Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
5510 Sayılı Kanun’da Dul Aylığı Bağlanmasının Esasları PDF Yazdır e-Posta
03 Şubat 2011

Image

5510 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (7) numaralı bendinde hak sahibi kavramı; “sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babası” olarak tanımlanmıştır.

I- GİRİŞ

Mülga 5434 sayılı Kanun’un 67. maddesine göre, karı ve koca “dul”, çocuklar, ana ve baba ise “yetim” olarak adlandırılmaktadır. Sosyal güvenlik sistemine göre eşlerden birinin vefatı halinde hayatta kalan eşe gerekli şartları sağlaması halinde dul aylığı bağlanmaktadır.

Dul aylığı alanların durumlarını 01 Ekim 2008’den öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmak gerekiyor. Öncelikle 1 Ekim 2008’den önce kim ne kadar dul aylığı alıyorsa bu aylıklar müktesep hak olarak alınmaya devam edilecektir. Yani 506 Sayılı Sosyal Sigortalar, Bağ-Kur ve T.C Emekli Sandığı yasalarına göre bağlanan aylıkların ödenmesine devam edilecektir. Ölüm 01 Ekim 2008’den önce vukuu bulmuşsa işlemler yine mülga (eski) kanunlara göre yürütülecektir. 5510 sayılı Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre işlem yapılması için ise olayın (ölüm-maluliyet) 01 Ekim 2008’den sonra meydana gelmesi gerekmektedir.

Makalemizin konusunu 5510 sayılı Kanunla getirilen yeni düzenlemeler ışığında ölen eşinden dolayı dul aylığı alma şartları, bu şartların hangi hallerde kaybedileceği ve aylığın hangi hallerde yeniden bağlanabileceği hususları oluşturmaktadır.


II- DUL AYLIĞINA HAK KAZANMA ŞARTLARI

Dul aylığı bağlanması, 5510 sayılı Kanun’dan kaynaklanan bir hakkın kullanılması sonucu meydana gelen ve Kanun’da belirlenen koşulları taşıyan kimselere tanınan bir haktır. Bu nedenle, ölen bir kimsenin alacaklarına ve borçlarına halefiyette, yasal mirasçıların sorumluluğu Türk Medeni Kanunu’nda yer alan hükümlere tabi olup, 5510 sayılı Kanunla herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre mirası reddetme ve miras hakkından düşürülme 5510 sayılı Kanun kapsamında hak sahibi olma niteliğini ortadan kaldırmaz.

Sigortalının ölümü ile dul kalan eşe gelir bağlanabilmesi, ölüm tarihinde sigortalı ile Türk Medeni Kanunu’na uygun olarak evlilik ilişkisinin bulunmasına bağlıdır. Eşlerin dini nikâhla evlenmiş olması ya da birlikte yaşamaları, hak sahibi olma niteliğini kazandırmaz.

Eşin, 5510 sayılı Kanuna veya yabancı ülke mevzuatına tabi çalışması veya buralardan aylık veya gelir alması gelir bağlanması’ na engel oluşturmaz.

Yeni yasa yürürlüğe girdiği tarihe kadar SSK’lıların eş ve çocuklarına 900 gün prim ödemesiyle, Bağ-Kurluların eş ve çocuklarına 1800 gün prim ödemesiyle dul ve yetim aylığı bağlanırken, Emekli Sandığında dul yetin aylığı için 10 yıl prim ödeme şartı aranıyordu. Kanunla kurulu üç sosyal güvelik kurumunda ölüm aylığı bağlanması konusunda haksız ve adaletsiz bir uygulama söz konusuydu. Bu bağlamda, 1 Ekim 2008 tarihine kadar olan uygulamada emekli sandığı,10 tam yıl fiili hizmet süresi olmayan ölen iştirakçinin eşine ölüm aylığı (dul aylığı) bağlanmıyordu. Ancak, 10 yıl fiili hizmet süresi olmamakla birlikte, 5 yıldan fazla hizmet süresi olan iştirakçinin malul ve muhtaç olan eşine ölüm aylığı bağlandı. Ancak 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni yasa emekli sandığı iştirakçilerinin mağduriyetine yol açan bu uygulamayı değiştirdi ve 5 yıl fiili hizmet süresi olanların eş ve çocuklarına dul ve yetim aylığı bağlanmasının yolunu açtı. 5434 sayılı Kanun’da dul ve yetimlere aylık bağlanabilmesi için aranılan 10 yıllık süre 5510 sayılı Kanunla 5 yıllık süreye indirilmiştir.

