Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
KÂRIN SERMAYEYE İLAVESİ VEYA BEDELSİZ PAYLAR STOPAJA TABİ Mİ? PDF Yazdır e-Posta
03 Mart 2017

Image

Şirketler "Kâr Payı Dağıtımını" Hangi Şekillerde Yapar?

Şirketler tüzel kişilikleri gereği faaliyet dönemleri sonunda ortaklarına kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre "kâr payı" dağıtmaktadırlar. Öncelikle "kâr payı" dağıtımı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine, ortaklığın halka açık olup olmamasında bağlı olarak Sermaye Piyasası mevzuatı, bankacılık gibi düzenleyici kurum gözetim ve denetimine tabi ise Bankacılık Düzenleme ve Denetim Kurumu, Vergi mevzuatı ve ilgili diğer yasal mevzuat ile "ortaklık esas sözleşmesi" hükümleri çerçevesinde yapılmaktadır. "Kâr payı" ister kanun hükmü, ister esas sözleşme olsun; dağıtım için yetkili organların kararına bağlıdır. Ortaklığın yetkili organları "kâr payı" dağıtımı şeklini "nakit" ve/veya "bedelsiz pay" olarak belirleyebilir.

Bu genel açıklamaların ışığında, "kâr payı" dağıtımının "nakit" ve /veya "bedelsiz pay" olarak yapılması vergileme açısından farklı sonuçlar doğurduğu görülüyor. Yazımızda bu konuyu değerlendireceğiz. 

Sermaye Piyasası Kurulu Kâr Payı Rehberi'ne Göre Genel Esaslar

Rehber'in* Kâr Payı Dağıtımına İlişkin Genel Esaslar bölümünde açıklandığı üzere; kâr dağıtım politikasında, kâr payının nakit ve/veya bedelsiz olarak dağıtılacağı hususunda da bilgi yer almalıdır.

Kâr dağıtım politikası gereği, dağıtılmasına karar verilen kâr payı tutarının tamamı, ancak yasal defterlerde (Vergi Usul Kanunu'na göre tutulan kayıtlarda) yer alan "net dağıtılabilir kâr" veya "diğer kaynaklar" mevcut olmak şartıyla dağıtılabilecektir.

Net dağıtılabilir dönem kârı, net dönem kârından varsa "geçmiş yıllar zararları" ve "genel kanuni yedek akçe" indirilerek tespit edilir.

"Net dağıtılabilir dönem kârı" dışında, dağıtılması mümkün olan "diğer kaynaklar" da "kâr dağıtımına" konu edilebilir. Diğer kaynaklara örnekler "geçmiş yıl kârı", "olağanüstü yedekler" ile "TTK ve esas sözleşme uyarınca dağıtılabilir diğer yedekler" olabilir.

Sermayeye İlave Edilen "Kâr Payı" (Bedelsiz Pay) Ödemelerinde Temettü Stopajı Olacak mı?

Yukarıda belirtildiği üzere,  gerek "net dağıtılabilir dönem kârı" gerekse "diğer kaynaklar",  "nakit" ve /veya "bedelsiz pay" olarak ortaklara dağıtılabilir. Peki "bedelsiz pay" olarak dağıtılmasına karar verilen "kâr payları" vergi mevzuatı karşısında stopaja tabi midir, değil midir? Bu soruyu cevabından emin olduğumuz sorular olarak kategorize etmek gerekir.

Vergi mevzuatında gri alanlar var ve var olmaya devam edecek. Ancak ortaklıkların "kâr dağıtımını" "bedelsiz pay" olarak dağıtma kararı aldıkları durumda bu işlem temettü stopajına tabi olmayacaktır. Neden?

Öncelikle kurumlar tarafından yapılacak "kâr dağıtımı" halinde "tevkifat veya stopaj uygulaması" geliri elde edenin statüsüne bağlı olarak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu  ("GVK") veya 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ("KVK") hükümlerine tabi olacaktır.

Özetle, Gelir vergisi mükellefleri için ise GVK'nın 94'üncü maddesinin 1. fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-i) ve (b-ii) alt bentlerinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan kâr paylarından; tam mükellef kurumlar tarafından; dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr paylarından vergi kesintisi yapılacağı düzenlenmiştir. GVK'nın 94. maddesinde "kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz" hükmü yer almaktadır.

