Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kârın Sermayeye Eklenmesi Sonucu İktisap Edilen Hisse Senetleriyle İlgili Tebliğ İptali Davasında Son Durum PDF Yazdır e-Posta
17 Temmuz 2014
Image

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin,”5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu” başlıklı bölümünün ikinci paragrafının yürütmesini durduran, Danıştay Dördüncü Dairesinin 16.09.2013 tarihli kararı Vergi Dava Daireleri Kurulunca kaldırılmıştır.

Sitemizde , 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin, “5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu” başlıklı bölümünün ikinci paragrafının yürütmesinin, Danıştay Dördüncü Dairesinin 16.09.2013 tarih ve E:2013/2951 sayılı kararıyla durdurulmuş olduğu duyurulmuştu.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 28.11.2013 tarihli ve 2013/9 sayılı kararıyla, Danıştay Dördüncü Dairesinin 16.09.2013 tarih ve E:2013/2951 sayılı kararı kaldırılmıştır. Dolayısıyla Tebliğin ilgili bölümü yürürlüktedir.

Gelir İdaresi Başkanlığınca, konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış ancak Başkanlığın resmi internet sitesinin mevzuat bölümünde yer alan Genel Tebliğin ilgili bölümüne, yürütmeyi durdurma kararı sonrasında konan not, kararın kaldırılması sonrasında kaldırılmıştır.

Aşağıda, iptal davasına konu açıklamaya, ilgili kararların özetine ve davanın olası sonuçlarına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

1. İştirak kazançları istisnası ve iştiraklerde iç kaynakların sermayeye eklenmesi sonucu bedelsiz iktisap edilen hisse senetlerinde vergilemeyle ilgili açıklama

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-a bendinde yer alan düzenlemeye göre, kurumların;

- Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılmaları nedeniyle elde ettikleri kazançlar,

- Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,

- Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları,

kurumlar vergisinden istisnadır. Düzenlemeye göre, diğer fon ve yatırım ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr payları bu istisna kapsamında değildir.

Özetlenen bu düzenleme gereği örneğin, iştirak edilen bir gayrimenkul yatırım ortaklığından elde edilen kâr payları iştirak kazançları istisnası kapsamına girmemekte, kâr payını alan kurumda diğer gelirlerle birlikte vergilendirilmektedir.

2. İştirak edilen kurumda iç kaynakların sermayeye eklenmesi sonucu iktisap edilen hisse senetleri nedeniyle kâr payı elde edilip edilmediği

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin, taşınmaz ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnasına ilişkin açıklamaların yer aldığı kısmında, “5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu” başlıklı bölümünde;

- Sermaye yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması neticesinde sermaye artırımı nedeniyle bedelsiz edinilen hisse senetlerinin, iştirak edenler yönünden aktif ve pasiflerinde bir artışa neden olmaması gerektiği, dolayısıyla, bedelsiz hisse senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedinin değişeceği, bedelinde değişme olmayacağı,

- Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmadığı, dolayısıyla kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisselerinin nominal bedelle iştirak hesaplarında izleneceği ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacağı,

açıklanmıştır.

Bu açıklamalara ve bir önceki bölümde yer alan yasal düzenlemelere göre;

- Sermaye yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunan iştiraklerden bedelsiz edinilen hisse senetleri nedeniyle aktifte değer olarak bir değişiklik yapılmaması,

- Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları dışındaki yatırım ortaklıklarının kâr yedeklerini sermayeye eklemesi sonucu, bu ortaklıklardan bedelsiz elde edilen hisse senetlerinin nominal bedeliyle aktife alınması, aynı tutarın gelir kaydedilmesi ve bu kurumlardan elde edilen kazançların iştirak kazancı istisnası kapsamına girmemesi nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulması,

- Diğer yatırım ortaklıkları ile kazancı kurumlar vergisine tabi diğer kurumların, kâr yedekleri kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunan iştirakten bedelsiz edinilen hisse senetlerinin nominal değeriyle aktife kaydedilmesi, aynı tutarın gelir kaydedilmesi ancak iştirak kazancı olarak kurumlar vergisinden istisna tutulması,

gerekmektedir.

3. İptal davasına konu olan düzenleme

Tebliğin iptal davasına konu olan paragrafının metni şu şekildedir:

“Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki halde de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan kârlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaktadır. Dolayısıyla, kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.”

