Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Faiz ve Kur Farkı Hesaplanmayan Borçlar Örtülü Sermaye Tutarının Hesabında Dikkate Alınabilir mi? PDF Yazdır e-Posta
24 Ekim 2012
Image

I- GİRİŞ

Örtülü sermaye müessesesi kurumlar vergisi matrahının aşınmasını önleyen önemli güvenlik müesseselerinden biridir. Örtülü sermaye müessesesi, kurumların doğrudan ya da dolaylı olarak ilişki içinde bulunduğu gerçek ya da tüzel kişilerden aldığı borçların yasal düzenlemelerde belirtilen şartların varlığı halinde sermaye olduğunun varsayılmasıdır. Sermaye olduğu varsayılan bu borçlar üzerinden hesaplanan faiz giderleri, kurumlar vergisi kanununun uygulanmasında, sermaye üzerinden hesaplanan faizler için geçerli olan vergisel hükümlere tabidir. www.ozdogrular.com

Kurumlara, sermaye olarak konulabilecek bir tutarın borç olarak verilmesinin çeşitli nedenleri olabilmektedir(1);

1- Sermayenin düzenli bir gelir getirme garantisi yok iken, verilen borç dolayısıyla düzenli olarak faiz alınarak bu riskten kaçınılmış olacaktır.

2- Borç ilişkisinde ortaklar, şirketin kâr veya zararda olup olmadığına bakmaksızın faiz elde etmekte, verdikleri borçları geri alabilmektedir.

3- Şirketin sorumlulukları ile borç arasında hiçbir ilişki kurulmamaktadır. İflas durumunda, sermayenin tamamının geri alınamaması veya yatırılandan daha az tutarda geri alınması olasılık dahilinde iken, borç verme yolu ile bu riskten de kaçınılmış olunmaktadır. www.ozdogrular.com

4- Şirket açısından, dağıtılan kâr payları gider olarak indirilememekte, buna karşılık ödenen faizler indirilebilmektedir.

5- Fonların uluslararası alanda rahat bir şekilde hareket etmelerini sağlayabilmek için sermaye yerine borç gibi verilmeleri tercih edilebilmektedir. Sermaye olarak konulan tutarın acil bir ihtiyaç halinde geri çekilmesi, kısa vadeli borç olarak verilen fonlara göre daha fazla zaman alabilecek ve formaliteleri daha fazla olabilecektir. Dolayısıyla fonların sermaye olarak bağlanması yerine borç olarak verilmesi tercih edilebilecektir.

Yukarıda sayılan gerekçeler, örtülü sermaye müessesesinin varlık sebebinin sadece vergisel saiklere dayanmadığını ortaya koymakla birlikte uygulamada örtülü sermaye yalnızca vergi kanunlarında düzenleme alanı bulmuştur. Çünkü, gerek ulusal bazda gerekse uluslar arası kuruluşlar nezdinde yapılan düzenlemeler vergi matrahlarının azalmasını önleme amacına odaklanmaktadır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 13. maddesi de bu amaca uygun olarak “örtülü sermaye” müessesesine ilişkin tanımlama ve düzenlemelere yer vermiş ve 11. maddede örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz ve kur farklarının kurum kazancından indirilemeyeceğini hüküm altına almıştır. Bu yolla, ilişkili kişilerden temin edilen borçların özsermayenin üç katını aşan kısmına isabet eden faiz, kur farkı ve benzeri giderlerin kanunen kabul edilmeyen gider olarak tanımlanması suretiyle vergi matrahının aşındırılmasının önüne geçilmesi amaçlamıştır.

Bu yazının konusu ise, ilişkili kişilerden yapılan borçlanmaların faiz, kur farkı ve benzeri bir gider hesaplanmayan (ve dolayısıyla vergi matrahının aşınmasına sebep olmayan) kısımları örtülü sermaye tutarının hesaplanmasında dikkate alınıp alınmayacağıdır. 

II- ÖRTÜLÜ SERMAYENİN KOŞULLARI VE HESAPLANMASINA İLİŞKİN YASAL MEVZUAT

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12. maddesine göre “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır.”

