Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kuryelik faaliyeti kapsamında hizmet alınan taşeron firmalara verilen teknolojik altyapı hizmetin bedellerinin mahsubu PDF Yazdır e-Posta
18 Kasım 2011

Başlık

Kuryelik faaliyeti kapsamında hizmet alınan taşeron firmalara verilen teknolojik altyapı hizmetin bedellerinin mahsubu hk.

Tarih

18/11/2011

Sayı

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2044

Kapsam

 T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

 

 

 

 

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2044

18/11/2011

Konu

:

Alt taşeron firmadan alınan hizmet karşılığında verilen hizmetin vergilendirilmesi.

 

         

 

            İlgide kayıtlı dilekçelerinizde, Şirketinizin özel kurum ve kuruluşların Türkiye genelinde çeşitli posta, evrak, belge, broşür, kredi kartı ve özel kurum ve kuruluşların bir postacı tarafından taşınarak dağıtabilecek çeşitli promosyon ürünlerinin teslimini yaptığı belirtilerek, taşeronlar aracılığı ile yapılan dağıtım hizmetlerinin vergilendirilmesinin dağıtım kalite ölçümünü yaparak (belirlenen esasları dikkate alarak) brüt hizmet tutarından yararlandığı teknolojik sistemin kendisine düşen payının tenzili, varsa dağıtım prosedürüne uymamanın getirdiği  kesintilerinin yapılmasının Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunları açısından uygun olup olmadığı  hususu sorulmaktadır.

          3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1'inci maddesinin birinci fıkrasında; Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu,

            4'üncü maddesinin birinci fıkrasında; hizmetin teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı  taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği, ikinci fıkrasında; bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her birinin ayrı işlem olduğu, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirilecekleri,

            10'uncu maddesinin (a) bendinde; vergiyi doğuran olayın, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile  (b) bendinde; malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi ile (c) bendinde; kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde,  her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında meydana geleceği,

            20'nci maddesinin birinci fıkrasında; teslim ve hizmet işlemlerinde verginin matrahının, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, ikinci fıkrasında; bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade edeceği,

            24'üncü maddesinin (c) bendinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin katma değer vergisi matrahına dahil olduğu,

            35'inci maddesinde de  malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin bunlar için borçlandığı vergiyi, bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu vergilendirme dönemi içinde düzelteceği şu kadarki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesinin şart olduğu,

            hükümlerine yer verilmiştir.    

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6'ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37'nci maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış ve ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmış olup  aynı Kanun'un bilanço esasında ticari kazancın tespiti ile ilgili 38'inci maddesinde,  "Bilanço esasına göre ticari kazanç teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;

            1-İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.

            2-İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur...." hükmüne yer verilmiştir.

             Diğer taraftan; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 229'uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır."

            231'inci maddenin beşinci fıkrasında;  "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamî  yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalarhiç düzenlenmemiş sayılır."

            hükümleri yer almaktadır.

            Bu hükümlere göre, dağıtım ve teslimat hizmetlerinin gerçekleştirilmesi aşamasında Şirketiniz ile acenteler arasında gerçekleşen hizmete ilişkin hizmet bedellerinin karşılıklı olarak tenzil edilmesi veya mahsuplaşılması ve bu  işlemler sonrasında fatura düzenlenmesi şeklinde bir uygulamanın gerçekleştirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

            Bu nedenle, acentelerden alınan dağıtım ve teslimat hizmetlerine ilişkin acenteler tarafından tahsil edilmesi gereken bedelin tamamı acentelerin geliri olacağı gibi; acentelerin dağıtım ve teslimat hizmetlerinin sürdürülmesi için verilen telefon, çağrı, GPS güvenlik hizmetlerine ilişkin şirketinizin tahsil etmesi gereken bedelin tamamının şirketinizin geliri olacağı tabiidir.

            Şirketinizce taşeron firmalar aracılığı ile Türkiye genelinde verilen kuryelik hizmetinde, taşeron  firmaların  Şirketinizin kurmuş  olduğu teknolojik altyapıyı  kullanarak Şirketinize verdiği hizmet ile Şirketinizin kurmuş olduğu teknolojik altyapıyı taşerona kullandırması hizmetleri, ayrı ayrı işlem olduğundan, her bir işlem ayrı ayrı katma değer vergisine tabi bulunmaktadır ve bu hizmetler için ayrı ayrı hizmeti ifa edenlerce fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

            Şirketinizin müşteriye verdiği kuryelik hizmetinde, müşterinin aldığı hizmetten çeşitli nedenlerle memnun kalmaması halinde Şirketiniz adına düzenlenen iade ya da fiyat indirimine ilişkin faturanın Şirketinizce  taşeron firmalara yansıtılması işleminde, ayrıca fatura düzenlenerek faturada katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.