Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Kooperatif Genel Kurulunu süresinde Toplantıya çağırmayan Yönetim Kurulu Üyelerinin Cezai Sorumluluğu PDF Yazdır e-Posta
17 Aralık 2010

Image

Kooperatifler, fertlerin tek başlarına yapamayacakları veya birlikte yapmalarında yarar bulunan işleri, en iyi biçimde ve uygun fiyata yapmak üzere dayanışma suretiyle ekonomik güçlerini bir araya getirmeleriyle oluşan özel hukuk tüzel kişileridir.

I- GİRİŞ

Kooperatiflerin kuruluş amacı, şahıs ve sermaye şirketleri gibi kâr elde edip ortaklara dağıtmak değil, ortakların belirli ekonomik menfaatlerini ve ihtiyaçlarını sağlayıp korumaktır.

Kooperatiflerin kuruluşları, organları, üst kuruluşları, dağılmaları, denetimleri ve ortaklarıyla ilgili hususlar, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda[1] düzenlenmiştir[2]. 1988 yılında çıkartılan 3476 sayılı Kanunla[3] 1163 sayılı Kanun’da köklü değişiklikler yapılmıştır. Kooperatifler Kanunu’na eklenen Ek 2. madde ile Kanun’da yer alan birçok hükme aykırı davranış cezai yaptırıma bağlamıştır.

Ek 2. madde ile getirilen cezai hallerden biri de “genel kurulu olağan toplantıya çağırmama” şeklindeki ihmali hareket nedeniyle, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin hapis ve adli para cezalarıyla cezalandırılmasıdır. Bu düzenleme ile kooperatif yöneticilerinin genel kurulu zamanında toplantıya çağırarak ortakların denetiminden kaçmaması, geçmiş yılın faaliyetleri hakkında ortaklara zamanında bilgi sunması, genel kurulun yetkisine giren işlerin çözümlenmesi, gelecek yıl içinde yapılacak işlerin vaktinde kararlaştırılması, kooperatifin yıl sonu bilançosu ile gelir gider farkı hesabının ortakların incelemesine ve tasdikine yine zamanında sunulması amaçlanmış[4], bu şekilde kooperatif ortaklarının hak ve menfaatlerinin ihlal edilmesi önlenmek istenmiştir.

Bu çalışmamızda, kooperatif genel kurul toplantılarının ne zamana kadar yapılması gerektiği, yapılmaması halinde yöneticilerin hangi cezalarla karşı karşıya kalacağı, 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Kooperatifler Kanunu’nun Ek 2. maddesinde ne gibi değişiklikler yapıldığı üzerinde durulmuştur.

II- KOOPERATİF GENEL KURUL TOPLANTILARININ YAPILMA ZA-MANI

3476 sayılı Kanunla Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesine; “Kooperatif genel kurulları olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az bir defa yapılması zorunludur.” hükmü eklenmiştir.

Maddenin değişiklik yapılmadan önceki halinde, kooperatif genel kurullarının ne şekilde toplanacağına ve toplantının ne zamana kadar yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktaydı[5]. Dolayısıyla, 3476 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih olan 25.10.1988’e kadar, bu konuda Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesindeki[6] yollamadan hareketle, TTK’nın 364. maddesindeki “Olağan toplantı her hesap devresi sonundan itibaren üç ay içinde ve en az yılda bir defa yapılır.” şeklindeki hüküm, kooperatiflerde de uygulanmaktaydı.

Ancak, 3476 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte, TTK’daki hükmün uygulanmasına son verilmiş ve kooperatiflerde olağan genel kurul toplantıları her hesap devresi sonundan itibaren 3 ay içinde değil, 6 ay içinde yapılmaya başlanmıştır.

Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesinde olağan genel kurul toplantılarının “hesap devresinin (döneminin) sonundan itibaren” yapılacağı belirtilmiş, ancak hesap döneminin ne olduğu anılan Kanun’da gösterilmemiştir. Bununla birlikte, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 174. maddesinde “hesap dönemi”nin ne olduğu açıklanmış olup, buna göre mezkur maddede defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı (1 Ocak-31 Aralık) olduğu, takvim yılı dönemini faaliyet ve işlemlerin mahiyetine uygun bulmayanların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı’nca 12’şer aylık özel hesap dönemlerinin belli edilebileceği belirtilmiştir.

Belli alanda faaliyet gösteren kooperatifler hariç olmak üzere, uygulamada birçok kooperatif hesaplarını takvim yılına göre tutmaktadır. Takvim yılını kabul eden kooperatiflerin hesap dönemi 1 Ocak tarihi itibariyle başlamakta, 31 Aralık tarihi itibariyle de sona ermektedir. Dolayısıyla, bu kooperatiflerin olağan genel kurul toplantılarını 31 Aralık tarihinden itibaren 6 ay içinde, bir başka deyişle 30 Haziran gününün akşamına kadar yapmaları gerekmektedir. Eğer bir kooperatif özel hesap dönemi belirlemişse, bu dönemin sona ermesinden itibaren altıncı ayın sonuna kadar genel kurulun yapılması lazımdır. Örneğin, bir üretim veya tarım satış kooperatifi için hesap dönemi 1 Ağustos-31 Temmuz olarak belirlenmişse, hesap döneminin sona erdiği 31 Temmuz’u takip eden altıncı ayın sonuna kadar (31 Ocak) genel kurul toplantısı yapılmalıdır[7].

III- KOOPERATİF GENEL KURUL TOPLANTILARININ SÜRESİNDE YAPILMAMASI HALİNDE ÖNGÖRÜLEN CEZAİ SORUMLULUK

3476 sayılı Kanunla Kooperatifler Kanunu’na eklenen “Cezai Sorumluluk” başlıklı Ek 2. maddenin 1. fıkrasının 2. bendinde, kooperatif genel kurulunu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyelerinin fiilin önem ve mahiyetine göre bir aydan altı aya kadar hapis ve ellibin liradan beşyüzbin liraya kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu maddede öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezaların paraya tahvil edilemeyeceği belirtilmiştir.

Bununla birlikte, 23.01.2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un[8] 340. maddesi ile Kooperatifler Kanunu’nun Ek 2. maddesi tamamen değiştirilmiş ve yapılan düzenlemeyle kooperatif genel kurulunu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri için öngörülen ceza, “altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adli para cezası” olarak belirlenmiştir. Ayrıca, yapılan değişiklikle Ek 2. maddenin “Bu maddede öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya tahvil edilemez” şeklindeki 2. fıkrası madde metninden çıkarılmıştır.

Her ne kadar, bahsi geçen maddede değişiklik yapılmadan önce, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya çevrilemese de, Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulaması bu cezaların mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesi[9] gereğince diğer tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiği yönündedir[10]. Bilindiği üzere, kooperatif genel kurullarını süresinde yapmayanlara; kütüphanede zorunlu kitap okuma, okul kütüphanesine kitap yardımı yapma, belirli bir süre bara, pavyona, sinemaya, maça veya kahvehaneye gitmeme şeklinde cezaların verildiği basın ve yayın organlarında sıkça yer almıştır.

Öte yandan, 5237 sayılı TCK’nın 49/2. maddesinde, hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, kısa süreli hapis cezası olarak tanımlanmış; 50. maddesinde de kısa süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adli para cezası dahil anılan maddede sayılan tedbirlere çevrilebileceği, sanık daha önce hapis cezasına mahkum olmamışsa hükmedilen otuz gün ve daha az süreli hapis cezasının maddedeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.