Kurumlar vergisi mükellefleri için ise KVK 15/2. maddesinde, vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden; 30/3. maddesinde dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr payları üzerinden (Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç) yapılacak vergi kesintileri düzenlenmiştir. KVK'nın her iki maddesinde de "kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz" hükmü yer almaktadır.

Bunlara ilave olarak yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararları ile "kârın sermayeye eklenmesinin kâr dağıtımı sayılmayacağı" açık ve net bir şekilde düzenlenmiştir. Örneğin,  23/07/2006 tarih ve 26237 numaralı Resmi Gazete ile yayımlanan 2006/1073 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 3. maddesinde ile belirlenen tevkifat düzenlemelerinde GVK ve KVK madde hükmünde yer alan "kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz" hükmü tekrarlanmıştır.

Kurumlar tarafından yapılan ödemelerle ilgili 1 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin "15. Tam Mükellef Kurumlara Yapılan Ödemelerde Vergi Kesintisi" ve "30. Dar Mükellefiyette Vergi Kesintisi" bölümlerde detaylı açıklamalar yer almaktadır. Söz konusu 1 Seri No'lu KVK Tebliği'nin iki yerinde "15.6.1", "15.3.9" ve "30.4.6" bölümlerinde yer alan açıklamalar sırasıyla aşağıdaki gibidir:

  • "Diğer yandan, tam mükellef kurumlarca kârın dağıtılmayıp şirket sermayesine eklenmesine karar verilmesi halinde, kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmadığından, sermayeye ilave edilen bu tutar üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır."
  • "Öte yandan, kurumlarca kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmayacaktır."
  • "Öte yandan, kurumlarca kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmayacaktır."

Gelir İdaresi tarafından verilen özelgelerde de "kurumlarca kârın sermayeye eklenmesi" halinde "sermayeye ilave edilen kurum kazancından tevkifat yapılıp yapılmayacağı ile sermayeye ilave edilen tutarların gerçek kişi ortaklar tarafından beyan edilip edilmemesi konusunda sorulan soruya" verilen cevap açık ve net bir şekilde tevkifat yapılamayacağı ve gerçek kişiler tarafından temettü kazancı olarak beyan edilmeyeceğidir. B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 94-1045 sayı ve 16.3.2012 tarihli "özelge özeti aşağıdaki gibidir:

"(…)Bu hükme göre, vergilendirilmiş kurum kazancınızın sermayeye ilave edilmesi işleminin kar dağıtımı olarak değerlendirilmesi söz konusu olmadığı gibi, sermayeye ilave edilen bu tutarların Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulması ya da şirketinizin gerçek kişi ortakları tarafından beyan edilmesi gerekmemektedir(...)"

Dolayısıyla, kurumların kârlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kâr dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kâr payları beyana tabi değildir. Buna ilave olarak, gerçek kişilerin kurumların kârlarını sermayeye eklenmesi dolayısıyla sahip oldukları hisse senetlerinin edinim tarihi olarak, daha önceden sahip olunan hisse senetlerinin edinim tarihi esas alınacağı 232 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile açıklanmıştır.

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla Bedelsiz Kâr Payı Dağıtımında Tevkifat Olmaz!

Yukarıda belirtildiği üzere,  gerek "net dağıtılabilir dönem kârı" gerekse "diğer kaynaklar",  "nakit" ve /veya "bedelsiz pay" olarak ortaklara dağıtılan "kâr payları" stopaja tabi değildir. Bu soruyu gündeme getirdiğimizde yaklaşımımız "cevabından emin olduğumuz" bir konunun söz konusu olduğu yönündedir. Vergi Kanunlarındaki madde hükümleri ( KVK ve GVK), Bakanlar Kurulu Kararları ve Tebliğler ile yapılan açıklamalar tereddütsüz "kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz" şeklindedir.

Diğer taraftan, bu yazıda ele aldığımız konunun sermayeye ilave edilmiş "dönem kârı" veya "kâr dağıtımına konu edilen diğer kaynakların", daha sonra "sermaye azaltılması ile ortaklara dağıtılması" ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Sermayeye ilave edilmiş "dönem kârı" veya "kâr dağıtımına konu edilen diğer kaynakların" daha sonra "sermaye azaltılması ile ortaklara dağıtılmasında tevkifat uygulaması ayrı olarak değerlendirilmelidir. Abdulkadir Kahraman/KPMG

 * Sermaye Piyasası Kurulu Kâr Payı rehberi, http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=986&fn=986.pdf&submenuheader=-1

 

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.