Arazi, ev, arsa gibi gayrimenkul sahibi olmak, dahası parasal varlığa sahip olmak kendisiyle nikâhlıyken ölen eşinden dolayı dul aylığı bağlanmasına engel değildir[1].

Ayrıca, 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.

Unutulmaması gereken bir diğer husus, yukarıda yer alan şartların hem kadın hem de erkek eşler için geçerli olduğudur.


III- EŞE BAĞLANACAK GELİRİN ORANI

Ölüm aylığı bağlanma aşamasında, öncelikle aylık bağlamaya esas aylık miktarı belirlenmekte, belirlenen bu miktar aylık bağlama oranları ile çarpılmak suretiyle bağlanacak aylık miktarı hesap edilmektedir.

Sigortalının dul eşine %50’si; gelir bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise Kanun’un 5. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç 5510 sayılı Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde %75’i oranında gelir bağlanır.

Gelir alan çocuğunun bulunması veya çalışması nedeniyle %50 oranında dul aylığı bağlanan eşlerin, ileride çocukların hak sahibi durumundan çıkması veya kendi sigortalılıklarının sona ermesi halinde gelir oranları, çocukların gelirlerinin kesildiği veya kendi sigortalılığının sona erdiği tarihi izleyen aybaşından itibaren %75’e yükseltilir.

Kural olarak kanunla eş ve çocuklar için belirlenen hisse oranları değiştirilemez. Ancak, sigortalının ölümü ile hak sahibi eş ve çocuklarına bağlanan gelirlerin toplamı, sigortalıya ait geliri geçemeyeceğinden, tespit edilen oranlara göre hesaplanan gelirin sigortalıya ait dul aylığının tutarını aşması halinde, hak sahiplerinin gelirlerinden orantılı olarak indirim yapılır.


IV- DUL AYLIĞININ KAYBEDİLMESİ ŞARTLARI

Dul aylığı, diğer koşulları devam etmek kaydıyla eş yaşadığı sürece ödenir. Ölümü halinde ölüm tarihini izleyen ödeme dönemi başından kesilir. Ayrıca dul eşe bağlanan gelirler hak sahibi olma koşullarının ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Sigortalının dul eşi evlendiğinde, bağlanmış bulunan dul aylığı evlenme tarihini takip eden dönem başından itibaren kesilir. Gelirin kesilmesine neden olan evlenmenin, ölüm veya boşanma nedeniyle son bulması halinde, kesilmiş bulunan gelir eşin talebi üzerine yeniden bağlanır. Sonradan evlendiği eşinin ölümü nedeniyle, ikinci eşinden de dul aylığına hak kazanan dul eşe, bu gelirlerden tercih ettiği geliri bağlanır.

Geçmiş dönemdeki uygulamalar sonucu edinilen tecrübeler dikkate alınarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunuyla yeni bir hükmün getirilmiştir.[2]

Bahse konu düzenleme 56. maddenin son fıkrasına eklenmiş olan hükümle yapılmıştır. Hüküm;

“Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.”

Söz konusu hüküm ile muvazaalı boşanma engellenmek istenilmektedir. Muvazaalı boşanmanın amacını, sosyal güvenlik kanunlarında dul ve muhtaçlık şartına bağlı aylık alma şartlarını hileli olarak taşımak olarak izah etmek mümkündür.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndan önceki sosyal güvenlik kanunlarında boşandığı eşiyle birlikte yaşayanlara ödenen aylıkların ne olacağı konusunda bir hüküm bulunmamakta iken; yeni getirilen hüküm, bu surette boşanmaların tespiti halinde aylıklarının kesilmesi, borç çıkarılması, faiziyle birlikte geri alınması ve suç duyurusunda bulunulmasını sağlamış bulunmaktadır.