4. Yürütmeyi durdurma kararının gerekçesi

Yukarıda yer alan paragrafın yürütmesini durduran Danıştay kararının gerekçesi incelendiğinde, şu hususlar dikkat çekmektedir:

- Sermayenin özkaynaklar kullanılarak artırılması, hem sermayede hem de pay sayısında artışa neden olmamakla birlikte, bu halde şirkete dışarıdan bir katkı söz konusu değildir. Bu nedenle, yapılan sermaye artırımının şirketin mal varlığını artırıcı bir etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, böyle bir sermaye artırımı nedeniyle oluşan payları temsil eden hisse senetlerinin ortaklara dağıtılması halinde ortakların mal varlığında bir artış meydana gelmemektedir.

- Kâr yedeklerinin sermayeye eklenmesi ile sermaye yedeklerinin sermayeye eklenmesi arasında, iştirak edenlerin mal varlığı yönünden bir farklılık bulunmamaktadır.

- Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde yer alan, kârın sermayeye eklenmesinin kâr dağıtımı sayılmayacağına ilişkin düzenleme, Kanun koyucunun sermayeye eklenen kârı ortaklar açısından elde edilmiş bir kazanç olarak kabul etmediğini göstermektedir.

- Sonuç olarak, kurum kazancı sermayeye eklenerek gerçekleştirilen sermaye artırımı sonucu elde edilen bedelsiz hisse senetleri nedeniyle iştirak kazancı elde edildiğinden bahsedilemez.

5. Yürütmeyi durdurma kararını kaldıran kararın gerekçesi

Danıştay Dördüncü Dairesinin yürütmenin durdurulması kararını kaldıran Vergi Dava Daireleri Kurulu kararında ayrıntılı gerekçeler yer almamakta, itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ve dosyadaki belgelerin incelenmesinden, davaya konu yapılan düzenleme yönünden İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde belirtilen şartların birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulmasında yasaya uygunluk görülmediği belirtilmektedir.

6. Davanın seyri ve olası sonuçları

Tebliğin ilgili bölümünün iptali istemiyle ilgili dava Danıştay Dördüncü Dairede devam etmektedir. Dava sonucunda düzenlemenin olası iptalinin doğrudan veya dolaylı olarak bazı kurumları ve vergileme konularını etkilemesi söz konusudur.

Karar metinlerinden, davanın aktifinde yatırım ortaklığı hisse senedi bulunan bir kurum tarafından açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Davanın ileride iptalle sonuçlanması durumunda, kâr yedeklerinin sermayeye eklenmesi sonucu, yatırım ortaklığından bedelsiz hisse alan söz konusu kurumun, aldığı bu hisseler nedeniyle vergi ödemesi gerekmeyecektir. Bu çerçevede, benzer şekilde kâr yedeklerini sermayesine ekleyen yatırım ortaklıklarından bedelsiz yeni pay edinen bütün kurumlar, bu karardan olumlu olarak etkilenecektir.

Öte yandan, kazançları üzerinden kurumlar vergisi ödeyen kurumların otağı olan kurumlar, iştirakin kâr yedeklerinin sermayeye eklenmesi sonucu yeni hisse edinmeleri durumunda, olası iptal kararının sonuçlarından olumsuz etkilenecektir.

Tebliğin dava konusu açıklamasına göre, bedelsiz hisse senedi alan kurum, bir taraftan aktifinde olan iştirakin alış bedelini aldığı yeni hisse bedeli tutarında artırırken, bir taraftan da aynı tutarı gelir kaydetmekte ve iştirak kazançları istisnasına konu etmektedir. Dolayısıyla iştirakin maliyet bedeli artmakta ancak vergi ödenmemektedir.

Danıştayın nihai kararının iptal olması durumunda bu kurumların, yeni edindikleri hisse senetleri nedeniyle iştirakin maliyet bedelini değiştirmemeleri, her hangi bir gelir de kaydetmemeleri gerekecektir. Bu aşamada sorun yoktur. Ancak, sahip olunan hisse senetlerinin elden çıkartılması durumunda, kazancın hesaplanmasında artırılmamış maliyet bedeli dikkate alınacağından, çok sayıda kurum için yeni bir vergi yükü ortaya çıkacaktır.

Özetle davanın tebliğin dava konusu açıklamasının iptali ile sonuçlanması durumunda karardan;

- Yatırım ortaklığına iştiraki olan az sayıdaki kurum olumlu,

- Diğer kurumlara iştiraki olan çok sayıda kurum ise olumsuz,

olarak etkilenecektir.

Öte yandan, davanın iptalle sonuçlanması durumunda;

- 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde,

- Konuyla ilgili başta 191 seri no.lu Tebliğ olmak üzere bazı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerinde ve

- Tek düzen hesap planında

bazı değişikliklerin yapılması beklenebilir.

https://www.vergiportali.com/Content.aspx?Type=BulletinD&Id=4160

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.