Buna göre kurum tarafından temin edilen bir borcun örtülü sermaye sayılması için,

● Doğrudan veya dolaylı olarak ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilmesi,

● İşletmede kullanılması,

● Bu şekilde kullanılan borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşması

gerekmekte olup, bu şartları taşıyan borçlanmalar için hesaplanan faiz, kur farkı ve benzeri giderler KVK’nın 11/1-b maddesi uyarınca kurum matrahından indirim konusu yapılamaz. www.ozdogrular.com

Yukarıda sayılan şartlara ilişkin olarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde(2) yapılan açıklamalar ise şöyledir:

“…

12.1.3. Borcun doğrudan veya dolaylı olarak temin edilmesi

Borcu kullanan kurumun, borcu ortaklık ilişkisi olan bir kurumdan veya ortakları ile ilişkili bir başka kurumdan doğrudan temin etmemesi örtülü sermayenin mevcut olmayacağı anlamına gelmemektedir.

Borcun, ortak veya ortakla ilişkili kişiden ancak üçüncü kişi üzerinden dolaylı olarak temin edilmesi durumunda da örtülü sermaye söz konusu olabilecektir. Dolaylı olarak temin edilen borçlanmalarda araya birden fazla kurumun girmesi borcun örtülü sermaye olarak kabul edilmesine engel teşkil etmemektedir.

 

Örneğin; Kurum (B), Kurum (A)’nın %70 oranında ortağıdır. Kurum (B), hem kendisi hem de ortağı olan Kurum (A)’nın ortaklık ilişkisi içinde olmadığı Kurum (C)’ye, Kurum (C) de Kurum (A)’ya borç vermiştir. Bu durumda, Kurum (A)’nın kendi ortağı olan Kurum (B)’den Kurum (C) üzerinden dolaylı olarak borç temin ettiği kabul edilecek ve diğer şartların varlığı halinde bu borçlanma örtülü sermaye sayılacaktır.

 

12.1.4. Borcun işletmede kullanılması gereği

Örtülü sermayeden söz edilebilmesi için borcu alan kurumun bu borcu işletme veya yatırım harcamalarında kullanması gerekmektedir. Bu borcun aynı şartlarla diğer başka bir kuruma aktarılması halinde, işletmede kullanılan bir borçtan söz etmek mümkün olmayacak ve bu borçlanma nedeniyle örtülü sermaye oluşmayacaktır.

 

Örneğin; Kurum (A), Kurum (B)’nin %60 oranında, Kurum (B)’de Kurum (C)’nin aynı oranda ortağıdır. Kurum (B), Kurum (A)’dan aldığı 1.000.000 YTL borcun yarısını aynı şartlarla Kurum (C)’ye borç vermiştir. Bu durumda, Kurum (B)’nin Kurum (A)’dan almış olduğu borcun yarısı, işletmede kullanılmadan devredildiğinden, borcun bu tutar kadar kısmının Kurum (B) için örtülü sermaye olduğundan söz edilemez. Diğer taraftan, Kurum (C)’nin kullandığı borç tutarı her halükarda örtülü sermaye hesabında dikkate alınacaktır.

Buna karşılık borcu kullanan kurumun aynı zamanda borç kullandığı ortak veya ortakla ilişkili kişiden alacağının olması durumunda örtülü sermayenin varlığının tespitinde bu kurumdan olan alacağın bu kuruma olan borca mahsup edilmesi söz konusu olmayacaktır.

 

12.1.5. Borcun öz sermayenin üç katını aşması

Ortak veya ortakla ilişkili kişiden temin edilip işletmede kullanılan borçların örtülü sermaye olarak kabul edilebilmesi için bu borçların hesap döneminin başındaki öz sermayenin üç katını aşması gerekmektedir.

Dolayısıyla, ortak veya ortakla ilişkili kişilerden yapılan borçlanmalarda, bu kişilerden alınan borçların toplamının hesap dönemi başındaki öz sermayenin üç katı ile karşılaştırılması ve bu oranı aşan borç tutarlarının oranı aştıkları sürece ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye olarak dikkate alınması gerekmektedir. www.ozdogrular.com

 

Yabancı para üzerinden yapılan borçlanmalara ilişkin borç/öz sermaye hesabında, her bir borcun alındığı tarihte geçerli olan döviz kuru esas alınacaktır. Yabancı para üzerinden alınan borcun vadesinin izleyen yıla sarkması halinde, izleyen yıl için söz konusu hesaplama, borcun ödenmeyen tutarının bilanço günü itibarıyla Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değerlenmiş tutarı esas alınmak suretiyle yapılacaktır.