Muvazaalı boşanan eşlerin birlikte yaşadıklarının tespitinde, Kurum sosyal güvenlik kontrol memurlarınca çevre soruşturması ve mahallinde yapılacak araştırma neticesinde düzenlenecek olan değerlendirme ve tespit raporu ile mahallinden sorumlu kolluk kuvvetleri ve savcılık soruşturması neticesinde düzenlenen belgeler esas alınmaktadır. Konuyla ilgili olarak sosyal güvenlik il müdürlüklerine/merkezlerine yapılan ihbar ve şikâyetler üzerine gerekli araştırma, değerlendirme ve tespit işlemlerine ilişkin işlemler, ilgili müdürlük/merkezlerce yapılmaktadır.

5510 sayılı Kanun’un 56. maddesi kapsamında kendisinden aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği, sürekli iş göremez hale veya malul duruma getirdiği gibi hususların yargı kararıyla sonradan tespit edilmesi halinde de bağlanmış olan aylık kesilir ve sonucuna göre işlem yapılır.

Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık tutarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi halinde gelir veya aylık tutarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir.


V- DUL AYLIĞI BAĞLANMAYACAK EŞLER

Ölen sigortalının hak sahiplerinden;

- Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malul duruma getirdiği,

- Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldıkları hususunda kesinleşmiş yargı kararı bulunan kişilere gelir veya aylık ödenmez.


VI- AYLIK VE GELİRLERİN BİRLEŞMESİ DURUMU

Kanun’un 54. maddesinde uzun ve kısa vadeli sigorta kolları bakımından aylık ve gelirlerin birleşmesi durumu açıklanmıştır.


A- UZUN VADELİ SİGORTA KOLLARIN BAKIMINDAN

Malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı,

Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı,

Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de aylığa hak kazananlara tercih ettiği aylığı bağlanır.


B- KISA VADELİ SİGORTA KOLLARIN BAKIMINDAN

Sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki geliri,

Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm gelirine hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak geliri,

Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de gelire hak kazananlara tercih ettiği geliri bağlanır.


VII- SONUÇ

Öncelikle 1 Ekim 2008’den önce kim ne kadar dul aylığı alıyorsa bu aylıklar müktesep hak olarak alınmaya devam edilecektir. Ölüm 01 Ekim 2008’den önce vukuu bulmuşsa işlemler yine mülga (eski) kanunlara göre yürütülecektir. Dul aylığı bağlanması hususunda 5510 sayılı Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre işlem yapılması için ise olayın (ölüm-maluliyet) 01 Ekim 2008’den sonra meydana gelmesi gerekmektedir.

Bilindiği üzere sigortalının ölümü ile dul kalan eşe gelir bağlanmaktadır. Ancak, dul kalan eşin ölüm tarihinde sigortalı ile Türk Medeni Kanunu’na uygun olarak evlilik ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Eşin, 5510 sayılı Kanuna veya yabancı ülke mevzuatına tabi çalışması veya buralardan aylık veya gelir alması gelir bağlanmasına engel oluşturmaz. Arazi, ev, arsa gibi gayrimenkul sahibi olmak, dahası parasal varlığa sahip olmak kendisiyle nikâhlıyken ölen eşinden dolayı dul aylığı bağlanmasına engel değildir.

Yeni yasa yürürlüğe girdiği tarihe kadar Emekli Sandığında dul yetin aylığı için 10 yıl prim ödeme şartı aranıyordu. 5434 sayılı Kanun’da dul ve yetimlere aylık bağlanabilmesi için aranılan 10 yıllık süre 5510 sayılı Kanunla 5 yıllık süreye indirilmiştir.

Sigortalının dul eşi evlendiğinde, bağlanmış bulunan dul aylığı evlenme tarihini takip eden dönem başından itibaren kesilir. 5510 sayılı Kanun’unla, boşandığı eşiyle birlikte yaşayanların tespiti halinde aylıklarının kesilmesi, borç çıkarılması, faiziyle birlikte geri alınması ve suç duyurusunda bulunulması yolu getirilmiştir.


Ayhan KURT*
Yaklaşım


(*) SGK Müfettişi, Çalışma Ekonomisi Uzmanı

[1] Şevket TEZEL, “Üzerinde Tapu Olan Annem Babamdan Dolayı Dul Aylığı Alabilir mi?”, Sözcü Gazetesi,16.01.2010.
[2] http://finans.mynet.com/haber/AnaSayfaHaberler/16Eylul2010/O...