Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Gelir Vergisi Mükellefinin Ölümü Halinde Mirasçıların Sorumlulukları PDF Yazdır e-Posta
10 Ağustos 2010

Image

Her şeyin bir sonu olduğu gibi insan hayatının da bir sonu vardır. İnsan yaşamı doğal hayatın bir sonucu olarak bir gün son bulacaktır. Ölen kişinin vergi mükellefi olması, bu kişinin ölümünden sonra geride kalan mirasçıları açısından bir takım işlemlerin yerine getirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Vefat eden vergi mükellefinin mirası reddetmemiş yakınları, bir takım sorumluluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu sorumlulukların mirasçılar tarafından zamanında yerine getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde mirasçılar, bir takım cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedirler.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 599. maddesi uyarınca kişinin ölümü üzerine varislerin mirasçılık hakları doğmaktadır. Bu haklar, ölen kişinin sahip olduğu tüm mal varlığını, haklarını ve tasarruf işlemlerini kapsamaktadır. Ölen kişinin sahip olduğu tüm mal varlığının, haklarının ve tasarruf işlemlerinin mirasçılara geçmesi için varislerin, mirasçılık haklarını reddetmemeleri gerekmektedir. Bununla beraber mirasçıların mirası reddetme hakları da vardır. Mirasçıların üç ay içinde mirası reddetmeleri söz konusudur.

Mirasçıların mirası kabullenmeleri halinde mirasçıların, murisin vergisel ve diğer birtakım sorumluluklarını da yerine getirmeleri gerekmektedir. 213 sayılı VUKun 12. maddesinde Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar. hükmü yer almaktadır.

Bu yazımızda gelir vergisi mükellefi bir kişinin ölümü halinde geride kalan mirasçıların vergisel bir takım yükümlülükleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü, Ticaret Odası, Kayıtlı Bulunulan Mesleki Teşekkül veya Dernek, Nüfus Müdürlüğü gibi kurumlar açısından neler yapılması gerektiği ele alınarak değerlendirilecektir.

II- ÖLÜM OLAYI SONRASI VERASET İLAMININ ALINMASI

Veraset ilamı, ölen kişinin mirasçılarının, mirasçılığını ispat eden mahkemeden alınmış bir karardır. Mahkemeden alınmış bu karar mirasçıların miras paylarının belirlendiği bir belgedir. Veraset ilamı, kişinin ölümünden sonra mahkeme tarafından kendiliğinden verilmez. Bunun için murisin, kanuni mirasçılarından en az biri tarafından ölen kişinin kanuni ikametgahının bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine başvurularak hasımsız olarak dava açılması gerekir. Veraset ilamı için ölüm tarihinden itibaren bir ay içerisinde müracaat edilmesi gerekir. Veraset ilamını çıkarmak için mahkemeye verilmesi gereken belgeler; Sulh Hukuk Mahkemesine hitaben yazılmış dilekçe ve dilekçenin ekinde sunulacak olan Nüfus Müdürlüğünden alınmış Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneğinden oluşmaktadır. Mahkeme veraset ilamı talebi üzerine mirasçıların ve paylarının tespiti için nüfus kayıtlarından yararlanır. Herhangi bir problem olmadığı durumda mahkeme veraset ilamı için karar verir. Bu karar temyiz edilemez ve aksi ispat edilene kadar geçerliliğini korur. Veraset ilamı için mahkemeye sunulacak dilekçe örneği aşağıdaki gibidir:

 

Sulh Hukuk Mahkemesi

Sayın Yargıçlığına

Davacı           : X

Dava              : Veraset ilamı isteminden ibarettir.

Deliller           : Nüfus Kaydı, veraset ilmühaberi, yasal deliller.

Olgu ve Talep Sonucu

Baba (A) . Tarihinde ölmüştür. Ölümü ile geriye eşi annem (D) ile çocukları ben davacı (X) ile kardeşim (F) kalmıştır. Nüfus kayıtlarımız nüfus idaresinin ..no.lu kayıtlarıdır. Başkaca mirasçı yoktur. Verasetin sübutuna karar verilmesini arz ve talep ederim.