Ortakların işletmeye kullandırdığı borçların kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, diğer şartların da gerçekleşmesi halinde örtülü sermaye olarak değerlendirilmiştir. Bu karşılaştırma sırasında; ortak veya ortakla ilişkili kişi olmakla birlikte ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan banka veya benzeri kredi kurumlarından yapılan borçlanmalar %50 oranında dikkate alınacaktır. Yalnızca ilişkili şirketlere finansman temin eden kredi şirketlerinden yapılan borçlanmalarda %50 oranı dikkate alınmayacak olup genel kurallar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

Banka, Türkiye’de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre faaliyette bulunan bir bankayı; banka benzeri kredi kurumu, esas faaliyet konusu mevduat benzeri veya özel cari ve katılma hesapları benzeri hesaplar yoluyla fon toplayan ve kredi kullandıran kurumları; yurt dışında ise bulunduğu ülkede 5411 sayılı Kanun benzeri bir kanun ile ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve yaptırımları olan bir mevzuat çerçevesinde yukarıda belirtilen benzer faaliyetlerde bulunan kurumları ifade etmektedir.

…”

Gerek KVK’nın 12. maddesi ve bu maddenin gerekçesinde gerek 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde ortak ya da ortakla ilişkili kişilerden kullanılan borçların örtülü sermaye sayılması için gereken şartlar arasında bu borca ilişkin faiz, kur farkı ve benzeri bir giderin hesaplanması ve/veya ödenmesi koşul olarak sayılmamıştır. Ancak, herhangi bir gider unsuru ihtiva etmeyen borcun örtülü sermaye tutarının ve buna bağlı olarak hesaplanacak kanunen kabul edilmeyen gider tutarının hesabına etki etmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Bu görüşümüz bir sonraki bölümde gerekçelendirilecektir.

III- FAİZ, KUR FARKI VB. GİDER UNSURU İÇERMEYEN BORÇLAR ÖRTÜLÜ SERMAYENİN HESABINDA DİKKATE ALINAMAZ

Örtülü sermaye, esasen, kurumların özsermaye üzerinden hesaplanan faizleri gider yazamayacağına ilişkin hükmün, mükelleflerce dolaylı yollardan bertaraf edilmesini önleme amacı taşıyan bir vergi güvenlik müessesesidir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan “sermaye üzerinden hesaplanan faizlerin matrahtan indirilemeyeceği” hükmü de matrahın aşınmasını engelleme amacı taşımaktadır. Bu hükmün özel hukuk ilişkisini herhangi bir etkisi yoktur. Kurumlar özsermaye üzerinden hesapladığı faizleri matrahtan indirim konusu yapamamakta; ancak bu faizler, özel hukuk ilişkisi bakımından tüm sonuçları itibariyle hüküm doğurmakta ve borç ilişkisinin tüm unsurlarının var olduğu bir işlem tesis edilmektedir. Sermaye üzerinden hesaplanan faizlerin matrahtan indirilememesi hükmü yalnızca vergi matrahının tespitine ilişkin bir hüküm olup, ortada ne bir muvazaa ne de bunun vergi hukukundaki karşılığı olan peçeleme vardır. Örneğin ortak, sermaye için yürütülen faiz alacağını talep ve takip hakkına sahiptir ve yetkili organların ve alacaklı ortağın kararıyla bu faiz gelirinden kaynaklanan alacağını kurum nezdindeki sermayesine ekleyebilir. Ancak, bu faiz alacakların hiçbiri mali kârın ve kurumlar vergisi matrahının hesabında indirim konusu yapılamaz.

Yukarıda özsermaye üzerinden hesaplanan faizler için yapılan tüm açıklamalar, örtülü sermaye hesabında dikkate alınan borçlar için de geçerlidir. Yani, örtülü sermaye olarak addedilen borçlar sadece kurumlar vergisi matrahının tespiti bakımından geçerli olup, özel hukuk bakımından ortak ya da ortakla ilişkili kişi ile kurum arasında borç ilişkisi tüm unsurlarını ihtiva edecek şekilde kurulmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalara paralel olarak, ortak ya da ortakla ilişkili kişi, alacağını talep ve takip etme hakkına sahiptir ve örtülü sermaye müessesesi söz konusu borcun özel hukuktaki karşılığına hiçbir etki yapmaksızın yalnızca bu borç nedeniyle ortaya çıkan giderlerin kurum matrahının tespitinde indirim konusu yapılamayacağını belirtmektedir. Bir diğer anlatımla Kanun’da sayılan şartları sağlayan borçları örtülü sermaye olarak varsaymak suretiyle “sermaye üzerinden hesaplanan faizlerin kurum matrahının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı” hükmünün kapsamını ortak ve ortakla ilişkili kişilerden temin edilen borçlar yönünden genişletmektedir. www.ozdogrular.com