5728 sayılı Kanun ile Kooperatifler Kanunu’nun Ek 2. maddesinde yapılan değişiklikle, kooperatif genel kurulunu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri hakkında verilen hapis cezası (en üst sınırdan uygulansa dahi) adli para cezası dahil TCK’nın 50. maddesinde öngörülen seçenek yaptırımlara çevrilebilecek, dolayısıyla yönetim kurulu üyeleri cezalarını tutuklu olarak geçirmek zorunda kalmayacaktır. Buna karşın, hüküm kesinleştikten sonra yönetim kurulu üyeleri Cumhuriyet Savcılığı’nca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlamaz veya başlayıp da devam etmezse, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verecek ve bu karar derhal infaz edilecektir (TCK md. 50/6).

Genel kurul toplantısının 2 yıl üst üste yapılmaması, bir başka ifadeyle 1163 sayılı Kanun’un 45. maddesinin birkaç defa ihlal edilmesi halinde her yıl için ayrı ayrı cezaya değil, muhtelif zamanlarda olsa bile yönetim kurulu üyelerinin bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesi gereğince zincirleme (müteselsil) suç hükümleri uygulanacaktır[11]. Diğer taraftan, bu suçla ilgili soruşturma, Cumhuriyet Savcıları tarafından resen yapılır. Söz konusu suçun dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır (TCK md. 66).

“Genel kurulu olağan toplantıya çağırmama” suçu dahil, Kooperatifler Kanunu’nun Ek 2. maddesinde belirtilen suçlardan hüküm giyenler, aynı Kanun’un 56 ve 65. maddeleri gereğince kooperatiflerde yönetim ve denetim kurulu üyesi olamazlar. Bir kimse, kooperatif yönetim kurulu üyesi iken, bu suçtan mahkum olursa, yönetim kurulunun diğer üyeleri tarafından görevine derhal son verilir.

IV- SUÇUN KONUSU

Hesap dönemi olarak takvim yılını kabul eden bir kooperatif ve üst kuruluşunda, hesap döneminin bitiminden itibaren 6 ay içinde, bir başka deyişle 1 Ocak-30 Haziran tarihleri arasında genel kurulun toplantıya çağrılmaması durumunda, 1 Temmuz tarihi itibariyle suç oluşacaktır[12]. Belirtilen tarihten sonra gerçekleşecek nedenler suçluluğu ortadan kaldırmaz[13].

Suçun maddi konusu, kooperatif olağan genel kurulunun toplantıya çağrılmamasıdır. Genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılmaması hali, ilgililerin cezai sorumluluğunu gerektirmez. Diğer taraftan kanun koyucu, olağan genel kurulun hesap dönemi içerisinde yapılmamasını değil, toplantıya çağrılmamasını cezai yaptırıma bağlamıştır. Bu durumda, takvim yılını hesap dönemi olarak kabul eden bir kooperatifin olağan genel kurulu, 30 Haziran tarihine kadar toplantıya çağrılmışsa -toplantı Temmuz ayında yapılsa dahi- yönetim kurulu üyeleri hakkında cezai sorumluluk doğmayacaktır.

Bu suçun faili, ancak kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri olabilir. Kooperatifin ortakları, denetçileri, tasfiye memurları ve personeli bu suçun faili olamaz. Yönetim kurulu üyelerinin suçun faili sayılabilmeleri için suç tarihi itibariyle yönetim kurulu üyesi olup olmadıklarının ve hukuki durumlarının ne olduğunun tespit edilmesi gereklidir. Bu kapsamda, en son yapılan genel kurul toplantısında kimlerin kaç yıllığına yönetim kuruluna seçildiği ve yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin kooperatif ana sözleşmesinde kaç yıl olarak gösterildiği tespit edilmelidir[14]. Yönetim kurulu üyeleri en son yapılan genel kurulda 1 yıllığına seçilmiş olsalar dahi, bu üyelerin görev ve sorumlulukları yeni yönetim kurulu üyeleri seçilene kadar devam ettiğinden, cezai sorumlulukları da buna bağlı olarak devam eder[15]. Hesap dönemi olarak takvim yılını kabul eden kooperatiflerde 1 Temmuz tarihinden önce istifa ederek yönetim kurulu üyeliğinden çekilmiş olan yönetim kurulu üyeleri, incelenen suçun faili olarak kabul edilemezler[16].

