Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Ülkemizdeki Suriyelilerin Çalışma Mevzuatı açısından durumu PDF Yazdır e-Posta
19 Ağustos 2015

Image

4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun gereğince, Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, yabancıların Türkiye’de bir işveren yanında veya kendi nam ve hesabına çalışmaya başlamadan önce izin almaları gerekmektedir. Yabancı uyruklulara çalışma izinleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından verilmekte ancak, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü ve Yüksek Öğretim Kurulunca da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğüne bilgi verilmek koşuluyla ilgili kanunlarda belirtilen işlerde çalışacak kişilere çalışma izni verilebilmektedir.

Öte yandan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Yardım ve Hizmetlere Erişim” başlıklı 89. maddesinde;

“İş piyasasına erişimle ilgili olarak;

a) Başvuru sahibi veya şartlı mülteci, uluslararası koruma başvurusu tarihinden altı ay sonra çalışma izni almak için başvurabilir.

b) Mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi, statü almasından itibaren bağımlı veya bağımsız olarak çalışabilir. Yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere ilişkin diğer mevzuatta yer alan hükümler saklıdır. Mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi kişiye verilecek kimlik belgesi, çalışma izni yerine de geçer ve bu durum kimlik belgesine yazılır.

c) Mülteci ve ikincil koruma statüsü sahibinin iş piyasasına erişimi, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler ile istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik şartların gerekli kıldığı hâllerde, belirli bir süre için, tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, iş kolu veya mülki ve coğrafi alan itibarıyla sınırlandırılabilir. Ancak, Türkiye’de üç yıl ikamet eden veya Türk vatandaşıyla evli olan ya da Türk vatandaşı çocuğu olan mülteci ve ikincil koruma statüsü sahipleri için bu sınırlamalar uygulanmaz.” hükmünü içermektedir. Bunun yanında T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 07.07.2015 tarih ve 2015/19 Sayılı Genelgesinde;

“Kanun’un 4. maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamında Çalışan Yabancı Uyrukluların Sigortalılığı” başlıklı birinci bölüme ”8” alt başlığından sonra gelmek üzere ”9-Mülteciler”alt başlığı açıklamaları ile birlikte eklenmiştir.

“9- Mülteciler

05.09.1961 tarihli ve 10898 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 359 sayılı “Cenevre’de 28 Temmuz 1951 Tarihinde İmzalanmış Olan Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmenin Onaylanması Hakkında Kanun” ile ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye mülteci denilmekte olup 359 sayılı Kanunun 24. maddesinde taraf devletlerin, ülkelerinde yasal olarak ikamet eden mültecilere, vatandaşlarına sağladıkları muamelenin aynısını uygulayacakları, 27. maddesi ile taraf devletlerin ülkelerinde bulunan ve geçerli bir seyahat belgesine sahip olmayan her mülteciye kimlik kartı çıkartılacağı hüküm altına alınmıştır.

4817 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince Türkiye ‘nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe 5543 sayılı İskan Kanununa göre muhacir, mülteci veya göçebe olarak kabul edilen yabancılara 4817 sayılı Kanunda öngörülen sürelere tabi olmaksızın çalışma izni verilebilmektedir.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanun’un 89. maddesinde mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi, statü almasından itibaren bağımlı veya bağımsız olarak çalışabileceği, yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere ilişkin diğer mevzuatta yer alan hükümler saklı olacağı, mülteci veya ikincil koruma statüsü sahibi kişiye verilecek kimlik belgesinin, çalışma izni yerine de geçeceği bu durumun kimlik belgesine yazılacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, 05.09.1961 tarihinden itibaren 359 sayılı Kanuna göre mülteci olanlar ile 6458 sayılı Kanunda sayılan ikincil koruma statüsünde bulunan kişiler hakkında Kanun hükümleri Türk vatandaşlarına uygulandığı gibi uygulanacaktır. Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan denetimlerde bu durumdaki sigortalıların çalışma izin belgesi olup olmadığına bakılmayacaktır.” Umut TOPCU* E-Yaklaşım / Ağustos 2015 / Sayı: 272

 


Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı Özdoğrular smmm ltd. şti./Mehmet Özdoğru ve/veya ozdogrular.com./com.tr' ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.