Gerek özsermaye, gerek örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faizlerin vergi kanunları bakımından matrahı azaltıcı bir unsur olarak dikkate alınamamasının bir diğer sonucu ise, kurumların ortak ya da ortakla ilişkili kişilerden yaptıkları borçlanmaların tamamının değil, sadece özserma-yenin üç katının aşan kısma isabet eden bölümünün gider olarak dikkate alınamayacak olmasıdır. Bu düzenleme, mükelleflere bu limite kadar olan borçlanmalar nedeniyle hesaplanacak ve/veya ödenecek faiz, kur farkı ve benzeri giderler için kurum kazancından indirim hakkı sağlamakta olup, özsermayenin üç katına kadar yapılan borçlanmaların kurumların finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacına dönük olduğu varsayılmıştır. Ancak üç katı aşan borçlanmaların ve bu borçlanmaya ilişkin giderlerin özsermaye üzerinden hesaplanan faizlerin tabi olduğu vergisel sonuçlara tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Ortaya çıkan bu iki sonuç, örtülü sermaye sayılan bir borcun sadece bu nedenle vergi kanunları yönünden bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı, örtülü sermaye sayılan borçların ancak matraha etki yaptığı anda vergi hukukunun alanına girdiğidir. Dolayısıyla verilen bir borcun örtülü sermaye olarak addedilmesi ne vergi kanunlarında ne de diğer kanunlarda herhangi bir yaptırıma bağlanmamıştır. Zira, KVK’nın 12. maddesi örtülü sermaye tanım, kapsam ve şartlarını belirlemekle birlikte, bunların mükellef kurum açısından vergi kanunları karşısında nasıl bir sonuç doğuracağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak matrahtan indirimi kabul edilmeyen giderleri düzenleyen KVK’nın 11. maddesinde örtülü sermayeye isabet eden faiz kur farkı ve benzeri giderlerin matrahtan indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu durum bize, matrah üzerinde etki yaratmayan borçlanmaların örtülü sermaye tanımına girse bile, özsermayenin üç katının aşılıp aşılmadığının belirlenmesi aşamasında dikkate alınmaması gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle, örtülü sermayenin hesaplanması sırasında ortak ya da ortakla ilişkili kişiden temin edilen borcun özsermayenin üç katını aşıp aşmadığının tespiti sırasında, kurumlar vergisi matrahına bir etkisi olmayan, yani faiz, kur farkı ve benzeri bir gider unsuru taşımayan bir borçlanmanın dikkate alınması mümkün değildir. Çünkü, yapılan borçlanma vergisel bir etki doğurmadığı için kurumlar vergisi kanunu bakımından bir sonuç yaratmayacaktır. www.ozdogrular.com

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi hususunda aşağıda yer alan örnek faydalı olacaktır:

Örnek: (A) Gıda A.Ş.’nin dönem başı özsermayesi 1.000.000 TL’dir. (A) Gıda A.Ş., 01.01.2010 tarihinde ortakları (B) ve (C)’nin her birinden 6.000.000 TL (toplam 12.000.000 TL) borç almıştır. 2010 yılında kurum tarafından (B) ve (C)’ye herhangi bir geri ödemede bulunulmamıştır.

Kurum tarafından dönem sonunda ortak (B) için 600.000 TL tutarından faiz gideri hesaplanmış ve bu tutar kurumlar vergisi matrahından indirilmiştir. Ortak (C)’ye olan borç için ise herhangi bir faiz tahakkuku yapılmamıştır.