Yasal süresi içinde ve usulü dairesinde yönetim kurulu karar alarak genel kurulu toplantıya çağırmış olmakla birlikte, toplantı nisabının sağlanamaması nedeniyle veya başka bir sebeple toplantı yapılamazsa, bu suçtan dolayı yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumluluğuna gidilemez. Çünkü, yönetim kurulu üyeleri suç işleme kastı ile hareket etmemiştir.

Diğer taraftan Yargıtay, örneğin 15 Şubat’ta tüzel kişilik kazanmış bir kooperatifin, kuruluş tarihi ve faaliyet süresi itibariyle henüz bir hesap dönemi tamamlanmadığından, Haziran ayının sonuna kadar olağan genel kurulun toplantıya çağrılmamasından dolayı yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini kabul etmiştir[17].

Sanayi ve Ticaret İl Müdürlükleri, hesap döneminden itibaren genel kurullarını altı ay içerisinde yapmayarak sorumlu duruma düşen kooperatif ve üst kuruluşlarını, ilgili Cumhuriyet Savcılıklarına bildirir. Ancak, tasfiye halinde olup da, olağan genel kurul toplantılarını süresinde yapmayan kooperatifler hakkında suç duyurusunda bulunulmaz.(Tasfiye Halindeki Kooperatiflerin Genel Kurul yapılmaması sebebi ile suç duyurusu bulunmama durumu
Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü 06.12.2013 tarih ve 72222617/11072 sayılı yazısı ile değiştirilmiş olup, Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaktadır.)

ÖNEMLİ NOT;

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45/1.maddesinde "Genel Kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur" hükmünün yer aldığı ve Tasfiye halindeki kooperatiflerin de bu kapsamda bulunduğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığının (Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü) 06.12.2013 tarih ve 72222617/11072 sayılı yazısı ile bildirilmiş olup ilan olunur.


V- SONUÇ

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesine göre kooperatif ve üst kuruluşlarının olağan genel kurul toplantılarının, her hesap dönemi sonundan itibaren 6 ay içinde ve yılda en az bir defa yapılması gerekmektedir. Kooperatiflerin genellikle hesap dönemi olarak takvim yılının kabul ettiği dikkate alındığında, kooperatif genel kurul toplantılarının her yılın 30 Haziran tarihine kadar yapılması şarttır. Eğer hesap dönemi olarak takvim yılı değil de, özel hesap dönemi belirlemişse, genel kurul toplantıları bu dönemin sona ermesinden itibaren altı içinde yapılmalıdır.

Ancak yönetim kurulu üyeleri, kooperatif genel kurulunu hesap dönemi sonundan itibaren altı ay içerisinde olağan toplantıya çağırmazsa, Kooperatifler Kanunu’nun Ek 2. maddesine göre altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır. Anılan maddenin 5728 sayılı Kanunla değişik halinde “Bu maddede öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya tahvil edilemez” şeklindeki fıkraya yer verilmediğinden, yönetim kurulu üyelerine verilecek cezalar TCK’nın 50. maddesi bağlamında adli para cezası dahil diğer seçenek yaptırımlara çevrilebilecektir. Diğer taraftan bu suçtan hüküm giyenler kooperatiflerde yönetim ve denetim kurulu üyesi olamazlar.

Henüz genel kurulunu yapmamış kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri, 30 Haziran 2008 Pazartesi gününe kadar kooperatif genel kurulunu toplantıya çağırmaları halinde, cezai sorumlulukla karşı karşıya kalmayacaklardır. Ülkemizde yaklaşık 78.000 kooperatifin faaliyet gösterdiği dikkate alındığında, konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır.

