeklindeki açıklama anılan fıkra için de caridir. Mustafa Yavuz Yaklaşım / Mayıs 2017 / Sayı: 293

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.