Davacı (X)

III- ÖLÜM OLAYININ VERGİ DAİRESİNE BİLDİRİLMESİ VE YAPILMASI GEREKENLER

A- ÖLÜM OLAYI VE İŞİ BIRAKMANIN BİLDİRİLMESİ

VUK’ un 164. maddesinde Ölüm işi bırakma hükmündedir. Ölüm mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir. Mirasçılardan herhangi birinin ölümü bildirmesi diğer mirasçıları bu ödevden kurtarır. hükmü yer almaktadır. Murisin ölümünden sonra mirasçıların yapması gereken en önemli işlerden biri de ölüm olayının vergi dairesine bildirilmesidir. Bildirimin yazılı yapılması esastır. Murisin ölümünden sonra bu bildirimin bir aylık süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Ancak, VUK’ un 16. maddesinde Vergi kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme ve beyanname verme sürelerine üç ay eklenir. hükmü yer aldığından mirasçılara, murisin ölümünü bildirme açısından üç aylık ek süre ilave edilerek toplam dört ay süre tanındığı görülmektedir.

B- VERİLMESİ GEREKEN BEYANNAMELER

1- KDV Beyannamesinin Verilmesi

Mükellefin ölümü halinde, ölüm tarihi itibariyle verilmesi gereken en son KDV beyannamesinin ne zaman verileceği konusunda vergi kanunlarımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. VUK’ un 16. maddesindeki hükümlere dayanarak ölüm olayını bildirme açısından mirasçılara tanınmış olan üç aylık ek sürenin de göz önüne alınarak KDV beyannamesinin normal beyanname süresine bu üç aylık süre ilave edilerek bu süre içerisinde mirasçılar tarafından verilmesi gerekecektir.

2- Muhtasar Beyannamenin Verilmesi

KDV beyannamesi yönünden belirtilen hususlar muhtasar beyanname yönünden de geçerlidir. Yani muhtasar beyannamenin de, VUKun 16. maddesindeki hükümlere dayanarak normal beyanname verme süresine üç aylık süre eklenerek bu süre içerisinde mirasçılar tarafından verilmesi gerekecektir.

3- Geçici Vergi Beyannamesinin Verilmesi

VUK’ un 164. maddesinde ölümün işi bırakma hükmünde olduğu ifade edilmiştir. Öte yandan GVK’ nın mükerrer 120. maddesinde İşin bırakılması halinde, işin bırakıldığı dönemi izleyen dönemlerde geçici vergi ödenmez. hükmü yer almaktadır. Bu durumda ölüm olayı işi bırakma hükmünde olduğundan murisin ölümünden sonraki dönemler için mirasçılar tarafından geçici vergi beyannamesi verilmesi yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Murisin ölüm tarihinden önceki dönemle ilgili geçici vergi beyannamesini, ölüm tarihinden sonra ilgili dönem yıllık gelir vergisi beyannamesini VUK’ un 16. maddesindeki ek süreler de dikkate alınarak dört ay içerisinde mirasçılar tarafından verilmesi gerektiğinden ayrıca geçici vergi beyannamesi verilmesine gerek yoktur.

4- Geçmiş Yıla Ait Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin Verilmesi

Ölen kişinin ölüm tarihi itibari ile geçmiş yıla ait yıllık gelir vergisi beyannamesi henüz verilmemiş ise bu yükümlülüğün de mirasçılar tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Yıllık gelir vergisi beyannamesinin ne zaman verileceği konusunda GVKda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle VUK’ un 16. maddesindeki ek süreler dikkate alınarak normal beyanname verme süresine üç ay eklenerek bu süre içerisinde mirasçılar tarafından verilmesi gerekmektedir.

5- Takvim Yılına Ait Kıst Dönem Gelir Vergisi Beyannamesinin Verilmesi

Murisin ölüm olayının gerçekleştiği takvim yılının başından ölüm olayının gerçekleştiği tarihe kadar olan süre vergisel anlamda kıst dönem olarak kabul edilmektedir. Kıst dönem ile ilgili gelir vergisi beyannamesinin verilmesi yine mirasçıların yükümlülükleri arasındadır. Kıst dönem gelir vergisi beyannamesinin ne zaman verileceği konusunda GVK’ da özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda yine VUK’ un 16. maddesindeki ek süreler dikkate alınarak ölüm tarihinden itibaren dört aylık bir süre içerisinde mirasçılar tarafından verilmesi gerekmektedir.

6- Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesinin Verilmesi

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 5. maddesinde Veraset ve İntikal Vergisinin mükellefi, veraset tarikiyle veya ivazsız bir tarzda mal iktisab eden şahıstır. hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 9. maddesinde ise, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin verilme süreleri belirlenmiştir. Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 9. maddesinde;

Beyannameler aşağıda yazılı müddetlerde verilir:

1. Veraset tarikiyle vuku bulan intikallerde:

a) Ölüm Türkiye'de vuku bulmuş ise mükelleflerin Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm tarihini takibeden dört ay içinde, mükelleflerin yabancı bir memlekette bulunmaları halinde ölüm tarihini takibeden altı ay içinde;

b) Ölüm yabancı bir memlekette vuku bulmuş ise mükelleflerin Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm tarihini takibeden altı ay içinde, mükellefler müteveffanın bulunduğu memlekette oldukları takdirde ölüm tarihini takibeden dört ay içinde, mükellefler müteveffanın bulunduğu yerin dışında başka bir yabancı memlekette oldukları takdirde de ölüm tarihini takibeden sekiz ay içinde;

c) Gaiplik halinde, gaiplik kararının ölüm siciline kaydolunduğu tarihi takibeden bir ay içinde;

2. Diğer suretle vaki intikallerde malların hukuken iktisab edildiği tarihi takibeden bir ay içinde.

3. Gerçek veya tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişler ile futbol müsabakalarına ve at yarışlarına ait müşterek bahislerde, yarışma ve çekiliş ile müsabakaların yapıldığı günü takip eden ayın 20. günü akşamına kadar.

Vergi Usul Kanununun 13, 15, 17 ve 18. maddeleri hükümleri mahfuzdur

hükümleri yer almaktadır.

Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, mirası reddetmemiş mirasçılar tarafından veraset ve harçlar vergi dairesine yukarıda belirtilen süreler dikkate alınarak verilmesi gerekmektedir. Bu beyannamenin süresi içinde verilmemesi durumunda mirasçıların hukuki yaptırımlardan sorumlu olacakları tabiidir.

Veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilirken bir takım belgelerin eklenmesi gerekmektedir. Bu belgeler; veraset ilamı, muhtardan alınan ölüm belgesi, ölen kişiye ait gayrimenkul, menkul kıymet, taşıt vs. mal varlığının bulunması halinde bunlara ait belgeler (tapu, araç ruhsatları vb).

Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin verilmesinden sonra veraset beyanı komisyona girer. Varisler adına vergi çıkmışsa ayrı ayrı tahakkuk fişi düzenlenerek verginin ödenmesi sağlanır.

C- MİRASÇILARIN ÖLEN KİŞİNİN VERGİ BORÇLARINDAN VE KESİLECEK CEZALARDAN DOLAYI SORUMLULUKLARI

VUK’ da mirasçıların murisin vergi borçlarından sorumlulukları hisseleri oranında düzenlenmiştir. Buna göre her mirasçı ölen kişinin vergi borçlarından kendisine düşen pay oranında sorumlu olacaktır. Mirasçıların vergi borçlarından sorumlu olmaması için üç ay içerisinde Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak mirasın reddi için yazılı olarak istekte bulunmaları gerekmektedir.

Mirasçılar adına miras hisseleri dikkate alınarak tespit edilen vergi borçları için, murisin kesinleşmemiş vergi borçları ihbarname, kesinleşmiş borçlar için ise ödeme emri düzenlenerek varisler nezdinde takibat yapılır.

VUK’ un Özel Ödeme Zamanları başlıklı 112. maddesinde;

Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını mucip haller dolayısıyla beyan üzerine tarh olunan vergiler, beyanname verme süreleri içinde ödenir.

Mükellefin, vadeleri mezkûr süreden sonra gelen vergileri de aynı süre içinde alınır.

Memleketi terk edenlerin, ölenlerin veya benzeri haller dolayısıyla mükellefiyetleri kalkanların ikmalen, re'sen veya idarece tarh olunan vergileri tahakkuk tarihinden başlayarak bir ay içinde ödenir.

Bu fıkrada yazılı tahsil süreleri Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun mucibince teminat gösterildiği takdirde, vergi kanunu ile belli taksit zamanına kadar ve taksit zamanı geçmiş ise üç ay uzatılır.

hükmü yer almaktadır.

Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere kişinin vefatı halinde murise ait vergi borçlarının beyanname verme süresi içinde ödenmesi öngörülmüştür. VUK’ un 16. maddesine göre ölüm tarihi itibariyle verilmemiş olan beyannamelerin verilme süresi üç ay uzar ve buna paralel olarak ödeme süresi de üç ay uzamış olur. Önceden verilmiş olan beyannameler için tahakkuk etmiş olan ancak henüz vadesi gelmemiş vergi borçları da uzamış olan beyanname verme süresi içinde ödenmelidir.

Mirasçıların ölüm olayından sonra önceden muris adına kesilmiş veya ölüm olayı sonrası muris adına kesilecek cezalardan dolayı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır. VUK’ un 372. maddesinde Ölüm halinde vergi cezası düşer. hükmü yer almaktadır. Bu durumda muris adına önceden kesilmiş olan vergi cezaları düşmekte ve mirasçıları hiçbir şekilde bağlamamaktadır. Bu durum cezaların şahsi olması ilkesinden kaynaklanmaktadır.

Gecikme zammı veya gecikme faizleri ise ceza niteliğinden kabul edilmediğinden bunların mirasçılar tarafından ödenmesi gerekecektir. Mirasçılar gecikme zammı ve gecikme faizlerinden sorumlu tutulacaklardır.

IV- ÖLÜM OLAYI SONRASI MİRASÇILARIN İŞE DEVAM ETMESİ VEYA İŞE DEVAM ETMEMESİ DURUMUNDA SORUMLULUKLARI

A- MİRASÇILARIN İŞE DEVAM ETMESİ

Gelir vergisi mükellefin ölümü halinde mirasçılar işi sürdürme yönünde karar alabilirler. Mirasçıların işi devam ettirmesi halinde bunun vergi dairesine yazılı olarak bildirilmesi gerekecektir. VUKun 164. maddesinde belirtildiği üzere ölüm işi bırakma hükmündedir.

Ölüm tarihi itibariyle murisin mükellefiyeti düşmekte ve bu tarih itibariyle işe devam edecek olan mirasçıların mükellefiyeti başlamaktadır. VUKun 168. maddesine göre işe başlamanın işe başlama tarihinden itibaren 10 gün içinde vergi dairesine yapılması gerekmektedir. Ancak bu durum normal zamanlarda işe başlamayı bildirmek içindir. Ölüm halinde ise işe başlamanın nasıl olacağı konusu Maliye Bakanlığının yayınladığı 2001/1 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde belirtilmiştir. Bu Genelgede ölüm olayı özel bir durum olarak ele alınmış ve murisin ölümünden sonra mirasçıların aynı işe aralıksız devam etmeleri halinde, ölüm tarihinden itibaren 1 ay içinde bildirimde bulunmaları halinde bu bildirimin zamanında yapılmış olacağı ve mirasçıların mükellefiyet tesisinin ölüm tarihi itibariyle yapılacağı belirtilmiştir. Mirasçıların aynı işe aralıksız devam etmemesi durumunda ne olacağı konusunda ise genelgede açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durum uygulamada karmaşıklığa sebebiyet verebileceğinden Bakanlığın bu konuda da bir genelge yayınlayarak açıklama yapması yerinde olacaktır.

1- KDV İstisnası

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-c maddesinde Gelir Vergisi Kanununun 81. maddesinde belirtilen işlemler ile Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemleri (Bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemler bakımından Katma Değer Vergisi Kanununun 30. maddesinin (a) bendi hükmü uygulanmaz. İşlem sonunda faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerce yüklenilen ve indirilemeyen vergiler, faaliyete başlayan veya devir ve bölünme sonrasında devredilen veya bölünen kurumların varlıklarını devralan mükellefler tarafından mükerrer indirime yol açmayacak şekilde indirim konusu yapılır.) hükmü yer almaktadır.

Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere; murisin ölümünden sonra mirasçılara intikal eden işletme, kayıtlı değerleriyle aynen alınarak faaliyete devam edilecek olup bu devir işlemi nedeniyle KDV’ nin hesaplanmayacağı ve bu işlemlerin katma değer vergisinden istisna olduğu belirtilmiştir. Murisin en son verilmiş olan KDV Beyannamesinde devreden KDV’ nin bulunması halinde bu devreden KDV, ticari işletmeyi devralıp işe devam eden mirasçıların verecekleri ilk KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir.

