Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Müşteri memnuniyeti kapsamında yapılan indirimler PDF Yazdır e-Posta
16 Nisan 2014
Image

Müşteri memnuniyeti kapsamında yapılan hizmet bedeli indirimleri ve iadeleri, özellikle iletişim ve bilişim hizmetlerinin ifasında sıkça rastlanılan bir uygulamadır.

Tam ve gereği gibi ifa edilen ve bedeli de tahsil edilen, ancak salt müşteri memnuniyetini sağlamak amacıyla hizmet bedelinin bir kısmının ya da tamamının indirildiği veya iade edildiği durumlar vergi yazınında üzerinde durulmayan bir konudur.

Zira, vergi mevzuatı mal teslimlerinde alıcı tarafından yapılan iadelerin vergilemesini ayrıntılı bir şekilde düzenlemiş olmakla birlikte, hizmet ifalarında iadenin esasen mümkün olamayacağını, ancak hizmetin öngörüldüğü şekilde gereği gibi yapılamaması, eksik yapılması, hiç yapılmaması ya da işlemden vazgeçilmesi hallerinde ortaya çıkabileceğini öngörerek, sadece bu durumlar için düzenleme yapmıştır. Öyle ki, hizmet iadelerine ilişkin düzenlemeler kanun metinlerinde değil, ancak tebliğ düzenlemeleri ve özelge açıklamalarında kendine yer bulabilmiştir.

Hizmetin ifa edilmediği ancak ifadan önce faturanın düzenlenmiş olduğu durumlarda Vergi İdaresinin yaklaşımı, KDV Kanunu’nun 35’inci maddesi kapsamında, hizmet yapılmadan düzenlenen fatura karşılığı ödenen hizmet bedelinin, hizmetten vazgeçilmesi (hizmetin gerçekleşmemesi) halinde, bedeli peşin ödenmiş olan hizmetin gerçekleşmediği düzenlenecek iade faturasında belirtilerek kayıtların düzeltilmesi yönündedir. Nihai tüketicilere yönelik hizmetlerde ise uygulama, KDV Kanunu’nun 8/2 maddesi kapsamında hizmet belgesinin tüketiciden geri alınması ve tüketiciye gider pusulası imzalatılması yoluyla gerçekleştirilmektedir.

Müşteri memnuniyeti

Cevabını aradığımız soru ise; bir hizmet, alıcı ve satıcı tarafından önceden öngörüldüğü şekilde, tam ve eksiksiz olarak ifa edilerek fatura edildikten sonra, tahakkuk etmiş bir alacağın ödeme aşamasında, salt müşteri memnuniyetini sağlamak amacıyla ödenecek tutardan indirim sağlandığında bu tutarın niteliğinin ne olduğudur.

Öncelikle eleyelim, fatura sonrası iskontolarından bahsetmiyoruz. Hizmet satışına ilişkin fatura düzenlendikten sonra farklı saikle yapılan iskontolar her zaman karşı tarafın yaptığı ek bir çalışmanın/hizmetin/çabanın karşılığıdır. Erken ödeme iskontoları ve ciro iskontoları bu ek çalışmanın/hizmetin/çabanın karşılığı olup, ayrı bir hizmet ifası olarak faturaya konu edilmektedir. 

Yeter ki kal!

Örnekleyelim; herhangi bir iletişim veya bilişim hizmetinden, önceden belirlenen tarife uyarınca aylık abonelik tesisi yoluyla hizmet alan bir tüketici; tam ve gereği gibi ifa edilen ve tutarı da doğru olarak hesaplanan faturaya farklı saiklerle itirazda bulunabilir. Söz gelimi tarife paketini aştığı için, tarifeyi aşan kullanımı daha yüksek birim ücret üzerinden fiyatlanmış ve fakat kullanıcı basiretli davranamadığından bütçesini aşan bir fatura ile karşılaşmış olabilir.

Haklı ve haksız olmasından bağımsız olarak, tüketici fatura tutarını ödemek istemeyebilir. İlgili kişinin aboneliğini sürdürmesinin, hizmeti ifa eden alacaklı firma tarafından fatura tutarında bir indirim teklif edilmesiyle sağlanacağına kannat getirilmesi halinde, firma gelecekte elde edeceği gelir etkisini de göz önünde bulundurarak bazı aboneleri için pekala makul indirim teklif etmeyi ticari açıdan yerinde görebilir.

Alacağı gider yazmak

Vergi mevzuatında tahakkuk etmiş bir ticari alacağın sonradan gider kaydedilmesi belli durumlarda mümkün görülmüştür.

Bunlardan birincisi, şüpheli alacak müessesesidir. Vergi Usul Kanunu’nun 323’üncü maddesi uyarınca; dava veya icra safhasında bulunan alacaklar için, alacağın tahsili mümkün hale gelene kadar gider karşılığı ayrılabilmektedir. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan ve dava veya icra takibine değmeyecek küçük alacaklar için de şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmektedir.