Bu durumda kurumun dönem başı özsermayesinin üç katı  tutarı (1.000.000 x 3=) 3.000.000 TL’dir. Kurumun ortaklarından kullandığı borçlardan sadece faiz tahakkuk ettirilen ortak (B)’den kullanılan 6.000.000 TL’lik borç ile (1. DURUM), ortak (B) ve (C) ye olan tüm borç tutarı olan 12.000.000 TL için hesaplanan örtülü sermaye tutarı (2. DURUM) ve her iki durumda ortaya çıkan kanunen kabul edilmeyen faiz gideri tutarları aşağıdaki gibidir. www.ozdogrular.com

1. DURUM

 

2. DURUM

1. Durum ile 2. Durum Arasındaki Kanunen Kabul Edilmeyen Faiz Gideri Farkı   (G=F-C)

Ortak (B) Tarafından Verilen Borç Tutarı   (A)

Ortak (B)’nin Verdiği Borç Dikkate Alınarak Hesaplanan Örtülü Sermaye   (B=A-3.000.000)

Kanunen Kabul Edilmeyen Faiz Gideri (C= B/A*600.000)

 

Ortak (B) ve Ortak (C)  Tarafından Verilen  Toplam Borç Tutarı   (D)

Her İki Ortağın Verdiği Borçlar Dikkate Alınarak Hesaplanan Örtülü Sermaye     (E= D-3.000.000)

Kanunen Kabul Edilmeyen Faiz Gideri (F= E/D*600.000)

6.000.000,00

3.000.000,00

300.000,00

 

12.000.000,00

9.000.000,00

450.000,00

150.000,00

Tablodan görüleceği üzere, kurumun Ortak (C)’den temin ettiği ve üzerinden faiz gider hesaplanmayan (dolaysıyla kurumlar vergisi matrahını etkilemeyen) borç tutarı dikkate alınmadan yapılan hesaplamada kanunen kabul edilmeyen faiz gideri 300.000 TL iken, Ortak (C)’den temin edilen ve üzerinden faiz gideri hesaplanmayan borç tutarı dikkate alındığında kanunen kabul edilmeyen faiz gideri 450.000 TL’ye yükselmektedir. Bu durumda mükellef kurumun vergi matrahı 150.000 TL artmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında üzerinden faiz gider hesaplanmayan borç tutarlarının örtülü sermaye tutarının hesaplanması sırasında dikkate alınması durumunda kanunen kabul edilmeyen faiz gideri artmaktadır. Her ne kadar örtülü sermayenin hesaplanması bakımından faiz gideri hesaplanan borçlanmaların hesaplamada dikkate alınmayacağına dair bir hüküm kanun lafzında bulunmuyor olsa da, örtülü sermaye kurumlar vergisi matrahının aşındırılmasını önlemeyi amaçlayan bir vergi güvenlik müessesesidir. Bu nedenle faiz gideri hesaplanamayan ve buna bağlı olarak vergi matrahına etki etmeyen borçlanmaların örtülü sermaye hesaplamasında dikkate alınmasının ve buna bağlı olarak artan örtülü sermaye tutarı nedeniyle kanunen kabul edilemeyen faiz gideri tutarının artmasının vergi güvenlik müessesesinin amacı dışına  çıkarak haksız vergileme sonucunu doğuracağı kanaatindeyiz. www.ozdogrular.com

IV- SONUÇ

Kurumlar vergisi matrahının korunmasını güvence altına almayı amaçlayan örtülü sermaye müessesesinin uygulanmasında ortak ve ortakla ilişkili kişiden temin edilen ve üzerinden faiz gideri hesaplanmayan (dolayısıyla vergi matrahına etki etmeyen) borçlanmaların örtülü sermayenin hesaplanmasında dikkate alınması, örtülü sermaye sayılacak tutarı ve bu yolla da kanunen kabul edilmeyen faiz gideri tutarını arttıracaktır. Vergi matrahına herhangi bir etki oluşturmayan bir borçlanmanın örtülü sermaye hesabında dikkate alınmak suretiyle kanunen kabul edilmeyen gider tutarını haksız yere arttıracağı ve bu uygulamanın örtülü sermayenin vergi güvenlik müessesesi olma amacının dışına çıkacağı mükellef aleyhine haksız vergilemeye yol açacağı kanaatindeyiz.

Nadir GÜLHAN*

Yaklaşım

*           Vergi Müfettişi (E. Hesap Uzmanı)

()         Bu makaledeki görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.

(1)         Hüseyin IŞIK, Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye, Maliye Bakanlığı, APPK Başkanlığı, Yayın No: 2005/370

(2)         03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.