2- Değer Artış Kazancının Hesaplanmayacağı

GVK’ nın 81. maddesinin 1. bendinde Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, kanunî mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar tarafından işletmeye dahil iktisadî kıymetlerin kayıtlı değerleriyle (bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde) aynen devir alınması halinde bundan dolayı değer artış kazancının hesaplanmayacağı ve vergiye tabi olmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Murisin ölümünden sonra ticari işletmeyi devralarak faaliyete devam eden mirasçılar, işletmeye dahil iktisadi kıymetleri kayıtlı değerleriyle aynen devralacaklardır. Bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifi bütün halinde kayıtlı değerleriyle devir alınacaktır. Bu işlemlerden dolayı herhangi bir değer artış kazancı uygulanmayacaktır.

3- Murise Ait Defter ve Belgelerin Kullanılması

Murisin ölümü halinde kullandığı defter ve belgelerin (fatura, sevk irsaliyesi vs.) ne olacağı konusunda Maliye Bakanlığının 2001/1 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir. Bu İç Genelge ile VUK’ un mükerrer 257. maddesine istinaden, murisin mevcut defter ve belgelerinin ölüm tarihini içeren hesap dönemi sonuna kadar işe devam eden mirasçılar tarafından kullanılması uygun görülmüştür.

Bu durumda, murisin faaliyetine yönelik hesaplarının ölüm tarihi itibariyle kapatılması ve işe devam eden mirasçıların hesaplarının ise yeniden açılması gerekmektedir.

Ölüm tarihini içeren hesap döneminin sonunda ise işe devam eden mirasçıların bir sonraki hesap dönemi için kendi adlarına defter tasdik ettirmeleri ve anlaşmalı matbaalardan kendi adlarına belge bastırmak veya notere tasdik ettirerek kullanmaları gerekmektedir.

4- Murise Ait Ödeme Kaydedici Cihazın Kullanılması

Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 1996/1 Seri No.lu İç Genelge ile GVKnın 81. maddesine göre ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü nedeni ile varlıklarının kanuni mirasçılara devrinde, devre konu varlıklar arasında yer alacak ödeme kaydedici cihazın mali hafızasının değiştirilmesinin zorunlu olmadığı yönünde açıklama yapılmıştır.

Mirasçılar tarafından, murise ait olan ödeme kaydedici cihazlar, ölüm tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili vergi dairesine müracaatta bulunulması, vergi dairesince cihazın mali bilgilerinin tespit edilmesi ve ödeme kaydedici cihaza ait levha alındıktan sonra kendi adlarına fiş verecek şekilde programlattırılması şartıyla kullanılabilecektir.

B- MİRASÇILARIN İŞE DEVAM ETMEMESİ

VUK’ un 164. maddesine göre ölüm işi bırakma hükmündedir. VUK’ un 161. maddesinde Vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade eder. hükmü yer almaktadır. GVK’ nın 41. maddesinin 1. bent hükmüne göre; ölüm nedeniyle işi bırakan mükellefin ticari işletmesinde bulunan emtia stokları ile diğer döner ve sabit değerlerin ölüm tarihi itibariyle emsal bedel üzerinden işletmeden çekilmesi gerekmektedir.

Murisin ölümü üzerine mirasçılar işe devam edip etmeme yönünde karar alabilirler. Eğer mirasçılar işe devam etmeme yönünde karar alırlarsa ticari işletme son bulacaktır. Bu durumda ticari işletmede bulunan tüm varlığın VUK’ un 267. maddesinde yer alan hükümlere göre emsal bedel ölçüsüne göre değerlemeye tabi tutulması ve bu değer üzerinden KDV hesaplanarak fatura kesilmesi gerekecektir. Bu şekilde ölüm olayının dışında mükellefin işine bırakması halinde yapması gereken işlemler ölüm nedeniyle bu kez mirasçılar tarafından yerine getirilmektedir. Emsal bedel uygulanarak hesaplanan değer artış kazancı ayrıca ölüm tarihinden sonra mirasçılar tarafından verilecek olan murisin kıst dönem gelir vergisi beyannamesinde dönem gelirine ilave edilerek beyan edilecektir.

V- SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA BİLDİRİM VE YAPILMASI GEREKENLER

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre ölüm olayının gerçekleşmesinden sonra bu durumun sosyal güvenlik kurumuna bildirilmesi gerekmektedir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11. maddesine göre işyerinin miras yoluyla intikali halinde, mirasçılar ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde işyeri bildirgesini kuruma vermekle yükümlü kılınmışlardır. İşyeri bildirgesinin bu belirtilen süre içinde kuruma verilmemesi halinde mirasçıların idari para cezası ile karşı karşıya kalmaları söz konusu olacaktır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sigortalının prim ödemekte iken veya emekli aylığı almakta iken vefatı halinde sigortalının hak sahiplerine maaş bağlanabilmesi için bu durumun mirasçıları tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. Kendisine maaş bağlanacak kişilerden reşit ve mümeyyiz olanların bizzat, olmayanların ise kanuni temsilcileri vasıtasıyla kuruma müracaat etmeleri gerekmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32. maddesi ölüm halinde sağlanan hakları ve yararlanma şartlarını düzenlemiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32. maddesine göre ölüm sigortasından sağlanan haklar şöyle sıralanmıştır:

a) Ölüm aylığı bağlanması,

b) Ölüm toptan ödeme yapılması

c) Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,

d) Cenaze ödeneği verilmesi.

Hak sahiplerinin kuruma başvururken bir takım belgeleri sunmaları gerekmektedir. Bu belgeler;

1- Tahsis talep ve beyan taahhüt belgesi,

2- Ölen kişiye ait ölüm belgesi,

3- Ölen sigortalının ve hak sahiplerinin adları ile soyadlarını,ana ve baba adlarını,doğum tarihleri ile yerlerini,medeni hallerini,hak sahiplerinin ölen sigortalı ile hısımlık derecelerini ve sigortalının ölüm tarihini gösteren ve ilgili nüfus dairesinden alınacak tasdikli ve vukuatlı nüfus kayıt örneği,

4- Hak sahiplerinin 15 yaşından küçük çocuklar hariç olmak üzere birer adet fotoğrafı,

5- Ölen sigortalının 18 yaşını doldurmayanlar hariç,lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını,yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmayan erkek çocukların ilgili öğretim kurumundan alacakları öğrenci belgesi,

6- Malul çocuklar için sağlık kurulu raporu.

VI- ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞINA BİLDİRİM VE YAPILMASI GEREKENLER

Gelir vergisi mükellefinin ölümü halinde, bu durumun Bölge Çalışma Müdürlüğüne bildirilmesi gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun 3. maddesi hükmüne göre işvereninin vefatı halinde bu durumun mirasçılar tarafından 1 aylık süre içerisinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bölge Müdürlüğüne yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir.

VII- TİCARET SİCİLİNE BİLDİRİM VE YAPILMASI GEREKENLER

Ticaret Sicili Tüzüğünün 32. maddesinde; Hakiki bir şahsa ait olan bir işletmenin sahibinin ölümü halinde işletmenin faaliyeti sona ermiş olur ve yeniden faaliyete geçmesi umulmazsa sicil memuru mirasçılardan bir tanesinin istekte bulunmasını işletmenin ve unvanın kaydının silinmesi için kâfi sayabilir. Hükmü yer almaktadır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere ticari bir işletme sahibi bulunan şahsın vefatı halinde durumun mirasçılar tarafından bildirilmesi ve ölen kişinin Ticaret Sicilinde bulunan kaydının terkin ettirilmesi gerekmektedir. Ölüm olayının Ticaret Sicil Memurluğuna yazılı olarak bildirilmesi ve bu yazılı bildirimle beraber veraset ilamı ve mal beyannamesinin verilmesi gerekmektedir. Eğer mirasçılar işe devam edeceklerse, aynı ticaret unvanı altında kendi adlarına yeni bir tescil işlemi yaptırmaları gerekecektir.

VIII- KAYITLI BULUNULAN MESLEKİ TEŞEKKÜL VEYA DERNEKLERE BİLDİRİM VE YAPILMASI GEREKENLER

Vefat eden kişinin bir ticaret erbabı olması halinde bağlı olduğu Ticaret Odasına, esnaf olması halinde bağlı bulunduğu Esnaf ve Sanatkârlar Odasına, serbest meslek sahibi olması halinde bağlı bulunduğu mesleki teşekkülüne ölüm olayının mirasçılar tarafından yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir.

