Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Finans sektöründe “Form Bs” karışıklığı sürüyor PDF Yazdır e-Posta
23 Kasım 2014
Image

Tebliğ düzenlemelerinde yer alan “Form Bs ile bildirilmesine gerek bulunmamaktadır” ibaresine rağmen finans kuruluşlarına vergi/ceza ihbarnameleri gönderilmeye devam ediliyor. Şirketler tarafından açılan davaların ise bir bölümü lehte bir bölümü aleyhte sonuçlanıyor.

 

Öncelikle bu yazıyı bir yıla yaklaşan süreçte hala kaleme alıyor olmaktan son derece rahatsızlık duyduğumu sizlerle paylaşmak isterim. Geçen bir yıla yakın sürede vergi/ceza ihbarnamelerinin terkini ve bu hatadan geriye dönüş beklenirken yapılan hatalı uygulamanın finans sektöründe katlanarak devam ediyor olması gerçekten üzücü.

 

NELER YAŞANDI?

Vergi daireleri, 2008 hesap dönemine ilişkin zaman aşımı olan 31 Aralık 2013 tarihine kadar bankalara, özel finans kurumlarına, aracı kurumlara, portföy yönetim şirketlerine, menkul kıymet yatırım fon ve ortaklıkları ile sigorta şirketlerine 2008 yılına ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerini gönderdi. www.ozdogrular.com

 

En son aşamada söz konusu şirketlere, son 4 yıl olmak üzere 2009-2013 yıllarına ilişkin vergi/ceza ihbarnameleri de gönderildi. Eğer bu yazıyı okuduğu sırada sorumlu olduğu benzer şirketlerde çalışan meslektaşlarımız varsa bilsinler ki devam eden yıllara ilişkin vergi/ceza ihbarnameleri yakın zamanda kendilerine tebliğ edilecek.

 

Tebligatları alan mükellefler, bir umutla vergi dairelerine tekrar itiraz etse de Gelir İdaresi’nin yazısı, bu vergi dairelerinin cevap yazısında aynen kullanılarak yapılan tarhiyatta bir isabetsizlik görülmediği iddia edilmeye maalesef devam ediliyor.

 

Bu aşamada, önceki tebliğ düzenlemelerinde yazan, “Form Bs ile bildirilmesine gerek bulunmamaktadır” ifadesine rağmen yapılan tarhiyatlara mı üzülürsünüz;

bu şekildeki tarhiyatların vergi hukukunun temel ilkelerini çiğneyerek yapılmasınamı şaşırırsınız; yoksa o dönemleri bilen bir mali müşavir olarak bu uygulamanın meslektaşlarımızca yapılan bir hata gibi nitelendirilmesine mi kızarsınız anlamak mümkün değil!

Bir meslektaşım gelinen bu noktayı göndermiş olduğu mesajda o kadar güzel özetliyor ki…

Kendisi, kanunları hazırlayanların hukuki donanıma sahip olması gerektiğini ve hatalı kanun, KHK ve yönetmeliklerin çıkmaması gerektiğini ifade ediyor. Meslek mensubu olarak kendisi ile Bs formunun bir bilgi verme formu niteliğinde olduğunu, normalde olmayan bilginin, bildiriminin de olmaması gerekirken her dönem için bildirim olmadığına dair de bilgi istendiğini, bu yüzden de ödenen cezaların büyüklüğü yanında artık tüm devlet kurumlarının ‘Bilgi vermemekten kesilen cezaların’ arkasına sığınarak her işi meslek mensuplarının sırtına yüklemesinin de ayrıca sıkıntı yarattığı ve birçok devlet kurumunun da işlemlerini meslek mensuplarına yüklemiş olduğu hususlarında hemfikir olduğumu belirtmek isterim.www.ozdogrular.com

 

Hakikaten önceki yazılarımda kullandığım ifadeyi tekrar yinelemek istiyorum.Neden bu kurumlar olarak biz Ba formu verirken yanında boş da olsa Bs formu vermedik? Biz bu düzenlemeyi yanlış mı anladık? Yukarıdaki sebeplerden vergi idaresinin bu konudaki tarhiyatların kaldırılması yönünde ivedi adım atması gerektiği düşüncesindeyim.

 

AÇILAN DAVALARDA SON DURUM

2008 yılına ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerine ilişkin Bs formlarının verilmemesi sebebiyle bazı banka ve sigorta şirketlerinin açtığı davalarda, birinci derece vergi mahkemesince verilen kararların mükelleflerin lehine sonuçlandığını memnuniyetle söyleyebiliriz. 2009 yılına ilişkin açılan davalarda ise 2008 yılına ilişkin mükellef lehine verilen birinci derece vergi mahkemesi kararları yanında, 2009 yılına ilişkin ilk 6 ayın lehe, ikinci 6 ayın aleyhe olduğu karar örnekleri de var. 2009 yılına ilişkin kararların kısmi red, kısmi kabul olarak verilmesinin nedeni Vergi Usul Kanunu’nun 355. maddesine getirilen 01.08.2009 tarihinden itibaren geçerli olan “Ayrıca yazılı olarak bildirilme şartının aranmayacağı” şeklindeki düzenlemedir.

 

Öte yandan 2009 yılına ilişkin kısmi red ve kısmi kabul olarak verilen örnek bir kararda, Bs formu verme yükümlülüğünün bulunmadığı iddiasına yönelik olarak ise vergi mahkemesi ilgili Vergi Usul Kanunu genel tebliğlerindeki ifadelerden bilanço usulüne göre defter tutan mükelleflerin ister hadler altındaki alım satımları olsun ister herhangi bir alım veya satışı olmasın her türlü bildirim formu verme zorunluluğunun bulunduğuna hükmederek davacı kurumların iddialarına itibar etmediği yönünde karar verdi. 2008 yılına ilişkin davaların kazanılması yanında 2009 yılına ilişkin bu şekilde bir karar çıkmasının takip eden 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin tarhiyatlara karşı açılacak davalarda savunma ve davanın kazanılmasını güçleştireceği aşikâr.

 

Sonuç olarak yapılan bu tarhiyatları, o dönemde uygulamanın içine olan biri olarak değerlendirdiğimde hukuka aykırı olduğunu belirtmek isterim. İşin tabii ki bir tarafında mükellefler bu tarhiyatlar sebebiyle ekstra bir vergi yükü ile karşılaşıyorken diğer tarafında uygulamayı yanlış olarak yaptıkları nitelendirilen mali işlerden sorumlu kişilerle meslek mensupları da bu tarhiyatları anlatmakta epeyce zorlanıyor. Hakan Güzeloğlu/Kaynak; KPMG


 

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.