Mustafa YAVUZ*
Yaklaşım Dergisi 2008/Haziran Sayısı

* Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi

[1] 24.04.1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, 10.05.1969 tarih ve 13195 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 10.08.1969 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
[2] Kooperatiflerle ilgili düzenlemeler başlangıçta 29.06.1956 tarih ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 485 ila 502. maddelerinde yapılmıştır. 1969 yılında çıkartılan 1163 sayılı Kanunla da kooperatifler bağımsız bir kanuna kavuşmuştur.
[3] 06.10.1988 tarih ve 3476 sayılı Kanun, 25.10.1988 tarih ve 19970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[4] Ali AKSOY, Kooperatiflerde Yönetim ve Denetim Kurulu Üyelerinin Cezai Sorumluluğu, http://www.koopkontder.org.tr
[5] Ahmet KURTULAN, Kooperatifler Kanunu ve Açıklaması, 2. Baskı, Lazer Ofset, Ankara 1998, s.270
[6] 1163 sayılı Kanun’un 98. maddesi; “Bu Kanun’da aksine açıklama olmayan hususlarda, Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” şeklindedir.
[7] Ahmet KURTULAN, age, s.270
[8] 23.01.2008 tarih ve 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[9] Mülga 647 sayılı Kanun’un 4. maddesine karşılık gelen hükme, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinde yer verilmiştir.
[10] Yrg. 7. CD.’nin 26.05.2005 tarih ve E.2003/12045 K.2005/4971 sayılı; 07.07.2004 tarih ve E.9685, K.9164 sayılı; 08.02.2004 tarih ve E.1603, K.1271 sayılı; 05.11.2003 tarih ve E.3700, K.9685 sayılı; 04.10.2002 tarih ve E.13563, K.13109 sayılı; 04.03.2004 tarih ve E.3291, K.2436 sayılı, 23.01.2002 tarih ve E.238, K.251 sayılı; 05.01.2001 tarih ve E.13421, K.14909 sayılı; 29.09.2000 tarih ve E.8839, K.12068 sayılı; 28.10.1999 tarih ve E.10474, K.10722 sayılı; 25.12.1996 tarih ve E.9032, K.9969 sayılı,
24.03.1994 tarih ve E.1886, K.2881 sayılı; 22.02.1994 tarih ve E.871, K.1220 sayılı Kararları.
[11] Yrg. 7. CD.’nin, 24.06.1993 tarih ve E.3661, K.3972 sayılı; 16.02.1993 tarih ve E. 283, K.720 sayılı Kararları.
[12] Yrg. 7. CD.’nin, 10.06.2002 tarih ve E.9647, K.8856 sayılı Kararı.
[13] Yrg. 7. CD.’nin, 11.07.2001 tarih ve E.10614, K.12910 sayılı Kararı.
[14] Yrg. 7. CD.’nin, 05.07.2004 tarih ve E.9347, K.9122 sayılı; 01.05.2003 tarih ve 21921/2149 sayılı; 04.1.2002 tarih ve E.13563/13109 sayılı Kararları.
[15] Yrg. 7. CD.’nin, 12.06.2003 tarih ve E.22887, K.4750 sayılı; 01.05.2003 tarih ve E.21921, K.2149 sayılı; 23.0.2002 tarih ve E.238, K.251 sayılı, 25.06.2001 tarih ve E.10590, K.12016 sayılı; 28.10.1999 tarih ve E.10474, K.10722 sayılı; 14.07.1999 tarih ve E.7497, K.8476 sayılı Kararları.
[16] Yrg. 7. CD.’nin, 23.01.2002 tarih ve E.197, K.252 sayılı Kararı.
[17] Yrg. 7. CD.’nin, 24.10.2000 tarih ve E.11376, K.13514 sayılı; 08.06.1999 tarih ve E.7004, K.6997 sayılı; 15.10.1997 tarih ve E.7738, K.7862 sayılı Kararları.


Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.