Örneğin ölen kişinin şoför olması halinde bağlı bulunduğu ildeki Şoförler Odasına, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olması halinde bağlı bulunduğu ildeki Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasına veya kişi bir Ticaret Odasına kayıtlı ise bulunduğu ildeki Ticaret Odasına ölüm olayının mirasçılar tarafından bildirilmesi gerekecektir.

IX- NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNE BİLDİRİM VE YAPILMASI GEREKENLER

Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinin 158. maddesinde ölüm olayının bildirim zorunluluğu ve bildirilecek baş memurluk, 159. maddesinde ise nüfus müdürlüklerine bildirilmesindeki süre ve usul ile ilgili hususlar düzenlenmiştir.

Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinin 158. maddesinde Ölüm olaylarının, ölümün meydana geldiği, ölüm yeri bilinmezse cesedin bulunduğu, taşıt araçları içindeki ölümlerde ise ölünün taşıttan çıkarıldığı yer baş memurluğuna bildirilmesi zorunludur. hükmü yer almaktadır. Yine aynı Yönetmeliğin 159. maddesinde Ölüm olaylarının bildirilmesi, yetkili makam veya görevlilerce örneğine uygun olarak düzenlenmiş ölüm tutanaklarının, ölüm veya ölüm haberinin alındığı tarihten itibaren en geç 10 gün içinde, ilgili baş memurluğa verilmesi veya gönderilmesi suretiyle yapılır. Ölüm tutanaklarına ölünün ailesinden alınacak nüfus cüzdanı da eklenir. Hususlarına yer verilmiştir.

X- SONUÇ

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28. maddesine göre kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Türk Medeni Kanununun 599. maddesinde ise varislerin mirasçılık hakları ölümle birlikte doğmaktadır. Ölüm olayının gerçekleşmesi ile beraber mirası reddetmemiş varisler bir takım işlemleri yerine getirmekle yükümlü kılınmışlardır.

VUK’ un 12. maddesine göre ölüm halinde mükelleflerin vergisel ödevlerinin mirasçılara geçtiği ve bu anlamda mirasçıların bu vergisel yükümlülükleri yerine getirmekle sorumlu tutuldukları görülmektedir.

Ölen kişinin gelir vergisi mükellefi olması vergisel ödevlerin mirasçılar tarafından yerine getirilmesi ile beraber mirasçılara başka sorumlulukları da yüklemektedir. Ölen kişinin bağlı olduğu Ticaret Odasına veya Mesleki Teşekkülüne bildirilmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müdürlüğü ve Nüfus Müdürlüğü gibi bir takım kurumlara mirasçılar tarafından bildirim yapılması ve bu kurumlar açısından bir takım yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bütün bu anlatılardan anlaşılacağı üzere ölüm olayı sonrası mirasçılara birtakım sorumluklar yüklenmiştir. Mirası reddetmemiş varislerin bu ödevlerini zamanında yerine getirmeleri gerekmektedir. Aksi durumda varislerin birtakım cezai işlemlerle karşı karşıya kalmaları söz konusu olacaktır.

Bu çalışmamızda ölen kişinin gelir vergi mükellefi olması halinde, mirası reddetmiş mirasçıların yerine getirmeleri gereken vergisel ödevleri yanında diğer birtakım sorumlulukları ele alınmış ve neler yapmaları gerektiği konusunda bilgiler verilmiştir.

Özcan ALTUNKARA*

Yaklaşım

_______________________________

(*) SMMM, İstanbul Aydın Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencis

KAYNAKÇA

• 2001/1 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesi Çevrimiçi erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında 1996/1 Seri No.lu İç Genelge Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş,Görev ve Çalışma Yönetmeliği http://www.nvi.gov.tr

• Sazak, Cengiz (2008) Mirasçıların Vergisel Yükümlülükleri Mali Çözüm Dergisi,87 (2008)

• T.C Yasalar 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• T.C Yasalar 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• T.C Yasalar 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• T.C Yasalar 3100 Sayılı Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanımı Hakkında Kanun Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• T.C Yasalar 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Çevrimiçi Erişim http://www.tbmm.gov.tr

• T.C Yasalar 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• T.C Yasalar 4857 Sayılı İş Kanunu Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• T.C Yasalar 7338 Sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Çevrimiçi Erişim http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr

• Ticaret Sicil Tüzüğü Çevrimiçi Erişim http://www.tobb.org.tr