Ne var ki, bahsedilen durumda satıcı firmanın dava açmak gibi bir niyeti olmadığı gibi ortada yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen abone tarafından ödeme yapılmaması  gibi bir durum da bulunmamaktadır. Satıcı firma, abonesi ile ihtilaf haline düşmek istemediği için indirime gitmektedir. Müşteri memnuniyeti kapsamında yapılan bir indirimde dava açma ya da yazı ile bir defadan fazla isteme zaten ihtimaller arasında olmayacaktır.

Vergi mevzuatında tahakkuk etmiş bir ticari alacağın sonradan gider kaydedilmesinin uygun görüldüğü ikinci durum ise vazgeçilen alacak müessesesidir. Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesi uyarınca; kazai bir hükme (mahkeme kararı) veya kanaat verici vesikaya (konkordato sözleşmesi, borçlunun ölümü sonrası mirasçıların mirası reddi vb.) göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacak olarak gider kaydedilebilmektedir.

Dikkat edileceği üzere, bahsedilen durumda “tahsiline imkan kalmayan alacak” niteliği henüz kazanılmamıştır. Tahsili hukuken ve iktisaden mümkün olabilir, abonenin mali durumu ve ödeme kabiliyeti ile ilgili bir engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu müessesenin de işletilebilmesi mümkün gözükmemektedir.

Nedir?

Vergi mevzuatında tahakkuk etmiş bir ticari alacağın sonradan gider kaydedilmesi için öngörülen müesseselerin tatbiki için gerekli şartların oluşmamış olması, uygulamacıları yapılan indirimin kanunen kabul edilmeyen gider niteliğinde olduğu sonucuna ulaştırmaktadır.

Ancak müşteri memnuniyeti kapsamında yapılan indirimi sadece açıkça öngörülen müesseselerle ilişkilendirmeye çalışmakla yetinmemeli.

Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi uyarınca, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinde ifade edildiği üzere, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan harcamalar, kurum matrahından indirim konusu yapılabilmektedir.

Temel yaklaşım, yapılan harcamanın kazançla ilgili olması ve kazancın elde edilmesi için gerekli olmasıdır.

Pazarlama gideridir

Firmaların iktisadi faaliyetini genişletme, emsal işletmelerle rekabet edebilme, üretim veya satışını yaptıkları mallara olan talebi artırma amacıyla yaptıkları harcamalar, mükellefler açısından pazarlama gideri niteliğini taşımakta ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesi uyarınca genel gider olarak değerlendirilebilmektedir.

İletişim ve bilişim sektöründe, aylık abonelik tesisi yoluyla satışa sunulan hizmetler açısından can alıcı nokta, hizmet ifasının sürekliliğinin sağlanmasıdır. Yapılan yüksek tutarlı sabit yatırımların geri dönüşü, tekil satışlardan ziyade, sürekli gelir getiren aboneliklerin sürdürülmesiyle mümkün olmaktadır.

Her geçen gün pazara dahil olan kullanıcıların, rakip işletmelere kaptırılmadan sürekli müşteri olarak aboneliklerinin devamını sağlamak amacıyla, kimi zaman genel uygulama haricinde abone lehine işlem tesis edilmesi bizatihi basiretli tücccar gibi davranmanın gereğidir.

Önceden belirlenen tarife uyarınca aylık abonelik tesisi yoluyla hizmet alan bir tüketicinin; tam ve gereği gibi ifa edilen ve tutarı da doğru olarak hesaplanan faturaya farklı saiklerle itirazda bulunması halinde, sürekli gelir getiren aboneyi kaybetmemek adına, tahakkuk etmiş bir alacak niteliğindeki fatura tutarının tahsilatında, kısmen ya da tamamen müşteri memnuniyetini sağlama gayesiyle indirime gidilmesi mümkündür.

Bu durumda, üstlenilen maliyetlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan pazarlama gideri olarak değerlendirilebilmelidir. Zira, kurumlar tarafından yapılan harcamaların gider olarak kaydedilebilmesi için gerekli temel koşul ilgili harcamanın kurumun ticari kazancının elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olmasıdır.

Dokümantasyon

Örneklenen müşteri memnuniyeti kapsamındaki fiyat indirimleri, abone tarafından yapılan ilave bir çabanın/hizmetin/çalışmanın karşılığı olmadığı için KDV’nin konusuna dahil edilmemeli ve ayrıca fatura ile belgelendirilmesi gerekmemelidir.

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan pazarlama gideri olduğunun tevsiki için sesli kayıt sistemindeki konuşma kayıtlarının muhafazası yeterli görülmelidir.

Ayrıca, bu kapsamda indirim sağlanan tüketicilerin aboneliklerini hangi oranda devam ettirdiklerine yönelik hazırlanacak raporlamalar, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi şartının sağlandığının ispatlayıcı dökümanları olarak muhafaza edilmelidir.

Müşteri memnuniyeti için yapılan indirimlere yakın zamanlara kadar rastlanılmamış olmasından gerek, vergi idaresinin bu konuda yapmış olduğu bir açıklama bulunmamaktadır. Her bir somut olay bazında, özelge talebi yoluyla idarenin görüşüne başvurulması şüphesiz en doğrusudur. Onur Elele

http://www.vergidegundem.com/tr_TR/blog?blogid=1907669

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti. / www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.